Gültan Kışanak’tan kadın gazetecilere mektup
Gültan Kışanak, Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden kadın gazetecilere hitaben bir mektup yazdı. Kışanak, "Toplumsal mücadeleler kara propaganda medyası tarafından kuşatılmış durumda" dedi.
- Ege Postası
- 25.02.2024 - 14:52
Kadın gazetecilere mektup gönderen DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, “Kadın özgürlüğüne, toplumsal barışa ve demokratik ilkelere inanan özgür kalemler olmazsa bu mücadele başarılı olamaz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Ankara Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adaylarından Gültan Kışanak, Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden kadın gazetecilere hitaben bir mektup yazdı. Avukatları aracılığıyla kamuoyu ile paylaşan mektup da Kışanak, kadın gazetecilerin eril dil ve zihniyete karşı verdiği mücadeleye dikkat çekti.
Kışanak’ın mektubu şöyle;
“Değerli basın mensupları, sevgili meslek yoldaşlarım. Basın özgürlüğünün ağır baskılar altında olduğu bir dönem de, mesleğin onuruna sahip çıktığınız için sizleri kutluyor ve selamlıyorum. Sizlerin şahsında, cezaevlerinde tutulan gazetecileri de selamlıyor, en yakın zamanda özgürlüklerine ve kalemlerine kavuşmalarını diliyorum. Gazeteciliğe, çok idealist duygularla başladığımı hep söylerim. Maalesef mesleğimizin egemen ilişkiler içerisine çekilerek, kirletildiğinde kaleminin onuruna sahip çıkmak için her türlü bedeli ödeyen idealist gazetecilere de tanık oldum. Her alanda olduğu gibi hatta belki daha fazlasıyla kadın gazetecilerin karşılaştığı sorunları da yaşadım ve yaşıyorsunuz. Benim kuşağımdaki kadın gazeteciler de, bugün takdir ile izlediğim kadın gazeteciler de bir yandan mesleğimizin onurunu koruyarak, hakikati halka ulaştırmak için mücadele ederken, bir yandan da medya düzenindeki eril zihniyete, eril dile ve cinsiyetçi yargılara karşı mücadele etmek zorunda kaldı, kalıyor.
‘ADAYLIK ÖNERİSİNİ SORUMLULUK BİLİNCİYLE KABUL ETTİM'
Yaşam bana, kadınlar olarak özgür ve eşit bir gelecek arıyorsak hayatın her alanında ama özellikle basın ve siyaset alanında var olmamız gerektiğini öğretti. Hem özgür basın geleneğinde, hem de demokratik siyasette kadın özgürlük mücadelesine katılmak katkı yapmak için mücadele ettim. Her ikisinin de ne kadar önemli ve kritik olduğunu yaşayarak öğrendim. Bugün DEM Parti ve kadın meclisimizin, Ankara adaylığı önerisini de bu yaşam deneyiminin ortaya çıkardığı sorumluluk bilinciyle kabul ettim. Elimden geldiği kadar, imkanlarım elverdiği ölçüde başta kadınlar olmak üzere halklarımızın beklentilerine cevap olmaya çalışacağım. Ama şunu da çok iyi biliyorum ki, bu mücadeleye ışık tutacak olan sizlersiniz. Kadın özgürlüğüne, toplumsal barışa ve demokratik ilkelere inanan; yalanı teşhir etmek, gerçeği halkla buluşturmak için mücadele eden özgür kalemler olmazsa, bu mücadele başarılı olamaz. Toplumsal mücadeleler, sansür ve kara propaganda medyası tarafından kuşatılmış durumda. Sansürün bin bir türlüsü var bunlarda. En hafifi görmezden gelmek, yok saymaktır. Bununla baş etmek çok zor değil. Ama kara propaganda ve algı operasyonları, toplumun zihnini dumura uğratmış durumdadır.
Önyargıları kırmak, algı yönetimini boşa çıkartmak, hakikati anlatmak, dört bir yana toplumsal barış köprüleri kurmak için hep beraber mücadele edeceğiz. Kadın özgürlük mücadelesini, kadın dayanışmasını, kadın örgütünü büyütmek için mücadele edeceğiz. Sizlere, şimdiden emeğiniz, çabanız ve dostluğunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Sorularınıza, eleştirilerinize, önerilerinize de her zaman ihtiyaç duyacağımızı belirtmek istiyorum. Kolay gelsin sevgi ve saygılarımla.”
Yorum Yazın