Göztepe'nin maçlarını ayrıcalıklı bir grup izleyecek!
İzmir Ticaret Borsası meclis toplantısında konuşan İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı Başkanı Ali Erten, "Göztepe Süper Lig'de maçları 6 bin 500 kişilik Bornova Stadı'nda oynamak istiyor. Atatürk Stadı'nın 50 bin kişilik kapasitesi var. Ancak kulüp orada sportif başarı gelmeyeceğini düşünüyor" dedi.
- Ege Postası
- 30.06.2017 - 10:20
İTB haziran ayı meclis toplantısına İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) Başkanı Ali Erten konuk olarak katıldı. Toplantıda konuşan Erten, Göztepe Spor Kulübü'nün şampiyonluğunun İzmir'in eksiğini gün yüzüne çıkardığını belirterek, "Göztepe Spor Toto Süper Lig'de oynayacağı maçları 6 bin 500 kişilik Bornova Stadı'nda oynamak istiyor. Atatürk Stadı'nın 50 bin kişilik kapasitesi var. Ancak kulüp orada sportif başarı gelmeyeceğini düşünüyor. Futbol kolektif bir spor diyoruz, ancak 6 bin 500 kişilik statta oynamakta ısrarcılar. 20 bin kişi maç izlemek isterse olamayacak. 6 bin 500 kişilik ayrıcalıklı bir grup izleyecek" dedi.
9 KULÜBE ORTAK SPONSOR
Kulüplerin göğüs, sırt ve şortlarında 3 reklam alanı bulunduğunu söyleyen Erten, "En büyük ihtiyaç ekonomik katkı. Bu katkı yasalar çerçevesinde yapılabilir. Şu an 9 kulübe ortak sponsor yani tek reklamlı forma çalışmamız devam ediyor. Yakında sonuçlanacak. İzmir Ticaret Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda da sunumlar yaptık. Ortak çalışmamız devam ediyor" diye konuştu.
"MERKEZ BANKALARININ POLİTİKA SAVAŞLARI"
Toplantının açılış konuşmasını yapan İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, bu ay dünyada adeta merkez bankalarının politika savaşlarının yaşandığını belirterek, "Özellikle para arzının ve yönünün hareketi için ülkelerin geliştirdikleri stratejiler var. Merkez Bankamızın da bu anlamda geliştirdiği strateji, ilk aylarında kısa vadede amacına ulaştı. Umarız uzun vadede de enflasyon üzerinde görülebilecek olumsuz etkiler absorbe edilebilir" dedi.
"AB'YE GÖRE AZ KAZANIYOR AMA DAHA UCUZ YAŞIYORUZ"
Türkiye'nin açlık ve yoksulluk sınırlarına değinen Kocagöz, "Avrupa Birliği ülkeleri arasında yapılan bir çalışmada; 28 AB ülkesi genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepeti, Türkiye’de 60 Euro karşılığı Türk lirası ile satın alınabiliyor. Bu veriler özetle şunu söylüyor; AB ülkesi vatandaşlara göre daha az kazanıyor, hiç olmazsa onlara göre daha ucuza yaşıyoruz. Ancak bugün açıklanan rakamla ülkemizdeki açlık sınırının 1508 TL, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının ise 4 bin 913 TL olması daha alınacak çok yol olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
"GÜMRÜK VERGİSİ İNDİRİMİ ÜRETİMİ DÜŞÜRÜR"
Enflasyonla mücadele amacıyla bazı tarım ürünleri ve et ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılma kararına değinen Kocagöz şunları söyledi:
"Bu manevra kısa vadede başarı getirebilir ve istenen hedefe ulaşılabilir. Ancak üreticinin beklemediği bir fiyat hareketi olacağı da kesin. Bu da; o üretimin gelecek yıl tercih edilmemesine ve dolayısıyla o üründe ülke olarak eksik üretim yapmamıza ve yine daha çok ithalata muhtaç kalmamıza neden olacaktır."
"TÜRKİYE EKONOMİSİ DÜNYADAKİ KAOSA RAĞMEN BÜYÜDÜ"
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise dünya ekonomisi bir miktar artan büyüme beklentisine karşın zayıf ve kırılgan görünümünün devam ettiğine dikkat çekerek, "IMF, 2017 yılında küresel ekonominin büyüme tahminini 0.1 puan yükselterek yüzde 3.5’e çıkardı. Dünya Suriye sorunu ile başa çıkmakta zorlanırken gündeme bir de Katar krizi gelip oturdu. Dünyaya yön verenler adeta bir akıl tutulması içinde ve küresel refahı sağlamaya değil, adeta küresel terörü beslemeye uğraşıyorlar. Türkiye ekonomisi kaos içinde geçen 2016 yılını yüzde 2.9 büyümeyle tamamladı. Bu yılın ilk çeyrek büyümesi yüzde 5’i buldu" dedi.
"ENFLASYON, FAİZ VE İŞSİZLİK TÜRKİYE'NİN KRONİK SORUNU"
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile olan dış ticaretinin yüzde 5'yi bulmuş olmasının AB ile olan ilişkilerin istikrarlı bir düzeye getirilmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu belirten Kestelli, bu konuda hükümetten ve Avrupa Birliği karar organlarından daha yapıcı bir çaba beklediklerini söyledi. Enflasyon, faiz ve işsizlik sorunun Türkiye’nin üç kronik sorunu olarak yüksek kalmaya devam ettiğini söyleyen Kestelli, "Dünyada finans bolluğuna işaret eden ve adına küresel pastırma yazı denilen bu dönem sona ermeden bizim bu üç sorunu yönetilebilir bir dengeye oturtmamız elzem. Gıda fiyatları, çok uzun zamandır enflasyonun kontrol atına alınamamasının temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Gıdada üretici ve tüketici fiyatları endeksindeki farka bakınca 2003’ten bu yana neredeyse 1’e 5’lik bir denge görüyoruz. Basit haliyle, tarlada 1 liraya fiyatlanan ürün, tüketiciye ortalama 5 liraya ulaşıyor. Bu sorunun çözülememesinde, tedarik zincirindeki pek çok olumsuz etkenin katkısı var. Bize göre, bir yandan üretimi daha verimli kılacak yapısal önlemler alınırken diğer yandan üreticiden tüketiciye gıda tedarik zincirinin şeffaf ve hijyen hale getirilmesi, bu sorunun çözümü için atılmış büyük adımlar olacaktır" diye konuştu. (DHA)
Yorum Yazın