Davutoğlu: Rusya'ya çok kararlı bir yanıt veririz
Ukrayna ziyaretinde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu "Eğer Rusya bir terör örgütü gibi davranmaya devam edip sivilleri evlerini terk etmeye zorlarsa, çok kararlı bir yanıt veririz" dedi.
- Ege Postası
- 15.02.2016 - 17:05
Suriye’nin Türkiye sınırındaki Azez bölgesinde bir hastanenin Rusya tarafından vurulduğunu ifade eden Davutoğlu, “Rusya ve Beşar Esad yönetimi insanlığa karşı suç işliyor” ifadesini kullandı. Başbakan, Rusya’nın amacının Suriye’de müzakereler başlamadan önce askeri kazanım elde etmek olduğunu da söyledi.
Davutoğlu, TSK’nın Suriye’deki YPG güçlerine açtığı topçu ateşi konusunda ise “Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. YPG, Azez’den uzaklaştırıldı” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şu anda Türkiye güvenlik güçlerinden hiçbir unsur Suriye içinde değildir. Türkiye, Suriye halkının yanındadır ancak Suriye'de hiçbir zaman işgalci olmamıştır" dedi.
Rusya'nın son dönemlerde yeni geliştirdiği strateji ve konseptle yayılmacı ve saldırgan bir politikayı tercih ettiğini belirten Davutoğlu, "Gürcistan'da, Abhazya'da başlayan süreç, bu anlamda Kırım'ın ilhakıyla yayılmacı şekilde devam etti. Bugün aslında üç ülke toprak bütünlüğü konusunda Rusya'nın tehdidi altındadır. Gürcistan, Ukrayna ve Suriye. Ermenistan'a verdiği destek dolayısıyla Azerbaycan'ın da toprak bütünlüğü de fiilen Rusya'nın tehdidi altındadır" diye konuştu.
Ukrayna krizinde Rusya'ya gereken tavrın gösterilmediğine ve bu durumun Rusya tarafından istismar edildiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Bugün Ukrayna'da ve Suriye'de milyonlarca insanın evinden edilmesinin ve yüz binlerce insanın öldürülmesinin önemli sorumluluğu Rusya'nın omuzundadır. Bugün Suriye'de 300 bini aşkın insan ölmüş, 5 milyona yakın insan mülteci olmuş. Bu tablo karşısında Rusya bombardımana devam edip daha çok insanı mülteci kılmaya, Türkiye üzerine ve Türkiye üzerinden de Avrupa Birliğine, Avrupa üzerine baskı uygulamaya çalışıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, Kırım'da açık insan hakları ihlali yaşandığını vurgulayarak, "Buradan bir kez daha şunu ifade etmek isteriz ki Rus yetkililere: Sovyetler Birliği dönemi bitmiştir, 25 yıl önce bitmiştir. Bu dönemi tekrar canlandırmaya çalışmak Rusya için de olumlu, hayırlı sonuçlar doğurmaz. Birleşmiş Milletlerdeki veto kartına güvenerek bu tür maceralara yönelmek Rus halkının da benimsemeyeceği bir husustur. Rus halkı 30 yıl önceki Rus halkı değildir, dünyaya entegre bir halktır. Rusya'nın yapması gereken, uluslararası hukuka uygun şekilde ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı göstermek ve Suriye şehirlerine balistik füzeler, varil bombaları atmak yerine Suriye halkına saygı göstermek, Ukrayna halkına saygı göstermek" ifadesini kullandı.
"İŞGALCİLERE SIRTINI DAYAYAN HİÇBİR REJİM AYAKTA KALAMAZ"
Yabancı bir gazetecinin sorusu üzerine Davutoğlu, "Şu anda Türkiye güvenlik güçlerinden hiçbir unsurun Suriye içinde bulunmadığını" vurguladı. "Türkiye, Suriye halkının yanındadır ancak Suriye'de hiçbir zaman işgalci olmamıştır" diyen Davutoğlu, Suriye'de 2 kategoride yabancı savaşçı bulunduğunu, bunlardan birisinin rejime destek veren, işgalci olarak Suriye'ye asker gönderip halkı bombalayan Rusya ile fiilen orada asker bulunduran İran olduğunu kaydetti. Davutoğlu, diğerlerinin ise paramiliter güçler, IŞİD'e destek veren teröristler, yabancı savaşçılar ve rejime destek veren Hizbullah ile aşırı Şii örgütler olduğuna işaret etti.
Davutoğlu, Suriye halkının, bütün bu yabancı savaşçılara ve işgalcilere karşı onurlu bir direniş sergilediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Suriye rejiminin sözcüleri bilmelidirler ki yabancıları ülkelerine çağıran ve kendi halkını bombalatan hiçbir rejim ayakta kalamamıştır. İşgalci Rus, Sovyet ordularını Afganistan'a davet eden Babrak Karmal nasıl ayakta kalamadıysa işgalcilere sırtını dayayan hiçbir rejim ayakta kalamaz. Türkiye'nin hiçbir ülkede o anlamda, hiçbir ülkenin toprağında gözü olmamıştır, olmayacaktır. Bu işgalcilerin hava bombardımanından kaçan çocuklar, kadınlar, 2,5 milyon masum insan Türkiye'dedir. Suriye rejimi böyle iddialarda bulunmaktansa daha bugün Azez'de, Halep'te Rus bombardımanında ölen çocukların hesabını versin. Türkiye, uluslararası hukuka saygı gösterir ama kendi güvenliği neyi gerektirirse o adımı atmakta da tereddüt etmez."
Yorum Yazın