
Dervişoğlu'ndan CHP'ye tepki: 'Kamuoyunu meşgul ediyorlar'
CHP'nin bir sonraki genel seçimlerdeki cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapacağı önseçime ilişkin sorusunu yanıtlayan İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, "Hükümetin bir açıklaması var. En erken seçim 2027 yılının kasım ayında ya da ekim ayında. Cumhurbaşkanlığı adaylığı zamanı gelmeden neden kamuoyunu bu kadar meşgul ediyor anlayabilmiş değilim. Zamanı gelince bir aday ortaya çıkar" dedi. Öte yandan Dervişoğlu, "Türkiye'de demokrasi tartışılıyor, laiklik tartışılıyor, cumhuriyet tartışılıyor. Sosyal devlet anlayışı tartışılıyor ki emeklilerin hali belli. Demek ki bu sistem; Türkiye'yi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmaktan alabildiğine uzaklaştırmış. Türkiye'nin fabrika ayarlarına getirilmesi lazım" diye konuştu.
- Ege Postası
- 21.02.2025 - 15:09
- Güncelleme: 21.02.2025 - 23:08
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bir dizi ziyaret ve program kapsamında geldiği Manisa'da ilk olarak çiftçilerle buluştu. Şehzadeler ilçesindeki bir çiftlikte, çiftçilerin sorunu dinleyen Dervişoğlu, daha sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erken seçim söylemlerini değerlendiren Dervişoğlu, "Yapmış olduğumuz ziyaretlerde sorunları yerinde tespit etmek için çalışmalarda bulunuyoruz. Bu kapsam içerisinde bugün burada üreticilerimizin sorunlarını yerinde belirlemek amacıyla çiftçi kardeşlerimizle bir buluşma planlandı. Hükümetin bir açıklaması var. En erken seçim onların açıklamasına göre 2027 yılının Kasım ayında ya da Ekim ayında gerçekleşeceği söyleniyor. Dolayısıyla bugün daha 2025'in başındayız. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ya da cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili spekülasyonların zamanı gelmeden neden kamuoyunu bu kadar meşgul ediyor; doğrusunu istersen anlayabilmiş değilim. Zamanı gelince bir aday ortaya çıkar, bir siyasi parti aday belirleyebilir" dedi.
'TÜRKİYE BUNU HAK ETMİYOR'
Dervişoğlu, "Cumhurbaşkanı adayı belirlemenin şartları vardır. Meclis'te grubu olan siyasi partiler cumhurbaşkanı adayı belirleyebilirler. Ayrı ayrı partilerin eğer almış oldukları oy toplamı yüzde 5'e tekabül ediyorsa onlar cumhurbaşkanı adayı belirleyebilirler. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin seçime yönelik almış olduğu bir karar yokken varsayımlar üzerinden siyasi spekülasyonlar yaratılmasını tıpkı sizin gibi ben de anlamıyorum. Kamuoyu araştırmalarında görülüyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la az önce ismini verdiğiniz iki belediye başkan adayının yarıştırıldığına şahit oluyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bana göre de değil, Türkiye Cumhuriyet Devleti anayasasına göre bir daha cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Çünkü Anayasa en fazla iki kez seçilebileceğini söylüyor. Dolayısıyla aday olamayacak birinin adaylarla yarıştırılması hali insanın aklına siyasette başka şeylerin olacağını getiriyor. Dolayısıyla Türkiye bunu hak etmiyor" diye konuştu.
'KAYYIMA İHTİYAÇ YOK'
Atanan kayyımlara ihtiyaç olmadığını dile getiren Dervişoğlu, "Birtakım kayyımlar var. Bütün bu olaylar yokken de kayyım atamalarına karşıydım. Kayyıma ihtiyaç yok. Ama bu hükümet olağanüstü hal seviyor. Dolayısıyla olağanüstü hal yetkilerini bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinden olağanlaştırdıkları için Türkiye'ye olağanüstü hal şartlarında yönettiklerini ve kılıçlarının her tarafının kestiğine inanıyor. Oysa Türkiye bir hukuk devletidir. Adı üstünde, tanımlarken de söyleriz; demokratik, laik bir hukuk devletidir. Türkiye, 'sosyal bir hukuk devletidir' diye geçiyor anayasada. Türkiye'de demokrasi tartışılıyor, laiklik tartışılıyor, cumhuriyet tartışılıyor. Sosyal devlet anlayışı tartışılıyor ki emeklilerin hali belli. Demek ki bu sistem; Türkiye'yi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmaktan alabildiğine uzaklaştırmış. Türkiye'nin fabrika ayarlarına getirilmesi lazım. Siyasetin de bu şartlardan beslenmek yerine Türkiye'nin milli varlığını korumak gibi bir tarihi sorumluluğu yerine getirmesi lazım. Yapmaya çalıştığımız o. Diğer siyasi partilerden de aslına bakarsanız; farkımız o bizim" dedi.
CENAZEYE KATILDI, ESNAFI ZİYARET ETTİ
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, cuma namazının ardından İYİ Parti Manisa eski yönetim kurulu üyelerinden Murat Baysal’ın babası Ömer Baysal’ın cenaze törenine katıldı. Namazın ardından Baysal’ın tabutuna omuz veren Dervişoğlu, daha sonra aile yakınlarına başsağlığı dileyerek camiden ayrıldı. Dervişoğlu Manisa esnafını da ziyaret etti. Dervişoğlu, girdiği dükkanlarda hem esnafla sohbet etti hem de istek ve şikayetlerini dinleyerek not aldı. Girdiği aktar dükkanındaki ürünler hakkında bilgi alan Dervişoğlu, soğuk havalarda kullanılmasının iyi geldiği bilinen koğuk macunundan alarak Manisa’da 4 derecelere kadar düşen soğuk havada programı takip eden gazetecilere hediye etti. Dervişoğlu daha sonra Manisa Ticaret Borsası ve Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ni ziyaret edip, ardından Manisa Kültür Merkezi’nde düzenlenen genişletilmiş il divan toplantısına katıldı.
Burada kendisini bekleyen partililere seslenen Dervişoğlu, “Bütün bunlar Suriye’deki gelişmelerden sonra oldu. Abdullah Öcalan’ın kapısında medet aramamız bunlardan sonra oldu. Bugüne kadar orasıyla ilgili geliştirdiğimiz hiçbir politika yanlış çıkmadı. Suriye’de artık rejim değişmiştir. Esad’ın zulmünden mustarip olanlar Türkiye’ye gelmiştir. Bunun doğru bir yöntemle yapılması lazım. Avrupa istiyor diye, Türkiye’nin bir göç hendeğine dönüştürmesine izin verilmemesi lazım. Bu hükümet, bu hatayı yapmıştır. Bu hükümetin bu hatadan denecek yol haritasını tanzim etme sorumluluğu var. O yüzden Türkiye’ye gelen Suriyeliler artık memleketlerine dönmek zorundadır. Esad gitmiştir, Türkiye’deki misafirlik bitmiştir” dedi.
‘TÜRKİYE BÖLÜNMEYECEK’
Dervişoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin kurtuluşu için sağcılarla solcuları, Alevilerle Sünnileri, Türkmenlerle Kürtleri birleştirme mecburiyeti var. Milleti kutuplaştırmak değil, kucaklattırmak mecburiyetinde olduğumuzu hissetmemiz ve hissettirmemiz lazım. Bir sosyal zemini oluşturmak ve bu zemine öncülük yapmak mecburiyetimiz vardır. Bu millet birleşmeyi beceremezse, biz o zaman milletimize karşı verdiğimiz sözü yerine getiremeyen bir siyasi parti olarak anılırız. O zaman işaret ettiğimiz tehlikelerin hepsi gerçek olur. O sebeple Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz demenin onurunu yaşayalım. Her taraftan Türk vatanından parça koparmaya uğraşanlar var. Bunların tamamına yakını, Türk vatanın bölünmez bütünlüğünden rahatsız olan insanlar. Bizim, bir irade ortaya koymak mecburiyetimiz var. Bu vatanı böldürtmeyeceğiz demek için birlikteliğe ihtiyacımız var. Türkiye bölünmeyecek. Türk vatanı parçalanmayacak.” (DHA)
Yorum Yazın