Erdoğan: Önümüzdeki günlerde Afrin merkezini kuşatacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Erdoğan, "Önümüzdeki günlerde çok daha hızlı şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir" dedi.
- Ege Postası
- 20.02.2018 - 14:27
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Bu sabah itibariyle 1715 teröristi etkisiz hale getirdiğimiz bu operasyonda 32 de şehidimiz var. Harekat hem güvenlik güçlerimizin hayatını riske atmamak hem sivillere hassasiyetiyle hareket ettiğimiz için yavaş ilerliyor görülebilir.
Ama şu gerçeği kimsenin unutmaması lazım. Biz orayı önümüze geleni yakıp yıkmak için gitmedik. Halen ülkemizde yaşayan yüz binlerce bölge halkı için güvenli ve yaşanılabilir bölge olabilmesi için, bu hale getirmek için girmiş bulunuyoruz.
Dolayısıyla adım attığımız her yerin bundan sonra güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Aynı şekilde sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde çok daha hızlı şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir.
Böylece hem şehre ve bölgeye dışardan gelen yardımların önü kesilecek. Hem de terör örgütünün kimseyle pazarlık yapabilme imkanı kalmayacaktır. Türkiye’yi terör koridoruyla çevrelemeye kalkanlara bu işin öyle kolay olmadığını göstermekte kararlıyız. Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara, gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri nakşederek var olduğumuzu göstermek boynumuzun borcudur.
Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar bizim tarihçilerimize itibar etmezler de en azından batılı tarihçilerin yazdıkları Osmanlı tarihiyle ilgili kitapları okusunlar. Dedelerinden veya onların babalarından Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale’de ve diğer cephelerde savaşmış olanlar varsa onlara sorsunlar Osmanlı tokadının ne olduğunu. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin’e gelsinler.
Bu tokadın hakkedenden başka kimseye atılmadığını da sorup soruşturup öğrensinler. Bu aziz milletin geçmişinde ne sömürge lekesi ne de soykırım ayıbı vardır. Kendini savunurken bile vicdanını kaybetmeyen bir millete aksi yönde ithamlarda bulunmak bühtandır. Şu anda da Zeytin Dalı harekatını gölgelemek için pek çok iftirayı ardı ardına ortaya atıyorlar. Hamdolsun gerek Anadolu Ajansımız gerek Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’müz , diğer medya kuruluşlarımızın hepsi de bu yalanları süratle ortaya çıkartarak iftiracıları hakikatlerle terbiye ediyorlar.
Tüm vatandaşlarımızdan, tüm dostlarımızdan ülkemize yönelik bu tür iftiraları tespit edip doğruları ortaya koyarak etkisiz hale getirmelerini bekliyoruz. Türkiye askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak adeta mücbir sebep olarak görmüştür. Yıllarca Suriye’deki terör örgütlerinden ülkemize yönelik tehditlerin, ülkenin kendi dinamikleri ve koalisyon gücüyle önlenmesini bekledik. Baktık ki bu tehditler azalacağı yerde sürekli artıyor ve topraklarımız içinde bize zarar veriyor. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik, göremedik.
Tek bir terörist kalmayıncaya kadar, şu veya bu olmaksızın bölgenin tamamındaki mücadelemiz sürecektir. Türkiye’nin olduğu hiçbir yerde baskı olmaz, korku ve sefalet olmaz.
VİDEO KAYITLARIYLA BU TESPİTLERİMİZİ KENDİLERİNE TEK TEK GÖSTERDİK
Bizim olduğumuz yerde güven vardır, bizim olduğumuz yerde adalet vardır. Suriyeli kardeşlerimiz bunu bildikleri için ülkemize hep kucak açmışlardır. Ülkemizin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyen güçler hoşnutsuzdur. Yoksa bölge halkının ülkemizle ilgili en küçük bir sıkıntısı tepkisi söz konusu değildir. Sahadaki varlığımızı etkin şekilde sürdürürken diplomasinin imkanlarını da asla ihmal etmiyoruz. Verilen sözler ne kadar tutulmamış olsa da muhataplarımızla diyaloğu hiçbir zaman kesmemeye özen gösterdik.
Bize ‘terör örgütlerine silah vermiyoruz’ dedikleri anda bile silah teslimatlarını belgelediğimiz halde, pişkinlikle iddialarını sürdürmelerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz bütün video kayıtlarıyla beraber bu tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunlar kimin asker? Bunlar Batı'dan geldi, bunlar Suriyeli değil. Bunlar işte sizin askerleriniz.
Sizin tanklarınız, sizin toplarınız. Bunlar buraya havadan zembille inmedi. Bunlar buraya 5 bin TIR, 2 bin kargo uçağıyla geldi. Şimdi burada bunlar kime karşı kullanılıyor. Önemli olan bu. Biz bunları biliyoruz. Madem ki stratejik ortağız sizi de uyarıyoruz. Bunları tespit edip yüzlerine vurduklarında 3-4 gün içinde çözeceğiz dedikleri halde hala aynı şeyleri yaptıklarını gördüğümüz için üzüntüden öte öfkeliyiz. Önümüzdeki dönemde de görüşmeler devam edecektir. Aynı şekilde sahadaki operasyonlarımızı da kesintisiz devam ettireceğiz.
Dün Bakanlar Kurulu’muz devam ederken Sayın Putin ve Sayın Ruhani ile telefon görüşmemiz oldu. Sözün gücünü en iyi biz biliriz. Sahadaki varlığımızla sözün gücünü birleştirerek hem kendimiz hem kardeşlerimiz için en iyisi başarmanın çabası içindeyiz. Türkiye her hal ve şart altında çok yönlü bir politika izlemek mecburiyetindedir.
Şöyle tarihe baktığımız zaman yaklaşık 18 milyon kilometrekarelik alanda hükmetmiş ecdada sahibiz. Onun bize yüklemiş olduğu bir sorumluluk var. Ona göre hareket ediyoruz. Bunlardan bahsederken milattan öncesinden de bahsetmiyorum. Daha birkaç asır öncesinden bahsediyorum. Bugün bizi 'orada ne işiniz var' diye eleştirenler varsa bilin ki bizim orada olmamız şarttır. Zaten bizim olmamamız gereken hiçbir yerde de biz bulunmayız.
Türkiye tarih olarak Avrupalı olduğuna göre buradaki kardeşlerimizin Avrupa’da herkese tanınmış olan hakları kullanmalarından daha tabi bir şey olamaz. Ama gün geçmiyor ki oradaki kardeşlerimizin ibadethaneleri, okulları kundaklanmasın, oradaki kardeşlerimizden şehit edilenler olmasın. Avrupa’daki ve dünyanın her yerindeki vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Arkalarında Türkiye Cumhuriyeti vardır ve olacaktır. Suçlu dahi olsa kendi vatandaşları için dünyayı ayağa kaldıran hiç kimsenin de Türkiye’nin bu hassasiyetinden rahatsız olmasını kabul edemeyiz.
Demokrasinin safında olduğunu iddia eden ülkelerin terör örgütleri karşısında sergiledikleri ikircikli politika artık gizlenemez hale geldi. Terör örgütünün adını eğip bükerek onlar üzerinde imaj çalışması yaparak gerçekleri gizlediklerini sananlar kendilerini kandırıyorlar.
60 BİNİN ÜZERİNDEKİ YABANCIYA ÜLKEMİZE GİRİŞ YASAĞI KOYDUK
Palazlandırılan, teçhiz edilen bu terör örgütleri faaliyetlerini başka yerlere doğru genişlettiklerinde işin rengi çok değişecektir. Geçtiğimiz yıllarda DEAŞ’ın Irak ve Suriye’deki yapılarıyla irtibatlı gördüğümüz 60 binin üzerindeki yabancıya ülkemize giriş yasağı koyduk, 6 binin üzerindeki yabancıyı da sınır dışı ettik. Bu ne demektir, bu kadar potansiyel terörist bu ülkelerde yaşıyor demektir.
ZEYTİN DALI HAREKTI'NDA 32 ŞEHİT
Bugün terörizme yüz vermeyin, kucak açmayın ki yarın kendinize korku içinde saklanacak yer aramayın. Türkiye’nin terörle mücadelesi artarak sürecek ve mutlaka ama mutlaka zaferle neticelenecektir. Bu mücadelede şimdiye kadar çok şehit verdik. Fırat Kalkanı’nda 72 şehit vermiştik. Zeytin Dalı Harekatı’nda 32 şehidimiz var. Şehit ve gazilerimiz birer şeref belgesi olarak kalbimizdeki yerlerini koruyorlar. Şehitlerimiz, bir hilal uğruna onlar evvelallah cennete uğurlandı. Hilalimiz için batmayı göze almış daha nice güneşlerimiz var. Milletimizde bu dirayet olduğu sürece Allah’ın izniyle ülkemizin bileğini bükecek bir terör örgütü tanımıyoruz.
HEDEFİMİZ İŞSİZLİĞİ TEK HANEYE ÇEKMEK
Bu dönemdeki en önemli başarımız istihdamda olmuştur. Hedefimiz işsizliği tek haneye çekmektir. Allah’ın izniyle yakında ülkemizde işsizlik değil, çalışacak eleman bulma sorunu yaşanmaya başlayacaktır. Tabii istihdamın temelinde devlet değil özel sektör yer alacaktır.
ÇOCUK İSTİSMARI TEPKİSİ
Son günlerde ardı ardına karşımıza çıkan çocuklara yönelik alçakça saldırılarla ilgili haberler bizi sorumluluklarımızla ilgili düşünmeye, sigaya çekmeye itti. Çocuklarla ilgili bu suçlar istismar değil alenen izmihlaldir. Toplumumuzu çöküşe götürecek bir alçaklıktır. Böyle bir duruma kesinlikle kayıtsız kalamayız. Göz yumamayız. Bakanlar Kurulu toplantımızda bu konuyu etraflıca ele aldık.
Dün Beştepe’de başkanlığımda toplanan Bakanlar Kurulu’nda bu meseleyi detaylı olarak ele aldık. Gerek kanunların kendilerinde, gerek uygulamadaki boşlukların giderilmesi, gerek ailelerde ve okullardaki eğitimdeki boşlukların hızla giderilmesi için çalışma başlatıldı. Görevlendirilen 6 bakan arkadaşımız hazırlayacakları raporu sunacaklar.
Ardından hızlıca hareke geçilecek. Burada caydırıcı olması bakımından en ağır cezai müeyyideler neyse bu müeyyideler de alınacaktır. Bu tür konuların beklemeye uzatmaya yeri yoktur. Mesela bu tür suçları işleyenlerin infaz sistemindeki tüm indirimlerin dışında tutulması da şarttır. Milletimizin gözünde bir çocuğun ruhunda bedeninde açılan yaralar bir insanı taammüden öldürmekle aynıdır. Dolayısıyla bu suçlara verilen cezalar da bu hissiyata uygun olmalıdır.
Yorum Yazın