Dr. Çamlı’dan kritik ‘pandemi’ uyarısı : Sağlık sisteminin taşıyabilmesi mümkün değil
İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu, geçtiğimiz günlerde koronavirüs salgınını kontrol altına alma amacıyla yeni kurallar getirdi. Yeni önlemleri Egepostası’na değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, salgını engellemede yeterli olmadıklarını söyledi. Salgınla mücadelede toplumsal hareketliliği engellemek için karantina uygulamaları yapılması gerektiğini belirten Dr. Çamlı, “Pandemi bu şekilde devam ederse sağlık sisteminin bunu taşıyabilmesi mümkün değil” dedi.
- Ege Postası
- 13.11.2020 - 16:35
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türkiye mart ayından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle mücadele ediyor. Salgın nedeniyle ülke genelinde yerel bazlı birçok önlem hayata geçirilirken kontrollü sosyal hayat ile başlayan artmaya başlayan vaka sayıları özellikle ekim ayında kritik seviyelere ulaştı.
Virüsün yayılmasını engellemek ve salgını kontrol altına almak adına geçtiğimiz günlerde merkezi yönetim ve yerel yönetimler acil duruma butonuna bastı.
İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu geçtiğimiz günlerde aldığı kararlarla, 65 yaş üstüne sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. 65 yaş üstü vatandaşlar artık 10:00–16:00 dışında sokağa çıkması yasaklandı. Kurallar çerçevesinde sokakta sigara içilmesi de yasaklandı.
Öte yandan bazı kurumlar hariç kaç haftalık olduğuna bakılmaksızın bütün hamile kadınlar idari izinli olarak sayılacağı açıklandı.
Yeni önlemleri Egepostası’na değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, alınan önlemlerin yerinde önlemler olduğunu ancak salgını engellemede yeterli olmadıklarını söyledi. Birkaç haftalık karantina uygulamaları yapılması gerektiğini belirten Dr. Çamlı, “Pandemi bu şekilde devam ederse sağlık sisteminin bunu taşıyabilmesi mümkün değil” diye konuştu.
“TEDBİRLER PANDEMİYİ ENGELLEMEDE YETERLİ DEĞİL”
Alınan önlemlerin yerinde olduğunu fakat salgını engellemede yetersiz olduğunu ifade eden Dr. Çamlı, “Pandemin giderek bütün ülkede ve İzmir’de 4-5 katına çıktığı bir süreçte bu tür tedbirlerle pandemiye engel olmak mümkün değil. Evet bu tür tedbirler birçok eksiklikleri barındırmasına rağmen kabul edilebilir öneriler. Ancak pandeminin gidişatını, artmış vaka sayılarını, artmış bulaş hızını engelleyebilecek önlemler değil” dedi ve şunları söyledi; “Toplumsal hareketliliği yavaşlatacak 2-3 haftalık karantinaların konuşulması gereken dönemdeyiz. Bu dönemde zorunlu olan hizmetler dışındaki hizmetlerin durdurulması gerekir. Vatandaşların bundan doğacak ekonomik sıkıntıların da sosyal devlet anlayışıyla karşılanması gerekiyor. Bu tür tedbirlerin bunlar unutulmadan getirilmesi gerekiyor. Evet maske kontrolünü sağlamak açısından dışarıda sigara içilmemesi gerekiyor. Sadece vatandaşların değil gebe olan sağlık çalışanlarının da bu süreçte çalıştırılmaması gerekir. Bunlar kabul edilebilir öneriler ama pandemiyi kontrol altına alacak önlemler değil, yeterlilikleri yok.”
“GÜNLÜK VAKA SAYISI 2 BİN 500’ÜN ÜZERİNDE”
İzmir’de günlük vaka sayılarının çok kritik seviyelere ulaştığını belirten Dr. Çamlı, “Vaka saylarının 3 binlere yaklaştığı yönünde duyumlarımız var. Kesin bilgileri bize vermiyorlar. Ama şunu söyleyeyim: İzmir’de günde yaklaşık 15 bin test yapılıyor. İzmir’deki test pozitifliği şu anda yüzde 20-23. Yani 15 bin test yapılıyorsa 3 bine yakın test pozitifliği olması gerekiyor. Ama kesin sayılar İl Sağlık Müdürlüğü tarafından verilir. Ama sayısının 2 bin 500’ün üzerinde olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
“FİLYASYON EKİPLERİ HASTALARA YETİŞEMİYOR”
İzmir özelinde iki noktaya vurgu yapan Dr.Çamlı, “ Şu an İzmir’de pandemiyle uğraşan hastanelerin pandemi servisleri ve yoğun bakımları dolu. Yeni servisler ve yoğun bakımlar açılmaya çalışılıyor. Türkan Özilhan hastanesinde dönüşüm çabaları var mesela. Bildiğim kadarıyla Tepecik, Yeşilyurt ve Ege Üniversitesi hastanelerinde de yeni servisler açmaya çalışıyorlar. Ama buradan daha önemlisi şu: Covid pozitif çıkan hastaların yüzde 10-15’i hastaneye yatıyor. Kalanları evde izolasyona gönderiyorlar. Bu kişileri takip edecek artık yetişemiyorlar. Evde izolasyonda olup ilaçlarını alamayan kişiler var. Evde takip0 edilen vaka sayısı o kadar çok arttı ki filyasyon ekiplerinin bunlara yetişmesi konusunda ciddi sıkıntılar var. Filyasyon ekipleri büyük bir özveriyle çalışmalarına rağmen bu artan sayılara yetişemiyorlar. Pandemi bu şekilde devam ederse sağlık sisteminin bunu taşıyabilmesi mümkün değil. Bir kapasitemiz, personel sayımız ve yatak sayımız var. Şu anda yetişilemiyor” ifadelerini kullandı.
“CİDDİ BİR KOORDİNASYON BOZUKLUĞU VAR”
Çamlı, İzmir’de deprem sonrası covid vakalarının artmasındaki en önemli sebeplerden birinin çadır alanlarındaki koşullar olduğunu ifade ederek, “Deprem olduğunda gerek enkaz kaldırma çalışmalarında gerekse geçici barınma alanlarına geçişte kontrolsüz kalabalıklar oluşmuştu. Zaten bu alanlarda hijyen koşulları en başlarda iyi değildi. En büyük geçici barınma alanı olan Aşık Veysel Rekreasyon Alanı giriş-çıkış kontrolü olmayan herkesin girebildiği bir alandı. Özellikle ilk günlerde buraya barınanların 3-4 katı ziyaretçiler geldi. Biz orayı dolaşırken büyük bir kaygıyla izledik. Adeta bir panayır gibiydi. Sayın Vali’nin açıkladığına göre depremin başından bugüne İzmir’de Covid olduları 2 kat artmış. Bunun en mantıklı açıklaması deprem sürecinde yaşananlar. Mesela Erzurum’dan gelen arama kurtarma ekibinden sanırım 27 kişi Covid pozitif çıkmış. Bu kişiler gelirken mi pozitiftiler yoksa çalışmalar esnasında mı oldu bilemiyorum. Çalışanlara ve gönüllülere Covid testi yapılmasını istemiştik. Evet bu dönemde giriş-çıkışlarda HES kontrolü yapılıyor olsa da hala çok yeterli kontrol ve hijyenin sağlandığı konusunda şüphelerimiz var. Özellikle tuvaletlerde. Ortada ciddi bir koordinasyon bozukluğu ve çok başlılık var. Evet çok büyük bir özveriyle çalışıyor ama ne yazık ki kontrolsüz kalabalıklar ve yeterli hijyen koşullarının sağlanamaması da İzmir’deki vakaların 2 katına çıkmasına neden oldu. Şu anda başlangıca göre daha iyi durumda bunu da belirtmek isterim” dedi.
“BELEDİYELERİN ÇALIŞMALARI DIŞINDA ÇALIŞMA DUYMADIK”
Dr. Çamlı sözlerini şöyle sonlandırdı; “Ayrıca çadır alanlarında kalan kişilere ve oralarda gönüllü çalışan kişilere de Covid testi yapılmalı. Bu kesimler riskli kesimler ve çok ciddi Covid yayılımının olabileceği alanlar. Bu nedenle bu kişilere test yapılmalı. Bunun yanında çadırlarda kalan kişilerin de bir an önce konut tipi barınmaya geçirilmesi gerekiyor. Sonuçta İzmir’de yeterince yurt ve bina var. Kış gelmeden bu kişilerin konut tipi barınma merkezlerine yerleştirilmesi çalışmalarının yapılması gerekiyor ama belediyenin çalışmaları dışında bu konuda bir çalışma yapıldığını duymadık.”
Yorum Yazın