Dolar 34,5967
%0.12
Euro 36,3351
%0.09
Altın 2.922,340
%0.15
Bist-100 9.660,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Erdoğan'a suikast davasında flaş karar

Erdoğan'a suikast davasında flaş karar

Erdoğan'a suikast davasında reddi hakim talebine ret

  • Ege Postası
  • 21.08.2017 - 12:36

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına iki günlük aradan sonra devam edildi. Duruşmada darbeci sanık askerlerden Ali Sarıbey, reddi hakim talebinde bulundu. Bazı sanıklar da savunma içini süre istedi. Bu durumun yargılamayı uzatmaya dönük çabalar olarak değerlendiren mahkeme heyeti, talepleri reddetti.

Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak sanık askerlerden Ali Sarıbey, reddi hakim talebinde bulundu. Bazı sanık askerler de savunma için ek süre istedi.

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Ali Cenk Düzgün, bu başvuruların yargılamayı uzatmaya dönük çabalar olduğu için reddedilmesini talep etti. Duruşmaya kısa ara veren mahkeme heyeti adına Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, açıklama yaptı. Emirşah Baytoğ, "Cumhuriyet Savcısı Ali Cenk Düzgün'ün şehit polis memurları Mehmet Çetin ile Nedip Cengiz Eker'in ne zaman hastaneye götürüldükleri, müdahale edildiklerine yönelik açıklaması, ek bir müteala değildir. Bu nedenle  sanıkların savunma için ek süre isteme talebini reddediyoruz" dedi. Emirşah Baştoğ, ayrıca Ali Sarıbey'in reddi hakim talebinin de yargılamayı uzatmaya dönük bir çaba olarak değerlendirdikleri için reddettiklerini ifade etti. 

SUİKAST TİMİ ÜYESİNİN EŞİ DE KPSS'DEN TUTUKLANMIŞ

Duruşmada tutuklu sanıklardan Özel Kuvvetler'de görevli yüzbaşı Mustafa Serdar Özay savunma yaptı. Bu arada darbeci sanık Mustafa Serdar Özay'ın eşinin de 2010 yılında soruları çalınan KPSS soruşturmasından tutuklu olduğu ortaya çıktı. Mustafa Serdar Özay'ın eşinin 2010 yılındaki KPSS sınavından 93 net yaptığı, iptal edilen sınavda da bu kez 91 net yaptığı öğrenildi. Özay'ın eşinin bu soruşturma kapsamında 7 aydır tutuklu bulunduğu ifade edildi. Buna tepki gösteren Mustafa Serdar Özay, eşinin kendisi yüzünden tutuklandığını öne sürdü.

'EMRİ KANUNSUZ OLARAK DEĞERLENDİRMEDİM'

Marmaris'e gitmek üzere kendilerine gelen emri kanunsuz olarak değerlendirmediğini söyleyen Mustafa Serdar Özay, şunları söyledi:

"Bu emri kanunsuz emir olarak değerlendirmediğim için kabul ettim. 20 yıllık meslek hayatımda da kanunsuz emir almadım. Bu nedenle emri sorgulamadım. Benim pozisyonumdaki birisinin Şükrü Seymen'in emrini sorgulaması mümkün değil. Olağan dışı bir gece ve görevdi. Marmaris'te de polislere ateş etmedik. Aksi yönde bir hissiyatımız olsaydı ortalık kan gölüne dönerdi. İddia edildiği gibi bir örgütün grubun elemanı olsaydık görevimize engel olan herkesi öldürürdük. Suikast için orada olsak roket atarız diye blöf yapmaz, kelepçe takmakla vakit geçirmezdik. Ülke çapındaki gelişmelerden bir haberdik."

Mustafa Serdar Özay, iddianamede yer aldığı gibi Şürkü Seymen'in helikoptere ateş etmediğini bu sırada yanında bulunduğunu da öne sürdü. Özay, İzmir Kriminal Laboratuvarı'nın kendi silahlarına yönelik verdiği raporların da güvenilmez olduğunu, kendilerine suç isnat edilmek üzere düzenlendiğini iddia etti.

SİYASİ SAVUNMA YAPTI UYARISI

Kendisinden FETÖ'cü çıkartılamayacağını ileri süren Mustafa Serdar Özay, "Kalkışmanın üzerinden bir sene geçti ama hala 15 Temmuz gözüyle olaylara bakılmaktadır. Bizim tuzağa düşürülmüş olduğumuz gerçeğini göz ardı edilmemesini istiyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın olaya dair medyaya yaptıkları açıklamalardan zaman zaman alıntı yapan Mustafa Serdar Özay'a müdahale eden Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Medya organlarına yapılan açıklamalar bizim için resmi değildir" dedi. Bunun üzerine Sanık Özay, "Kararınızı verdiğinizde samimiyetiniz ortaya çıkacak" yanıtını verince Mahkeme Başkanı bu kez "Biz daha kararımızı vermedik" dedi. Mahkeme heyetine yönelik 'Hakkımda lehte karar vermediğinizi adım gibi biliyorum"  diye seslenen Mustafa Serdar Özay, savunmasını "Korkma sönmez bu şafaklardan yüzen alsancak. Yeni devlet kurduk diyenlerin hevesi kursağında kalacacak" sözleriyle tamamladı. Buna sert tepki gösteren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ da, "Siyasi savunma yapma" uyarısında bulundu. Duruşmayla öğle arası verdi. 

ŞEHİT POLİSİN ZIRHLI ARACA BİNDİRİLMESİ GÖRÜNTÜLERİ İLK KEZ ORTAYA ÇIKTI

Duruşmada önemli bir de gelişme yaşandı. Şehit polis Nedip Cengiz Eker'in babası Nihat Eker, elinde yeni görüntülerin bulunduğunu söyledi. Bununu üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, CD'nin bir dilekçeyle dava dosyasına sunulmasını istedi. Şehit babası Nihat Eker, CD mahkemeye teslim ettikten sonra açıklamalarda bulundu. Davanın normal seyrinde devam ettiğini, hakimin sanıklara gerekli süreleri verdiğini söyleyen Nihat Eker, "Sanıklar buna rağmen mahkemeyi uzatmak için yalan beyanlarda bulunuyor. Ben çocuğumla canlı olarak görüştüm, kayda almıştım. Çocuğum saat 02.00 sıralarında da kız kardeşini arıyor. Orada da kardeşi 'Ağabey, ne var orada' diyor. O da 'Burada bir şey yok ki' diyor. Onun arkasından kuzeniyle görüşüyor. O da saat 02.00'den sonra olan bir görüşme. O sıralarda canlı. O aralarda hiçbir helikopterin Marmaris semalarında olduğu yok. Çatışmadaki arkadaşlarına da soruyorum, 'Yok' diyorlar. Zamanı çoğu karıştırmış ama kesin veren de var. Otellerin güvenlik kameralarında çatışma saati belli zaten kamera kayıtları saati saatine tutuyor. 3 otelin kamerası da aynı saatlerde olmuş. Hem onların geldiği, çatışmaya başladığı hem de emniyet personeli görünüyor. Çatışmanın saat 04.00 sıralarında olduğu görülüyor. O saatte vuruluyor çocuğum. Saat 04.10'da da hastaneye gidiyor. Bunlarla çürütülmüş oluyor" dedi.

DARBECİ ASKERLERE TEPKİ GÖSTERDİ

Darbeci askerlere de tepki gösteren Nihat Eker, "Bunların devlete, Cumhuriyete karşı kalkıştıkları belli. Ülkeyi yıkma eyleminde oldukları belli. Zaten Gökhan Şahin Sönmezateş de ilk duruşmada 'Ben aslanlar gibi darbe yaptım' dedi. Bu ekibi de kendileri seçti. Özel yetiştirilmiş elemanları seçtiler. Bunların hepsi cani. Esas vampir kendileri. Kendilerini kahramanmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Uzun uzun yalan beyanlarla mahkemeyi uzatmaya çalışıyorlar" dedi.

Nedip Cengiz Eker'in yaralandıktan sonra ambulanstan zırhlı araca alındığı görüntüleri de ilk kez ortaya çıkmış oldu. Bu görüntüler sanıkların sık sık kendilerinden önce bir grubun Marmaris'e geldiği yalanlarını da çürütmüş oldu. 

'TİMİ BEN SEÇTİM, BEN GÖREVLENDİRDİM'

Duruşmada tutuklu sanıklardan MAK tim komutanı Binbaşı Taner Berber, savunma yaptı. Berber, "Darbe teşebbüsünden sonra 10 gün kaçıp kendi isteğimle teslim oldum. Teslim olduktan sonra polisler sonra da polislerin arasında halk bizleri linç etmek istedi" dedi. Berber, sanıklardan ve emrindeki askerlerden Gökhan Güçlü'nün üzerinde 'hero' yazılı tişörtü giymesiyle başlayan tartışmaları da hatırlatırken, "Hero' yazısı gerekçe gösterildi, linç kampanyası başlatıldı. Uluslararası çapta rezil edecek şekilde benzer tişörtü giyenler gözaltına alındı" dedi.

PROTESTOCULARA, 'KİRALIK' DEDİ

Kendilerinin cezaevi araçlarından zorla indirildiğini ileri süren Taner Berber, kendilerini protesto edenler içinde yakışıksız ve tepki çeken benzetmede bulundu. Taner Berber, "Biz jandarmanın zorlamasıyla araçlardan zorla indirildik. Bu sırada günlüğü 80 TL'ye kiralanmış kişiler tarafından protesto edildik, galeyana gelen halkın önünden geçirildik" dedi.

'FETHULLAH GÜLEN'İN İADESİ İÇİN BİZE SUİKAST TİMİ DENİYOR'

15 Temmuz'dan sonra kendilerini 'suikast timi' gibi göstermek adına algı operasyonları yapıldığını iddia eden Taner Berber, "Diğer davalarda suikast suçlaması yokken bize 'suikast timi' denmesi suikastte vurgu yapılması kamuoyu nezlinde sıcak tutuluyor. Neden bu faaliyet bir suikast işlemi gibi bu kapsamda bir yargılama yapılıyo? FETÖ lideri Fethullan Gülen'in iadesi için yasal zemin hazırlamak adına bize suikast timi deniyor. Bizleri bu vahim tuzağın içine çeken karanlık ellerin amacı buydu" dedi.

'TİMİ BEN SEÇTİM, GÖREVLENDİRDİM'

FETÖ üyeliği ve Marmaris'e giden MAT timine yönelik açıklamalarda da bulunan Taner Berber, şunları söyledi:

"Operasyonlarda FETÖ üyesi askerlerin kullanıldığı söyleniyor. 15 Temmuz'un FETÖ tarafından yapıldığını savcılık iddia ediyor. İddianamede örgütün yapılmasıyla ilgili olarak bilgilere yer veriliyor. İddianamedeki bilgilere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir örgüt üyesinin diğer örgüt üyesinden haberi, bilgisi olmamaktadır. Hal böyleyken MAK timini göreve çağıran bir kişi olarak benim örgütü ve işleyişi bilmem iddianameyle çelişmektedir. Benim kimin örgüt üyesi olduğunu bilmem izahtan uzaktır. Ancak MAK timini ben seçtim ve ben görevlendirdim. İcra edilen faaliyetin terör operasyonu olacağı söylendiğinden ben de personelimi buna göre seçtim. Mazereti olan personelim haricinde herkesi birliğe çağırdım. Personelimi bilgilendirdik. Risklerden bahsettim. Amirleri olarak benim verdiğim emirleri yerine getirmek haricinde hiçbir şey yapmadılar. İlk kez böyle bir operasyona katılacakları için telaşlıydılar. Birliğimizin personeli olan Murat Üçer ve Erdal Akgün yargılanmaktır. Bunların FETÖ'den bir süre tutuklu kaldıklarını biliyorum. Örgüt üyeliğini esas kabul etseydim bu iki ismin de benim yanımda olması lazımdı. Zekariya Kuzu'yla ast üst ilişkisi vardı. Örgüt üyeliğini bilemem."

'BİR SÜRE ARAZİDE GİZLENDİK'

Sanıklardan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ile ilgili olarak tanışıklıklarının 10 yılı geçtiğini ifade eden Taner Berber, şöyle devam etti:

"Bayramlarda Gökhan Şahin Sönmezateş'i arardım. Bu bayramda da aradım ancak kendisi açmadı. Sonra 8 Temmuz'da beni aradı konuştuk. Bayramlaşma konuşması geçti. Herkes tarafından sevilen bir komutandı. MAK gelişmesinde önemli katkıları oldu. Bizlere sıkıyönetim ilan edildiğini ve emir komuta içerisinde faaliyet gösterildiğinden devam ettik. Olayların bizim bildiğimiz gibi olmadığını anlayınca bir süre arazide gizlendik sonra polise teslim olduk. İfademde Sönmezateş'le telefon görüşmelerimi kabul ettim. O gün yüz yüze görüştüğüm ve görev almış gibi gösterilmem için baskı gördüm. Bu şekilde daha az suçlanacağım ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacağım söylediği için ses çıkarmadım. Yazılan şeylere imza attım. O zaman savcılık ve mahkemede aynı hususları tekrar ettim aksi halde sevdiklerime zarar verileceğini düşündüm. Aileme zarar vermekle tehdit ediliyordum."

DURUŞMAYA DEVAM EDİLDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari, 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu, 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına aradan sonra devam edildi. Duruşmada tutuklu sanıklardan Özel kuvvetler Komutanlığı'nda görevli usteğmen Enes Yılmaz, savunmasını yaptı. Savunmasında sık sık tanık ifadelerinden örnekler okuyan Enes Yılmaz ile Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ karşı karşıya geldi. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, Enes Yılmaz'ın kendisini savunma yöntemine, kullandığı dile ve davayla ilgisi olmayan kişilere yönelik suçlamalarda bulunmasına izin vermeyip sert şekilde sözünü kesti. Enes Yılmaz'ın zaman zaman savunmasında kendisinin de söylemediği sözleri söylemiş gibi göstermesi üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Sen savunma yapmıyorsun, polemik yapıyorsun. Savunmanda bize de atıfta bulunuyorsun. Sukut ikrardan gelir derler, ama ben de susunca bu söylediklerini kabul etmişim gibi olacak, böyle bir şey yok" dedi.

'KİMİN KAÇIP KAÇMADIĞINI İNSANLAR İYİ BİLİYOR'

Suçlamaları kabul etmeyen Enes Yılmaz'ın "Marmaris'e hiç gelmedik demedik, evet geldim. Bunun için verilecekse ceza verilsin. Ama iki grup arasında kimin ne yaptığının ortaya konması lazım. Şehitleri kimin yaptığının, oteli kimin vurduğunun ortaya konması lazım" şeklindeki sözlerinden sonra bazı kamu yöneticilerinin kaçtığı ifadesini kullanınca, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ bir kez daha sözünü kesti. Mahkeme Başkanı Baştoğ, "Kimin kaçtığını, kimin kaçmadığını insanlar iyi biliyor. Kim kimin ne yaptığını çok iyi biliyor" dedi. Cumhuriyet savcısı Ali Cenk Düzgün de, "Sanık gerçekleri saptırıyor. Saçmalıyorsun, böyle saçmalık olur mu'" sözleriyle tepki gösterdi.

MAHKEME, BARODAN AVUKAT ATANMASINA KARAR VERDİ

Enes Yılmaz'ın yaklaşık 5 saat süren savunmasından sonra mahkeme, sanıklardan Gökhan Şahin Sönmezateş, Gökhan Güçlü, Davut Uçum, Murat Dağlı ve Özay Cöder'in avukatlarının katılmama mazeretlerini kabul etmemesine karşın, bu tavırlarını sürdürmeleri üzerine barodan avukat atanmasına karar verdi. (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.