Gözaltına alınan Soner Yalçın serbest bırakıldı
Sözcü gazetesi yazarı ve OdaTV. com’un imtiyaz sahibi Sonar Yalçın, konferans için gittiği Denizli’de bu sabah gözaltına alındı.
- Ege Postası
- 26.10.2014 - 12:53
Polisler tarafından Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Sonar Yalçın, işlemlerin ardından Denizli Adliyesi’ne götürüldü. Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan ve Atatürkçü Düşünce Derneği Denizli Şube Başkanı Gülizar Biçer Karaca da adliyeye geldi.
SERBEST BIRAKILDI
Soner Yalçın, savcının talimatıyla öğleden sonra mahkemeye gelip ifade vermesi koşuluyla serbest bırakıldı ve oteline döndü.
Basın toplantısı yapacağını söyleyen Soner Yalçın, kendisini arayanlara saat 05.00’te gözaltına alındığını belirterek, "Eskiden saat 05.30’da gelirlerdi. Saatler geri alındı ya 05.00’te geldiler" dediği belirtildi.
Soner Yalçın'dan ilk tepki!
Denizli’de gözaltına alındıktan sonra savcının talimatıyla öğlen adliyeye gelip ifade vermesi için serbest bırakıldıktan sonra oteline dönen Soner Yalçın, burada basın mensuplarına açıklama yaptı. "Acaba paralel yapı ’Biz burada hala varız’ mı demek istiyor, yoksa hükümet ’Doğru yazan gazeteciyi biz engelleriz’ mesajı mı veriyor'" diye soran Soner Yalçın şunları söyledi:
"Sabah 05.10’da otel odasının kapısı çalındı. Gelen siviller hakkımda yakalama kararı olduğunu söyledi, şaşırdım. Aklıma 60 polisle gözaltına alındığım günler geldi. Basın kartımı gösterdim, ’Gazeteciyim, Sözcü’de yazıyorum. Bu şekilde konuşulmak istemiyorum. Ülkemiz 3 şehide ağlarken, konuşulmak istemiyorum’ dedim.
Polisler öyle bir emir almış ki ısrarcı oldular. Hastaneye götürüp, sağlık kontrolünde geçirdiler. Sonra ’Otele bırakacağız’ dediler. Ama ’Acaba suikast mı düzenlenecek’ diye şüpheye kapıldım. Amaç ne çözemedim. Acaba paralel yapı ’Biz burada hala varız’ mı demek istiyor, yoksa hükümet ’Doğru yazan gazeteciyi biz engelleriz’ mesajı mı veriyo? Bizim üzerimizden mesaj mı veriyo? Beni gözaltına alan polislerin suçu yok, onlar birilerinden emir alıyor. Emir veren ki? Devlet bunu ortaya çıkarmalı. Bilmediğim bir basın davasından dolayı bunlar yaşandı. Bu mesele Soner Yalçın meselesi değildir. Bu basın özgürlüğü meselesidir. Filler tepişiyor, çimenler eziliyor. İstanbul polisi beni niye almad? Evim belli, işim belli, adresim belli. Denizli polisi neden sabah 05.00’te kapıma dayand? Bu soruların cevapları verilmeli. Hastanede devreye kim gird? Beni otele neden geri götürdüler bilmiyorum. Can güvenliğimden şüphe ettim."
Yorum Yazın