ESİAD'dan Kocaoğlu'na hem eleştiri hem övgü

ESİAD’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda iş dünyasının ve ekonomi camiasının temsilcileri ile buluşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kent gündemini meşgul eden birçok konuya dair önemli açıklamalarda bulundu. 2014-2019 dönemine ait projelerini İzmirli iş adamları ile paylaşan Aziz Kocaoğlu, yerel seçimler öncesinde cevabı merakla beklenen birçok soruya samimiyetle yanıt verirken, iş dünyasından hem övgü hem de eleştiri aldı.

Ege Postası
18.03.2014 - 10:15

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Swiss Otel’de düzenlenen toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ESİAD Başkanı Bülent Akgerman’ın yanı sıra, ESİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, ekonomi camiasının önde gelen isimleri, CHP İl Başkanı Ali Engin, CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkan adayları ve sivil toplum örgütleri ile meslek odalarının temsilcileri katılım gösterdi. İzmirli iş adamları Başkan Kocaoğlu ile gerçekleştirilen samimi sohbetin ardından, merak edilen soruları yöneltirken, etkinliğin ardından kendisine bir de teşekkür plaketi sundu.

"KOCAOĞLU'NDAN HÜKÜMETE SALVO" HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

“İLÇE BELEDİYELERİ İLE UYUM” KONUSUNA VURGU YAPTI
Düzenledikleri toplantıların ilkinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu konuk etmekten ötürü mutluluk duyduklarını belirterek sözlerine başlayan ESİAD Başkanı Bülent Akgerman, yerel seçimlerin genel seçim havasında geçeceğine değinerek, “Liderlerin konuşmaları ve vaatlerinden müthiş bir iktidar mücadelesi olacağını görüyoruz. Adayların birbirlerine karşı fevkalade bir suçlama ve topluma karşı da kaygı verici bir görüntü söz konusu. Bütünşehir Yasası ile birlikte yetki alanları ve sorumluluk sahası genişleyen Büyükşehir Belediyesi’nin ilçe belediyeleriyle uyumu bu noktada çok önemli olacaktır. Bunun altından ancak nitelikli kadrolar ile çıkılabilir” dedi.

AKGERMAN’DAN KOCAOĞLU’NA KRİTİK ELEŞTİRİ
Aziz Kocaoğlu’nun seçim bildirgesine dair izlenimlerini ekonomicilerle paylaşan ESİAD Başkanı Akgerman, “Siyasi kutuplaşmanın izlerini kitabının ön sözlerini de görüyoruz. Yerel yönetimlerde katılımcılık ilkesi burada önemli bir yer arz etmiş. Ulaşım projelerine geniş yer verilmiş. Ancak ilçe belediyelerine dönük projelere bu kitapçıkta yeteri kadar yer verilmemiş. Binali Yıldırım’ın 1414 projesini gördük, inceledik. Projelerin hangi kaynakla finanse edileceğinin açıkça ve net şekilde belirtilmesi çok önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu projeleri gerçekleştirilebilecek güce sahiptir ifadesi yetersiz ve genel bir söz. Bu projeler, İzmir’de yaşayanlarla yetkin ve etkin bir şekilde paylaşılmalıdır” diye konuştu.

“KRONİK HASTALIK ÜRETEMEMEK”
ESİAD Başkanı Akgerman’ın açılış konuşmasının ardından iş dünyasının temsilcilerine seslenen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “99 yılında meydana gelen ekonomik kriz sonrasında ve devam eden süreçte Türkiye acı ilacı içti ve ekonomi soğudu. Adalet ve Kalkınma Partisi işte böyle bir dönemde yönetime geldi ve ortam buna müsaitti. Önümüzde farklı dönemlerde, farklı farklı yapıda bir Adalet ve Kalkınma Partisi söz konusu Bugüne dek ekonomik bir model uygulamadaydı. Bizim ekonominin kronik hastalığı üretememek. 76 milyon vatandaşın yapması gereken üretim yapılmamakta. Böyle olunca da ihracat ve ithalat arasındaki dengesizlik artıyor ve dış ödemeler dengemiz sürekli açık vermekte. Ne yazık ki ülkemiz zenginleşemiyor” şeklinde değerlendirmede bulundu.

“EKONOMİYİ ZORLU GÜNLER BEKLİYOR”
Gezi olayları ve 17 Aralık süreci gibi gelişmeleri yorumlayan Kocaoğlu, meydana gelen olaylar sonrasında ekonominin olumsuzluklardan etkileneceğini belirterek şunları kaydetti: “Ekonomik kriz ile siyasi krizi ve sosyal olayları birbirinden ayırmak mümkün değil. Geçtiğimiz döneme bakınca ciddi bir develüasyon söz konusu. Bunun arkasından enflasyon da gelecektir. Bu ikisi hep birlikte ortaya çıkmıştır. Bu bir gerçek. Türkiye ekonomisindeki sıkıntıların çözümü, tarımda, sanayide, ticarette, turizmde, hizmet sektöründe, kültür ve sanat da dahil olmak üzere birçok alanda gelişmeye bağlı. Ancak şu anda böyle bir üretim söz konusu değil, bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Bugünkü sıkıntılar mevcut ekonomik modelin sonucu. En az üç kat bir finansal deprem ile karşı karşıyayız. Bunun sonuçlarını da önümüzdeki süreçte hep beraber yaşayacağız.”

“AYAKLARI YERE BASAN PROJELER ÜRETTİK”
Seçim bildirgesinde yer alan projeleri görsel sunum eşliğinde tüm detaylarıyla ekonomi camiasının temsilcileri ile paylaşan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, “Bizim projelerimiz gerçekten ayakları yere basan projeler. Tek kelime ile özetlemek gerekirse, yerelde kalkınma. Yerelin sorunlarını, bu kentin sorunlarını merkezi hükümetten çok daha iyi biliyoruz. Kimin ne ürettiğini, kapasitesini, kazanımlarımızı, her semtin, her ilçenin ve kentin genelinin, hatta Ege Bölgesi’ni biliyoruz ve hem kenti, hem de bölgemizi kalkındırmak istiyoruz. Belediye hizmetlerinin dışlında, planlayarak, altyapı eksiklerimizi tamamlayarak, yerelde kalkınmayı on senedir uygulamaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“TÜKETİM İÇİN DEĞİL, YATIRIM İÇİN BORÇLANIYORUZ”
Yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Başkan Aziz Kocaoğlu, “İlçe projelerine kasıtlı olarak yer vermedik. İlçe projeleri ilçelerde yapılıyor. İlçe belediyelerinde bir metrekare arazimiz yok. Bizim binamız Konak’ta. Yapacağımız projeler ve yeni bağlanan ilçelerde ihtiyaçların tespiti oradaki katılımcı yönetim anlayışıyla, ihtiyaçlarının birlikte tespitiyle aşılacak projelerdir. İzmir Büyükşehir Belediyesi 2004 yılında 100 milyon TL yatırım yaparken, onuncu yılımızda biz bu rakamı 1 milyar 200 milyon TL’ye çıkardık. On senede yatırım gücümüz 12 kat arttı. İzmir Büyükşehir Belediyesi kredibilitesini dünya ölçeğinde büyüttü. Belediyenin kredi notu ile merkezi hükümetin kredi notu arasında, bizim lehimize olmak üzere  9 kademe fark var. En yüksek nota çıkmamıza bir basamak kaldı, onu da seneye yakalayacağız. Teminatsız, kefaletsiz ve ipoteksiz, Türkiye Cumhuriyeti  hazinesinin borçlanma faizinin daha altında, daha ucuza borçlanabilecek güçte ve yapıdayız. Biz beş yılda 5 milyar TL’lik lık yatırımı yapabilecek güçteyiz. 800 milyon TL’lik borcumuz var. Ama 1,4 katrilyon borcu ödeyerek bu noktaya geldik. Hazine ile borç ilişkimiz kalmadı. Bu yıl borçlanma kapasitemiz 4,4 milyar dolar. Her gün bu borç azalıyor. Böyle bakınca İzmir Büyükşehir Belediyesi, 5 yılda kendi kaynakları ile 5 milyar TL, kredi kaynakları ile de 5 milyar TL daha yatırım yapabilecek güçte. Biz tüketim için değil, geri dönmeyecek yatırımlar için değil, özellikle ulaşım için, otobüsle taşıma yerine raylı sistem için borçlanıyor, yatırım yapıyoruz. Aradaki maliyet farkı hem ana parayı, hem de faizini ödeyebilecek yatırımlar gerçekleştiriyor, ona göre borçlanıyoruz. Bunlar kendisini amorti ediyor. Bunlar bütçemize negatif etki getirmiyor ve yatırım gücümüzü de düşürmüyor” dedi.

İZMİR’DE ELEKTRİKLİ OTOBÜS DÖNEMİ BAŞLIYOR
Sözlerinin devamında ulaşım projelerini özetleyen ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde hayata geçirilecek diğer yatırımlar hakkında bilgiler veren Başkan Kocaoğlu, kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Görev süresi boyunca toplam 1412 otobüs alımı gerçekleştirildiğini belirten Kocaoğlu, “Raylı sistem kısa sürede bu otobüsler ile yer değiştirecek, raylı sistemi kullanan yolcu sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Ancak adayın dediği gibi metro herkesin kapısının önüne kadar gitmiyor. Besleme hatları çalışacak. İzmir var olduğu müddetçe Büyükşehir Belediyesi 1500 civarında otobüsle çalışmaya devam edecek. Toplu ulaşımda otobüslerden vazgeçmek mümkün değil. Önemli olan raylı sistem ağını genişletip, bunları kent merkezinden çekmek. Bunları besleyecek otobüsler ise şart. Bundan sonra elektrikli, çevreci otobüs alacağız. Artık mazotlu otobüse yatırım yapmayacağız” dedi.

MEZBAHA İÇİN SON SÖZÜNÜ SÖYLEDİ: YAPMAYACAĞIZ
Son dönemde sıkça  tartışılan ve bölgede yaşayan vatandaşların imza kampanyaları ile karşı çıktıkları Güzelbahçe Yelki’deki mezbaha projesine de değinen Kocaoğlu, “Yarımadaya bir tane mezbaha yapmak istiyoruz. Narlıdere, Güzelbahçe, Balçova, Urla, Seferihisar ve Çeşme’nin ihtiyacını karşılamak için bunu yapmak istiyoruz. Ulaşım yoları üzerinde oranın uygun olduğunu düşündük. Sonra yapılmasın diye itirazlar geldi. Sonra biz de tamam kardeşim istemiyorsanız yapmayalım dedik. Kasapları da size gönderelim dedik…Yarımadada herkes balık yiyor, kimse mezbaha istemiyorsa tamam, yapmayalım... Benim görevim yapmak ya da yaptırmak. Yapmayız… Kimsenin istemediği bir şeyi boşu boşuna para harcayıp yaptırmayız. Benim için fark etmez… Bir kişi bile istemiyorsa yaptırmayız” ifadelerini kullandı.

“KOL KIRILIR, YEN İÇİNDE KALIR”
İlçe belediye başkanları ve aday belirleme süreci ile ilgili sorulara da yanıt veren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Beraber uçma meselesine gelince, umarım uçarız. Bu bir uyum meselesi. Uyumlu olursak uçacağız. Uyumlu olmazsak uçamayacağız. Biz 10 yıldır hiçbir belediye başkanı ile problem yaşamadık. En azından benim açımdan bir şey yansımadı. Kol kırılır yen içinde kalır. Onların planlama otoritesi olarak bizden talepleri oldu. Olumlu karşılanmayınca tepki göstermeleri normal. Bu on senede biz de tecrübelendik. Bundan sonra daha uyumlu çalışacağız” dedi.

YAMANLAR YORUMU: UMARIZ BU SEFER SİYASETE KURBAN GİTMEZ
Geçmişte İzmir gündeminde şiddetli tartışmalara yol açan Yamanlar’da kurulması planlanan katı atık bertaraf tesisi hakkında kritik bir açıklama yapan Aziz Kocaoğlu, “6 aydır elimiz yüreğimizde bekliyoruz. Yeri belirliyoruz. Her seferinde siyasete kurban gitti. Umarız bu yer de siyasete kurban gitmez. ÇED sürecinde, umarız bir şey olmaz. Bu atıklar dünyanın her tarafında bir hammadde olarak kullanılıyor. Firma hazırlığını yapacak, gelecek, malzemesini oraya getirecek, tesisi oraya kendi kuracak. ÇED raporunu alır almaz da tesis kurulacak. Umarız bu sene içerisinde onu da hallederiz” diye konuştu.

“MERKEZİ HÜKÜMETE KARŞI GÜVEN PROBLEMİ VAR”
Türkiye’de mutlak surette iktidar değişikliği yaşanması gerektiğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, sözlerinin sonunda ilginç bir anısını paylaşarak, “Belediyede çalışan bir işçi arkadaş bir gece bana telefon etmiş. Dedi ki, başkanım sana bir şey söyleyeceğim, yalnız telefonlar dinleniyor yüz yüze görüşelim. Niye senin telefonun dinlensin, benimki dinleniyor dedim. Herkesinki dinleniyor, yüz yüze  görüşmemiz lazım dedi, sudan bir şey… Bu korku bugün Türkiye’de bir vatandaşın endişe içerisinde olmasına yol açıyor. Bugünkü hükümetin etkisi ile Türkiye’de bir güven problemi var. Ciddi bir güven bunalımı yaşanıyor ve ülkenin en büyük problemi bu. Umarız bu telafi edilir. Bu memleket bizim. Bu güven problemi Adalet ve Kalkınma Partisi’ne de değil. O bir kurumdur. Bugün o gelir, başkası gider. Güven problemi merkezi hükümetedir” dedi.

“SÖYLENECEK OLAN SÖYLENDİ”
Toplantı sırasında söz alan İzmir Kalkınma Ajansı Başkanı Kemal Çolakoğlu ise, 30 Mart tarihinde Türkiye’nin çok önemli bir demokrasi sınavı vereceğini vurgulayarak, “Söylenecek olanlar söylendi. Projeler anlatıldı, artık her şey kafalarda şekillendi. Seçmenin fikirleri de netleşti. ESİAD olarak tüm partilere eşit mesafedeyiz. Buna göre tüm konuşmalarımızı da özenle yapıyoruz ve  herhangi bir partiye avantaj sağlar gibi gözükmekten kaçınıyoruz. Üyelerimiz içinde farklı siyasi görüşlere sahip arkadaşlar var. Siyasete eşit mesafede olmak zorundayız. Sayın Kocaoğlu bize 10 seneyi aşkın süredir bir dost, bir ağabey, bir kardeş oldu. İyi ilişkileri ile, iyi düşünceleriyle kendisine yaklaştığınızda aynısını fazlasıyla iade eden bir insan. Bu sebeple kendisi ile çalışmaktan dolayı memnunuz” dedi.

“KOCAOĞLU KENDİ KUŞLARI İLE UÇACAK”
Sözlerinin devamında Başkan Kocaoğlu’na seslenerek Büyükşehir Davası’na da değinen Çolakoğlu, “Biz kendisini dürüstlüğü ile tanıdık. En büyük yargı kamuoyunun yargısıdır. Kocaoğlu’nun devam etmekte olan bu davadan aklanarak çıkacağını iyi biliyoruz. Kendisine yöneltilen suçlamaların da doğru çıkmayacağını biliyoruz” dedi ve yeni döneme dair sözlerle konuşmasına son verdi: “Her şey İzmir için. Son dönemlerde kendisi ve icraatleriyle ilgili şikayetlerin başında ilçe belediye başkanları ile ilgili uyumsuzluklar yoğunlukta. Ama bu dönem kendi takımı ile kendi kuşları ile uçmaktan yana. Her kuş kendi takımı ile uçmalı. İzmir halkı bir kez daha bu hakkı kendisine verirse, hiçbir mazereti olmayacaktır diye düşünüyorum.”