Erdoğan: Nazım Hikmet’e de aynı şekilde sahip çıkıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde; “Sanatçıları arasında ayrım yapan değil, sanatçılarını bağrına basan bir Türkiye anlayışıyla hareket ediyoruz. Boynunda mahkûmiyet kararıyla ebediyete irtihal eden Üstat Necip Fazıl’a nasıl hürmet gösteriyorsak, tek parti döneminde hapislerde sürünen Nazım Hikmet’e de aynı şekilde sahip çıkıyoruz” dedi.
- Ege Postası
- 22.12.2022 - 11:23
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akşam Cumhurbaşkanlığı'nda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde konuştu. Erdoğan konuşmasına ödüle layık görülen sanatçıları, ustalarını tebrik ederek başladı. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Bu toprakların sevinci, kederi, hasret ve sevda duygularını dile getiren Aşık Veysel'in Sivas ellerinde söylediği türküler bütün coğrafyamızda yankılanmıştır. Hakkı ve değişmez hakikati söyleyen böyle bir devrin yaşadığı dönemde kılık kıyafeti sebebiyle Ankara'nın Ulus semtinden dışarı atılması milletimizin hafızasında onulmaz yaralar açmıştır.
“MİLLETE AİT NE VARSA GERİLİK EMARESİ OLARAK YAFTALAYAN FAŞİZM HEVESLİLERİN KÜLTÜR SANAT HAYATIMIZDA YOL AÇTIĞI TAHRİBATIN İZLERİNİ ORTADAN KALDIRMAK KOLAY OLMADI”
Gazi'yi görmek için Sivas'tan Ankara'ya 3 ay yol yürüyen Aşık Veysel'e yapılan bu kötülük insanımıza yönelik çarpık bakış açısının da ifadesidir. Aynı zihniyet maalesef Türk müziğini, affedersiniz ‘tezek kokuyor’ diyerek tahkir etmiş, yasaklamış, radyolarda çalınmasına engel çıkarmıştır. Millete ait ne varsa hepsini birden gerilik emaresi olarak yaftalayan faşizm heveslilerin kültür sanat hayatımızda yol açtığı tahribatın izlerini ortadan kaldırmak elbette kolay olmadı. Bu yılki Vefa Ödülümüzü büyük usta Aşık Veysel'e vererek bir ayıbı temizliyor, devlet olarak kendisine şükran borcumuzu da ifa ediyoruz.
“HANGİ İNANCA, KÖKENE, MEŞREBE SAHİP OLURSA OLSUN TÜRKİYE’YE HİZMET EDEN HERKESİN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR”
Toplam 10 farklı alanda ödül alan ilim, kültür ve sanat erbabımızın her birine, milletimizin kadim birikiminin temsilcileri olarak görüyoruz. Ülkemizin kültür varlığını daha da zenginleştiren herkese, tüm sanatçılarımıza destek olmayı görev biliyoruz. Burada bir kez daha şu gerçeği ifade etmek istiyorum. Hangi inanca, kökene, meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’ye ve Türk kültürüne hizmet eden, katkı sunan herkesin başımızın üstünde yeri vardır.
“SANATÇILARI ARASINDA AYRIM YAPAN DEĞİL, SANATÇILARINI BAĞRINA BASAN BİR TÜRKİYE ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİYORUZ”
Sanatçıları arasında ayrım yapan değil, sanatçılarını bağrına basan bir Türkiye anlayışıyla hareket ediyoruz. Boynunda mahkûmiyet kararıyla ebediyete irtihal eden Üstat Necip Fazıl’a nasıl hürmet gösteriyorsak, tek parti döneminde hapislerde sürünen Nazım Hikmet’e de aynı şekilde sahip çıkıyoruz. Bunu birileri gibi sadece lafta yapmıyor, icraatlarımızla, attığımız adımlarla açıkça ortaya koyuyoruz. Vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra Bakanlar Kurulu kararıyla Nazım Hikmet’e yeniden Türk vatandaşlığı veren biz olduk. Yaşadığı dönemde sırf Kürtçe şarkı söylemek istedi diye adeta linç edilen Ahmet Kaya'nın mezarını ülkemizi geri getirme teklifinde yine biz bulunduk.
"KÜLTÜR HAYATIMIZI ÇÖLLEŞTİREN İDEOLOJİK BAĞNAZLIĞA SON VERDİK"
Eski Türkiye’de gadre uğramış, ötelenmiş, hor görülmüş hangi fikir, sanat ve spor insanımız varsa, hiçbir ayrım yapmadan hepsine biz kucak açtık. İstanbul’a Atatürk Kültür Merkezini, Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binasını kazandırarak önemli bir eksiği giderdik. Göreve geldiğimizde ülkemizdeki kültür merkezi sayısı sadece 42 iken, biz buna 80 adet daha ilave ederek, toplam sayıyı 122’ye çıkardık. Tiyatrodan operaya, sinemadan edebiyata, tezhipten minyatüre kadar her alanda sanatın ve sanatçılarımızın yanında olduk. Son düzenlemeyle kamu ve sanat kurumlarımızda görev yapan sözleşmeli sanatçılarımızın kadroya geçişleriyle ilgili gerekli adımları attık. Ayrıca dün gece yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla eğlence vergisi oranlarının tamamen sıfırlanmasını sağladık. Böylece, sanatçılarımıza hak ettikleri imkânları sunmanın yanı sıra, uzun yıllar boyunca kültür-sanat camiamızı tekdüzeliğe mahkûm eden, kültür hayatımızı çölleştiren ideolojik bağnazlığa da son verdik.
Türkiye’nin kültür-sanat ikliminin son 20 yılda giderek zenginleşmesinin, daha evvel esamisi dahi okunmayan sanat dallarının başarıdan başarıya koşmasının sebebi işte budur. Halka tepeden bakan, sürekli milleti aşağılayan elitist zihniyet gerileyip, cumhurla Cumhuriyet arasındaki mesafe kapandıkça, hamdolsun, bundan ülkemizin kültür-sanat hayatı da olumlu etkilenmiştir. Biz bu görevde olduğumuz sürece, Allah’ın izniyle hiç kimse, Türkiye’yi tekrar eski baskıcı-yasakçı günlerine geri döndüremeyecektir. Türkiye Yüzyılı, inşallah bu açıdan sanatın ve sanatçılarımızın da yüzyılı olacaktır. Cumhurbaşkanı olarak attığınız ve atacağınız her adımda yanınızda olduğumu bilmenizi istiyorum."
KİMLER ÖDÜL ALDI?
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Sahipleri ise şöyle:
Müzik Ödülü: Ajda Pekkan
Tiyatro: Ayla Algan
İlim-Kültür: Hayrettin Karaman
Mimari: Hilmi Şenalp
Gastronomi: Ömür Akkor- Yunus Emre Akkor
Zanaat: Sevan Bıçakcı
Resim: Süleyman Saim Tekcan
Dans-Bale: Tan Sağtürk
Karikatür-Animasyon: Varol Yaşaroğlu
Edebiyat: Yavuz Bülent Bakiler
Sinema: Yılmaz Erdoğan
Geleneksel Sanatlar: Gülbün Mesara
Vefa Ödülü: Aşık Veysel
Yorum Yazın