Durmaz'dan o haberlere yalanlama: 'Hesabını soracağım' dedi
CHP’nin İzmir’de 2014 yılında kaybettiği ilçeler arasında yer alan Aliağa’da belediye başkan adaylığı için harekete geçen isimlerden biri olan Ümit Devran’ın üç dönemdir Aliağa ilçe başkanlığı görevini başarıyla yürüten ve adı belediye başkan adaylığı için sıkça geçen siyasetçilerden olan Özcan Durmaz’a yönelik ilçede çeşitli iddialarda bulunması tepki çekti. Durmaz'dan o haberlere yalanlama: 'Hesabını soracağım' dedi
- Ege Postası
- 20.08.2018 - 12:49
EGEPOSTASI-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bayram sonrası yerel seçim startını vermeye hazırlanırken, İzmir’de kaybedilen 8 ilçeye yönelik özel bir çalışma yürütülmesi ve CHP’li belediyelerin olmadığı yerlerdeki adayların erken açıklanması bekleniyor.
CHP’nin İzmir’de 2014 seçimlerinde kaybettiği ilçelerden olan Aliağa’da adı üç dönemdir başarılı ilçe başkanlığı deneyimiyle belediye başkanlığı için geçen CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, isim vermeden belediye başkan adayı olarak gösterilmek isteyen bir kişinin hakkında bir gazetede asılsız iddialara dayalı haber yaptırdığını iddia ederek, duruma sert tepki gösterdi.
FETÖ kumpası olduğu sonradan ortaya çıkan Bergama Çevre Davası’ndan 2002 yılında beraat ettikleri halde, adının hem bu davada hem de Necip Hablemitoğlu dava dosyasında geçirilmesini ‘alçaklık’ olarak nitelendiren Özcan Durmaz, her iki dava hakkındaki tüm süreci sosyal medya hesabında ayrıntılarıyla anlattı ve “Hem bana dönük yalanın hem de diğer partili arkadaşlarıma dönük sefil yakıştırmaların hesabını soracağım” dedi.
İTİBAR CELLATLARI YİNE PİYASAYA ÇIKTI
2002 yılında Bergama Çevre davasında yargılandığını ve 2003 Mart ayında beraat ettiğini belirten CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, Hablemitoğlu cinayeti davasıyla ilgili ise hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle dava dosyasında adının bile geçmediğini vurgulayarak, yalan haber yapıldığını ve bu duruma sessiz kalmayacağını açıkladı.
FETÖ KUMPASI OLAN BERGAMA DAVASINDA ZATEN BERAAT ETTİK VE..
İlçe başkanı Durmaz tepkisini, “İtibar cellatları yine piyasaya çıktı. Kendi becerileri ile öne çıkamayacağını anlayan muhterisler yalanlarla kendilerine yol açmaya çalışıyorlar. Kendisini parlatmak için bir gazeteye ısmarlama haber yaptıran bir aday adayı, adı adaylıkla anılan diğer herkesi de kötüleyen sefil iddialarda bulunmuş. Benim adımın da Hablemitoğlu davasında geçtiği için aday olma şansımın olmadığını yazdırmış. 16 yıl önce beraat ettiğimiz Bergama Çevre Hareketi Davası ile hiçbir bağlantısı olmayan Hablemitoğlu davasını ilgisiz bir şekilde birleştirerek, benzer şekilde beni karalamaya çalışanlar geçmişte cevaplarını yargıdan aldılar” sözleriyle ifade etti.
HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ DAVASINDA BIRAKIN YARGILANMAYI HİÇBİR SEBEPLE ADIM BİLE YOKTUR
“2002 sonunda sadece Bergama Çevre davasında yargılandık ve 2003 Mart’ında da beraat ettik” diyen Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, mesajında, tepkisini, “Ancak geçtiğimiz günlerde bir bölge gazetesinde; bir belediye başkan aday adayının parlatılmaya çalışıldığı ısmarlama haberde, rakip sayılan tüm aday isimlere dönük hayali iddialarda bulunulmuş, benim için de Necip Hablemitoğlu davasında adımın geçtiği yazılmıştır. Bu, alçak bir yalandır. Hem bana dönük yalanın hem de diğer partili arkadaşlarıma dönük sefil yakıştırmaların hesabını soracağım. Hablemitoğlu cinayeti dosyası ile Bergama Çevre Hareketi davası apayrı, birbiriyle ilgisi olmayan davalardır. Hablemitoğlu dosyasında bırakın yargılanmayı, hiç bir sebeple adım yoktur. Niye olsu? Bölge gazetesinin bir adayı parlatmak için yazdığı ısmarlama haberdeki iddia, kabul edilemez çirkin bir iftiradır. Bu yalan haber için yargı yoluna başvuracağım. Daha önce benzer yazı yazan bir kişiye mahkemenin ceza verdiğini en başta anlatmıştım. Hablemitoğlu davası ile Bergama Çevre davası aynı davaymış gibi gösterilerek kişiliğime yönelik bir algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır. Siyaseti etik kurallar yerine belden aşağı vurarak, yalan ve iftira ile yapanların çirkin saldırılarına Hablemitoğlu cinayetini bile alet edecek kadar alçaldıkları görülüyor. Hablemitoğlu Cumhuriyet ve aydınlanma şehididir, hepimizin kalbindedir. Öldüğünde partimizin üyesiydi. FETÖ’nün ve derin yapıların işlediği bilinen ve hepimizin nefretinin odağı olan bu menfur cinayeti parti içi hesaplara alet etmek en hafif deyimiyle alçaklıktır. Öte yandan; Bergama çevre hareketinden yargılanmış olmak benim Onur Madalyamdır. O çevre mücadelesinde halkını satıp Emperyalist Amerikan şirketiyle işbirliği yapanların karşısına, Bergama köylüleriyle birlikte çıkarak çevre ve yaşam hakkını savundum. Bu mücadelenin parçası olmanın gururunu ömrüm boyunca taşıyacağım ve evlatlarıma bu onuru miras bırakacağım” sözleriyle sürdürdü.
DURMAZ FETÖ İLİŞKİLİ BERGAMA SÜRECİNİ AYRINTILI BİR ŞEKİLDE ANLATTI
Tepkisinin ardından sonrasında FETÖ’nün ilk kumpas hareketlerinden biri olduğu ortaya çıkan Bergama Çevre Hareketi Davası süreci başta olmak üzere Necip Hablemitoğlu dosyası hakkında ayrıntılı bilgiler veren CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, her iki olayla ilgili tüm süreci ayrıntılı bir şekilde anlattı. Durmaz, süreç hakkında şunları kaleme aldı:
“İzmir 8’İNCİ Asliye Hukuk Mahkemesi, 2016/453 esas ve 2016/566 sayılı kararı ile bu iddiaların yalan olduğunu tescilleyerek, aynı yalanı yazan bir başka kişiyi tazminata mahkum etti. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Hukuk Dairesi 2017/287 esas ve 2017/285 kararı ile de temyiz mahkemesi olarak cezayı onadı.
Hablemitoğlu Cinayeti dosyası ile Bergama Çevre Hareketi davası apayrı, birbiriyle ilgisi olmayan davalardır. Daha önce bu konuda açıklama yapmıştım. Duymayanlar için yeniden anlatalım. 1990’ların başında Bergama da siyanürlü yöntemle altın madeni işletilmesine karşı Bergamalılar, Belediyenin ve partimizin başını çektiği büyük bir çevre direnişi başlatmıştı. Bu direniş 10 yıl kadar sürmüş ve siyanürlü yöntemle çalışacak olan altın madeni işletmeye açılamamıştı. Basın ve Türkiye geniş bir şekilde direnişi desteklemişti. Türkiye de görülmüş en büyük ve en uzun süreli halk direnişiydi. Aliağa’dan da birçok hemşerimiz ve STK’lar bu mücadeleye katılarak aktif destek vermişlerdi.
Bergama halkının direnişini aşamayacağını anlayan Amerikan altın şirketi yerli işbirlikçileriyle birlikte 2001 yılında düğmeye bastı. Direnişe karşı iftira kampanyası başlatıldı ve birden atmosfer değişti. Almanya’nın Türkiye de altın çıkarılmasını engellemek için, Türkiye’deki Alman Vakıfları aracılığıyla Bergamalıları ayaklandırdığı iddia ediliyordu. Bu iddialar ise İsveç’te yaşadığını belirterek emniyete ihbar mektubu yazdığı söylenen Prof. Metin Deliormanlı isimli birisine dayandırılıyordu. Son derece sansasyonel olan bu iddialar dönemin bazı gazetelerinde ve TV’lerinde geniş şekilde yer aldı. Gazeteci Necip Hablemitoğlu da yazdığı kitapta aynı iddialara yer verdi. Medyanın yıllardır yere göğe koyamadığı Bergama’nın ‘Çevre Kahramanları Asteriksler, Hopdediksler’ gizli bir elin dokunuşuyla bazı gazeteler ve TV’lerde ‘Alman ajanı’ olarak gösterilmeye başlandı. Konu o dönemde çok yaygın bir şekilde bazı medya organlarında her gün işlendi, iddialar adeta bir linç kampanyasına dönüştürüldü.
İddialar ihbar kabul edilerek, 1990’lar Bergama’sının CHP ilçe Başkanı Oktay Konyar, CHP’li Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Belediye Halkla İlişkiler Müdürü Özcan Durmaz, İzmirli ve İstanbullu ünlü çevre davaları avukatları ve Türkiye’deki Alman Vakıfları temsilcilerinin de içinde olduğu 15 kişi hakkında legal casusluk suçlamasıyla dava açıldı.
Hakkında dava açılanların yarısı birbirini tanımıyordu, tıpkı 5 – 6 yıl öncesinin kumpas davalarındaki gibi ilk kez mahkemede karşılaştılar. Yapılan yargılama sonucunda; Prof. Metin Deliormanlı diye birisinin olmadığı ve ihbar mektubundaki iddiaların asılsız olduğu, dosyaya giren delillerin sahte olduğu, Bergama’daki eylemlerle Alman Vakıflarının bir ilişkisinin görülmediği gerekçeleriyle davada yargılanan herkes beraat etti.
Süreci başlatan sahte isimli ihbar mektubu ile sahte deliller ise yakın dönemdeki Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi kumpas davalarıyla birebir benzerlik taşımaktaydı. Anlaşılıyor ki FETÖ Bergama Çevre Davasında kumpasçılığın antremanını yapmıştı. Ancak o dönemde sahteciliklerine mahkemeyi ortak edemediklerinden olsa gerek yargılananların mahkumiyetini sağlayamamışlardı. Sonrasında, davanın yarattığı korku atmosferi nedeniyle Bergama çevre direnişi kırıldı. Maden ise FETÖ’nün baş finansörü olan KOZA şirketine satıldı. Satışın yapıldığı dönemde FETÖ’nun Pensilvanya’da yaşadığını ve CIA ile içli dışlı olduğunu, madenin bir Amerikan şirketinden FETÖ şirketi olan KOZA’ya çok düşük bir fiyata satıldığı bilgilerini de hatırlatalım ki; kumpas tam anlamıyla görünür hale gelsin.
FETÖ’nün ilk kumpas davası mağdurları Bergama Çevre Hareketinden yargılananlardır. Şimdi daha net görüyoruz ki o dönem büyük bir kumpastan kurtulmuşuz Fetönün 5 – 6 yıl önceki kumpas davalarında olduğu gibi o dönemde de aylarca her gün bazı gazeteler ve TV’lerde, Bergama Çevre Hareketine karşı açılan dava ile ilgili psikolojik saldırı niteliğinde yayınlar yapılmıştı. Davanın devam ettiği dönemde gazeteci Hablemitoğlu’nun hayatını kaybettiği alçak suikast bile bazı medya organlarında, “Bergama davası ile ilgili olabilir mi'” diye değerlendirilecek kadar psikolojik saldırılarda ileriye gidilmişti. Tıpkı 5 – 6 yıl öncesinde Fetöcülerin kumpas davalarıyla ilişkilendirmeye çalışılan birçok ilgisiz olay gibi. Kısa özetten de anlaşılacağı gibi; 2002 sonunda sadece Bergama Çevre davasında yargılandık ve 2003 Mart’ında da beraat ettik.”
Yorum Yazın