Eski eşten mesaj: “O defter artık kapandı“
Yalancı öğretmen, eski eşinin kendisine acıyıp dönmesi için yaptığını söyledi.. Ancak Yeni Asır'a konuşan D.S, "O defter kapandı" dedi..
- Ege Postası
- 25.07.2013 - 08:32
Medyada yer almıştı
İzmir'de 5 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı eylemlerine katılan KESK'e bağlı Eğitim Sen üyesi sınıf öğretmeni Mehmet Tanrıverdi, zorla sivil polisler tarafından bir araca bindirilerek götürüldüğü ormanlık alanda ağzının içine silah sokulduğunu, saatlerce dövüldüğünü iddia etmişti. Konu yazılı ve görsel basın organlarında geniş şekilde yer bulmuştu. Öğretmen Tanrıverdi'nin iddiaları ve yaptığı basın toplantısı sonrasında iddia üzerine polis ve savcılık inceleme başlatmıştı.
Mehmet Tanrıverdi, polise verdiği ilk ifadesinde Alsancak Gündoğdu Meydanı'ndan ayrıldıktan sonra park ettiği aracının yanına gittiğinde elinde telsiz bulunan ve gömleklerinin altında silah kabarıklığı bulunan 3 kişinin kendisine küfür ederek sivil bir araca zorla bindirdiğini anlatmıştı. Tanrıverdi, "30-35 dakika gittikten sonra ağaçlık alanda durduk. İner inmez bana vurdular, yere düştüm. Bana 'niye eyleme katılıyorsunuz, sizin yüzünüzden 60-70 saat uykusuz kaldık' deyip vurdular. Yere düştüm, sigaram da cebimden düştü. Sigaramı almak için eğildiğimde sivil aracın 35 KEH 20 plakalı, metalik renkte yeni olduğunu gördüm. Darp edildim, kafama silah dayandı. Ağzımın içine silah soktular, barut tadını aldım. Daha sonra beni araçtan attılar. Çantamı telefonumu verdiler. Polislerin cezalandırılmasını istiyorum. Aracın plakasını sorguladığımda sahte plaka kullandıklarını anladım" demişti.
Darp raporu almıştı
Bir öğretmen arkadaşının yardımıyla Dokuz Eylül Üniversitesi'ne giderek darp raporu aldığını, ayrıca kendisine ait 35 DB 0619 otomobili olay günü başka kimsenin kullanmadığını anlatmıştı. Tanrıverdi, iddialarını Eğitim Sen sendikası yöneticileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında tekrarlamıştı. Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Tunalı, "Bu hukuksuzluğu yapan kişiler bulununcaya kadar bu yaşanan işkencenin sorumluluğu İzmir emniyet müdürü ve İzmir valisinin üzerindedir" şeklinde açıklama yapmıştı.
Yalancının mumu
Sivil polisler tarafından 35 KEH 20 plakalı araçla kaçırıldığı iddialarını üzerine polis, işyerleri ve MOBESE kameraları ile Mehmet Tanrıverdi'nin cep telefonu sinyallerini incelemeye aldı. İddiaya konu olan aracın İzmir Emniyeti'ne ait olmadığı belirlendi. Ayrıca benzer renkte ve markada araçların olayın yaşandığı gün ve saat diliminde İzmir-Manisa yolu ya da Turgutlu yolu üzerinde bulunmadığı tespit edildi. Tanrıverdi'nin otomobilinin 5 Haziran 2013 günü saat 17.57 sıralarında Manisa'nın Turgutlu ilçesinde bir işyerinin önünden geçerek park ettiği, aynı gün 22.48 sıralarında aracın hareket ettiği ve kamera açısından çıktığı belirlendi. MOBESE kayıtlarından da aracın 23.25'de Turgutlu istikametinden İzmir'e doğru seyir halinde olduğu görüldü. Ayrıca Tanrıverdi'nin işkence yapıldığını söylediği saatlerde telefonunun Turgutlu'da baz istasyonundan sinyal aldığı belgelendi.
"Kuran çarpsın ki..."
Tanrıverdi, delillerin ortaya çıkmasının ardından ek ifadesinde yalanını "Kuran çarpsın başka niyetim yoktu, karıma barışmak için yaptım" diye itiraf etti. Söz konusu tarihte Gündoğdu Meydanı'nda gösteriye katıldığını, polislerin zor kullanmasına maruz kalarak yaralandığını ifade eden Tanrıverdi, 17.15 sıralarında evine giderek üzerini değiştirdikten sonra Turgutlu'ya gittiğini, gece 23.00 sıralarına kadar orada kaldığını, İzmir'e döndükten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi'nden darp raporu aldığını söyledi.
Tanrıverdi, ifadesinde ayrı olduğu eski eşi D.S. ile yeniden bir ara gelebilmek için belki acır düşüncesiyle gazetelere konu olan haberlere yanlış beyanda bulunduğunu kabul ederek pişman olduğunu belirtti. Tanrıverdi ifadesine, "Tek amacım karımla barışmaktı. Belki bana acır barışır diye düşündüm. Bu işten dolaşı herkesten özür diliyorum" dediği öğrenildi.
İddia rapora geçmişti
Gezi Parkı olayları sırasında yaşandığı belirtilen mağduriyetleri raporlaştıran Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), yalan söylediği ortaya çıkan Tanrıverdi'ye de yer vermişti. THİV'in raporunda, "İzmir'de 5 Haziran'da öğretmen Mehmet Tanrıverdi, Alsancak'ta 35 KEH 20 plakalı oto içerisine sivil polislerce zorla, kafasına vurularak kaçırıldı ve Bornova'da kendisine işkence yapıldı. Tanrıverdi, kabadayağın yanı sıra, silah kabzasıyla vurma ve dayak, silah namlusunu başa dayayarak ölümle tehdit etme, küfür, hakaret gibi işkence uygulamalarına maruz kaldı. Serbest bırakılan Tanrıverdi daha sonra hastaneye giderek rapor almıştır" denildi.
"İZMİR AYAKLANSA BİLE ONU AFFETMEM SÖZKONUSU DEĞİL"
3 yaşındaki kızının annesi ile 1.5 yıl önce boşandıkları öğrenilen Mehmet Tanrıverdi'nin işkence yalanı işe de yaramadı. Yeni Asır'a konuşan jeoloji mühendisi eski eş D.S, "Barışmam sözkonusu bile değil. Olayla ilgili basın toplantısı sonrasında da böyle düşünüyordum, şimdi de böyle düşünüyorum. Gezi olayları nedeniyle acıyarak barışma umudu zaten hiç olamaz. Ancak ben bu düştüğü bu hale de acıdım. Aslında iyi bir insandı. Ancak, tüm İzmir ayağıma kapansa onunla yine de barışmam. O iş bitti" dedi. D.S. Tanrıverdi'yle ayrılık sebepleri hakkında ise açıklama yapmayarak, sadece "Aramızda kültür farkı vardı" diye konuştu.
Sendika özür diledi
Eğitim-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Abdullah Tunalı, "Biz Mehmet Bey'in bize başvurup yardım istemesi üzerine kendisine destek verdik. Kendisine henüz ulaşamadık. Bu iddialar doğruysa ki doğru gözüküyor, Mehmet Bey bizi ve sendikayı kandırmıştır. Kendisinin en ağır şekilde cezalandırılması talebiyle sendikamızdan ihracı için Mehmet Bey'i disiplin kuruluna sevk edeceğiz. Tanrıverdi iddialarıyla ilgili kamuoyunu bizim aracılığımızla yanılttığı için de tüm vatandaşlarımızdan ve kamuoyundan da ayrıca özür diliyoruz" dedi.
Yorum Yazın