Dolar 34,6572
%0.04
Euro 36,4857
%0.29
Altın 2.956,650
%0.85
Bist-100 9.654,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Fukuşima'nın yıldönümünde çifte nükleer uyarı

Fukuşima'nın yıldönümünde çifte nükleer uyarı

İzmir'in Gaziemir İlçesi'nde 2007 yılında bir kurşun fabrikasında tespit edilen radyoaktif atıkların 2016 yılında halen temizlenemediğini belirten Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri, Japonya'da 2011 yılında Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali'nde meydane gelen feleketin yıldönümünde Türkiye'de nükleer santral istemediklerini açıkladı.

  • Ege Postası
  • 11.03.2016 - 15:23
Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşinleri, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nde yaptıkları basın toplantısıyla Türkiye'nin nükleer santral yapımından vazgeçmesini istedi. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helil İnan Kınay, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Sekreteri Mustafa Çınarlı, Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi adına Erhan İçöz, Ege Çevre Platformu adına Mustafa Erkalların yeraldığı toplantında ortak açıklamayı İçöz okudu.

Japonya'da 2011 yılında meydana gelen depremin yol açtığı tsunaminin Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali'nde soğutma sistemini devre dışı bırakması nedeniyle nükleer felakete yol açmasının üzerinden 5 yıl geçtiğini belirten İçöz, patlama sonucu yayılan radyoaktif maddelerin Kuzey Amerika'nın batı kıyılarına, Avrupa kıtasına, Pasifik Okyanusu'na, Kuzey yarımkürenin büyük kısmına ulaştığını söyledi. İçöz, "Ülkemizde nükleer enerji santralı kurma macerası; Akkuyu için Rusya'yla, Sinop için Japonya'yla ve en son gündeme gelen İğneada için Fransız'larla ortaklaşılarak sürdürülmeye çalışılmaktadır. Çok büyük maliyetlerle yapılabilen nükleer santrallerin ülkemizdeki uygulamalarının maliyet hesabı ise kamuoyuyla asla paylaşılmamaktadır. Yetkililerin kanunları çiğnemek pahasına ve bölge halkının direnişine karşın Akkuyu projesinin yapılması için gösterdikleri çaba; Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından da hazırlanan raporun bakanlık eliyle 'devlet sırrı' gerekçesiyle gizlenmesine kadar varmıştır. Entegre bir tesis olarak ele alınması gereken projenin yalnız belirli bir bölümü Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine dahil edilmiştir" dedi. 


Akkuyu'ya bağlantı sağlayacak enerji iletim hatları ve trafo merkezlerinin ve atık sahalarının çevresel etki değerlendirme süreçleri, ÇED raporu dışında bırakıldığını belirten İçöz "Radyoaktif çubukların soğuması için gerekli süre olan en az 7 yıl boyunca, radyoaktif atıklar Akkuyu'da depolanacaktır. Bu 7 yılın sonunda Rusya'nın atıkları alıp almayacağı, alsa dahi hangi yollarla Türkiye'den çıkarılacağı bilinmiyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi bünyesinde lisanslı Radyoaktif Atık İşleme Tesisi'nin kapasitesinin birkaç on yıl yetebileceği ifade ediliyor. Nükleer santrallerin kurulması halinde tesisin kapasitesinin yetersiz kalması söz konusu olacak" diye konuştu. 

"HENÜZ GAZİEMİR'DEKİ ATIKLAR TEMİZLENEMEDİ"
İçöz, olası kaza risklerini küçümseyen yönetim anlayışının Gaziemir'de ortaya çıkan radyoaktif atıklar için bile çözüm bulamadığını söyledi. Gaziemir'deki kurşun fabrikasında ortaya çıkartılan nükleer atıkların uluslararası yasalarla men edilmesine karşın ticaretinin nasıl gerçekleştiği ve Türkiye'ye nasıl girdiğinin ilgili bakanlıklar tarafından henüz açıklanamadığını belirten İçöz, "Benzeri bir felaketin bir daha yaşanmaması için bakanlıklar tarafından alınmış ve kamuoyuyla paylaşılmış önlemler bulunmamaktadır. 2007 yılında tespit edilen 2012 yılında bir gazete haberi ile öğrendiğimiz radyoaktif atıklar 2016 yılı itibari ile hala temizlenebilmiş değildir. Bırakın nükleer kazayı, Gaziemir'deki atıklar için çözüm bulunamadı" dedi. 

"ALİAĞA'DA GEMİ SÖKÜLDÜKTEN SONRA MAHKEMEDEN KARAR ÇIKTI"
Bakanlık görevlilerinin, Aliağa gemi söküm tesislerinin denetlenmemesi nedeniyle geçen sene tartışılan Kuito gemisinin radyasyonlu olmadığına 3 saatlik incelemeyle karar verdiğini, ancak gemi sökümü tamamlandıktan sonra mahkemenin; "İçerdiği radyasyon seviyesi nedeni ile sökülemez" kararı verebildiğini belirten İçöz, "Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir köylerinde denetimsiz olarak çalıştırılmış uranyum madenlerinden çıkartılan uranyum işlenerek yurtdışına sevk edilmiş ve daha sonra bu madenler kontrol edilmeden, güvenlik önlemleri alınmadan terk edilmiştir. Bu madenler halkın sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir" diye konuştu.

"DAHA AZ RİSKLİ TESİSLER DENETLEMEDİ"
İçöz, Ege Bölgesi'nde, nükleer santralle karşılaştırıldığında radyoaktivite yönünden çok daha az risk oluşturacak tesislerin bile denetlenememiş olmasının mevcut endişelerini arttırdığını belirtti. İçöz, bunların Türkiye'ye nükleer santral kazaları ve kazaların yarattığı büyük tahribat, nükleer santrallerden vazgeçilmesi için ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu söyledi. İçöz, "Nükleer santral karşıtları olarak Çernobil'de yaşanan felaketlerin olumsuz etkileri hala sürerken, Fukuşima'nın yıldönümünde ülkemizde nükleer santral istemiyoruz" dedi.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.