Emekli Tuğamiral'in Yargıtay hakimlerine suç duyurusu
Türkiye kamuoyunu uzun süre meşgul eden Balyoz davasından ceza alan, sonrasında kumpas olduğu gerekçesiyle yeniden yargılanıp beraat eden emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, özel yetkili mahkemenin kararını, 'yasadışı delillerle mahkum edildiklerini söylemelerine rağmen' onayan Yargıtay 9'uncu Dairesi başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Balyoz sanığı Tuğamiral'den
- Ege Postası
- 15.02.2016 - 12:28
Foça Çıkartma Filo Komutanı olduğu sırada hakkında peş peşe soruşturmalar açılan emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar kamuoyunda Balyoz, Amirallere Suikast, Poyrazköy olarak bilinen davalardan yargılandı. Balyoz davasından ise 18 yıl hapis cezasına mahkum edildi. İlğar'ın, diğer sanık askerlerin ve avukatların delillerin sahte olduğuna yönelik itirazlarına rağmen Yargıtay 9'uncu Dairesi, özel yetkili yerel mahkemenin verdiği kararları onadı. Yaklaşık 3.5 yıl cezaevinde kalan emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali yaşandığına yönelik kararı sonrasında yeniden yargılanıp bu kez beraat etti.
HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
Ceza almalarına neden olan delillerin sahte olduğunun uzman incelemelerinden ortaya çıkmasından sonra beraat eden emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, uğradığı haksızlıklarını sorumluları hakkında hukuk mücadelesi başlattı. Bu arada Yargıtay'ın haklarında soruşturma başlattığı ve halen de devam eden Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul, üyeleri Hamza Yaman, Ahmet Toker, Fikriye Şentürk, Abdurrahman Kavun ile Yargıtay Savcısı Hüseyin İnce hakkında, İlğar da suç duyurusunda bulundu. 35 sayfalık dilekçeyle Yargıtay'a hakimler hakkında suç duyurusunda bulunan emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, yargılanma süreci hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. İlğar şöyle dedi:
"Yasaya ve hukuka aykırı görülen tensiple verilmiş yakalama kararı itiraz üzerine kaldırıldı ve sanıklar serbest kaldı. Böylece deliller ile bilirkişi raporlarını inceleyebildiler. Tüm delillerin dijital ve imzasız olduğu, somut hiçbir olay ve olgunun belgelendirilemediği dosyada yüzlerce tutarsızlık bulunduğu tespit edildi. Bunları görmezden gelen TÜBİTAK'ın bilirkişi raporunun yasanın öngördüğü tüm kurallar çiğnenerek hazırlandığı, bulgularının yanlış olduğu görüldü. Kaldı ki bu rapora imza koyan heyet üyelerinin basına yansıyan haberlere göre halen yurt dışına kaçtıkları bilinmektedir. Soruşturmada aldırılan savunmanın bilirkişi mütalaaları ve uzman raporlarıyla dosyadaki bilirkişi raporu sayısı 33'ü buldu. Bunlar içinde emniyetin verdiği tespit raporları ile TÜBİTAK raporu hariç hemen tamamı sanıklar lehinde idiler. Ancak mahkeme heyeti kendi kararı ile hiç bilirkişi raporu aldırmadı ve 365 kişiyi tamamı dijital olan imzasız delillerden kendi teknik çıkarımlarına göre yargıladı. Sanıklar ilk iddianamenin mahkemece kabul edildiği tarihe kadar suçlandıkları sözde delillerden hiçbirine ulaşamamıştır."
SAHTELİKLER GÖZARDI EDİLDİ
Emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar, avukatların, kronolojik tutarsızlıkları, çelişkileri ve hataları belgelerle ispat edip kayda geçirdiklerini, dava öncesi soruşturma zamanında savcılığın, kendilerini suçlamak için kullanılan belgelerin sahte olduğunu gördüklerini, ancak bunları görmezden geldiklerini de öne sürdü.
'ADİL OLARAK YARGILANMALARINI TALEP EDİYORUM'
Emekli Tuğamiral Mehmet Fatih İlğar dilekçenin sonuç bölümünde ise şu görüşleri dile getirdi:
"Bu davanın soruşturmasından temyiz sürecine kadar bütün aşamalarında, insan hakları doğrudan ihlal edilmiş, büyük mağduriyetler yaratılmış, hatta hayatlar yitirilmiştir. Hem evrensel hukuk kurallarına, hem de Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre delil olarak kabul edilemeyecek dijital düzmeceler ile dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük dijital veri sahtekârlığı kurgulanarak, çalıştığım kurum olan Deniz Kuvvetleri bir suç organizasyonu, şahsım da terörist ve darbeci olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Dijital saçmalıklara her kademede itibar edilip, ailem, tanıdıklarımla birlikte onur, şeref ve haysiyetim ayaklar altına alınmıştır. Ayrıca, hukuk marifetiyle birbirinden liyakatli onlarca deniz subayının ahlaki olmayan yöntemlerle tasfiyeleri gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle, şikayet olunanların, CMK ve TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca adil olarak yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını talep ediyorum."
Yorum Yazın