Emekçilerden iktidara uyarı: İşçilerin sabrını sınamayın
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Emek ve Demokrasi Güçleri, güvenlik gerekçesiyle işten çıakrılan 15 İZELMAN ve İZNERJİ şirketi çalışanlarının haklarını savunmak için basın açıklaması düzenledi. Açıklamada konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, işten çıkarmaların hak gaspı ve sosyal cinayet olduğunu söylerken iktidarın emekçilere yönelik tavrını da sert bir dille eleştirdi. Sarı, “18 yıllık iktidarınız 100 yıllık işçi sınıfını ezemez. İşçi sınıfının sabrını sınamayın. Size gerekli cevabı sandıkta da alanlarda da verecektir” dedi.
- Ege Postası
- 23.10.2020 - 12:57
TENZİLEAŞÇI/ EGEPOSTASI - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Emek ve Demokrasi Güçleri, İzmir Büyükşehir bünyesinde bulunan İZELMAN ve İZENERJİ şirketlerinden “güvenlik soruşturması” nedeniyle işten çıkartılan 15 işçi için basın açıklaması düzenledi.
Konak Eski Sümerbank önünde sosyal mesafe kuralları gözetilerek düzenlenen basın açıklamasına DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, işten çıkartılan 15 işçi ve sendika üyeleri katıldı.
“BU BİR SOSYAL CİNAYETTİR”
Basın açıklamasında konuşan Memiş Sarı, işten çıkarmaların iktidarın kendilerinden olmayanların haklarını gasp etmesi olduğunu ifade etti ve “Bir soru sormak istiyoruz. Sabıkanızda hiçbir suçunuz yok. Sabah kalkıp ailenizle vedalaşıyorsunuz işe gidiyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki aslında işiniz varken İzmir Valiliği’nin bir kararıyla işsiz kalıyorsunuz. Aslında bu işsiz bırakma hikayesi kendilerinden olmayanlara çalışma hakkının gaspıdır. Bu bir sosyal cinayettir. Biz İzmir emek ve demokrasi güçleri olarak bu sosyal cinayete izin vermeyeceğiz. Belediye şirketleri ticari kanun hükümlerine göre kurulmuştur. Yani 4045 sayılı yasa 650’ye tabi devlet memurları güvenlik soruşturması eğer hak, hukuk, adalet ve bir anayasamız var diyorsanız Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin iptal ettiği güvenlik soruşturmasından dolayı siz arkadaşlarımızın çalışma haklarını bir basın açıklamasına katıldı ya da kendi düşüncelerini ifade etti diye ellerinden alamazsınız” diye donuştu.
İktidarın emekçilere karşı tutumunun sandıkta karşılık bulacağını belirten Sarı, "Bu ülkenin üretenleri ülkenin dışlanmışları olarak kabul ediliyor. Sekiz sene önce Soma’da Ermenek’te haklarını alamayan, kolları kopan, ayakları parçalanan ve hayatlarını yitiren maden işçileri de direnişte. Ve bu iktidar emekçilerin karşısında her türlü zalimliği göstermek için her türlü kanunu çıkarmak için bugün yasa tekliflerini Meclis’e sunmakta ama buradan bir kez daha iktidarı uyarıyoruz. 18 yıllık iktidarınız 100 yıllık işçi sınıfını ezemez. İşçi sınıfının sabrını sınamayın. Size gerekli cevabı sandıkta da alanlarda da verecektir” dedi.
“HUKUKSUZ VE KEYFİ İŞÇİ KIYIMINA SON VERİLSİN”
İşten çıkarılan 15 işçi adına açıklama yapan ve çıkarılan işçilerden biri olan Elmas Köçkün, çalışma haklarının gasp edilmesine izin vermeyecekleri belirtti. İşten çıkarmaların Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Köçkün şunları söyledi; “Anayasanın 127. maddesine göre, Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenmiştir, yerinden yönetim ilkesine uygun düzenlenen yerel yönetimlerde çalışan personelin Vali’nin başkanlığında toplanan kurulun teklifi ve İçişleri Bakanı’nın onayı ile kamu görevinden çıkartılması, Anayasanın 127. maddesine aykırıdır. Diğer yandan bu yasal düzenleme ile masumiyet karinesi de göz ardı edilmiştir.
696 sayılı KHK ile taşeronlarda çalıştırılan işçilerde bir sürü diğer koşul yanında devlet memurları için aranan koşullar da aranmaya başlamıştı. Merkezi idareye kadrolu geçişte 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun atama şartlarını aramak bile tartışmalıyken 657 sayılı kanun içinde tanınmamış ve tanımlanmamış belediye şirketlerine geçiş için 657 koşullarını aramanın hukuki temeli olmayan bir keyfiyet olduğunu daha önce ifade etmiştik ve demiştik ki; yıllardır kamu idareleri için çalışan ve aslında kamu idarelerinin işçisi oldukları hukuken tescil edilmiş olan işçilerin karşısına güvenlik soruşturması koşulunu dikmek hukuk dışıdır ve işçileri eleme amacını taşımaktadır.
AYM’nin güvenlik soruşturması şartını kaldıran kararına rağmen AKP’nin hukuksuzluğu sürdürdüğü bilinmektedir. İktidarın onlarca konuda olduğu gibi bu konuda da evrensel hukuk ilkelerini esas almak yerine ‘ikinci sınıf vatandaş’ yaratma ve kendi yurttaşları arasında en büyük ayrımcılığı kanun yoluyla yasalaştırma girişiminden hala vazgeçmemiştir.
Siyasi iktidar bir kez daha hukukun arkasından dolanmakta sadece adayı değil birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan fişlemeleri kapsamını daha da genişleterek sürdürmek istemektedir. Kamu görevleri yönünden güvenlik soruşturması/arşiv araştırması uygulamasına gidilmesinin, demokrasi olduğu iddia edilen bir ülkede hiçbir şekilde kabul edilemez.
Şu anda da İzmir Büyükşehir Belediyesi İZENERJİ ve İZELMAN’da çalışan 15 üyemiz, hukuk dışı bir şekilde, güvenlik soruşturması bahanesiyle işinden aşından edilmiştir. Güvenlik soruşturmalarında yargı kararı ile mahkûm olup olmamalarına bakılmaksızın kişiler hakkında sübjektif değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Yargı kararı olmaksızın, keyfi olarak doğruluğu tartışılır istihbarata dayalı bilgilerle insanları işinden edemezsiniz! Cezalar şahsidir kimse yakınının veya bir akrabasının işlediği suçtan dolayı cezalandırılamaz. Kimse cezasını çektiği bir suçtan dolayı ayrımcılığa uğratılamaz. Suç işlemiş ve cezasını çekmiş olanların da çalışma hakkı gasp edilemez.
Zaten güvenlik soruşturmaları kamu görevlileri için 4045 sayılı güvenlik soruşturması kanununda düzenlenmiştir. Kendi çıkardıkları kanunu çiğneyen bir düzen içerisindeyiz. İşten atmaların yasak olduğu pandemi sürecinde kanunu çıkaranlar işten atmaları resmileştiriyor.
Güvenlik soruşturması bahanesiyle yapılan hukuksuz ve keyfi işçi kıyımına son verilsin.
Her türlü hukuksal ve demokratik mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. İşten atılan tüm işçilerin yanında olmaya devam edeceğiz.”
Yorum Yazın