FETÖ sanığı: Kandırıldım
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, 280 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
- Ege Postası
- 26.03.2018 - 15:11
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tutuklu sanık eski pilot yüzbaşı Müjdat Sarısoy, iddia makamının mütalaasına ilişkin yaptığı savunmasında, tutuklu sanıklar eski filo komutanı Beşir Kanat ve kol komutanı Nihat Kafes'in kendilerini kurtarmak için şahsına iftira attığını ileri sürdü.
"Kubilay Selçuk 2 amiralin gönderilmesi için ısrar etti"
Sarısoy, kendisine o akşam iki emir verildiğini, ilkinin üssün güvenliği için Ege Ordu Komutanlığına giderek güvenlik personelini almak, diğerinin de 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'ne gitmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Beşir Kanat ve Nihat Kafes emirleri sanki vermemiş gibi, ben kendi kendime eylemleri gerçekleştirmişim gibi algı yaratmaktadır. Akıncı Üssü'ne gitme emrini onlar vermemiş gibi konuşuyorlar. Ben verilen emirden şüphelendim. Kalkış yapmadım. Emri sorguladım. Beni filoya çağıran, Akıncı'ya gönderen kişi kendisi (Kanat) olmasına rağmen beni suçluyor. Kendisi dakikalar konusundaki yanılgımdan faydalanmaya çalışmıştır. Kumpası başında fark edemedim. 15 Temmuz sonrasında olanları kafamda oturtabildim. Duruşmayı beklediğimiz yerde, tutuklu sanık eski Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutan Vekili Albay Ramazan Elmas'a '2 amirali neden gönderdiniz' diye sorduğumda 'Komutan Kubilay Selçuk çok ısrar etti' yanıtını verdi."
Suçsuz olduğunu söyleyen Sarısoy, kandırıldığını, darbe girişimi akşamı eski Hava Kuvvetleri kurmay başkanı korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ın darbe girişimini önleme girişiminde bulunduğu söylemiyle telkin edildiğini ileri sürdü.
Kanat'ın, emri sorguladığında kendisine "Tedirgin olacak birşey yok, yapamayacaksan başkasını göndereyim." dediğini ifade eden Sarısoy, tanık ifadelerinin lehine olduğunu belirtti.
Ege Ordu Komutanlığına gittiklerinde "personel almak için geldiklerini" söylediklerini ileri süren Sarısoy, kendilerinden sonra gelen ekibin "paket" kelimesini kullandığını iddia etti.
"Can güvenliğim için 'Uçmayacağım' yerine 'Yakıtım yok' dedim"
Sarısoy, o akşam Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in emriyle Ege Ordu Komutanlığından ayrıldıklarını savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Orgeneral Abdullah Recep'in derdest edilme hareketi içerisinde bulunmadım. Bir şekilde kandırılarak oraya gönderildim. Komutanlarımı ben seçmedim. Niyet okuma gibi bir yeteneğim yok. Komutanlarımın suçlu olması beni suçlu yapmaz. Akıncı Üssü'ne gitme emri verildiğinde şüphem iyice arttı. Akıncı'nın Ankara'da tek üs olması ve Ankara'da kalkışmanın olması nedeniyle kalkış yapmadım. Beşir Kanat'a 'Yakıtım yok' dedim. Yakıtımın olduğu savcılıkça tespit edilmiştir. 46 dakika kalkış yapabilecek durumdayken yapmadım. Can güvenliğimi tehdit altında hissettiğimden 'Uçmak istemiyorum' yerine 'Yakıtım yok' dedim. Darbe başarılı olsaydı yakıtımın olduğu tespit edilecek, sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanacaktım, bana emir verenler de tanık olacaktı."
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada tutuklu sanık eski üsteğmen Sertaç Yıldırım, iddia makamının mütalaasına karşı yaptığı savunmada darbe girişimi akşamı tutuklu sanık eski Misafir Askeri Personel Kol Komutanı Hava Binbaşı Pilot Nihat Kafes tarafından göreve çağrıldığını, filoya ulaştığında geliş nedenini sorguladığını belirtti.
"Akıncı Üssüne gitme emrinde şüphelendik"
Kendilerine 2 emir iletildiğini, ilkinin üssün güvenliği için Ege Ordu Komutanlığına giderek güvenlik personelini almak, diğerinin de 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'ne gitmek olduğunu anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Televizyonda köprünün kapatıldığı haberlerini görünce haberlerle uçuşların alakasını sorduğumuzda yanıt alamadık. Kalkış yaptığımızda darbe girişimi haberleri düşmemişti. Ege Ordu Komutanlığına iniş yaptık. Güvenlik personeli olmadığını gördük. Hasan Hüseyin Demirarslan'ın (tutuklu sanık eski Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı) darbe karşıtı söylemlerde bulunduğu söylendi. Akıncı Üssü'ne gitmemiz emredildi. Amirimizden şüphe duyduğumuz ilk an bu andır. Sonra pistte helikopterden yaralının (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın otelini basan ve çatışmada yaralanan asker) indirildiğini gördük. Böyle bir ortamda 'Uçmuyoruz.' desek can güvenliğimiz tehlike altında olabilirdi. 'Yakıtımız yok.' diyerek muhtemel tehlikelerden korunduk. Soruşturmalar sonucunda Akıncı Üssü'ne gidecek yakıtımız olduğu görülmüştür. Konusu suç teşkil eden bir eylem gerçekleştirmedim. Yargılama sonucunda beraat edeceğim kesindir."
Tutuklu sanık eski astsubay Ercan Kocakaya 125. Filoda uçuş teknisyeni olarak görev yaptığını belirterek, darbe girişimi akşamı üsse çağrıldığını, kendilerine 2 helikopter hazırlamaları yönünde emir verildiğini pilot Müjdat Sarısoy, Sertaç Yıldırım ile verilen emir doğrultusunda güvenlik personeli almak için Ege Ordu Komutanlığına gittiklerini kaydetti.
Kocakaya, görev planlanmasında uçuş teknisyenin dahli olmadığını ifade ederek, şunları anlattı:
"Ben en dip halkayım. Filonun en çömeziyim. Helikopteri hazırlar uçarım. Kalkışma haberini dinlediğimde helikopter kalkmıştı. Ege Ordu Komutanlığına indiğimizde yanımıza gelen kişiler ifadelerinde 'kendilerine helikoptere yaklaşmamalarını' söylediğim şeklinde sözler söylemişler. Kişilerin helikopter pervanesine çarpmalarını önlemek teknisyenin görevidir. O gece gelen kişiler kuyruk noktasına yakındılar. İşaretlerimi yanlış anlamışlar. Dedikleri gibi yaklaşmayın hareketi yapmadım."
Darbe girişimi akşamı verilen emirlerin hepsini sorguladığını savunan Kocakaya, derdest edilen amirallerin Akıncı Üssü'ne götürme emrini uygulamadıklarını iddia etti.
Kocakaya ayrıca, 19 yıllık meslek yaşantısında meslek etiğine aykırı hiçbir şey yapmadığını savunarak, FETÖ'nün "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu ile geçmişte beraber görev yaptıklarını, onun kendisini şikayet ettiğini, bunun da aralarındaki husumetten kaynaklandığını bildirdi.
"Zekeriya Kuzu ulaşılmaz kahraman gibi gösterilirdi"
Kocakaya, Kuzu'nun ekip olarak yapılan işlerde tek başına yapmış gibi gösterilerek parlatılmaya çalışıldığını ve ulaşılmaz bir kahraman gibi gösterildiğini ileri sürerek, ön plana çıkartılmasından rahatsız olduğunu dile getirdiği için Kuzu'nun kendisini şikayet ettiğini belirtti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tahliye talebini reddederek, duruşmayı yarına erteledi. (AA)
Yorum Yazın