Dünya sulak alanlar günü için Söke daveti
EKO Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) suyun gücünü görmek isteyenleri her yıl sular altında kalan Söke Ovası'na davet etti. 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü için herkesi Aşağı Büyük Menderes Havzası'nda yer alan Söke Ovası'na çağıran EKODOSD üyeleri, ovanın yaz ve kış aylarını fotoğraflayarak gelişmeleri belgeledi.
- Ege Postası
- 01.02.2013 - 14:04
Sürücü, Söke Ovası'nda her yıl tekrarlanan manzaranın temel nedeninin Menderes Nehri'ne insan müdahalesinden kaynaklandığını söyledi. Sürücü, "Bütün havzaya hayat veren Büyük Menderes Nehri'nin doğal yapısında insan kaynaklı olarak meydana gelen değişimler, yatağındaki oynamalar, plansız yapılaşmalar, doğal bitki örtüsünün tahribatları ve barajlardan salınan sular sonucunda, her yıl meydana gelen taşkınlarla Söke çiftçisi zarara uğruyor ve birçok yerleşimi tehdit etmeye devam ediyor. Yoğun yağan yağmurlarla birlikte debisi artan Büyük Menderes Nehri, dağlardan gelen irili ufaklı çaylar ve derelerin ve barajlardan salınan suların etkisiyle yatağından taşarak tüm bölgeyi sular altında bırakıyor. Söke'ye bağlı Çalışlı, Karaatlı, Kalçık, Bağarası, Akçakaya, Pamukçular, Kisir, Sayrakçı, Nalbantlar, Yeşilköy, Avşar, Yeniköy, Burunköy, Çalıköy ve Karacahayıt gibi köylerin birçoğu, taşkınlarla birlikte Venedik'e, 2 bin 500 yıl öncesine dönüyor. Antik Çağ'da Ege Denizi'nin küçük bir koyu olan günümüzdeki Azap Gölü, Menderes taşkınlarıyla birleşerek yine eski günlerindeki gibi adeta denize dönüşüyor. Yazın etrafında traktörlerin dolaştığı ve pamuk tarımının yapıldığı Antik Çağın Myus kentinin, kış aylarında eski liman günlerini hatırlatırcasına etrafının suyla dolduğu görülüyor" diye konuştu.
DOĞAL HAYATI BİTİRİYOR
Menderes Nehri'nin Söke Ovası'nda sadece çiftçilere, köylülere değil, doğal hayata da büyük zarar verdiğini savunan Sürücü, "Çok önemli yaban hayatının devam ettiği Aşağı Büyük Menderes Havzası'nda taşkınlarla birlikte birçok canlı da yaşamını yitiriyor. Taşkınlardan kaçabilenler kurtularak başka yaşam alanları ararken, bazı yaban hayvanları da suların içinde oluşan adacıklar ve yüksek kesimlere kendilerini atarak yaşam mücadelesi veriyor" dedi.
Menderes'in önemli kaynakları olan Sarıçay, Kargın ve Kisir çaylarının, taşkınların oluşmasına büyük katkı yaptığına dikkat çeken Sürücü, "Bazı çayların içine dozerlerin sokularak temizlendiğini görüyoruz. Sakıncalı olan bu çalışmalar yerine, planlı mühendislik bilgisi gerektiren suyun hızını kesecek ıslah sekileri, depolama yapıları için etüd çalışmalarının yapılması daha doğru olacaktır. Özellikle su kenarlarında bulunan doğal bitki örtüsünün kesinlikle tahrip edilmemesi gerekir" diye konuştu.
Yorum Yazın