Erdoğan’dan NATO Zirvesi sonrası ambargo açıklaması
NATO Liderler Zirvesi sonrası açıklama yapan Erdoğan, "Kırım'ın ilhakına her zaman karşı çıktık. Türkiye, Ukrayna-Rusya durumunda özel bir konumda yer alıyor. Bölgemizde sulhun hakim kılınması için çabalıyoruz. Müzakereleri yakından takip ediyor ve destekliyoruz" dedi. Erdoğan, müttefikler arasında gizli-açık ambargoların gündeme dahi gelmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Şüphesiz NATO’nun yeni stratejik konsepti ön plana çıkacaktır. Türkiye NATO’nun geçmişinde ve bugününde söz sahibi olduğu gibi, bu sürece olan katkıları ile ittifakın geleceğinde de söz sahibidir” dedi.
- Ege Postası
- 24.03.2022 - 22:33
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi gündemi ile Brüksel’de toplanan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin ardından açıklama yaptı.
Erdoğan, “Türk savunma sanayi ürünlerinin başarıları ortadayken bu alanda karşılaştığımız engellemelerin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir. Müttefikler arasında gizli açık ambargoların bırakın uygulanmasını, konuşulmaması hatta gündeme gelmemesi gerekir” dedi.
Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:
“SAVAŞIN BİR AN ÖNCE SONA ERDİRİLMESİNE YÖNELİK İKİ ÜLKE İLE YOĞUN TEMAS HALİNDEYİZ”
“Avrupa güvenlik mimarisinin değil, küresel güvenlik algının da kökten değiştiği bir süreçten geçiyoruz. Ukrayna ve Rusya savaşı bugün itibariyle birinci aynı geride bıraktı. NATO müttefikleri olarak hem güncel gelişmeleri hem de ittifakın cari güvenlik ortamında aldığı tedbirleri değerlendirmek üzere liderler seviyesinde bir araya geldik. 25 şubatta video konferansı ile düzenlenen zirvenin ardından NATO’nun bir kez daha birlik ve dayanışma mesajı vermesi anlamlıdır. Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine 2014 yılından bu yana sergilediği kuvvetli destek herkesin malumudur. Kırım’ın ilhakını tanımadığımızı ve tanımayacağımı her fırsatta ifade ettik, etmeye de sürdürüyoruz. Zirve vesilesi ile Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne dair desteğimizi bir kez daha güçlü biçimde vurguladık. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırına dair tutumumuz da bu ilkeli politikamız ile uyumludur ve nettir. Savaşın neden olduğu yıkım ve insani trajedi ortadadır. Tahrip olan şehirler adeta enkaza dönen hastaneler, okullar, evler, bütün varlığına bir bavula sığdırmış mülteciler korku ve endişenin pençesinde kıvranan masum çocuklar, savaşın kanlı yüzünü bizlere tekrar hatırlatmıştır. Bu savaş özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde izleri senelerce silinmeyecek çok ağır travmalara yol açıyor. Çatışmalar uzadıkça maalesef her iki tarafta da savaşın yıkıcılığı artıyor. Bu süreçte Türkiye gerek coğrafi konumu gerekse NATO müttefiki olarak özel ve istisnai bir yerde duruyor. Öncelikli Ukrayna ve Rusya Karadeniz’den komşumuz olan iki ülkedir. Ukrayna ile köklü ve çok boyutlu ilişkilerimizin yanı sıra stratejik ortaklığımız var. Bir diğer komşumuz Rusya ile yapıcı ve karşılıklı güvene dayalı diyalog içinde olamaya özen gösteriyoruz. Son 11 yıldır Suriye’deki savaşın yükünü adeta tek başına taşıyan bir ülke olarak, bölgemizde sükunetin hâkim kılınması için çalışıyoruz. Savaşın bir an önce sona erdirilmesine yönelik iki ülke ile yoğun temas halindeyiz.
“TÜRKİYE’YE GİRİŞ YAPAN UKRAYNALILARIN SAYISI 60 BİNE YAKLAŞTI”
Şu ana kadar 56 tır bölgeye insani yardım göndermiş bulunmaktayız ve göndermeye de devam ediyoruz. Ukraynalılar da dahil 63 binden fazla kişinin çatışma bölgelerinden ayrılmasına yardımcı olduk. Türkiye’ye giriş yapan Ukraynalıların sayısı ise 60 bine yaklaştı. Ukrayna ve komşularına bu insani yardımları bundan sonra da göndermeye de devam edeceğiz. Gerek AFAD, Türk Kızılay’ı gibi resmî kurumlarımız gerekse sivil toplum kuruluşlarımız sahada çok büyük bir özveri ile çalışıyorlar.
Avrupa Güvenlik İş birliği Teşkilatı, Ukrayna gözlem misyonunun 142 görevlisini de İstanbul üzerinden tahliye ettik. Son 8 yıldır Dünya’da en fazla mülteciye ev sahipliği yapan yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Dostlarımızın içinde bulunduğu zorluğu biz gayet iyi anlıyoruz. Mültecilere sahip çıkma konusunda uluslararası toplumun iyi bir imtihan veremediğini de geçmişteki acı tecrübelerimizden çok iyi biliyoruz. Evini ve yurdunu terk etmek zorunda kalan çaresiz insanların göz rengine, diline, inancına, kültürüne göre ayrımcılığa uğramasını esefle karşılıyoruz.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, herkes kapısına gelen mültecileri desteklemeli, sıkıntıların hafifletilmesi için elini taşın altına koymalıdır. Bizi insan kılan bizi diğer canlılardan ayıran sadece kendi acımıza değil, başka acılar da hassasiyetimizdir; empati duygumuzdur. 11 yıldır Suriyeli kardeşlerimizin son bir aydır Ukrayna halkının yaşadığı zorlukların, gelecekte başka bir ülkenin başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Türkiye olarak insanı yaratılışının en şereflisi gören, medeniyet anlayışımız çerçevesinde hiçbir ayrım yapmadan ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı sürdüreceğiz.
“İTTİFAKIN RUSYA’YA YA DA BAŞKA BİR ÜÇÜNCÜ ÜLKEYE KARŞI OLUŞTURACAK BİR TEHDİT OLMADIĞINI ALTINI ÇİZMİŞ OLDUK”
Bugünkü zirvede izlediğimiz aktif ve ilkeli politikayı ve sarf ettiğimiz etkin diplomatik gayretleri kapsamlı biçimde müttefiklerimizle paylaştım. İttifakın Avrupa Atlantik güvenliğine yönelik tehditler karşısında nasıl mukabele edileceğine dair kapsamlı görüş alışverişinde de bulunduk. NATO’nun mevcut savaş ortamında Ukrayna’ya siyasi ve pratik desteğini sürdürürken gerçekçi ve stratejik yaklaşımla hareket etmesi şarttır. Zirvede aldığımız kararlarda tamamen NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlardır. İttifakın Rusya’ya ya da başka bir üçüncü ülkeye karşı oluşturacak bir tehdit olmadığını altını çizmiş olduk.
360 derece güvenlik anlayışının temel düstur olduğunu vurguladım. Bu vesile ile terörizm ile mücadele de dahil olmak üzere, milli önceliklerimizi ve hassasiyetimizi müttefikler nezdinde dile getirdim. Türkiye ittifak dayanışmasını esas alarak NATO’nun caydırıcılık ve savunma tedbirlerine gerekli katkıyı vermeye devam edecektir. Müttefiklerimizden de aynı dayanışmayı bekliyoruz.
“TÜRK SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNLERİNİN BAŞARILARI ORTADAYKEN BU ALANDA KARŞILAŞTIĞIMIZ ENGELLEMELERİN HİÇBİR MAKUL GEREKÇESİ OLAMAZ”
Türk savunma sanayi ürünlerinin başarıları ortadayken bu alanda karşılaştığımız engellemelerin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir. Müttefikler arasında gizli açık ambargoların bırakın uygulanmasını, konuşulmaması hatta gündeme gelmemesi gerekir. Bu konudaki beklentileri liderler ile açıkça paylaştım. Bugünkü toplantımız haziran ayında Madrid’de düzenlenecek NATO zirvesine gidecek süreçte önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Madrid’de ittifakın geleceğini şekillendirecek. NATO’yu önümüzdeki on yıllara taşıyacak kararların alınacağı bir zirvenin icrası planlanıyor. Şüphesiz NATO’nun yeni stratejik konsepti ön plana çıkacaktır. Türkiye NATO’nun geçmişinde ve bugününde söz sahibi olduğu gibi, bu sürece olan katkıları ile ittifakın geleceğinde de söz sahibidir.
Zirve’de ikili görüşme çerçevesinde istişareler de bulunduk. Bu vesile ile Avrupa Birliği liderleri ile katılım sürecimizin canlandırılmasına, gümrük birliğinin güncellenmesine müzakerelerine başlanmasına, kurumsal iş birliği mekanizmalarına yeniden işlerlik kazandırılmasına, vize serbestine sürecine esneklik sağlanmasına birliğin geliştirdiği ortak savunmaya dair beklentilerimizi bir kez daha paylaştım.” (ANKA)
Yorum Yazın