Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Davutoğlu: Biz Suriye'de Kimin Terörist Olduğunu Biliyoruz (2)

Davutoğlu: Biz Suriye'de Kimin Terörist Olduğunu Biliyoruz (2)

SURİYE'deki iç savaşa çözüm bulmak amacıyla İsviçre'nin Montrö kentinde başlayan Cenevre-2 Konferansı'nda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz Suriye'de kimin terörist olduğunu biliyoruz" dedi. Davutoğlu, 2...

  • Ege Postası
  • 22.01.2014 - 15:56
SURİYE'deki iç savaşa çözüm bulmak amacıyla İsviçre'nin Montrö kentinde başlayan Cenevre-2 Konferansı'nda konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz Suriye'de kimin terörist olduğunu biliyoruz" dedi.
Davutoğlu, 2 milyondan fazla Suriyeli'nin evlerini terk ederek bölge ülkelerde mülteci konumuna düştüklerini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin 700 bin Suriyeli kardeşine kucak açtığını ifade etti. Davutoğlu, "Bu açık kapı politikamızı evleri güvenli olana kadar devam ettireceğiz" dedi. Milyonlarca Suriyeli'nin gıda ve ilaç gibi en temel gereksinimlerinden mahrum bırakıldığını, onbinlerce kişinin sistematik kuşatma altında ölümü beklemeye mahkum edildiğini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Aç bırakma bir savaş silahı olarak kullanılıyor. Bu insanlık dışı uygulamalara acilen bir son verilmeli ve bunlar cezasız kalmamalı. BM tarafından belgelenen her türlü suç ve alçakça yapılmış insan hakları ihlalleri Suriye'de maalesef yakın geçmişe damgasını vurmuştur."
Sierre Leone'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili kurulan özel mahkemeye savcının sunduğu rapordan alıntı yapan Davutoğlu, Nuremberg'ten beri bu tür devlet destekli, sanayi makinesi benzeri, sistematik işkence ve katliamlar görülmediğini kaydetti. Davutoğlu, "Bu acımasızlık açıkça insanlığa karşı suçtur ve savaş suçu işleyenler veya insanlığa karşı suç işleyenler hesap vermeli" dedi. "Korkunç görüntüleri görmezden gelmek isteyenler olabilir" diyen Davutoğlu, 20 yıl önce Srebrestsa'daki katliamların da görmezden gelinmeye çalışıldığını hatırlattı.
Davutoğlu, "Ancak bu görüntülerin hafızalarda ve vicdanlarda yarattığı etki silinemedi. Srebretintsa'da işlenen suçlar gibi Suriye'deki suçlara ve acımasızlıklara imza atanlar da adaletle yüzleşecekler" dedi. Esad rejimini sert dille eleştiren Davutoğlu, "Merak ediyorum, nasıl oluyor da rejimin temsilcileri yalanlarıyla tüm uluslararası toplumu kandırabileceklerini düşünüyorlar. Kendi halkına karşı işledikleri tüm korkunç suçlara rağmen hala utanmazlık içinde olanlara bir karşılık vermek bile istemiyorum. Tarih onları acı bir şekilde yargılayacaktır" dedi.
Konuşmasının başlangıcında, üç gün önce Şanlıurfa'da Suriyeli mültecilere yaptıkları ziyareti anımsatan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'deki mülteci kamplarında doğan ve sayıları 80 bini aşan Suriyeli bebeklerin dramını, savaştan kaçan, ayağını kaybeden kız çocukların yaşadıklarını anımsattı. "Bu kız çocuklar bizim Türkiye'de ağırladığımız 700 binden fazla teröristten bazıları. Türkiye'de doğan 80 bin 500 çoçuk teröristten bazıları" diyen Davutoğlu, "Evet tabii, daha başka 2 milyon daha terörist var, diğer komşu ülkelere sığınmış olan. Evet tabii, Suriye içinde evlerini terk etmek zorunda kalmış, gıda ve barınacak yer bulmaya çalışan 5 milyon terörist var. Tabii, çok daha fazla sayıda terörist, rejimin vahşeti altında yaşam mücadelesi veriyor. Tabii, çok sayıda şehir Scud füzeleriyle havadan varil bombalarıyla vuruldu çünkü onlar terörist şehirlerdi. Evet, teröristler Scud füzeleri fırlattılar, geniş yerleşim birimlerini top atışına tuttular, varil bombaları, kimyasal silahlar kullandılar, insanları öldürdüler. Gerçekte Suriye'de kimlerin terörist olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz" dedi.
Davutoğlu, Suriye konusunda uluslararası toplumun bugüne kadar başarılı bir sınav veremediğine işaret ederken, şunları kaydetti:
"Bugün burada insan yaşamını ve insan onurunu konuşuyoruz. Buraya göstermelik bir diplomasi yürütmek için gelmedik. Bu konferansın amacı, Urfa'da ziyaret ettiğim Suriyeli kız çocukları, onların neslinin geleceğini kurtarmaktır. Ancak bugün Suriye'de gördüğümüz merhametsizliktir. İnsanlar zulüm altında ezilmekte, suçlar cezasız kalmaktadır. Suriye'de olanlar, insanlık için ve uluslararası toplum için bir utançtır."
Suriye'deki iç savaşın bugüne kadar 150 binden fazla can aldığını söyleyen Davutoğlu, "Rejimin elinde açlığa terk edilen ve işkenceye uğrayan tutuklular, kaybolan kişiler bu sayıya dahil değildir. Bir nesil kaybedilmiş, Suriye'nin ekonomik altyapısı ve kültürel mirası büyük zarar görmüştür" dedi.
Türkiye'nin Suriye konusunda siyasi bir çözümden yana olduğunu bildiren Davutoğlu, konferansın Suriyelilerin çektiği acılara bir son verilmesi açısından önemli olduğunu ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini kaydetti. "Bizi buraya getiren parametreleri unutmamamız gerek" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bir, ortak amacımız, BM Genel Sekreteri'nin de belirttiği gibi, 30 Haziran 2012'de kabul edilen Cenevre Bildirisi'nin tam uygulanmasının sağlanması. İki, bugüncü konferans ya da Cenevre-2 girişimi tek başına bir hadise değil, daha çok Suriye'de barışı getirecek bir mekanizmadır. Şu andan itibaren kaybedilen her can çok fazladır. Bu nedenle bugün burada başlatılan süreç açık uçlu olamaz. Üç, bu konferansın uygulamaya amaçladığı Cenevre Bildirisi siyasi değişimle ilgilidir. Bunun reçetesi zaten bildirinin içinde bulunmaktadır. Bu da karşılıklı rızayla tüm güvenlik ve istihbarat kurumlarını da içeren tam icra yetkisine sahip geçiş yönetimin kurulması. Bu amacı sulandıracak ya da saptıracak her türlü girişim tartışmasız şekilde en başında reddedilmelidir. Dört, meşruiyetini kaybetmiş, ülkede otoritesini uygulayamayan bir lider ve yakınları ve eli kana bulanmış olanlar iktidarda kalamaz. Beş, kimsenin kendi gündemi veya daha fazla can almak için bu uygulamaları kendi çıkarına kullanmalarına izin verilmemeli. Geciktirme taktikleri ve iktidarı bırakmamak için süreci suistimal etme girişimleri hoş görülmemelidir. Suriye devletinin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü korunmalıdır. Gelecekteki Suriye, dini ya da etnik geçmişi ne olursa olsun, herkesin kanunlar önünde eşit olduğu demokratik, çoğulcu, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir ülke olmalı."
Davutoğlu, tüm tarafları bu parametreler ışığında sorumlulukla davranmaya çağırdı. Davutoğlu, "Suriye'nin gücü bizim gücümüz olacaktır. Komşularıyla barış içinde olan bir Suriye, bizim güvenliğimizi sağlayacaktır. Suriye Suriyelilere aittir. Suriye halkı demokrasiye ulaşacaktır ve diktatörlüğü yenecektir. Daha parlak bir gelecek Suriye halkını bekliyor. Türkiye bu yolda Suriyeli kardeşlerinin yanında olacaktır" dedi.

ZA(SS)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.