Erdoğan'dan sert açıklama: Herkes haddini bilecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, YSK'nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararına ilişkin, "İstanbul seçimlerinin üzerindeki gölgenin kalkmasını sağlayacak bu kararı, demokrasimizi güçlendirecek önemli bir adım olarak görüyoruz. Bazı işadamı grupları bu karardan sonra baktık ki garip garip açıklamalar yapıyorlar. Yanlış yapıyorsunuz. Önce herkes haddini bilecek. Herkes işini yapacak'' ifadelerini kullandı.
- Ege Postası
- 07.05.2019 - 12:01
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.
Grup toplantılarının AK Parti ve Türkiye için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, yaklaşık 3 aylık bir sürenin ardından gerçekleştirdikleri bu grup toplantısıyla TBMM çalışmalarına yeniden ağırlık vermeye başlayacaklarını söyledi.
İlk orucun tutulup, iftarın yapıldığı Ramazan-ı Şerif'i tebrik eden Erdoğan, bu mübarek ayın Türkiye, İslam dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan diledi.
"Sulh dini olan İslam'ın her türlü kötülüğü, her türlü zulmü kati olarak yasakladığı, iyiliği, güzelliği, ihsanı, yardımlaşmayı teşvik ettiği ramazan ayını hakkıyla değerlendirebilirsek ne mutlu bizlere" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemiz sınırları içinde karnı aç yatağa giren tek bir insan varsa bu ayın hakkını verememişiz demektir. Yaşadığımız şehirde tek bir mağdur, tek bir mazlum varsa ve bizim bundan haberimiz yoksa, daha da kötüsü imkanımız olduğu halde kendisine el uzatamamışsak, ramazanımız heba olmuş demektir. Yakın akrabalarımızdan, arkadaşlarımızdan başlayarak, küskün, dargın, kırgın olduğumuz, kin ve nefret izlerini yüreğimizden silip atamadığımız tek bir kişi varsa ramazanı gerçek anlamda idrak edemedik demektir. Bu mübarek günlerde Müslüman kanı döken İsrail gibi Esed rejimi gibi Sisi gibi bölücü terör örgütü gibi katil yapılara samimi olarak kalbimizle buğz edemiyor, elimizle de yapabileceklerimizi yapamıyorsak, ramazanımız boşa geçiyor demektir. Ülkemizi ve milletimizi dört bir koldan kuşatmaya çalışanlara karşı tek yumruk, tek yürek, tek vücut olamıyorsak, ramazandan nasibimizi yeterince alamadık demektir."
Erdoğan, Allah'tan bu mübarek günlerde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkeleri etrafında oluşturmaya çalıştıkları Türkiye ortak paydası altında 82 milyon olarak hep birlikte toplanmayı, kucaklaşmayı nasip etmesi temennisinde bulundu.
"BU MÜBAREK GÜNLERİ EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRECEĞİZ"
Allah'tan, Suriye'de Türkiye'ye kurulan tuzakları hala göremeyen gözlerin önündeki perdeyi kaldırmasını isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Irak sınırlarımızda 35 yıldır oynanan oyunu kabullenemeyen gönülleri ıslah etsin diyorum. Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege'de haklarımızı gasp etmeye yönelik adımları anlamayanlara idrak versin diyorum. Rabbim, bu mübarek günlerde tüm yükümlülüklerimizi yerine getirmemize rağmen Avrupa Birliğinin bizi tam üyeliğe kabul etmemesinin gerisindeki saplantılı ruh halini çözemeyenlerin akıllarını başına getirsin diyorum. Amerika'nın bölge politikalarını ısrarla ülkemizin çıkarlarına karşı oluşturmasındaki ve Türkiye'yi sürekli yaptırımlarla tehdit etmesindeki amacı kavrayamayanlara gerçekleri göstersin diyorum. Türkiye ve Türk Milleti olarak biz, tüm insanlığın ve ümmetin izzeti, onuru, adaleti için mücadele ederken, kendi inançlarına ve halkalarına ihanet edenlerin kalplerini yumuşatsın diyorum. Duaların en efdal olanı, Müslümanın Müslümana duasıdır."
Bu mübarek günlerde herkesi, milletin, ümmetin ve insanlığın hayırlı, huzurlu, güvenli, müreffeh geleceği için dua etmeye çağıran Erdoğan, "Rabbimiz, bize defalarca zorluklarla beraber kolaylıkların da olduğunu müjdeliyor. En büyük gücümüzün halisane bir şekilde yaptığımız dualarımız, ibadetlerimiz olduğunu aklımızdan çıkarmadan bu mübarek günleri en iyi şekilde değerlendireceğiz" dedi.
"TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR SEÇİMİ DAHA GERİDE BIRAKTI"
"Rabbimizin vaadine sonsuz teslimiyetimizle karşımızdaki zorlukların içindeki veya sonundaki kolaylıklara güvenerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz, bu yolda son nefesimize, son takatimize kadar gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kutlu dava yolunda bizimle birlikte olan her bir kardeşime tekrar tekrar şükranlarımı sunuyorum. Sizler gibi dava arkadaşlarım olduğu müddetçe Allah'ın izniyle ülkemizi hedeflerine mutlaka ulaştıracağımızdan şüphe duymuyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Türkiye önemli bir seçimi daha geride bıraktı. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin sonuçlarının bir kez daha ülkemiz ve şehirlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. 50 günlük resmi seçim kampanyamız boyunca Sivas'tan başlayıp, Uşak'ta sona eren 59 il, ayrıca 4 ilçe mitingi yaptık. İstanbul'un 28 ve Ankara'nın da 11 ilçesinde her biri diğerinden coşkulu mitingler gerçekleştirdik. Emeğimizin karşılığını da hamdolsun aldık. Toplam oylarda yüzde 51,7 ve belediye başkanlığı sayısına göre de yüzde 54,2 düzeyinde bir başarı kazandık."
Seçin sonuçlarını önceki hafta sonu Kızılcahamam'da genel merkez yönetimi, il başkanları ve tüm belediye başkanlarıyla yaptıkları istişare toplantısında enine boyuna değerlendirdiklerini anımsatan Erdoğan, "AK Parti olarak bu seçimlerde 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediyesini yönetme hakkı elde ettik" dedi.
"SEÇİM BİTTİ AMA TARTIŞMALAR BİTMEDİ"
Milletin AK Parti'ye bin 389 belediyenin 758'inin sorumluluğunu verdiğini belirten Erdoğan, büyükşehir, il, ilçe ve belde olarak kaybettikleri belediyelerin her biriyle ilgili ayrı ayrı çalışma yaptıklarını söyledi.
Bu başarısızlığa yol açan sebepleri genel merkezden il teşkilatına, adaylardan milletvekillerine kadar teker teker tespit ederek, gereğini yerine getireceklerini anlatan Erdoğan, "Bu işler aceleye gelmez. Tespiti ne kadar sağlıklı yaparsak, çözümü de o derece güçlü ve kalıcı olarak hayata geçirebiliriz. Tabi seçim bitti ama tartışmaları henüz bitmedi. Yapılan itirazlar sebebiyle üç ilçemizdeki belediye başkanlığı seçimlerinin 2 Haziran'da yenilenmesiyle ilgili karar daha önce verilmişti" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Sulh dini olan İslamın her türlü kötülüğü yasakladığı, iyiliği, yardımlaşmayı teşvik etttiği ramazan ayını hakkıyla değerlendirebilirsek ne mutlu bizlere. Yakın akrabalarımızdan arkadaşlarımızdan başlayarak küskün dargın kırgın olduğumuz tek bir kişi varsa ramazanı gerçek anlamda idrak edemedik demektir. Müslüman kanı döken İsrail gibi Esed rejimi gibi katil yapılara kalbimizle buz edemiyorsak ramazanımız boşa geçiyor demektir.
Rabbim Türkiye ortak paydası altında hep birlikte toplanmayı nasip etsin diyorum, Suriye'de ülkemize kurulan tuzakları hala göremeyen gözlerin önündeki perdeyi kaldırsın diyorum. Rabbimiz bize defalarca zorluklarla beraber kolaylıkların da olduğunu müjdeliyor. Kutlu dava yolunda bizimle birlikte olan her bir kardeşimize şükranlarımı sunuyorum.
YEREL SEÇİMLER
Türkiye önemli bir seçimi daha geride bıraktı. 50 günlük resmi seçim kampanyamız boyunca Sivas'tan başlayıp Uşak'ta sona eren 59 il mitingi yaptık. Emeğimizin karşılığını da aldık. Toplam oylarda yüzde 51,4 belediye başkanlığı sayısına göre de yüzde 54,2 düzeyinde başarı kazandık. Milletimiz bize 1389 belediyenin 758'inin sorumluluğunu vermiştir. Seçim bitti ama tartışmaları henüz bitmedi.
Bu seçimi önce yaklaşık 20-25 bin arasında bir farkla AK Parti'nin kaybettiği ilan edildi. Biz milli iradeye teslimiyetimiz sebebiyle bu durumu saygıyla karşılamaya hazırdık. İlerleyen saatlerde ve günlerde arkadaşlarımızın yaptığı sandık sonuç tutanaklarıyla geçersiz oylarla itirazlar netleştikçe karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. AK Parti'ye oy veren yaklaşık 15 bin seçmenin iradesi alenen gasbedilmiştir. Hatalar yanlışlar diğer partilerde aynı oranlarda yapılmamış sadece AK Parti'nin oylarında belirgin farklılık ortaya çıkmıştır.
''ARADAKİ FARK YARI YARIYA AZALMASA MESELE BURALARA GELMEZDİ''
Aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmamış olsaydı mesele buralara kadar zaten gelmezdi. Hukuksuzluğu bir irade gasbını görmezden gelemeyiz. Gözümüzün önünde tüm çıplaklığıyla duran usulsüzlüğü, daha vahimi bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Seçim gecesinden bugüne kadar yaşanan bu sürecin sebebi işte budur.
''BU YAPILANLARIN HESABINI MİLLİ İRADE HIRSIZLARINDAN SORMAZSAK, MİLLETİMİZ BİZDEN HESAP SORAR''
Biz bu yapılanların hesabını milli irade hırsızlarından sormazsak, milletimiz bizden hesap sorar. Sadece iptal oylarının sayımıyla böylesine büyük bir oy sayısının ortaya çıkması dahi içimize kurt düşürmeye yetmiştir. İstanbul'daki 62 bin sandık görevlisinden 21 bine yakınının kamu görevlileri arasından değil de banka ve özel okul çalışanları arasından seçilmiş olması şüphelerimizi daha da artırdı. İstanbul seçimlerinde organize bir yolsuzluk, tam kanunsuzluk ve usulsüzlük hali olduğuna samimi olarak inanıyoruz. AK Parti'nin sandıktan çıkan sonucu kabullenmemek, hakkı olmayan bir seçimi kazanmış gözükmek gibi bir derdi asla yoktur, olamaz. Biz sadece gasbedilen haklarımızı düzeltmenin peşindeyiz.
''YSK TAM TERSİ YÖNDE KARAR VERMİŞ OLSAYDI BİZ YİNE BUNA UYACAKTIK''
YSK hem bizim hem diğer partilerin temsilcilerini dinlemiş ve kararını ortaya koymuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri 23 Haziran 2019 Pazar günü yenilenecektir. Kararın ülkemize, milletimize ve İstanbul'umuza hayırlı olmasını diliyoruz. Bu kararı, siyasetçiler olarak sorunlarımızı demokrasi ve hukuk içinde çözme irademizi güçlendirecek, hakemliği milli iradeye bırakacak en doğru adım olarak görüyoruz. YSK tam tersi yönde karar vermiş olsaydı biz yine buna uyacaktık. İstanbul seçimlerinin üzerindeki gölgenin kalkmasını sağlayacak bu kararı, demokrasimizi güçlendirecek önemli bir adım olarak görüyoruz. Hiç şüphesiz bizim eksiklerimiz olabilir ama bugün önümüzde duran manzara tam bir ekonomik sabotaj halidir.
''BAZI İŞADAMI GRUPLARI BAKTIK Kİ GARİP GARİP AÇIKLAMALAR YAPIYORLAR''
Bazı işadamı grupları dün açıklanan bu karardan sonra baktık ki garip garip açıklamalar yapıyorlar. Bundan sonra da tabii ki bizden bu tavırlarınızla ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde sizler burada seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıkmayı yaparsanız işte bunlar normalleşmeyi getirmez anormalleşmeyi getirir.
''YANLIŞ YAPIYORSUNUZ, ÖNCE HERKES HADDİNİ BİLECEK''
Yanlış yapıyorsunuz. Önce herkes haddini bilecek. Herkes işini yapacak. Ekonomiyle mi uğraşıyorsu? İşadamı mı mısı? Sen işini yap. Sana düşeni sandığında git kullan. Kalkıp da seçim yargısının bu noktada vermiş olduğu karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız bu sizin de nerede olduğunuzu nereye oturduğunuzu gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Müsaade edin de bizim de size bakışımız ona göre değişecektir. Biz bu ülkede siyaset yapıyoruz.''
Yorum Yazın