HDP'li Doğan sela krizini Meclis'e taşıdı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Yardımcısı Sayın Numan KURTULMUŞ tarafından Anayasa’nın 98’ inci ve İçtüzüğün 96 ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi kısa bir süre önce, Türkiye’de Alevi inancına sahip vatandaşlarımıza ayrımcılık yapıldığına ve Cemevleri’nin Alevilerin inanç merkezi olduğuna karar vermiştir. Avrupa İnsan Haklarının kararı ortadayken hala hükümet tarafından somut adımlar atılmamaktadır. Tüm bunlar yaşanırken Alevilere yönelik inkârcı politikalarda devam etmektedir. Son olarak, İzmir’de yaşamını yitiren 30 yaşındaki Cansu KÜLEKÇİ için sala verilmesini isteyen yakınları inkârcı politikalarla karşı karşıya kalmışlardır. Basına yansıyan iddialara göre Alevi olan Cansu Külekçi'nin yakınları, Nafiz Gürman Mahallesi'ndeki Bilali Habeşi Cami'ne gitti ve sala verilmesini istedi. Ancak iddiaya göre cami imamı K.K., salayı verebileceğini, cenazenin kalkacağı yerin adresini de söyleyebileceğini, ancak 'cemevi' sözünü kullanamayacağını söyledi. K.K.'nin bunun gerekçesi olarak ise Diyanet İşleri Bakanlığı'ndan kendilerine gönderilen cep telefonu mesajını gösterdiği belirtildi. Duruma tepki gösteren Külekçi'nin yakınları, üç cami imamının da aynı mazereti sunması üzerine, salayı verdiremeden Yamanlar Cemevi'nden cenazeyi sırlamak (toprağa vermek) üzere mezarlığa götürdüklerini açıklamışlardır.

Özgün İslam öğretesine ve insan haklarına aykırı bu davranışlar İzmir’le sınırlı değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevi inancına ve Cemevlerine yönelik son derecede olumsuz bakışının ve bu konudaki genel tutumunun yansımasıdır. Sala,  Hakka yürüyen kişinin kim olduğunu nerede ve ne zaman defnedileceğini haber vermek amacıyla okunur, birleştirici ve güzel bir sesleniştir.

 Bu bağlamda;

• Basına ve Kamuoyuna yansıyan bu iddialar doğru mudu? Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda bir mesajı var mıdır'
• Cami imamlarının Cemevi sözcüğünü hoparlörlerden seslendirmeme yasağı var mıdır'
• Olaylar hakkında başlatılmış bir soruşturma var mıdı? Var ise soruşturmanın içeriği nedir'
• Daha önce de ‘Cemevleri’ kırmızı çizgimizdir diye açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı bu gibi ifadelerle toplumu kutuplaştırmakta mıdı? Bu konuda inançları korumak ve inanç özgürlüğünü sağlamak için yürüttüğünüz bir çalışma var mı'
• AHİM büyük dairenin bağlayıcı kararına rağmen Cemevleri’nin hukuki statüsü neden belirlenmiyo? Hükümetin bu konuda yürüttüğü bir çalışma var mıdır'

BAKAN YILMAZ'A SORDU...

Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet YILMAZ  tarafından Anayasa’nın 98’ inci ve  İçtüzüğün 96 ve  99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.

İzmir’in Buca ilçesi Çamlıpınar ve Mustafa Kemal Mahallelerinin ilkokul sorununu çözmek için yapılan ve gelecek öğretim yılında hizmete açılacak olan okullar daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından mahallenin ihtiyacının olmadığını söylenerek kapatılmış, Asıl ihtiyacın imam hatip olduğunu belirtilerek 24 dersliği kâtip Çelebi İmam Hatip Ortaokulu ve 16 dersliği de Dumlupınar İmam Hatip Anadolu lisesine dönüştürüldüğü basında yer almıştır.

 Veliler çocuklarını evlerinden çok uzaktaki çevre mahallelerdeki okullara, özellikle kışın götürüp getirmede çok zorluk çektiklerini, ekonomik zorluklar nedeniyle servise verecek paralarının da olmadığını, verilen bu dönüşüm kararına karşı çıktıklarını söylemektedirler. Başta planlandığı gibi ilkokul ve ortaokul olarak kalmasını istemektedirler.

Bu bağlamda;

1-İzmirin Buca ilçesi Çamlıpınar ve Mustafa Kemal Mahallerindeki okulların  kapatılarak yerine imam hatip ortaokulu ve lisesinin açılacağı doğru mudu? Doğruysa gerekçesi nedir'

2-Söz konusu dönüşüm yapılırsa burada öğrenim görecek öğrencilerin durumu ne olacaktır'

3- Bu tip kararlar alınırken burada yaşayan vatandaşlarımıza sorulmakta mıdır'

4-Çamlıpınar ve Mustafa Kemal Mahallerindeki okullar, velilerin taleplerine rağmen dönüşümde ısrar edilecek midir'