Engin Altay: 14 Mayıs kurtuluş günü, Türkiye’ye hayırlı olsun!
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Sinop’ta yurttaşlara, “Bu coşkuyu bir devrin sona erişinin kutlu ve mutlu bir başlangıcının heyecanı olarak görüyorum. Bay Kemal, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Gültekin Uysal… 81 vilayette 86 milyonla et, tırnak oldular. 14 Mayıs kurtuluş günü hayırlı olsun Türkiye’ye” dedi.
- Ege Postası
- 01.04.2023 - 16:45
- Güncelleme: 01.04.2023 - 18:02
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Sinop’ta yurttaşlarla ile bir araya geldi.
Sinop’ta İmamoğlu ve Altay’a, Millet İttifakı Sinop İl Başkanları, CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Sinop Ayancık Belediye Başkanı Hayrettin Kaya, Amasya Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı eşlik etti.
“SİNOP’UN GURURU HOŞ GELDİN”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay kürsüye çıktığında yurttaşlar, “Sinop’un gururu hoş geldin” diye seslendiler. Altay, yurttaşlara, “Sağ olun. Hepiniz 20 yıldır beni dinliyorsunuz. Ekrem İmamoğlu’nu hasretle beklediğinizi biliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile sizleri buluşturmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.
Altay’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“14 MAYIS KURTULUŞ GÜNÜ HAYIRLI OLSUN TÜRKİYE’YE: Sinop Meydanı’nda çok miting yaptık, çok da konuştuk. Ama böyle bir coşku görmedim. Helal olsun Sinoplulara. Bu coşkuyu bir devrin sona erişinin kutlu ve mutlu bir başlangıcının heyecanı olarak görüyorum. Bay Kemal, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Gültekin Uysal… 81 vilayette 86 milyonla et, tırnak oldular. 14 Mayıs kurtuluş günü hayırlı olsun Türkiye’ye.
HEPİNİZE MİNNETTARIM: Sinop’un da tıpkı 54, 57’de olduğu gibi en cesur kararı, en güçlü başkaldırıyı, demokrasi için adalet için ahlak için liyakat için göstereceğinden zerre kuşkum yok. Bugün Sinop’tan siyaset tarihimde ilk defa bu kadar mutlu, bu kadar umutlu ayrılacağım. Hepinize minnettarım. Sağ olun, var olun.
TÜRK’ÜYLE, KÜRT’ÜYLE, ALEVİ’SİYLE, SÜNNİ’SİYLE, BAŞI AÇIĞIYLA, BAŞI KAPALISIYLA...: Hiç kimse bizden bu kampanyada kaba söz işitmeyecek. Tehdit, hakaret işitmeyecek. Biz 14 Mayıs’ı Türkiye’nin tıpkı Çanakkale’de düşmana karşı tek vücut olması gibi Türk’üyle, Kürt’üyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle, başı açığıyla, başı kapalısıyla, kuzeylisi, güneylisiyle hep birlikte 86 milyonun kardeşliğinin ilan edileceği büyük ve güçlü Türkiye’nin inşa edileceği bir kutlu karar günü olarak görüyoruz. Kutlu olsun bu gününüz.
TÜRKİYE’DE HELALLEŞMENİN, ZENGİNLEŞMENİN, BARIŞMANIN MÜHRÜNÜ BASACAĞIZ: Bu seçim, diğer seçimlerden farklı. Yıllarca farklı durduğumuz, münakaşa ettiğimiz partilerle yan yana geldik. Onların bize, bizim onlara kem baktığımız, hoşlanmadığımız, itiştiğimiz partilerle bizi bir araya getiren devletin tahrip olması, milletin bölünmüş olmasıdır. İnsanlara haksızlık, eziyet yapılıyor olmasıdır. Devletin talan edilmesidir. Türkiye’nin, 85 milyonun artık yarısının açlık sınırının altında yaşadığı bir düzenin, bu harami düzenin de tesisidir. Devleti soyanlara hep birlikte 14 Mayıs’ta dur diyeceğiz. Türkiye’de helalleşmenin, zenginleşmenin, barışmanın mührünü basacağız ve diyeceğiz ki ‘bizi kimse bölemez, bizi kimse soyamaz.’
DEVLETİN İMKANLARININ BEŞLİ ÇETELERE PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE DUR DİYECEKSİNİZ: Ekrem Başkan, Erfelek’te ve Gerze’de muhteşem bir ilgiyle karşılandı. Dedim onlara, bilirim beni seversiniz ama kıskandım işin doğrusu. Ama hak ediyor. Hak ediyor. İstanbul’da ‘kimsenin hakkını yemem’ dedi. ‘Gençliğim var, geleceğim var, heyecanım var’ dedi. Devlet gücüyle elinden alınmak istenen seçimi 16 milyon İstanbullunun iradesini yedirmedi haramilere. Siz de şimdi beytülmali haramilere yedirmeyeceksiniz. Devletin imkanlarının beşli çetelere peşkeş çekilmesine dur diyeceksiniz. Konser yasaklayanlara, köylüye tarlaya dert ektirenlere, işçinin alın terini vermeyenlere, üniversiteyi bitiren öğrencilerimizi işsiz gezdirenlere hayır diyeceksiniz. Hep birlikte haykıracağız, yaşasın özgürlük, yaşasın demokrasi, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti diyeceğiz.
ARTIK ÇOCUKLARIMIZIN GÖZÜNE BAKTIĞIMIZDA MUTLULUK VE UMUT GÖRECEĞİMİZ BİR DÜZENİ KURUYORUZ: Sana söz yine baharlar gelecek diye kampanyamızı başlattık. Gerçekten yürekten inanıyorum. Herkesin huzurunun, refahının, mutluluğunun tadına vardığı, hepimizin artık çocuklarımızın gözüne baktığımızda mutluluk ve umut göreceğimiz bir düzeni kuruyoruz. Şimdiden hayırlı olsun. Bunu kuracak olan da 6 genel başkan ve Türkiye’nin iki sevgilisidir. İki sevgilinin biri burada. Biri de Ankara’da Mansur Yavaş. 6 siyasi parti, 85 milyonun isteğine uygun olarak iki büyükşehir belediye başkanı ile demokrasi ve kurtuluş hükümetini güçlendirdiklerini ilan ettiler.”
İMAMOĞLU'NDAN "OYLARI BÖLMEYİN" ÇAĞRISI
CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Sinop’u ziyaret etti. Altay ile İmamoğlu’na, Sinop ziyaretinde, eşleri Fatoş Altay ve Dilek İmamoğlu da destek verdi. Altay ve İmamoğlu’nun Sinop’taki ilk durakları Gerze ve Erfelek ilçeleri oldu. Vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan Altay ve İmamoğlu, Gerzelilere Demokrasi Parkı’ndan, Erfeleklilere ise Musa Can Parkı’ndan hitap etti. Altay tarafından anons edilen İmamoğlu, konuşmasına Sinop’ta ve Karadeniz’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Uzun yıllardır yürütülen kirli siyaset nedeniyle tüm ülkenin çok yorulduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Çok yoruldu memleket; çok sıkıldı, çok üzüldü. Siyasetin kirli alanını, bu memleket yaşamaktan usandı. Her akşam sert bir insan yüzü, parmak sallayan anlayışı ve insanları azarlayan bir dilden kurtulmak istiyoruz. Onu, evine yollamak istiyoruz. Onu, evine yollayıp emekli etmek istiyoruz” dedi.
İmamoğlu, konuşmasında satır başlarıyla şunları söyledi:
"BEN BU MAHALLENİN UŞAĞIYIM: Çok güzel bir Sinop gününde havanın ışıl ışıl olduğu bir bahar zamanında ve bu Sinop'un yine cennet köşesi Gerze'de sizlerle beraber olmaktan çok mutluyum. Çünkü ben bu mahallenin uşağıyım. Karadeniz'in havası bana esti mi? Bir başka coşuyorum. Hele hele bizim siyasetin ilk anından itibaren bir abi kardeş ilişkisiyle birlikte o güzel yılları bir arada geçirdiğim Engin Altay’la Sinop'u ziyaret etmek elbette çok büyük mutluluk. Hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız, iyi ki geldiniz, iyi ki buluştuk. Cıvıl cıvıl bir mahalle görüyorum burada, cıvıl cıvıl bir ilçe görüyorum. Niçin? Çünkü her yaştan insan var büyüklerim var, hanımefendiler var, beyefendiler var çok kıymetli gençler var. İnanılmaz cıvıl cıvıl çocuklar var. Muhteşem görüntüler Güzel anneler var, babalar var.
MEMLEKETİN HER ANI BÖYLE OLSUN: Aslında arzu ettiğimiz şu: Memleketin her anı böyle olsun. Memleketimizin her noktası böyle olsun. Hani Sinop'a mutlu şehir derler. Mutluluğunun vesilesi insanlarıdır. İnsanlarının gönlü zengin, kalbi güzeldir. İnsana insan olduğu için güzel gözle bakar. İyi gözle bakar, iyi karşılar misafirperverliği başkadır. Onun için Sinop'unu mutlu şehir, o mutlu insan kalbi, bütün Türkiye Cumhuriyeti'ne yayılır inşallah. Sizlerle beraber yayılsın. Sinop'un, Gerze'nin o enerjisini almaya geldim. Geçen Edirne ve Kırklareli’nde Trakyalı hemşerilerimle buluştum. Sonra tabii ki kendi coğrafyamızdan başka Karadeniz'de devam etmeyi arzu ettim ve Karadeniz'deki ilk ziyaret noktamızı da Sinop olarak belirledik. Sinop'ta olmaktan da çok ama çok mutluyum.
ONU EVİNE YOLLAYIP EMEKLİ ETMEK İSTİYORUZ: Çok yoruldu memleket, çok sıkıldı, çok üzüldü. Siyasetin kirli alanını bu memleket yaşamaktan usandı. Her akşam sert bir insan yüzünü parmak sallayan anlayışı ve insanları azarlayan bir dilden kurtulmak istiyoruz. Onu evine yollamak istiyoruz. Onu evine yollayıp emekli etmek istiyoruz. Memleketin üretime ihtiyacı var. Gençlerimizin umuda ihtiyacı var. Çocuklarımızın cıvıl cıvıl, geleceği kucaklayacak iyi bir eğitim alması lazım. Sinop'un hakkettiği yere gelmesi lazım. Bakın İstanbul'dan Sinoplu hemşerilerimin de size selamını getirdim. Sinop'tan daha çok Sinoplu İstanbul’da var. Sinoplu dostlarımız elbette ekmeğini her yerde çıkartır ama bu cennet köşesi Sinop'un kendi karakteriyle, doğasını koruyan anlayışıyla, tarımıyla, her unsuruyla, turizmiyle, aslında hak ettiği değerin çok altında. Ekonomik olarak çok altında. Gençlerimiz, cennet köşesi vatanı, Sinop'u terk etmemeli. Burada paralarını kazanmalı, hayat kalitesine belli bir seviyede yaşamalılar. Ama Türkiye ne yazık ki bu düzeni kuramadı. Biz kuracağız, göreceksiniz. Güçlü bir yapıyla, her köşesini, memleketin doğusunu batısını, güneyini kuzeyini en güzel şekilde değerlendireceğiz. Turizmden, tarımdan, Sinop'un gelirini en az iki katına çıkartacak avantajları olduğunu bilen yönetimiz. Bir köşeyi rant alanı olarak kullanırken, memleketin bir başka köşesini unutmayacağız. '785 bin kilometrekare' dedi Engin abi. Evet 785 bin kilometrekarenin her köşesini cennet yapmalıyız. Her köşesindeki insanları, kazanan insanlar haline getirmeliyiz. Bütün bunlar mümkün.
BİR KİŞİNİN İKTİDARI BİTECEK, BİR AVUÇ İNSANIN MUTLULUĞU BİTECEK: 14 Mayıs’a giderken bakın 2017’den beri ülkemizde bir ittifak mücadelesi veriliyor. İnsanlar bir araya gelsin, bir arada düşünsün ortak akılla memleketi yönetsin diye bu yola çıkıldı. Bu yıl bu yolculuğun lideri ve önderi gerçekten büyük emek vermiş. 2017 yılından beri büyük emek vererek bu yolculuğu yapan ve bugün hepimizin Cumhurbaşkanı adayı olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamlarını getirdim size. Hep beraber hep bu seçimi kazanacağız. Cumhurbaşkanı adayımız da öyle diyor, biz de öyle diyoruz. Evet, Millet İttifakı olarak seçime giriyoruz. Evet, hep birlikte çalışacağız. Millet İttifakı'nı iktidar yapacağız. Ama esasen biz 86 milyon insanımızı milletimizi iktidar yapacağız. Bir kişinin iktidarı bitecek. Bir avuç insanın mutlu olduğu dönem bitecek, 86 milyon insanımız mutlu olacak herkes mutlu olacak. Partizanlığı çöpe atacağız. İnsan kayırmacılığı çöpe atacağız. Adalet, hak, hukuk gelecek, liyakat gelecek. 'Ben çalışırsam hakkımı elde ederim' düşüncesi karşılığını bulacak bu topraklarda. Hukuksuz, kayırmacılık, bütün bu duyguları bertaraf edeceğiz. Göreceksiniz yani bir seçim bittikten sonra 86 milyon insanın eşitlendiği bir dönem başlayacak. Şu belediye benim belediyem, o belediye benim belediyem değil demeyeceğiz. İnsanlarımıza eşit davranacağız.
BU KARDEŞİNİZ 2019 YILINDA SEÇİLDİKTEN SONRA YAPMADIKLARINI BIRAKMADILAR: Bakın bu kardeşinize, 2019 yılında seçildikten bugüne yapmadıklarını bırakmadılar. Soruşturmalar, mahkemeler, davalar, herhalde takip ediyorsunuz, yapmadıklarını bırakmadılar. Ellerinden geleni ardına koymadılar ama yine başarılı olduk. Yine iş ürettik, yine memleketimizin o cennet köşesi İstanbul'umuza çok güzel hizmetler yaptık. Ama bu dönemi bitireceğiz biz. Öyle ona buna zulüm çektirmek, hukuksuzluk yapmak dönemini sona erdireceğiz. Az önce başkanımız da söyledi. Sevgili dostum Mansur Yavaş'ın da sizlere selamlarını getirdim. İttifakımız güçlü. Başında Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Meral Akşener diğer liderler hep birlikte çok çalışacaklar. Ama iki şehirde Cumhurbaşkanımızın Sayın Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle bir dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul'un ve Cumhuriyetimizin başkenti olan Ankara'nın belediye başkanları olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında bu yeniden yapılanma döneminde yeniden bir başlangıç ortaya koyma döneminde neyimiz varsa ortaya koyacağız. Birlikte başaracağız ve ülkemizi, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışır hale getireceğiz.
ARTIK KAYBEDENLER DEĞİL KAZANANLAR KULÜBÜYÜZ, O İŞİ BİZ 2019’DA BİTİRDİK: İki noktayı daha sizlerle paylaşarak sözlerime son vermek istiyorum. Birincisi bakınız bizim Cumhurbaşkanı adayımız bütün görüşleri bir araya toplama gayretinde aynı masada konuşmak, aynı masada bir ortak akıl üretmek gayretinde her düşünce her anlayış orada var. Ayrışmayı istemiyoruz. Sandıkta ayrışmak yok. Ayrışmayacaksınız, oyununuzun yeri Millet İttifakı, oyunuzun yeri, Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu. Dolayısıyla ayrışmak isteyenler olabilir. Biz onlara bir şey demiyoruz. Ama siz ayrışmayacaksınız. Ayrışmak isteyen kendi yoluna gider. Ama siz oyunuzu bölmeyeceksiniz. Oyunuzu Kemal Kılıçdaroğlu'na kullanacaksınız. İkincisi her yerde gönüllü olacağız. Bakın ben memleketimin her köşesini gezeceğim. Hakkâri’ye de gideceğim, Karadeniz'in her noktasına da gideceğim. Genel başkanımızla da gezeceğim diğer liderlerle de dolaşacağım. Ve her köşesinde gönüllü bir şekilde oy kullanacağız, oylarımıza sahip çıkacağız. Memleket tam da bugün yani 31 Mart'ı 1 Nisan'a bağladığı gece yapılan hukuksuzluklara 2019’da dur dedi. Maçta hile yapmaya kalktılar. Milletimiz onlara büyük bir tokat attı. Yani bize kaybedenler kulübü diyorlardı. Artık kazananlar kulübüyüz biz milletçe kazanacağız. O işi biz 2019’da bitirdik. Zaten onun için dört yıldır İstanbul'da varsa yoksa İmamoğlu. Başka bir iş dedikleri yok. Akıllarını başlarından milletçe aldık almaya devam edeceğiz. O günün, o güzel ruhunu ve duygusunu yaşamaya devam. Nasıl yapacağız? Her şey çok güzel olacak.”
CHP Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Engin Altay ve Ekrem İmamoğlu’nun ikici durağı ise Erfelek oldu. Erfelek’te de otobüs üzerinden vatandaşlara seslenen İmamoğlu 31 Mart 2019 ayındaki seçimleri işaret etti. İmamoğlu şunları söyledi:
“BİZE OY VEREN VERMEYEN 16 MİLYON İNSANIMIZIN HAKKINI YEDİRMEDİK: İlk gezimi Trakya’ya yaptım, Kırklareli’ne, Edirne’ye yaptım. İkinci gezimi Sinop’a yapıyorum. Kıymetli hemşerilerim 2019’un mart ayında bir seçim yaşadık. Yani tam bugün dördüncü yılı. 2019’un 31 Mart'ında İstanbul'daki seçimde sandıkların oylarını hatırlayın Anadolu Ajansı akşam 10.00 civarında veri vermeyi kesti ve bir süre sonra çıktılar dediler ki 'Biz seçimi kazandık.' Hatta öyle bir hazırlık yapıldı ki gece saat 11.30 gibi bütün İstanbul'u afişlerle donattılar 'Seçimi kazandık' diye. Ama biz sabahlara kadar mücadelemizi sürdürdük. Milletimizin bize oy veren vermeyen 16 milyon insanımızın hakkını yedirmedik ve bu saatlerde yani ayın birinde bu saatlerde artık iş kesinleşmiş oldu.
MİLLETİMİZ ONLARA OLAĞANÜSTÜ BİR DEMOKRASİ TOKADI ATTI VE 23 HAZİRAN'DA SANDIĞA GÖMDÜK: Ne yaptılar? Bakın ne yaptılar? Bunu kendilerine yediremediler. Bir süre sonra seçimi iptal ettiler. Yani bir şekilde bu seçimi 'hüpletmek' istediler. Milletimiz ne yaptı? Bu hileye başvurmalarına karşılık onlara olağanüstü bir demokrasi tokadı attı ve 23 Haziran'da sandığa gömdük. Bugün onun yıl dönümünü yaşıyoruz. Bakınız çok net bir şey söyleyeceğim. 31 Mart'ta yapılan ve sonra seçimi iptal eden akıl, işte bizi ve memleketimizi sıkıntıya sokan akıl, insanlarımızı birbirinden ayıran akıl, o partili bu partili, şu partili belediye bu partili belediye diye... Kıymetli dostlar burada çok değerli deneyimli ağabeylerimiz, büyüklerimiz var, hanımefendiler var, ablalarımız var. Siyasi yarış ülkemizde hep olmuştur. Benim ailemde her partiden siyasete ilgi duyan insanlar oldu inanın. Demokrat Partili oldu Cumhuriyet Halk Partili de oldu, ANAP'lı da oldu, Doğru Yol Partili oldu, Milliyetçi Hareket Partili de oldu, Milli Selamet Partili de oldu. Karma bir ailenin evladıyım. Ama hiçbir dönem böyle bir bölünmeyi milletimiz yaşamadı. Milleti böylesine bölüp iktidar için her şeyin mübah olduğunu milletimize hiçbir devlet yöneticisi göstermedi, yaşatmadı. Bunlar için her şey mübah her yol mübah.
ONU 14 MAYIS'TA YOLLAYACAĞIZ, DÖNEMİ BİTTİ O AKLIN, O ZİHNİN DÖNEMİ BİTTİ: Durduk yerde Ekrem'i terörist ilan etti. Durduk yerde İmamoğlu'na hapis cezası verdi. Yani ellerinden gelen her şeyi yaparak, yeter ki iktidarda oturmaya devam etsinler. Allah aşkına bu memleketin her karış toprağı kimin? Sizin değil mi? Bizim değil mi? Sizin bizim az önce Çanakkale'yi anlattı kıymetli başkanımız. Sizin, bizim, hepimizin, memleketin her evladının. Atasının, dedesinin, ninesinin kanlarıyla yoğruldu bu memleket. İktidar olmak ne demek? Hükümet olmak ne demek? Belediye başkanı olmak ne demek? Ne demek biliyor musunuz? Milletine hizmet etmek demek. Memleketimin insanına önü ilikli, başı hafif öne eğik, onun ihtiyacını dinleyen, onun sorununu dinleyen, sorunlarına çözüm bulmak demek. Suç atmak değil, haddini bildirmek değil. Biz cumhuriyetle yönetilmeye 100 yıl önce karar verdik. Cumhuriyetle yönetilmek ne demek biliyor musunuz? Yöneticilerin millete haddini bildirdiği değil, yöneticilerin hadlerini bildiği bir yönetimdir. Bunun adı tevazuyla halkına daha iyi proje üreten, daha iyi işleri anlatan, 'Daha iyisini ben yaparım' diyen seçimde böyle yarış olur. Çelme takarak, karalayarak, lekeleyerek kötü bir dönem yaşatmıyorlar bize. Bu aklı, milletimizin hiçbir ferdi hak etmiyor. Hukuksuzlukla yargıyı, siyasetin silah haline getirip insanların yaşamını zehrederek memleket hiçbir fayda elde etmez. Çocuklarını mutsuzlaştırarak, gençlerini 'Yurt dışına giderse gitsin' diyerek bu memleket hiçbir şey kazanmaz. Bu memleketin insanı bunu hak etmiyor. Ne yapacağız biliyor musunuz? Onu yollayacağız. Onu 14 Mayıs'ta yollayacağız. Dönemi bitti. O aklın, o zihnin dönemi bitti. Fırça atmak yok. Kimsenin haddi değil. Ben her yerde söylüyorum. Makam odamın arkasında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildiğim ilk günden itibaren Mustafa Kemal Atatürk'ün bir fotoğrafı duruyor. Bir köylüyü can kulağıyla dinlerken Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı. Dert edinmiş yüz ifadesiyle, bir vatandaşının gözünün içine bakarak dinlerken olan bir fotoğrafı. Bu memleketi Mustafa Kemal Atatürk’ün milletin gözünün içine bakarak konuşan yöneticiler yönetecek artık.
BİZLERE DE SEFER GÖREV EMRİ ÇIKTI: Temel unsurlarımız sıkıntıya uğramıştır. Şimdi temel unsurları düzelteceğiz. Demokrasiyi, hak, hukuk, adaleti, eğitimi, kadın haklarını, çocuklarımızla gençlerimizin ihtiyaçlarını karşılamayı ilke edinen bir dönemi var etmek adına, bir seferberlik hükümeti kuruluyor. Bu seferberlik hükümeti, 6 siyasi partinin yan yana geldiği bir hükümet olacak. Ve bizlere de sefer görev emri çıktı. Bizi davet ettiler. Dediler ki; ‘Kadim Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentliğini yapmış, dünyanın en güzel şehri, dünyanın başkenti İstanbul’un Belediye Başkanı, gel bizimle çalışacaksın.’ ‘Milletimizin emrine amadeyiz’ dedik, yollara çıktık. Yine Cumhuriyet’imizin başkenti güzel Ankara’nın kıymetli başkanı Mansur Yavaş beyefendi de aynı yolculuğa çıktı. Onun da size selamlarını getirdim. İşte birbirine vekalet veren, birbirine kefalet veren, kol kola, omuz omuza, yüreğiyle, bir seferberlik duygusuyla yeni bir başlangıcı Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında, milletimize hediye etmeye geldik. Millet İttifakı iktidarı değil bunun adı, milletin iktidarı. 86 milyon insanımızın iktidarı. Allah şahittir, şu mübarek ramazan ayında, huzurunda yemin ediyoruz. Seçimden sonra, -bunu biz İstanbul'da kanıtladık, Ankara'da kanıtladık, diğer şehirlerde kanıtladık- bu kardeşiniz, bu hemşeriniz sizlere söz veriyor. Seçimden sonra, Allah'ın kulu, verdiği oydan dolayı asla ve asla ayrıştırılmayacak, hakkı hukuku neyse o teslim edilecek.
AYRIŞMAK İSTEYEN KENDİ YOLUNA GİDER, AMA SİZ AYRIŞMAYACAK, OYLARI BÖLMEYECEKSİNİZ: Sevgili çocuklar, sevgili gençler, oy veren vermeyen herkes, hanımefendiler, beyefendiler, sandıkta ayrışmaya müsaade yok. Asla ayrışmayacaksınız. Oyunuzun yeri, Millet İttifakı. Oyunuzun yeri, Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu. Dolayısıyla, ayrışmak isteyenler olabilir. Biz, onlara bir şey demiyoruz. Ama siz ayrışmayacaksınız. Ayrışmak isteyen kendi yoluna gider. Ama siz oyunuzu bölmeyeceksiniz. Oyunuzu Kemal Kılıçdaroğlu'na kullanacaksınız. Anlaştık mı? Söz mü? Güzel. İkincisi; her yerde gönüllü olacağız. Bakın ben memleketimin her köşesini gezeceğim. Hakkâri’ye de gideceğim, Karadeniz'in her noktasına da gideceğim. Genel Başkanımızla da gezeceğim. Diğer liderlerle de dolaşacağım. Ve her köşesinde gönüllü bir şekilde oy kullanacağız, oylarımıza sahip çıkacağız. Memleket, tam da bugün, 31 Mart’ı 1 Nisan'a bağladığı gece yapılan hukuksuzluklara, 2019’da ‘dur’ dedi. Maçta hile yapmaya kalktılar, milletimiz onlara büyük bir tokat attı. Yani bize ‘kaybedenler kulübü’ diyorlardı, artık ‘kazananlar kulübüyüz’ biz. Milletçe kazanacağız. O işi, biz 2019’da bitirdik. Zaten onun için, 4 yıldır İstanbul'da varsa yoksa İmamoğlu. Başka bir iş dedikleri yok. Akıllarını başlarından milletçe aldık. Almaya devam edeceğiz. O günün, o güzel ruhunu ve duygusunu yaşamaya devam edeceğiz. Nasıl yapacağız? Her şey çok güzel olacak. Kesinlikle olacak. Sinoplu diyorsa, olacak kardeşim.”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere giderken kavga etmeyeceklerini, kimseyi ötekileştirmeyeceklerini belirterek şunları söyledi:
“TAYYİP BEY; ÇATLASAN DA PATLASAN DA KAVGA YOK: Tayyip Bey'le 20 yıldır didişiyoruz. Biz dedik ki, ‘Tayyip Bey, biraz kibar olalım. Nazik olalım. Birbirimize saygılı olalım’, yok. Kızıyor, sinirleniyor, hakaret ediyor, iftira ediyor, bazen küfrediyor. Ama biz bu seçimleri sabırla, kardeşlikle, sükunetle, kimseyi ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan, ‘başı açık, başı kapalı’ diye ayırmadan Türk-Kürt diye ayırmadan, Alevi-Sünni diye ayırmadan, doğulu-batılı diye ayırmadan, 86 milyonun bir ve beraberliğini, kardeşliğini, tıpkı Çanakkale'de Türk’üyle. Kürt'üyle düşmana nasıl meydan okuduysak, şimdi 14 Mayıs'ta kibar, nazik, tane tane Türkiye'nin başına neler geldiğini, 86 milyonun nasıl sömürüldüğünü, Türkiye'nin kaynaklarının bir avuç müteahhide nasıl peşkeş çekildiğini, orman köylüsünün nasıl inim inim inlediğini tane tane anlatacağız. Tayyip Bey; çatlasan da patlasan da kavga yok, kaba söz yok, iftira yok, tehdit yok. Ayrıca, atılan iftiralara, yapılan tehditlere de pabuç bırakmak yok. Şimdiden 14 Mayıs, Büyük Atatürk'ün kurduğu kutlu Cumhuriyet’in, demokrasiyle taçlanacağı günün adıdır. Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözmek için, Türkiye'de ayrımcılığı bitirmek için, ‘Ben, sen’ değil, ‘Biz’ demek için, 6 Genel Başkan el ele verdi ve yanlarına Türkiye'nin iki sevgilisini kattılar. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu aldılar. Büyük bir kadro, güçlü bir takım. Tek derdi Türkiye olan bir takım. ‘Siyaset bana ne verecek’ değil, ‘Ben Türkiye'ye ne vereceğim’ diyen bir takımla huzurunuzdayız.”
“BU MEMLEKETTE NE VARSA, BERABER PAYLAŞACAĞIZ VE TEKRAR AYAĞA KALKACAĞIZ"
Altay ve İmamoğlu, Gerze-Erfelek buluşmalarının ardından Sinop’a geçti. CHP Sinop milletvekili Barış Karadeniz ve Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan ile birlikte Sinop Mahmud Kefevi Öğrenci Yurdu’nu ziyaret eden Altay ve İmamoğlu, burada kalan depremzedelerle bir araya geldi. Afeti yaşayan vatandaşların sorunlarını dinleyen Altay ve İmamoğlu, deprem bölgesinden gelen bir grup öğrenciyle de sohbet etti. Depremzede öğrencilere nereden geldiklerini ve nerede okuduklarını soran İmamoğlu, şunları söyledi:
"Zor bir zaman ama aşacağız. Zor olduğunu biliyoruz. Birbirimizi anlayacağız, dertleşeceğiz, paylaşacağız ve inşallah aşacağız hep beraber. Ben, aslında o bölgedeki üniversite öğrencilerini Türkiye'ye dağıtırlar diye düşündüm. Yani bu çok iyi de olur. Bazıları Hatay'da belki iki dönem böyle devam edecek. Biz oradayız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak çalışıyoruz. Şu anda yaklaşık bin 500 personelimiz var. Ben de bayramın birinci günü inşallah Dilek Hanım'la orada olacağız. Elimiz orada her anında. İnşallah 15 Mayıs'tan sonra, daha da düzenli bir çalışmaya hazırlıyoruz. Sadece Hatay değil, bütün şehirlerimizi. 15 Mayıs’tan sonra daha hızlanacağız, daha hızlı yol alacağız. Çok geçmiş olsun. Acınızın bizim de acımız olduğunu bilin. Tabii ki kendinizi bir boşlukta hissediyorsunuz, ama bu memlekette ne varsa, beraber paylaşacağız ve tekrar ayağa kalkacağız. Sizden bir şey gitti; ne yapalım? Öyle değil. Hepimiz fedakârlık yapacağız. Varlığımızı paylaşacağız. Hem kişisel hem milletçe hem devletimizin bütçesiyle hep birlikte ayağa kalkacağız. Siz böyle bir kayba uğradınız da biz burada duramayız. Biz, hep beraber eşitiz. Kendimizi dengeleyeceğiz. Sonra yine hep beraber ayağa kalkacağız. Böyle bakacağız meseleye. Bunun başka bir yolu da yok yani. Onun için oradaki acı, hepimizin acısı. Moraliniz yüksek tutun lütfen. İnşallah çok daha güzel günleri yakın zamanda hep birlikte yaşarız.” (ANKA)
Yorum Yazın