Dolar 34,6442
%0.26
Euro 36,4550
%0.42
Altın 2.917,460
%-0.02
Bist-100 9.671,00
%0.11

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
FETÖ, özel yetiştirdiği 5 kardeşi orduya sızdırmış

FETÖ, özel yetiştirdiği 5 kardeşi orduya sızdırmış

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu, 43'ü tutuklu 47 kişinin Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmada FETÖ'nün önemli kripto elemanlarından MAK timinde görevli Üsteğmen Hasan Aslanbay ifade verdi.

  • Ege Postası
  • 18.08.2017 - 12:49

Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Duruşmada sanıkların esas hakkındaki savunmalarına bugün de devam edildi. Yoklamayla başlayan duruşmada ilk olarak sanık askerlerden MAK timinde görevli Üsteğmen Hasan Aslanbay ifade verdi. Marmaris'e giden helikopterde makineli tüfekçi olarak görev alan Hasan Aslanbay, kendilerinden önce yaşanan çatışmanın 112 kayıtlarının silindiğini ileri sürüp şunları söyledi:

"Toplam 3 bin 482 kayıt silinmiş. Biz yaklaşık 20 dakika olay yerinde kaldık. Ateş etmekle suçlanıyorum ama ben ateş etmedim, silahımı arızalı hale getirdim. Ateş etmedim. Göreve sözleşmeli subay olarak başladım. Muvazzaflık sınavını ilk önce kazanamadım. Üzerime atılan çamura dönüşmüş olan FETÖ üyesi olsaydım, her halde bu örgüt bütün soruları çalıp üyelerine verdiği sırada muvazzaflık sınavında bana da verirdi diye düşünüyorum. Örgüte ait hiçbir ideolojiyi savunmuyorum. Evimdeki üç aramada örgüte ait malzeme doküman bulunmadı, bulunamaz. Başkalarının evinde bulunduğu gibi benim evimde bağış makbuzları bulunmaz."

'DARBEYE DEĞİL ASKERİ GÖREVE KATILDIM'

Benliklerini satmış kişiler gibi sivil imamlardan, cemaat abilerinden değil amirlerinden emir aldığını ileri süren Hasan Aslanbay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kanunlara uyduğum için buradayım. Suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. 15 Temmuz günü darbe girişimine iştirakle suçlanıyorum. 15 Temmuz hain darbe girişime katılmadım. Ben bir askeri göreve katıldım. Benim katıldığım görev darbe girişiminin en önemli bölümü gösteriliyor. Evet baktığımız zaman öyleydi. Ama ben askeri bir göreve katıldım. Bilmeden istemeden bu göreve katıldım, arama kurtarmacı olduğum için katıldım. Hiç üstümden suç teşkil eden emir almadım, astlarıma da emir vermedim. Görevimde cebir ve şiddet yapmadım, askeri tabirle sadece gece uçuşu yaptım. Helikoptere bindiğim yerde indim. Sadece helikoptere bindiğim için bu suçum oluşmamıştır. Hata içerisinde bu göreve katıldığım için anayasayı ihlal suçlarını kabul etmiyorum. Terör örgütü üyesini alacağımız düşüncesiyle katıldım. Kimse bana Cumhurbaşkanımızın alınacağını söylemedi. Bunu ben de sezinleseydim, ne amaçla gittiğimizi sorardım. Şehitlerimiz olduğunu da 19 Temmuz günü Muğla'ya geldiğim zaman öğrendim. Ateş etmem için silahımın bozuk olduğunu ifade ettim. Kimseye saldırmadım, darp etmedim, ateş etmedim."  Aslan Aslanbay ifadesinin sonunda ise "13 aydır tutuklu kalmak gücüme gidiyor, kızımı ayda bir 45 dakika görmek, büyüdüğünü görmemek gücüme gidiyor" dedi.

'FETÖ'NÜN EN SADIK KRİPTO KARDEŞLERİ'

Bu arada ifadesinde suçlamaları ve örgüt bağlantısını kabul etmeyen Üsteğmen Hasan Aslanbay ile kardeşlerine dair önemli ayrıntılar bulunduğu belirtildi. FETÖ'nün Hasan Aslanbay ve 4 kardeşini 'özel kripto eleman' olarak yetiştirip TSK'nın önemli noktalarına sızdırdığı kaydedildi. Tutuklu bulundukları mahkemelerde FETÖ bağlantılarını inkar eden subayların soy bağlarını inceledi. Tespitlere göre FETÖ, Karadenizli olan Aslanbay ailesine mensup kardeşler Hasan Aslanbay, Hüseyin Aslanbay, Furkan Aslanbay, Rıdvan Aslanbay ve Enes Aslanbay'ı küçük yaştan itibaren yetiştirip askeri sınav sorularını verdi. Örgüt, askeri okullardan mezun olan kardeşleri orduda kritik noktalarda görevlendirdi. FETÖ'nün TSK'ya sızdırdığı 5 kardeşten Hasan Aslanbay İzmir'deki MAK filosunda, Furkan Aslanbay Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda, Hüseyin Aslanbay ise Konya'daki MAK timinde görev aldı. Diğer kardeşlerden Rıdvan Aslanbay Hava İstihbarat Astsubay Çavuş olarak görev yaptı. Enes Aslanbay da Astsubay Meslek Yüksek Okulu'nda okumaya başladı. FETÖ'nün kripto elemanları olan kardeşler, 15 Temmuz gecesi kiritik noktalarda görevlendirildi. Buna göre örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullanmayıp kripto olarak gizlenen kardeşlerden İzmir 2'nci Ana Jet Üs Komutanlığındaki MAK timinde görevli Üsteğmen Hasan Aslanbay, Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast timinde bulundu. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Astsubay Furkan Aslanhbay, Ankara'da darbeci general Semih Terzi'yle birlikte hareket etti, aralarında olduğu tim, 15 Temmuz gecesi kahraman Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit etti. Konya 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'ndaki MAK timlerinde görevli Üsteğmen Hüseyin Aslanbay da İstanbul'da Moda Deniz Kulübüne baskın yapıp Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ile birlikte 8 generali rehin alan timi yönetti. Hasan, Furkan ve Hüseyin Aslanbay darbe girişiminin ardından tutuklandı, diğer 2 kardeşleri de TSK'dan ihraç edildi.

KENDİSİNİ 'ÖLÜM MAKİNESİ' GİBİ TANITAN SARIBEY, SAVUNMA YAPTI

Duruşmada SAT görevlisi Üsteğmen Ali Sarıbey savunmasını yaptı. Davadaki ilk duruşmada kendisinin 'ölüm makinesi' gibi yetiştirildiğini söyleyen Ali Sarıbey, Mahkeme Başkanı'na yönelik "Dün akşam yargılamadaki ilk ifademi okudum. Size kızdım sürekli sözümü kesmişsiniz. Farklı anlaşılacak cümleler yeralmış. Bir üst mahkemeye itiraz ettiğim zaman bu ses kayıtları dinlenmeyecek" dedi. Bunun üzerine  Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Sizi bunun için uyardık. Mikrofona yakın olun diye. Yanlış ifadeler varsa bize söyleyin düzeltelim dedik" yanıtını verdi. Suikast girişiminden sonra kaçan otostopla Muğla yönüne kadar giden Ali Sarıbey, yakalanmasına ilişkin olarak, "Otostop çekip, karakola yakın bir yerde indim. Teslim olmaya gidiyordum ama bu sırada girdiğim markettekiler, benden şüphelendi. Onların ihbarı üzerine yakalandım" dedi.

'ÖZAY CÖDER'E ULAŞAMADIK, İZMİR'E GİTTİK'

Ali Sarıbey, İstanbul'da bulundukları sırada sanıklardan Haldun Gülmez, Özay Cöder'in aradığını ve kendilerini göreve çağırdığını söylemesi üzerine buluşup askeri aprona gittiklerini anlattı. Burada Özay Cöder'e aramalarına rağmen ulaşamadıkları için Şükrü Seymen'in de çağrısı üzerine helikoptere bindiklerini de ifade eden Ali Sarıbey, "Şükrü Seymen'in helikoptere çağırması üzerine Özay Cöder'e ulaşamadık. 'Ne yapalım' diye hazırlık aşamasına erken başlarsak iyi olur diye gitmeye kadar verdik. Çiğli'ye helikopterle intikal ettik" dedi.

'DARBE AÇIKLAMASIYLA YÖNETİMİN DEĞİŞTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM'

Çiğli'de hızlıca malzeme ambarına geçtiklerini anlatan Ali Sarıbey, şunları söyledi:

"Malzemeler hazırlanmıştı. General rütbesindeki Sönmezateş vardı. O da özele kuvvetler personeli ve bizi toplayıp açıklamada bulundu. Bu açıklama 'TSK şu andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetimine el koymuştur. Bundan sonra emirleri Genelkurmay Başkanı'ndan alıyoruz. Ben dahil onun emrindeyiz, onun emirlerini yerine getiriyoruz. Bu emir sıkıyönetim ilan ediyoruz, yönetime el koyacağız' şeklinde değildi. 'El konuldu' dedi. Darbe yapılmıştı artık yönetim değişmiş olarak algıladım. Görevin ne olduğu açıkçası belli değildi. Bir koyda VIP birisinin alınacağını duydum. Bunu da Sönmezateş'in 'VIP' söyleminden duydum. Ne olduğunu çok iyi anlamadım. Gidilecek yerin bir koy içerisinde oluşundan cumhurbaşkanı olması hiç aklımdan bile geçmedi. Görev yerine geldik. Burasının Marmaris olduğunu anladım ama gösterilen bir koydu. Buradan o koya ulaşacağımızı düşündüm. İçinde bulunduğumuz grup sivil birisinin yol göstermesiyle olay mahalline gitmeye başladık. Sis bulutunun içerine doğru gitmeye başladık. Olay yerini terk ettikten sonra otel önüne geldik. Hedef kişinin, VIP kişinin Cumhurbaşkanının olduğunu cumhurbaşkanı nerede olduğunu sorularından anladım. O saatten sonra yapabileceğim bir şey yoktu. Dışarıdan gelen kişiler de 'Ben polisim' deyince durumun bize anlatılandan farklı olduğunu anladım ama yapılacak bir şey yoktu. Orada kalmamız söz konusu değildi. Çünkü polisler ateş ediyordu. Otelin alt katına sığındık sahile indik helikopterin inemediğini gördükten sonra da uzaklaştık" dedi.

ŞEHİT POLİSİN BABASINDAN O İDDİALARA YANIT GELDİ

"FETÖ üyeliğinin 8 kriteri değil 88 kriter daha eklense böylesine hain ve eli kanlı örgüt üyeliğim asla söz konusu değildir" diyen Ali Sarıbey, "Ortada pimi çekilmiş  ByLock iddiasına cevap vereceğim. Elimizde kağıt parçasından öteye geçmeyen belge bulunmaktadır. Bir belgenin delil sayılması için, yasal yollardan elde edilmesi lazım. Delil olarak kabul edilse bile, hepimizi hain örgütü büyük gizlilik içinde hareket ederek devletin içerisine sızarak devletin kurumlarına yerleştirdi. Her işini şifreleyen bir örgüt nasıl olacak da kendi elemanlarının bu şekilde ele geçirilmesine izin verecek. FETÖ'cülerin Mustafa Kemal'in askerlerini bu listeyle dahil etmelerini düşünmek ne kadar mantıksız" dedi.

Ali Sarıbey'in diğer sanıklar gibi sık sık Nedip Cengiz Eker'in şehit olduğu saatle ilgili çelişki bulunduğunu söylemesi ve onu kendilerinin şehit etmediği algısını uyandırıldığı iddiasında bulunması üzerine şehit polisin babası Nihat Eker yanıt verdi. Nihat Eker adına açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Halit Çokan yaptı.Çokan, "15 Temmuz gecesi saat 01.05 babası şehit polisle görüşmüş, saat 02.00'de de kardeşiyle görüşmüş. Bu HTS kayıtlarında da vardır" dedi.

Bu sırada dayanamayıp yerinden kalkan acılı baba, "Kayıtları sunabilirim" dedi. Aile yaşantısı hakkında da bilgi veren Ali Sarıbey'in öğretmen olan ağabeyi Nihat Sarıbey'in de 12.10.2016 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ihraç edildiği öğrenildi. Bu arada Nihat Sarıbey'in de savcılık ifadesinde, kardeşi Ali Sarıbey'in örgütün şifreli haberleşme sistemi ByLock'u kullandığını ve şikayetçi olduğu dilekçeyi imzaladığı ortaya çıktı. Bu dilekçeyi gündeme getiren Ali Sarıbey, ağabeyinin söylemediklerinin yazıldığını ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "O savcının sana garezi olacak" dedi. Ali Sarıbey'in bunun üzerine sesini yükseltmesi üzerine gerginlik yaşandı. Emirşah Baştoğ bu kez, "Sesini yükseltmeden konuş" uyarısında bulundu.

'HİKAYE ANLATMA, SAVUNMANI YAP'

Ali Sarıbey'in savunmasında siyasi konulara nutuk atar biçiminde girmesi üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, şöyle konuştu:

"Savunmanı siyasi nutka çevirdin, hikaye anlatma savunmamı yap" dedi. Bu sıra söz alan Cumhuriyet Savcısı Ali Cenk Düzgün de tutuklu sanıkların sık sık olay saatine ilişkin çelişki bulunduğuna dair iddialarına saat saat yanıt verdi. Ali Cenk Düzgün, "Sanık üst perdeden bağırıp çağırarak yavuz hırsız misali bizleri bastırmaya çalışıyor. Defalarca dile getirdik artık açıklama yapmaya da gerek duymuyoruz ama zaman zaman olayı açıklamak durumundayım. Şehit polislerimizden Nedip Cengiz Eker için kayıtlara göre 112 Acil Yardım ekibinden saat 03.45'de yardım istenmiş, 112 Acil Yardım ekibi saat 04.01'de gitmiş, şehidimizin hastane geliş saati ise 04.40'dır. Mehmet Çetin için de, 112 Acil Yardım ekibinden yardım isteme saati 04.27'dir. 112 Acil Yardım ekibinin olay yerine geliş saati 04.31, hastane varış saati de 05.10'dur. Zaman konusunda o kaos ortamından dolayı farklı bilgi veren bir kaç kişinin ifadesini alıp ortada bir belirsizlik varmış, savcılık yeterli araştırmamayı yapmamış, mahkeme yeterli araştırmaya yapmayıp karartmaya çalışılmış intibağı yaratmaya çalışıyorlar. İsimlerini okuyacağım tanıklarını tamamının olayın 03.30 sonra yapıldığına dair açık beyanları var. İki üç tane tanığın ifadesini alıp kimseyi inandırmaya kalkmasınlar. Olayın ne zaman olduğu sabittir, şehitlerimizin katillerinin kim olduğu da açıktır" dedi. Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'da, gerekçeli kararlarında tüm ayrıntıları açıklayacaklarını ifade etti.

Bu konuşmalardan sonra savunmasını hikaye anlatıp sürdürmek isteyen Ali Sarıbey'e Mahkeme Başkanı bir kez daha müdahale etti. Bunun üzerine sanık darbeci Ali Sarıbey'in, suçsuzluğunu bu şekilde ispatlayacağını söyleyen Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, önce "Anlat bakalım neymiş" dedi.  Ancak Ali Sarıbey'in iki sayfalık bir hikaye olduğunu söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı tekrar araya girip "Olmaz öyle, 4 saattir konuşuyorsun. Savunmanı toparla" sözleriyle uyarısını sürdürdü. Ali Sarıbey de yarattığı gergin konuşmalardan sonra savunmasını sonlandırdı. (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.