Dolar 34,6287
%-0.02
Euro 36,6607
%0.18
Altın 2.948,020
%0.38
Bist-100 9.642,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Güven'den soru yağmuru

Güven'den soru yağmuru

Hidrolik kırma işlemiyle kaya gazı çıkarımının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken ve özellikle Amerika'da bazı eyaletlerde, Fransa ve Bulgaristan gibi ülkelerde yasaklandığı ya da kısıtlandığınıhatırlatan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, iki bakanı soru yağmuruna tuttu. Güven, kaya gazı çıkarmanın su kaynaklarına olumsuz etkilerini Orman ve Su İşleri Bakanı’na; kaya gazı arama, çıkarma, depolama ve işleme için ÇED başvuruları ile duyarlı yörelerde ‘ÇED gerekli değildir’ ve ‘ÇED olumlu kararı’ verilen kaya gazı arama ve çıkarma başvurusu sayısını Çevre ve Şehi

  • Ege Postası
  • 03.01.2015 - 11:21
Yer altındaki kaya katmanları arasında bulunan kaya gazının çıkarılmasında en sık uygulanan yöntemin hidrolik kırma işlemi olduğunu belirten ve doğru yöntemler kullanılmazsa işlemin doğuracağı sonuçlarıçarpıcı rakamlarla anlatan Güven, şunları söyledi: ‘Hidrolik kırma işleminde 7 bin 500 ile 34 bin ton arasındaki su, kum ve zehirli kimyasal, kaya katmanları arasında sıkışmış halde bulunan metanı çıkartmak için yüksek basınçla püskürtülmektedir. Kirli suyun yarısı yer altında kalmakta, metan ile birlikte gazda bulunan radyoaktif elementler ve yaklaşık 200 çeşit kimyasal madde ile kirlenmiş olan 3 bin 800 – 15 bin ton su yeniden yeryüzüne çıkmaktadır. Bu kirli su endüstriyel atık olarak kabul edilmektedir. Kirli suda bulunan maddelerin beyin hasarı, doğuştan engellilik ve kanser gibi sağlık sorunlarına yol açabildiği belirtilmektedir.”

ABD, FRANSA VE BULGARİSTAN’DA YASAK
ABD’nin bazı eyaletlerinde hidrolik kırma işlemiyle kaya gazı ve kaya petrolü çıkarılması işleminin kayalara enjekte edilen sıvıların içme suyunu kirlettiği, hastalıklara neden olduğu, hayvanları zehirlediği ve vahşi yaşamı yok ettiği gerekçesiyle durdurulduğunu; Fransa ve Bulgaristan’da kaya gazı operasyonlarının yasaklandığını hatırlatan İzmir Milletvekili Güven, “Ülkemizde iklim değişikliği etkisi, çölleşme, kuraklık,çarpık kentleşme, plansız sanayileşme, sanayi tesislerinin artan su ihtiyacı, su rezervleri yakınındaki 2/B arazilerinin imara açılması ve maden yataklarının işletmeye açılması, tarımda aşırı ve verimsiz sulama,çevre kirliliği, devreye alınmayan atıksu arıtma tesisleri, Hidro Elektrik Santrallerin (HES) akarsu sisteminde oluşturduğu tahribat, betonlaşma ve son olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan yeni Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde “ÇED gereklidir” ya da “ÇED olumsuz” kararı verilmesi neredeyse imkansız hale getirilmiş olup su kaynaklarımız tehdit altındadır” dedi.

‘SU KAYNAKLARI TÜKENECEK’
Bu olumsuz nedenlerle tehdit altında bulunan su kaynaklarının kaya gazı ve petrolü gibi aşırı su kullanımı gerektiren, büyük miktarda endüstriyel atıksu üreten ve yer altı sularını zehirleyen bir enerji üretimi türünün devreye girmesiyle tükeneceğini belirten Güven, “İki bakanın cevaplaması istemiyle sunduğum soru önergelerimde ülkemizde kaya gazı çıkarma işlemlerinin hangi yöntemlerle yapıldığını, yeterliönlemin alınıp alınmadığını, tükenecek su rezervlerimizin hesabının yapılıp yapılmadığını, ÇED raporlarının sağlıklı bir şekilde verilip verilmediğini sordum. Ülkemiz kaynaklarının geleceği için bu soruların açık bir şekilde cevaplandırılması ve kamuoyunun bilinçlenmesini istedim” diye konuştu. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.