Erdoğan: Hassasiyet ve atılacak adımlar konusunda...
Erdoğan bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile Beylerbeyi Sarayı’nda kahvaltıda buluştu, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan, Ortadoğu'daki gelişmeler için "Hassasiyet ve atılacak adımlar konusunda sadece Türkiye’nin değil diğer ülkelerin de dikkat etmesi gerekiyor" dedi.
- Ege Postası
- 14.09.2014 - 10:23
Star gazetesinin haberine göre gündeme ilişkin konuların görüşüldüğü toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilerin sorularını cevapladı.
Çözüm süreci Çözüm süreci ile ilgili gelinen son durumu özetleyen Erdoğan, Başbakanlığı döneminde atılan adımları yeniden hatırlatırken, 5 maddelik düzenlemenin sürece katkısını ifade etti. Çözüm sürecine sadece hükümetin değil, muhalefet, ilgili kurumlar ve STK’ların da sahip çıkmasınının önemine değinen Cumhurbaşkanı terörün ülkemize çok şey kaybettirdiğini belirterek medyanın sürece sağduyulu yaklaşması gerektiğini ifade etti.
IŞİD ve rehineler IŞİD’in elinde 49 konsolosluk görevlisinin rehin olması, Türkiye’nin bazı adımları rahatlıkla atmasını, hatta bazı durumlarda risk almasını başlı başına engelliyor. Bu süreç Türkiye’nin aslında daha “sabırlı” daha sistematik ve daha stratejik davranmaını gerektiren bir süreç. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu süreci çok yakından izliyor. Gerek liderlerle ikili görüşmelerinde gerek en son NATO ziyaretinde rehinelerin kurtarılması ya da en azından olumsuz bir gelişmenin yaşanmaması için kılı kırk yaran bir hassasiyet içinde olduğunu gösteriyor. Bu hassasiyet atılacak adımlara yansıdığı gibi kullanılan kelimelerle birlikte üsluba da yansıyor.
Obama’nın açıklaması Hassasiyet ve atılacak adımlar konusunda sadece Türkiye’nin değil diğer ülkelerin de dikkat etmesi gerekiyor. Türkiye bunun farkında. O yüzden gerek Cumhurbaşkanlığı makamı gerek Başbakanlık, Obama’nın açıklamasını dikkatli bir şekilde takip etmiş, etmeye devam ediyor. 4 maddelik planın insani yardım kısmı açıklamadan önce de etkindi, açıklamadan sonra da.
Türkiye’nin rolü Aslında Obama’nın açıklaması Türkiye’nin terörle mücadeleye bakışı ile örtüşüyor. Sorun sadece IŞİD veya Irak’ın bir bölgesi değil, bu bölgedeki tüm sorunlu alanlar - ki buna Suriye de dahil- ve bu sorunlarla uluslararası mücadele. Bir taraftan sorunu halletmek diğer taraftan sorunu destekleyen ülkelerle de görüşmelerin sürdürülmesi gerekiyor. Bu kapsamda Erdoğan’ın Rusya ve Çin liderleriyle bu konuyu görüşmemesi imkansız gibi görünüyor.
“Irak ve Suriye konusunda haklılığımız ortaya çıktı. Bir çok devlet başkanı haklı olduğumuzu bizzat söylüyor. Ama haklı olmamız birşey ifade etmiyor. Keşke bizi dinleselerdi de o kadar insan ölmeseydi” diyen Erdoğan, Rusya lideri Putin ile bu konuda daha önce görüştüklerini, önümüzdeki günlerde yeniden bir görüşme yapacağını ifade ediyor.
Irak’ta yeni hükümet Türkiye’nin bölgesinde yaşanan gelişemelere kayıtsız kalması düşünülemez. AK Parti siyaseti ülkeyi yönettiğinden bu yana durum böyle. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı, Davutoğlu’nun Başbakan olması bunu daha da güçlendirmiş durumda. Gerek Erdoğan’ın gerek Davutoğlu’nun senkronize düşünmesi, çalışması Türkiye açısından bir şans. Bunu yeni kurulan Irak hükümetine Türkiye’nin bakışında da görmek mümkün. Yakından izleniyor, yeni kabinenin attığı adımlar, söylemleri yakından takip ediliyor. Erdoğan’ın umudu ise yeni kabinenin Maliki hükümetini aratmayacak bir kabine olmasında.
AB'ile ilişkiler Türkiye’nin AB ile ilişkileri ve bu ilişkilerin artırılması ve yeni fasılların açılıp üyelik sürecinin hızlandırılması Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçim vaatleri arasındaydı. Görüşmede Erdoğan’ın bu konuda bir dizi ziyaretlerde bulunacağını ve bu ziyaretlere Baltık ülkelerinden başlayacağını öğreniyoruz. Ama ziyaret öncesinde de görüşme trafiğinin yoğun olduğu anlaşılıyor.
Paralel yapı ve HSYK Erdoğan’ın özelliklerinden biri de sözünü pek fazla sakınmaması. Bu durum zaman zaman sorun gibi görünse de temel meselelerde ön açıcı bir işlev görüyor. Paralel yapıyla mücadele de bu temel meselelerden biri. Milletin yanında ve bu konuda taraf olduğunu Cumhurbaşkanlığı makamında da saklamıyor. HSYK seçimlerinde paralel yapının attığı adımları izlediği ama karşı hamleleri de kaçırmadığı anlaşılıyor.
Yeni anayasa Erdoğan’ın gerek Başbakanlığı gerek Cumhurbaşkanlığı döneminde en önem verdiği konuların başında yeni anayasa çalışmaları geliyor. Başbakanlığı döneminde muhalefet ile birlikte 60 madde üzerinde anlaşmalarına ragmen bunları biraz da muhalefetin ayak diretmesiyle çıkarılamamasının üzüntüsünü yaşadığı gözleniyor. Ancak ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun “60 maddeyi onaylayabiliriz” açıklamasını da Türkiye adına olumlu buluyor. Yeni Türkiye hedefinin Yeni anayasa ile temellendirilmesi hem Erdoğan’ın hem de Yeni Türkiye halkının beklentileri arasında...
Yorum Yazın