Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı: Hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara ATO Congresium’daki AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıl dönümü programında; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. Erdoğan, "Bakınız bu zat, girdiği 13 seçimin 13’ünü de kaybetti. Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek, şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi. Ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti." dedi
- Ege Postası
- 24.08.2023 - 20:48
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıldönümü nedeniyle bugün Ankara ATO Congresium’da düzenlenen programa katıldı. Erdoğan burada şöyle konuştu:
“HAK VE HÜRRİYETLER NOKTASINDA VESAYETÇİLERİN BIRAKTIĞI ENKAZI TEMİZLEYEREK DEMOKRASİMİZİN STANDARTLARINI BİZ YÜKSELTTİK”
“Partimizin 22’nci gurur yılında bu vesileyle kuruluşundan itibaren AK Parti kademelerinde görev almış, AK Parti davasını savunmuş tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bu 22 yıllık süreçte teşkilatlarımızın her kademesinden kardeşlerimizden nicesini toprağa verdik. Kimi eceliyle vefat etti, kimi de AK Parti’nin taşıdığı dava sancağını yüceltmek için koştururken bölücü terör örgütünün kalleş saldırılarında şehit düştü. Kimi de tabi afetlerin kurbanı oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.
AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıl dönümünün ülkemize ve tüm teşkilatlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Değerli kardeşlerim, AK Parti iktidarlarında dünyaya gelenler partimizin kuruluş döneminde Türkiye’nin nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğunu bilmiyor. Biz 22 yıl öncesinden bahsettiğimizde gençlerimizin çoğu zihinlerinde o eski Türkiye’yi maalesef canlandıramıyor.
2001 krizinin etkilerinin tüm toplumda hissedildiği, işçinin, esnafın, iş dünyasının geleceğini göremediği bir iklimde partimizin kuruluşunu ilan ettik. AK Parti umutsuzluğun, belirsizliğin ve yasakların adeta karabasan gibi çöktüğü Türkiye’ye tıpkı bir güneş gibi doğmuş, umudun adı olmuştur. Kuruluşumuzun üzerinden 1,5 sene bile geçmeden milletimizin AK Parti’yi iktidara taşımasının, ülkeyi yönetme görevini vermesinin geleceğini AK Partili kadrolara emanet etmesinin sebebi işte budur. Milletimiz bize ve partimize güven duydu. AK Parti ve AK Partili kadrolar da bu güvene hiçbir zaman gözde düşürmemiştir. AK Parti ile birlikte siyaset tabi rotasını bulmuş, Türkiye’de merkezinde daha fazla demokrasinin, daha fazla özgürlüklerin, daha fazla ekonomik kalkınmanın olduğu yeni bir dönem başlamıştır.
Hak ve hürriyetler noktasında vesayetçilerin bıraktığı enkazı temizleyerek demokrasimizin standartlarını sizlerle beraber biz yükselttik.
22 yıllık dönemde içeriden ve dışarıdan bizi yıkmak için denemedikleri yol kalmadı. Nice ihanetlere maruz kaldık, nice saldırılara göğüs gerdik, nice badireler atlattık, nice engelin, zorluğun, sıkıntının üstesinden geldik. Karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine, medya provokasyonlarından kapatma davasına, 367 garabetinden 17-25 Aralık girişimine, Gezi olaylarından 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, her çeşidinden terör saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar bir siyasi hareketin belki de asırlar boyunca karşılaşmayacağı sayıda hainliği, vandallığı, hukuksuzluğu biz sadece 22 yılda yaşadık, gördük. Ne ile karşılaşırsak karşılaşalım, her zaman Allah’a dayandık.
“HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİK, FAKAT ÜLKEMİZİN ANA MUHALEFET PARTİSİNİ TEK PARTİ FAŞİZMİNİN BOYUNDURUĞUNDAN BİR TÜRLÜ KURTARAMADIK”
AK Parti olarak Türk siyasetinin son 22 yılına yön verdik. Karşılaştığımız engellere rağmen, tarihi nitelikte sayısız reforma imza attık. Yıllardır kendi öz yurdunda parya olarak görülen toplum kesimlerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaş hâline getirdik. Demokrasimizin standardını yükselttik. Vesayeti gerilettik, imkânsız denilen pek çok başarıyı ülkemizin kazanç hanesine gururla yazdırdık. Ama 22 yıllık siyasi yolculuğumuzda kalibremize ve kalitemize uygun bir muhalefet maalesef bulamadık. Her şeyi değiştirdik, fakat ülkemizin ana muhalefet partisini tek parti faşizminin boyunduruğundan bir türlü kurtaramadık.
22 yıllık sürede tam 17 kez sandıkta bizimle yarıştılar; yani ortalama 1,5 yılda bir siyaset arenasında karşımıza çıktılar. Her defasında milletten okkalı bir tokat yediler. Milleti hafife almanın, milli iradeyi aşağılamanın, sandığın meşruiyetini sorgulamanın bedelini seçimleri kaybederek ödediler. Milleti suçlama alışkınlığından vazgeçmediler. Dün milleti göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı diye aşağılıyorlardı, bugün de kırsal kesim diyerek tahkir ediyorlar. Dün açık oy gizli tasnifle milli irade hırsızlığı yapıyorlardı, bugün de sandığın meşruiyetini tartışmaya açarak aynı faşizmi sergiliyorlar. Nereye dayanıyorlar Kandil’e. Kandil’den gelen desteğe dayanarak Seçim kazanacaklarını sanıyorlardı. Oldu mu? Olmaz. Bu millet asla bu yanlışlılara ve teröre yüz vermeyecektir. Fakat üzülerek ifade etmek isterim ki, yaşadıkları onca hezimete, seçim yenilgisine rağmen bir kez olsun hatalarından ibret almadılar.Her seçim sonrasında içlerindeki sandık nefretini kusmaktan geri durmuyorlar. Dünya değişiyor, eski çamlar bardak oluyor ama CHP’nin faşist kodları asla değişmiyor. Kılıçdaroğlu ve avanesinin milletin tercihlerine karşı hazımsızlıklarında zerre kadar iyileşme olmuyor. Bakınız bu zat, girdiği 13 seçimin 13’ünü de kaybetti. Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek, şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi. Ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti. Hala milletten özür dilemiyor, kendi hesaba çekmiyor, hatalarıyla yüzleşmiyor.
“85 MİLYONUN TAMAMINA SAYGI DUYAN, HESAP VEREN, CESARETLE HESAP SORABİLECEĞİNİZ BİR PARTİ VE İTTİFAK ARIYORSANIZ GELİN SİZ DE AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI’NA KATILIN”
Kılıçdaroğlu ve CHP'li oligarkların bu pişkinlikleri, bu arsızlıkları en fazla Gazi'nin hürmetine CHP'ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Toplumun belli kesimlerinde hayal kırıklığı giderek büyümekte, bunların aymazlıklarından dolayı umutsuzluk yaygınlaşmaktadır. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum, açık söylüyorum, demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır. Buradan özellikle 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde farklı tercihlerde bulunmuş tüm vatandaşlarımıza şu samimi çağrıyı yapmak istiyorum: Türkiye'nin tüm renklerini, tüm zenginliklerini temsile haiz parti AK Parti'dir. AK Parti bir Türkiye partisidir, 85 milyonun tamamının partisidir.
Davetim 85 milyonun her bir ferdinedir. Sadece seçmenine değil, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamına saygı duyan, hesap veren, cesaretle hesap sorabileceğiniz bir parti ve ittifak arıyorsanız gelin siz de AK Parti ve Cumhur İttifakı’na katılın. Yarın neredeyiz? Yarın Ahlat'tayız. Öbürsü gün neredeyiz? Öbürsü gün Malazgirt'teyiz. Cumhur İttifakı olarak ecdadımızın Anadolu'dan çıktığı yolda biz bir oluyoruz, iri oluyoruz, diri oluyoruz hep birlikte Türkiye oluyoruz. Size sürekli dayatmalarda bulunulmasından, her seçim öncesinde tıpış tıpış oy vereceksiniz denilmesinden tepkilerinizin kibir kulelerine ulaşmamasından rahatsızsanız, gelin siz de AK Parti ailesinin üyesi olun.
Hayat tarzı diyerek size korku salıp, koltuklarını korumaya çalışanlara gelip hep beraber esaslı bir ders verelim.
Gelin bizler de milleti kandırmaktan utanmayan, milletin tercihlerine saygı duymayan bu kifayetsiz muhterisleri siyasette tutmayalım. Eski Türkiye'nin bakiyesi bu arkaik ekibi hep birlikte emekliye sevk etmeye hazır mıyız? Siyaset bunlardan çok çekti, bu millet bunlardan çok çekti. 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının sadece Türkiye Yüzyılı'na değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. yılına yakışır muhalefet pratiğinin oluşması için önemli bir fırsat sunduğuna inanıyorum.
“CUMHURİYETİ’MİZİN 100. YILINDA BU ÜLKEYE BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİ, BİRİNCİ EKONOMİ VE BİRİNCİ SINIF GELECEK YAKIŞTIĞINA İNANIYORUZ”
Cumhuriyeti’mizin 100. yılında bu ülkeye birinci sınıf demokrasi, birinci ekonomi ve birinci sınıf gelecek yakıştığına inanıyoruz. İktidarda geçen yaklaşık 21 yılımızda bunun altyapısını kurduk, temellerini çok güçlü attık ve bu şekilde de yola devam ediyoruz. Gençler, Cumhurbaşkanlığımızın ustalık döneminde inşallah her açıdan daha müreffeh, daha güvenli, daha itibarlı, daha güçlü ve huzurlu bir Türkiye'yi inşa ederek milletimize olan sözümüzü yerine getireceğiz. Gönüller yapmak için çıktığımız yolda 22 yıldır olduğu gibi gönüller kazanarak mücadelemize devam edeceğiz. Polemik yapmayacağız, bahane aramayacağız, istismar peşinde koşmayacağız, önümüze çıkan engellere aldırmayacağız, muhalefetin yalanlarına teslim olmayacağız. Haktan, adaletten ve doğruluktan asla sapmayacağız. Kibri, böbürlenmeyi kapımıza kesinlikle yaklaştırmayacağız.
“YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARIN GEÇİCİ OLDUĞUNU TÜRKİYE'NİN BU ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELECEK GÜCE, İMKÂNA VE KAPASİTEYE SAHİP OLDUĞUNU İNSANLARIMIZA ÇOK İYİ ANLATALIM”
7 ay sonra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetim seçimlerinde zafere koşmaya var mıyız? Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz, kapı kapı ana kademe, kadın kolları ve gençler dolaşacağız. İşte İstanbul’un hâli ortada, Ankara’nın hâli ortada. İzmir’i zaten konuşmama gerek yok. Mersin ortada. Adana ortada. İşte buraları pırıl pırıl, yeniden sahiplerine kazandırmak için çok çalışacağız. Mayıs seçimlerinde milli irade nasıl her oyunu bozduysa 2024 Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde de millet inanıyorum ki geleceğine el koyacak. Milletimiz muhalefetin beceriksiz yönetimlerinin elinde yıllarını kaybeden şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturacaktır. Bu süreçte tüm dava arkadaşlarımdan beklentim şudur: Karamsarlık zehrinin toplumumuzda yayılmasına asla fırsat vermeyin. Gençleri kendi karanlıklarına çekmek isteyen müfrit siyasetçilerin insafına lütfen terk etmeyin. Hanım kardeşlerimizin AK Parti’nin bugünlere gelmesindeki emeklerini unutamayız. Kadınlarımızın gündemi neyse Türkiye’nin hakiki gündemi de odur. Kadınlara kulak vermeyi, onların hatırını gözetmeyi, taleplerini, dualarını almayı asla ihmal etmeyin. Deprem bölgesindeki kardeşlerimize yalnız olmadıklarını hissettirmemiz son derece önemlidir. Her fırsatta depremzedelerimizin kapısını çalmayı, halini hatırını sormayı lütfen bırakmayın. Bakın, dedik ki, çadırda yaşayan depremzede kalmayacak. Artık çadır kalmadı ve bütün çadırlardaki depremzedelerimizi konteynerkentlere yerleştirdik.
Yaşadığımız sıkıntıların geçici olduğunu Türkiye'nin bu zorlukların üstesinden gelecek güce, imkâna ve kapasiteye sahip olduğunu insanlarımıza çok iyi anlatalım. Bunları yaparsak, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de kazanan yine hep birlikte Türkiye olacak, Türkiye Yüzyılı olacak, gerçek belediyecilik olacaktır.”
Yorum Yazın