Erdoğan'dan Saadet Partisi'ne '100 bin imza' yanıtı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saadet Partisi'nin 100 bin imzaya noter şartının maliyetli olması konusundaki eleştirisine yanıt verdi.
- Ege Postası
- 05.01.2018 - 17:19
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "100 bin imza toplayamıyorsa, zaten bu yolda bu mücadeleyi vermek de zor bir iş, yürümez" görüşünü dile getirirken, maliyet eleştirilerine de "Parlamentoda tartışıldı edildi, karar bu şekilde verildi" diye yanıt verdi. Bilindiği üzere 2019 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, parti üyesi olmayanlar 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olabilecek.
15 MİLYON TL MASRAF
İmzalara noter şartı getirilmesi halinde her bir belgenin 150 lira olacağı, bunun da 15 milyon TL'ye kadar dev bir masraf ortaya çıkarabileceği belirtiliyor.
Konu Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaretinde de gündeme geldi. Saadet Partisi'nin uyum yasalarında bu konuyla ilgili teklifi, "Cumhurbaşkanı adayı göstermek için 100 bin imzanın gerekli olmasıyla ilgili öneri şeffaf ve kolay olmalı. Seçme hakkı olan herkes adaylık için imza verebilmeli, imza süreçleri ilçe seçim kurulları tarafından yürütülmeli, imza verenler hiçbir mali ve siyasi sorumluluğa sokulmamalı ve imza verenlerin kişisel bilgileri hiçbir makam ile paylaşılmamalıdır" şeklinde görüş belirtti.
"100 BİN İMZA TOPLAYAMIYORSA, BU MÜCADELEYİ VERMEK DE ZOR BİR İŞ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da, bugün Fransa'ya hareketi öncesi Atatürk Havalimanı'nda bu konu soruldu. Erdoğan cevabında, "Eğer 100 bin imzası toplamaktan uzaksa bir siyasi hareket, o zaman bunu yapmasına da gerek yok. 100 bin imza toplayamıyorsa, zaten bu yolda bu mücadeleyi vermek de zor bir iş, yürümez" dedi.
Saadet Partisi'nin 100 bin imzaya noter şartının maliyetli olması konusundaki eleştirisine de değinen Erdoğan, "Buradan olaya giriyorsa, maliyet noktasında, noter masrafları vesaireler filan artık onun sorunu. Bu işin kararını iktidar partisi tek başına vermedi ki. Ziyaret ettiği kişi de onlar da bu işin içerisinde, onlar da bu parlamentonun içinde. Oralarda bunların hepsi müzakere edildi, tartışıldı. Nihayetinde bu karar bu şekilde verildi." diye konuştu.
"HENÜZ BU DÜZENLEMEYLE KARŞILAŞMADIK"
Ceza hukukçusu Prof.Dr. Ersan Şen 100 bin seçmenin adayını nasıl göstereceği konusunda henüz bir uyum kanunun çıkmadığını ifade etti. Şen, "Biz şu anda kanunu görmedik. Buna uyum kanunu diyebiliriz. Yani o 100 binin ne şekilde ortaya koyulacağı, ne şekilde o imzaların toplanacağı, yedieminler vasıtasıyla mı toplanacak, noter vasıtasıyla olabilme ihtimali var veya yok. Var evet ama çok pahalı olabilir, masraflı olabilir. Bu seçme hakkını, seçilme hakkını engeller" dedi.
"15 MİLYON MASRAF OLURSA 100 BİN SEÇMENİN ADAY GÖSTERMESİ UYGULANAMAZ HALE GELİR"
100 bin kişinin noter kanalıyla imza vermesi halinde bu masrafın toplamda 15 milyonu bulabileceğinin belirtilmesi üzerine Ersan Şen, "Bu olmaz, bu tip bir dayatma getirilirse bu Anayasa'ya aykırı olur. Çünkü neticede siz 100 bin insanın iradesine ipotek koyuyorsunuz. Yani öyle bir masraf öngörüyorsunuz ki onun yerine getirilebilmesini mümkün kılmıyorsunuz. Yani devlet buna destek olacak. Siz Anayasa'da demişsiniz ki en az 100 bin seçmen aday gösterebilir. Herhangi bir kısıtlama getirmemiş. Demişsiniz ki bu kanunla bunları düzenle, düzenlerken öyle bir düzenliyorsun ki imkansız hale getiriyorsun. Zorlaştırıyorsun, bu o kanunun iptaliyle sonuçlanır. Çünkü niye Anayasa Mahkemesi kişinin seçme seçilme hakkını korumak zorundadır. Bu siyasi bir hak. Önemli bir hak" diye konuştu. Şen, "Zor bir süreç ama kanun koyucu belki Yüksek Seçim Kurulu'nun önerileriyle bu sistemi kolayca uygulanabilir, denetlenebilir ve ucuz bir yöntem olarak belirler. Ama dediğiniz gibi 15 milyon masrafla, siz bu 100 bin seçmenin aday göstermesini neredeyse uygulanamaz hale getiriyorsunuz. Kim, öyle bir serveti nasıl yapacak. Ya halk toplayacak, halkı öyle bir yükün altına sokup da devleti mi zenginleştireceksiniz, noterle bunu da yapmamak lazım. İlaha noter de demiyorum, yediemin usulleri belirlenebilir" şeklinde konuştu.
"EKONOMİK ANLAMDA BÜYÜK GÜÇLÜKLER İÇERECEKTİR"
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise, "Anayasa çok açık bir biçimde, bu anayasa değişikliğinin gerektirdiği yasal düzenlemelerin 6 ay içinde yapılması gerektiğini söylüyor. Ancak bu 6 aylık süre geçmesine rağmen henüz bu düzenlemeyle karşılaşmadık" dedi. 100 bin imzanın nasıl toplanacağı ve güvenirliliğinin hangi şartlarla sağlanacağı konusunda da vatandaşa kolaylık sağlanması gerektiğini söyleyen Durakoğlu, bu imzaların noter kanalıyla toplanması halinde çoğulculuğun sağlanmasının güç olacağını vurguladı.
Durakoğlu, "Şimdi 100 bin imzanın bir Cumhurbaşkanı adayı belirleme noktasında yeniden noter kanalıyla belirlenmesi, istenmesi, talep edilmesi ya da yasanın bu şekilde düzenlenmesi hiç şüphe yok ki özellikle çoğulculuğun sağlanması bakımından güç olacaktır. Özellikle ekonomik anlamda büyük güçlükler içerecektir ve demokrasi açısından da ahlaki temelde de çok büyük güçlükler çıkarabilecek özellikler arz edecektir. Dolayısıyla yapılması gereken şey 100 bin imzanın toplanmasında mümkün olduğunca kolaylığın sağlanması şeklinde bir kanuni düzenlenmenin yapılmasının tercih edilmesidir" diye konuştu.
"100 BİN İMZANIN TOPLANMASINA GETİRİLEN GÜÇLÜKLER İRADENİN YANSITILMASINI ENGELLER"
Yasal düzenleme için güvenilirlik sağlanmak isteniyorsa noterin kullanılabileceğini ancak bu durumda harç ücretinin düşük tutulması gerektiğini ifade eden Mehmet Durakoğlu, "Mesela 10 liraya yapılabilir bu iş. Oysa bugün noter harçları itibariyle baktığınızda, onlara yüklenen vergiler itibariyle de baktığınızda 100 bin imzanın bugünkü koşullarda sanki bir ihtarnameymiş gibi düzenlenmesi halinde ortaya çıkabilecek tutarlar çok yüksek olacaktır. Bu da 100 bin imzanın toplanmasını seçmenin iradesine rağmen olası olmaktan çıkaracaktır. Burada önemli olan nokta seçmen iradesinin yansıtılıp yansıtılmadığının yansıtılıp yansıtılmak istenmediğinin açık bir biçimde ifade edilmesidir. 100 bin imzanın toplanmasına getirilen güçlükler, iradenin yansıtılmasına konulan engeller anlamına gelecektir. Bu demokratik olmayacaktır" dedi.
Yorum Yazın