Flaş! Çarşı Davası'nda beraata itiraz
Çarşı Davası'nda beraata itiraz: Çarşı, Başbakanlık ofislerini ele geçirip darbe yapacakmış
- Ege Postası
- 12.01.2016 - 14:58
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Akif Ekici, temyiz dilekçesinde, “Örgüt kurma, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçundan verilen beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğu savunuldu. Taksim’deki Gezi Parkı gösterileri sırasında Beşiktaş’taki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin işgal edilmek istendiği ve eş zamanlı şekilde Ankara’daki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin de ele geçirilmesi için irtibatlı şekilde hareket edildiği ve böylelikle hükümetin kanun dışı eylemlerle ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ileri sürüldü. Temyiz dilekçesinde şöyle denildi:
“Yapılan telefon görüşmelerinde ‘’Park mark benim umrumda değil bana ne yemişim AVM’sini de Gezi Parkını da ağacını da ihtilal başladı, bu hükümeti düşüreceğiz, her gün savaş her gün direniş, Kemalist memalist... Abi yaksınlar kaos var kaosa gidiyoruz. Başbakanlık konutuna saldırı olacak bugün, bu bir iç savaşa dönüşebilir polise güçlü saldıralım ses getirecek bir şeyler yapmamız lazım, gösterilerde ölen kişi olursa toplumsal refleksin çok daha fazla artacağı belirtildiği anlaşılmıştır.”
Aramalar sırasında bazı sanıkların üzerinde sis bombası, gaz maskesi ya da otomatik tabanca mermileri bulunduğu belirtilerek, “Yapılan soruşturma ve yargılama çerçevesinde anlaşılacağı üzere sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini kanun dışı olarak devirmeyi amaçladıkları bu çerçevede kaos oluşturulduğu, İstanbul ve Ankara’daki başbakanlık binalarının ele geçirilmeye çalışılarak amaçlarına ulaşmaya çalıştıkları bu nedenle sanıkların müsnet suçlar nedeniyle tecziyeleri yerine beraat kararının verilmesi...”
Çarşı Davası avukatlarından Yıldız İmrek, yaptığı açıklamada, başsavcı vekilinin doğrudan temyiz dilekçesi verdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Başsavcı vekilinin doğrudan temyiz başvurusu yapması, duruşma savcısına dahi güvenmemek anlamına gelir. Bu durum, siyasi iktidarın hedef seçtiği bazı davalarda, doğrudan kendisine yakın kadrolarla yargıya müdahale ettiğini göstermektedir. Bu şekilde ikili temyizle, Yargıtay’ın da özellikle baskı altına alınacağına dair ciddi bir işaret verilmiştir. Dava boyunca çok yönlü tartıştığımız üzere, darbe ve örgüt suçlaması tamamen soyut, temelsiz bir iddia idi. Bir taraftar grubunun milyonlarca yurttaş gibi, bireysel demokratik hakkını kullanarak yaptığı gösterilerle hükümet devirmesi mümkün değildir. Göstericilerin Hükümet devirmeye elverişli silahlı gücü yoktur ve Hükümet de İstanbul’da değildir. Başsavcı vekilinin temyizinde, iddianamedeki İstanbul gösterilerine dair soyut suçlama, bu kez daha da temelsiz bir soyut iddiayla ‘Ankara’daki gösterilerle irtibat kurularak Hükümet devrilecekti’ iddiasına dönüşmüştür. Başsavcı vekilinin temyizi komediye varan bir hukuk zorlaması niteliğindedir.”
Yorum Yazın