Erdoğan’dan yüz yüze eğitim açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2021-2022 eğitim-öğretim yılının dörtte üçünü okullarımızı açık tutma başarısını göstererek hamdolsun tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah son eğitim ve öğretim gününe kadar okullarımızın kapısını açık tutmayı sürdüreceğiz." dedi. Erdoğan, “Türkiye, Avrupa’da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren zorunlu ders saatini de en düşük tutan ülkedir. OECD’nin verilerine göre Avrupa ülkeleri içerisinde en az stres yaşayan öğretmenler de bizim öğretmenlerimizdir” dedi.
- Ege Postası
- 07.04.2022 - 21:53
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayında öğretmenler ve eğitim yöneticileri ile iftarda buluştu. Burada konuşan Erdoğan şöyle konuştu:
“BU ANLAYIŞ İLE SON 20 YILDA ÖĞRETMENLERİMİZİN MESLEKLERİNİ HUZURLA YAPABİLMELERİ İÇİN YOĞUN ÇABA HARCIYORUZ”
“Son iki yıldır koronavirüs salgını sebebiyle Ramazanlarımızı biraz buruk geçirdik. Aralarında değerli öğretmenlerimizin de olduğu birçok kardeşimizi hakka uğurladık. Zorlu bir dönemi hamdolsun önemli ölçüde geride bıraktık. Salgın sürecinde toplumumuzun tüm kesimleri gibi öğretmen ve öğrencilerimiz de hiç alışık olmadıkları günler yaşadılar. Sizlerin de olağanüstü çabaları ile gerek çevrimiçi gerekse yüz yüze olarak eğitim- öğretim faaliyetlerini aksatmadan devam ettirdik. Bundan dolayı da başta Milli Eğitim Bakanımıza, Milli Eğitim camiamızın diğer mensuplarına ve siz saygıdeğer hocalarımıza özellikle şahsım milletim adına çok teşekkür ediyorum.
“ÖĞRETMENLERİMİZ MAARİF DAVALARIMIZIN SANCAKTARLARI”
2021-2022 eğitim-öğretim yılının dörtte üçünü okullarımızı açık tutma başarısını göstererek hamdolsun tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah son eğitim ve öğretim gününe kadar okullarımızın kapısını açık tutmayı sürdüreceğiz. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir medeniyetin mensupları olarak hocalarımızın hakkını ödeyemeyeceğimizin farkındayız. Öğretmenlerimiz maarif davalarımızın sancaktarları. Eğitim öğretim sistemimizin kilit taşları olarak görüyoruz. Öğretmenlerimiz aynı zamanda millet olarak geleceğimizi emanet ettiğimiz eli öpülesi insanlardır. Bu anlayış ile son 20 yılda öğretmenlerimizin mesleklerini huzurla yapabilmeleri için yoğun çaba harcıyoruz. Eğitim ortamlarımızı insani, fiziki bilimsel ve teknolojik bakımdan geçmişle mukayese esilemeyecek standartlara kavuşturduk.
Ülkemizin dört bir yanında 351 bin yeni derslik inşa ederek, okullarımıza 729 bin yeni öğretmen atayarak öğretmen zorlaştıran kalabalık sınıf sorununa son verdik. Hali hazırda görev yapan öğretmenlerimizin yüzde 75’i bizim dönemimizde atandı. Bu atamalar yeni derslikler sayesinde öğretmen başına düşen yeni öğrenci sayısında OECD ortalamasını Allaha hamdolsun yakaladı. Yıllar içerisinde öğrenci sayısı en çok artan ülke olmamıza rağmen bu başarıyı elde ettik.
“TÜRKİYE, AVRUPA’DA SON 20 YILDA ÖĞRETMEN MAAŞLARINI EN ÇOK İYİLEŞTİREN ÜLKEDİR”
Derslerin daha verimli bir şekilde işlenebilmesini temin etmek için 503 bin sınıfa etkileşimli tahta kurduk. Yeni atamaların ve artan derslik sayısının yanı sıra öğretmenlerimizin mali ve özlük hakları konusunda da gözle görülür ilerlemeler kaydettik. Türkiye, Avrupa’da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren zorunlu ders saatini de en düşük tutan ülkedir.
“AVRUPA ÜLKELERİ İÇERİSİNDE EN AZ STRES YAŞAYAN ÖĞRETMENLER DE BİZİM ÖĞRETMENLERİMİZDİR”
OECD’nin verilerine göre Avrupa ülkeleri içerisinde en az stres yaşayan öğretmenler de bizim öğretmenlerimizdir. Hiç şüphesiz bu alanda hayata geçirdiğimiz en önemli reformlardan biri öğretmenlik meslek kanunudur. Öğretmenlik mesleği gibi mukaddes bir vazifede kariyer hedefi ve basamaklarının olmaması ciddi bir eksiklikti. Şubat ayında yasallaşan kanunla hem bu eksikliği giderdik hem de öğretmenlerimizin 60 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürdük. Böylece Türk eğitim tarihinde ilk kez öğretmenlerimizi müstakil bir meslek kanununa kavuşturmuş olduk. Öğretmenlik mesleğinin statüsünü güçlendirme yanında öğretmenlerimize önemli avantajlarda getiren bu düzenlemenin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.
“İNSANLARDA, HİZMET AŞKI VE İDEALİ OLMAYINCA İKTİDAR MENFAAT ÇATIŞMASINA DÖNÜŞÜR”
Devletimizin imkanları genişledikçe inşallah bundan öğretmenlerimiz hak ettikleri payı alacaklardır ve bunu sağlamaya devam edeceğiz. Kıymetli idarecilerimiz çok değerli hocalarım eğitim ve öğretimin amacı sadece başarılı bir mühendis, doktor, girişimci, hukukçu, akademisyen, siyasetçi, bürokrat yetiştirmek değildir. Eğitim ve öğretimin öncelikli hedefi tüm bunlarla birlikte evlatlarımızın iyi birer insan ve iyi birer vatandaş yetişmelerini sağlamaktadır. Diğer türlü yapılan onca yatırımın verilen onca emeğin gösterilen onca çabanın heba olması tehdidiyle karşılaşmamız muhtemeldir. Bu gerçeği Nurettin Topçu bundan 70 sene önce şöyle anlatmaktadır, 1952-1953 yılında Ankara’da toplanan ahlak kongresinde kendi bakanlıkları adına bildiri sunanların yalnızca yollardan barajlardan ve fabrikalardan bahsettiklerini sadece maddi kalkınmanın önemini dile getirdiklerini görünce üstat şu acı hakikate dikkat çekmiştir: İnsanı ve eğitimi göz ardı eden hiçbir hareketin uzun süre yaşama şansı olamaz. İnsanlarda, hizmet aşkı ve ideali olmayınca iktidar menfaat çatışmasına dönüşür. O da ortakların veya grupların parçalanıp dağılmasına sebep olur.
“SOSYAL MEDYA MECRALARINDA YAYGINLAŞMASI İLE EVLATLARIMIZIN YABANCI KÜLTÜRLERİN DAHA ÇOK ETKİSİNE GİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Yaşadığımız her hadiseyle açıkçası üstadın 70 sene önce yaptığı bu tespitin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Manevi boyutu eksik bir kalkınma nasıl bizi felakete sürüklerse manevi yönü ihmal edilmiş bir eğitim ve öğretimde toplumumuzu ifsat edecektir (düzeni bozma, karışıklık). Sosyal medya mecralarında yaygınlaşması ile evlatlarımızın yabancı kültürlerin daha çok etkisine girdiğini görüyoruz. Öğretmene karşı en küçük saygısızlığa dahi müsamaha göstermeyen bir milletin çocuklarının da aynı değerler ile büyümesi yetişmesi davranması gerekir. Son günlerde kimi müessif hadiseler millet olarak bu konuda daha fazla hassasiyet göstermemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle aile ortamından başlayarak küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizi muhakkak aşılamanın mücadelesini vermeliyiz.
Öğretmenlerimizin de anne ve baba seviyesinde saygı gösterilmesini, el üstünde tutulmalarını hep birlikte sağlamalıyız. Bu konuda ebeveynlerle birlikte öğretmenlerimize de önemli sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Zira ülke olarak ancak siz değerli öğretmenlerimizin desteği sayesinde yanlışlarımızı ilga, doğrularımızı ilham, yenilikleri de inşa edebiliriz. Millet olarak sizlerin emeği ve fedakarlığı ile nesillerimizi günümüzün sıkıntılı, hastalıklı akımlarından koruyabiliriz. Evlatlarını sizlere emanet eden milletimizin vebali öğretmenlerimizin boynundadır. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında en kritik görevlerden birini üstlenen öğretmenlerimize şahsım milletim adına sevgilerimi, saygılarımı özellikle sunuyorum. Görevleri esnasında şehit düşen öğretmenlerimiz başta olmak üzere ebedi aleme göçmüş tüm öğretmenlerimize cenabı Allahtan rahmet diliyorum.” (ANKA)
Yorum Yazın