Dolar 34,5293
%-0.04
Euro 36,1588
%0.42
Altın 2.970,100
%-1.18
Bist-100 9.550,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Eski Bakan Erdoğan'ı kızdıracak

Eski Bakan Erdoğan'ı kızdıracak

Bilim, Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Nihat Ergün yazdığı kitapta, "İktidar yıpratıyor" dedi.

  • Ege Postası
  • 28.02.2015 - 11:19
“Ne yaparsak yapalım, iktidar yıpratıcı bir şey. İktidar süreci pek çok görev yapan insanı yıpratır. Bazen parti programından, ana hedeflerden sapabiliyoruz. Bunları unutabiliyoruz, ihmal edebiliyoruz.”
Vatan’dan Murat Çelik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Nihat Ergün’ün kitabından alıntılar paylaştı. Buna göre, Ankara’nın kötü adetleri olduğunu yazan Ergün, ‘Kraldan çok kralcıları’, ‘Bürokrat değişiminde isimsiz ihbar mektuplarıyla fişlemeler’i anlattı.
Ergün’ün tespitlerinde dikkat çeken bir nokta ise yolsuzluk ve yozlaşma itirafı… “Süreç içerisinde bazı mekanizmalar insanların bozulmasına yol açabiliyor.” … Bazen parti programından, ana hedeflerden sapabiliyoruz. Bunları unutabiliyoruz, ihmal edebiliyoruz.” diyen Ergün, ‘Fabrika ayarlarına geri dönme’ çağrısı yaptı.
Yine Ergün’ün, “Türkiye nesnelliğin olmadığı, herkesin acımasızca taraf olmaya zorlandığı bir konjonktüre girmektedir” tespiti de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bitaraf olan, bertaraf olur.” söylemini hatırlattı.

İşte, Çelik’in o yazısı:

FABRİKA AYARLARINA DÖNMEK
“Adım Adım Siyaset”.
Elimdeki kitabın adı bu. Yazarı bir siyasetçi… Bilim, Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Nihat Ergün.
17 – 25 Aralık vak’asının hemen ardından, 26 Aralık 2013 tarihinde bakanlık görevinden ayrılan, son 3 dönemdir Ak Parti Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün.
Alfa Yayınları’ndan çıkan 349 sayfalık kitabın, bir ‘Ankara gerçeği’ni anlatan 278’inci sayfası, bunun bir eski bakanın ağzından kayıtlara geçirilmiş olması açısından dikkat çekici.
O sayfanın başlığı, “Ankara’nın Kötü detleri”.
Buyurun…
“Ankara’da âdettir, bakan değiştiğinde, ‘Kral öldü, yaşasın yeni kral’ yaklaşımıyla hareket edenler, eski bakanı size kötüleyenler türer. Bu amaçla odama gelenlerin hiçbirine fırsat vermedim ve lisan-ı münasiple gönderdim. Bir de bürokrat değişikliği için imzasız şikâyet ve ihbar mektupları furyası başlar. Bunun gibi yüzlerce mektup aldım. Hepsi değişik yerden, değişik isimlerle veya isimsiz ama aynı elden çıkmış mektuplar. Şu Ergenekoncu, şu Ak Parti düşmanı, şu cemaatçi, şu milli görüşçü, şu solcu, şu MHP’li gibi…

Göreve başladıktan bir hafta sonra bakanlık personeliyle tanışma kokteyli düzenledik ve orada bu mektuplar konusunu gündeme getirdim. Gerçek adını ve imzasını mektubun altına yazmayan kişiyi dikkate almayacağımı, haksızlığa uğrayan, derdi olan, önerisi olan varsa yüz yüze görüşmek ve gözünün içine bakmak istediğimi söyledim. Yıllardır ticaretle de, siyasetle de uğraşırken, haksızlık yapanı da, haksızlığa uğrayanı da, sevinçliyi de, kederliyi de gördüğümüzü, gözlerin yalan söylemeyeceğini, haksızlığa uğramış adamın gözünden belli olacağını anlattım. Elimdeki bir mektubu da yırtıp attım. Daha sonra birkaç kişi derdini anlatmak için geldi ancak mektuplar kesildi. Zaman içinde bazı görev değişiklikleri yaptık ama hiçbirinde bu mektupları dikkate almadık.”

Nihat Ergün, kitabının son bölümüne “Tehditler ve Fırsatlar” başlığını atmış.
“17 Aralık ve 25 Aralık operasyonları, iyi analiz edilmesi, sağlıklı sonuçlar ve doğru çözümler üretilmesi gereken olaylardır” diyen Ergün, “Türkiye’de cemaatlerin devletleşmesi diye bir problem var” ifadesini kullanıyor ama oradan da sözü, ‘yolsuzluk ve yozlaşma’ya getiriyor.
“Bu iddialar her zaman olabilir ama bizim onlardan da bağımsız şekilde şunu görmemiz lazım: Bir gözden geçirme yapmalıyız. Süreç içerisinde bazı mekanizmalar insanların bozulmasına yol açabiliyor.”
“Türkiye nesnelliğin olmadığı, herkesin acımasızca taraf olmaya zorlandığı bir konjonktüre girmektedir” tespitini yapan Nihat Ergün, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Ak Parti’de de, siyasette de bir yenilenme döneminin başlamakta olduğunu kaydediyor.

Yazıyı, Ergün’ün şu sözleriyle bitireyim:
“12 yıl boyunca iktidarda kalmış bir siyasi parti için bu değişim süreci kendi içinde önemli fırsatlar barındırıyor. Bir yenilenme, gözden geçirme fırsatı doğdu. Ne yaparsak yapalım, iktidar yıpratıcı bir şey. İktidar süreci pek çok görev yapan insanı yıpratır. Bazen parti programından, ana hedeflerden sapabiliyoruz. Bunları unutabiliyoruz, ihmal edebiliyoruz. Bunlar gayet normal şeyler. Ama bu değişim zamanları da, bütün bunları gözden geçirmeye fırsat veren zamanlardır. Hangi konularda hedeflerimizi gerçekleştirdik, hangi konular yarım kaldı, hangi konuların yanına hiç yaklaşamadık, hangi konulardan saptık… Böyle zamanlar bunları değerlendirme, bunlarla ilgili yeni kararlar alma zamanlarıdır. Bir anlamda fabrika ayarlarına dönme, yeniden kendimizi programlama zamanıdır.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.