Doğa cennetleri toz duman

İzmir'de Ramsar Sözleşmesi'yle koruma altına alınan Belevi Gölü'ne yakın bir alanda, taş (kalker) ocağı ve kırma-eleme tesisi yapılmasına onay çıktı. Valillikçe 'Çevresel Etki Değerlendirmesi' gerekli değildir denildi. Nitelikli tarım alanlarına da yakın olduğu dikkat çeken proje sahasında, çalışma süresi 7 yıl olarak planlandı. 26 kuş türüne ve bir çok balık çeşidine yaşam alanı sağlayan Belevi Gölü'ne yakın yerde kurulmasına izin verilen tesiste; 10 günde bir aynı anda 60 noktada dinamit patlatılacak ve her defasında 2 bin 220 kilogram patlayıcı kullanılacak. 

İzmir Valiliği'nce Torbalı ilçe sınırlarında, bir firmaya taş ocağı ve kırma-eleme tesisi yapması için 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇDE) Gerekli Değildir" kararıyla onay verildi. Maden İşletme Genel Müdürlüğü tarafından Torbalı sınırında kaldığı değerlendirilen proje sahası, proje dosyasına göre Tire, Torbalı ve Bayındır ilçeleri sınırlarında yer alıyor. Tesis, Selçuk ve Tire sınırları içerisinde bulunan ve  Uluslararası Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde, 2003'te sulak alan ilan edilen, Küçük Menderes Havzası'nın en büyük gölü olan ve kefal, aynalı sazan, yılan balığı, çime balığı gibi yaklaşık 12 çeşit balığın yanı sıra yeşil baş ördek, flamingo, su kazı, karameke, martı gibi 26 kuş türüne de hayat veren Belevi Gölü'ne yakın bir mesafede bulunuyor. 

10 GÜNDE BİR AYNI ANDA 60 NOKTADA 2 BİN 220 KİLO PATLAYICI KULLANILACAK 

99 hektarlık ruhsat sahasının 23 hektarlık alanı için başvuruda bulunan ve İzmir Valiliği'nden onay alan şirket, proje alandan yılda 400 bin tona yakın kireç taşı çıkarmayı planlıyor. Kalker çıkarma sırasında patlatma yöntemi de kullanılacak. 10 günde bir dinamit patlatılacak. Aynı anda 60 noktada bir patlatma yapılacak. Her defasında 2 bin 220 kilo patlayıcı kullanılacak. Ocak işlemleri yeraltına doğru 50 metreye kadar devam edecek. Ocağa yakın evler ise 4 kilometre ötede bulunuyor. 

PROJE SAHASI TARIM ALANI 

Proje dosyasına göre çalışma süresi 7 yıl olarak planlanıyor. Proje kapsamında yaklaşık 22 hektarlık kısım ocak alanı, geri kalan 2,5 hektarlık kısım ise şantiye alanı, kırma eleme tesis alanı ve stok alanları olarak kullanılacak. Öte yandan proje sahasının 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'na göre tarım alanı. Şirket, işletme faaliyete geçmeden önce Tarım İl Müdürlüğü'nden gerekli izinleri alacağını da bildirdi. Proje dosyasında, alanın doğal özelliğini korumakta olduğu, sahada herhangi bir çalışmanın yapılmadığı ve sahada yapılacak çalışmalar sonunda doğaya yeniden kazandırma ve ağaçlandırma işlemlerinin gerçekleştirileceği belirtildi. 

BOTAŞ HATTI GEÇİYOR 

Proje sahasına yakın bir bölgede Botaş'a (Boru hatları ile petrol taşıma) ait doğal gaz boru hatlarının geçtiği, kurumun görüş yazısında, şirketin belirlenen uzlaşma mesafelerine uymasını istediği görüldü. Yazıda, uzlaşma mesafelerine uyulmadan yapılacak patlatmalar sonucu Botaş ile üçüncü şahıslara ait tesislere verilecek hasardan kurum olarak kendilerinin sorumlu olmadığı da bildirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ise, dosyayı inceledikten sonra görüşlerini belirtti. Daire Başkanlığı, bölgenin Belevi Gölü ile nitelikli tarım alanları yakın olduğunu hatırlatarak, talebe konu madencilik faaliyetinin, topoğrafya ve bitki örtüsünde değişimler gibi  olumsuz etkilere neden olabileceği uyarısında bulunularak gerekli önlemlerin alınması istendi. 

KAVACIK ÜZÜMÜNÜN ÜSTÜNE TOZ YAĞIYOR

Öte yandan İzmir'in Karabağlar ilçesine bağlı Kavacık köyünde mermer çıkarıldığını belirten İzmir Barosu eski Başkanı Aydın Özcan, köyün üzerini yoğun toz bulutu kapladığını, bu durumun üzümüyle ünlü köye zarar verdiğini söyledi. Özcan, "Adeta toz yağıyor. Yakında hiçbir yer doğallığını koruyamayacak ve o meşhur Kavacık üzümlerinin yetiştiği bağlar, bahçeler kalmayacak" dedi. 

Çevre sorunlarına karşı duyarlılığıyla bilinen İzmir Barosu eski Başkanı Özcan, Güzelbahçe ilçesi Çatalkaya mevkisi ile Karabağlar ilçesine bağlı Kavacık köyünde kalıp kalıp mermerler çıkarılırken, bölgedeki üzüm bağlarının üzerine toz bulutu çöktüğünü söyledi. Özcan, "Bütün dağlar taş ve mermer ocakları ile çevrilmiş. Meşhur Kavacık üzümlerinin olduğu bölge talan edilmiş. Yakında hiçbir yer doğallığını koruyamayacak ve o meşhur Kavacık üzümlerinin yetiştiği bağlar, bahçeler kalmayacak. Köyün üzerine adeta toz yağıyor. Mermer çıkarılan yerin karşısında yaklaşık 300 keçisi olan bir üretici var. Süt sağıp, peynir yapıyor daha sonra bunu piyasaya sürüyor. Bugün kanser vakalarının çok arttığı bir dönem yaşıyoruz. İnsan sağlığını tehdit eden bu durumlara karşı acilen bir önlem alınması gerekir" diye konuştu. 

Denetimlerin artırılmasını isteyen ve sivil toplum örgütü üyeleri ile doğaseverleri mücadeleye çağıran Aydın Özcan, maden ruhsatı verilmeden önce ilgili bakanlığın sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından bilgilendirilebileceğini söyledi. (DHA)