Ergenekon ve Balyoz davalarında tahliye sinyali
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından hükümet yetkililerinin ortaya attığı 'paralel devlet' iddiaları, Ergenekon ve Balyoz davalarında hüküm giyenlerin tahliye gerekçesi oldu
- Ege Postası
- 30.12.2013 - 09:51
İSTANBUL- AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan isimlerin itirazlarını gidermek için yasal düzenleme sinyali verdi.
Elitaş, yeniden yargılama konusunda yetkinin mahkemelerde olduğunu ancak yasal düzenlemelerle yeniden yargılama yollarının aranabileceğini belirtti. Benzer bir sinyal önceki gün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan gelmişti: “Siyasilere bir şey söylemek isterim. O da şu: birtakım hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir. Yanlış olan anayasa ve yasalara aykırı olan bir şey varsa onunla ilgili bir karşı duruşu hep beraber ortaya koymamız lazım.”
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından hükümet yetkililerinin ortaya attığı ‘paralel devlet’ ‘çete’, ‘örgüt’ gibi suçlamalar, Ergenekon ve Balyoz davalarında hüküm giyenlerin tahliye gerekçesi oldu. Başta Balyoz olmak üzere, Ergenekon, askeri casusluk gibi kritik davalarla ilgili yeniden yargılanma ve tahliye başvuruları yapılıyor. Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın ‘Orduya kumpas kuruldu’ şeklindeki açıklaması darbe hükümlülerinin dayanak noktasını oluşturdu. Bu girişimlere hükümet kanadından da destek sinyalleri geliyor.
Zaman'ın haberine göre, geçen hafta Genelkurmay Başkanlığı’nın yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili açıklamasındaki bir cümleden yorum yaparak yola çıkan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, darbe hükümlülerini kurtaracak yasal düzenlemenin sinyallerini verdi. Genelkurmay, “Siyasi tartışmaların dışındayız, yargı bağımsızlığına saygılıyız” mesajını içeren açıklamasının sonunda “TSK’nın kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir.” ifadesine yer verilmişti. Dün Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde yer alan habere göre Elitaş, söz konusu cümleyi, Genelkurmay’ın, ‘yargılamalarda hukuka riayet edilip edilmediğine ilişkin endişe ve tepkisi’ olarak değerlendirdi. Ardından yasal düzenleme yapacaklarını vurguladı. “Biz art arda yaptığımız yasal düzenlemelerle yeniden yargılamanın önünü açmıştık. Ancak bu konuda yetki mahkemelerde. İnsanların mağduriyetini önlemek için gerekirse yine yasal düzenleme yaparız, bunun yollarını ararız.” dedi. Sözü, engellenen ikinci yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına getiren Elitaş, soruşturma dosyasından el çektirilen savcıya yüklendi: “İzliyoruz, bir savcının şahsi hesaplarla hukuk dışı yollarla polise yaptıramadığını, jandarmaya yaptırmak istediği ortaya çıkıyor. Ancak jandarma ve ardından da TSK, bu görevin kendilerinde olmadığı ve siyasete karışmayacaklarına ilişkin açıklama yaptı. Yasaların verdiği görevin dışında bir görevleri olmadığını anımsattılar. O savcı adeta orduyu göreve çağırmış ve darbe çağrışımı yapılmıştır.”
Genelkurmay açıklamasının yapıldığı gün Jandarma Genel Komutanlığı, Elitaş’ın da dile getirdiği iddiaları internet sitesi üzerinden yalanlamıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca jandarmaya gözaltı yapması için yazı gönderilmediğini vurgulamıştı.
Adalet Bakanı Bozdağ'dan da aynı sinyal
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş gibi yasal düzenleme sinyali vermişti. Önceki gün memleketi Yozgat’ta konuşan Bozdağ şunları söylemişti: “Ben siyasilere de buradan bir şey söylemek isterim. O da şu: Birtakım hukukla ilgili yanlışlıklar olabilir. Dün filana karşı oldu, bugün filana karşı, yarın bir başkasına karşı olabilir. Bizim yapmamız gereken yanlış olan anayasa ve yasalara aykırı olan bir şey varsa onunla ilgili bir karşı duruşu hep beraber ortaya koymamız lazım.”
Konuyla ilgili tartışmalar geçen hafta Yalçın Akdoğan’ın köşe yazısıyla başlamıştı. Yargıtay tarafından haklarında verilen hükümlerin onandığı 365 sanık yeniden yargılanma taleplerini avukatları aracılığıyla İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletmişti. Dilekçede, Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın 24 Aralık 2013’te bir gazetede yayımlanan yazısında, “Kendi ülkesinin milli ordusuna kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağı, amaca ulaşmak için her yolu mubah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiği...” şeklinde ifadelere dikkat çekilmişti. Bu yazıya dayanılarak Balyoz davası kapsamında yargılanan bütün sanıkların yeniden yargılanmasının talep edildiği dilekçede, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Yalçın Akdoğan’ın tanık sıfatıyla dinlenilmesi istenmişti. Aynı gün İzmir’de görülen askeri casusluk davasının bir numaralı sanığı, tutuklu işadamı Bilgin Özkaynak da benzer bir girişimde bulunmuştu. Emniyet’teki tasfiyelere dikkat çeken Özkaynak, kendisine ‘komplo’ kurulduğu iddiasında bulunmuş, avukatı aracılığıyla tahliye talebini İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştırmıştı. Özkaynak, evindeki aramaya ilişkin tutanakları imzalayan emniyet amirinin görevinden alınmış olmasını talebine gerekçe göstermişti. (T24)
Yorum Yazın