Hakan Fidan'dan gözdağı: Pişman olacaklar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile düzenlediği ortak basın toplantısında; "Irak ve Suriye’de PKK ve YPG’ye ait olan bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekûn meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK'lı YPG’li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye ediyorum. Silahlı kuvvetlerimizin bu terör saldırısına cevabı son derece net olacak. Böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerine bir kez daha pişman olacaklar" dedi.
- Ege Postası
- 04.10.2023 - 16:28
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile bugün Ankara'da bir araya geldi. İki bakan görüşmelerinin ardından Dışişleri Bakanlığı'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Fidan, şöyle konuştu:
"ADA'DAKİ SİYASAL ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BAĞIMSIZ OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞEN VAZİFEYİ YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ"
"Türk dış politikası Kıbrıs Adası'na yönelik iki önemli alanda faaliyetlerini yürütmekte. İkisi de Ada'daki Kıbrıs Türkleri'nin refahı ve güvenliği için odaklı politikalardır. Birincisi Kıbrıs Türkleri'nin uluslararası toplumdaki statüsü ne olacak? İkincisi Türkiye olarak Kıbrıs Türkleri'nin refahını, huzurunu, güvenliğini sağlamak için daha ileri hangi adımlar atabiliriz, o açıdan bakıyoruz.
Temel amaç Rum kesiminin hak ve menfaatlerini öne çıkartırken Kıbrıs Türkleri'nin hak ve menfaatlerini oldukça geride bırakan, mümkünse yok sayan bir yaklaşım olmuştur. Bununla birlikte Türkiye'nin desteğiyle Kıbrıs Türkleri her zaman için uluslararası topluma yapıcı bir politika ile yaklaşmıştır.
Kıbrıs Türk Devleti Ada'da Kıbrıs Türkleri'nin haklarını savunan, müdafaa eden bir yapıdır. Bizim tanıdığımız meşru bir yapıdır. Kıbrıs Türk Devleti'nin uluslararası toplumda da tanınması için Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz.
Ada'daki siyasal çözümsüzlükten bağımsız olarak biz üzerimize düşen vazifeyi yapmaya devam ediyoruz."
ERTUĞRULOĞLU: KIBRIS DAVASI TÜRK DÜNYASININ DOĞU AKDENİZ'DEKİ HAK, HUKUK VE ÇIKARLARININ MESELESİDİR
KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu ise şunları kaydetti:
"Crans-Montana'da bıraktığımız yerden devam edelim görünümünü verecek bir söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Crans-Montana'da süreç bir yerde bırakılmadı ki devam etsin. Crans-Montana'da süreç çöktü. Ve yeni bir sayfa açıldı. Yeni sayfa da Ada'nın gerçekleri temelinde iki ayrı egemen halk ve iki ayrı egemen halkı temsil eden iki ayrı egemen eşit devlet gerçeği. Bu zemine geldikten sonra Rum tarafının destekçileri tarafından bekledikleri yaklaşım, Crans-Montana'da yeni bir sayfa açılmadı, bıraktığımız yerden müzakerelere devam edelim. Bu politika Kıbrıs Türkü'ne en az bir 60 yıl daha kaybettirir. En az bir 60 yıl daha ambargolar altında eziliriz. Ada'nın Türk kimliğinin sonlanmasına kadar gidecek olan bir süreç gündeme gelir. Dolayısıyla buna sonuna kadar karşıyız. Crans-Montana'da bıraktığımız yerden devam edelim talebine yeşil ışık yakacak her türlü söylem ve eylemin karşısında olduğumuzu söylemek isterim. Yeni sayfa açtıysak, yeni sayfanın gereklerini yerine getirme ulusal davamızın bir gereğidir. Bu bilinçle müzakerelerimize devam ediyoruz. Her zaman söylemişimdir, Kıbrıs sorunu sadece Kıbrıs Türkü'nün yaşadığı bir sorun değildir. Kıbrıs sorunu ulusal bir davadır. Sadece anavatanımızın da davası değil, Türk dünyasının davasıdır. Türk dünyasının Doğu Akdeniz'deki hak, hukuk ve çıkarlarının meselesidir. Bunun gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz."
ERTUĞRULOĞLU: DOĞU AKDENİZ'DEKİ ENERJİ KAYNAKLARININ ORTAK DEĞERLENDİRİLMESİ YÖNÜNDE DEFALARCA ÖNERİLERDE BULUNMUŞ BİR TARAFIZ
İki Bakan açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Ertuğruloğlu, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Türk tarafı Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının ortak değerlendirilmesi, faydalınılması yönünde defalarca önerilerde bulunmuş bir tarafız. Aklın yolu budur. Bütün önerilerimizi reddeden hep Rum tarafı olmuştur. Reddetmelerinin temelinde yatan neden de dünyanın kendilerine ‘siz Kıbrıs Cumhuriyeti devletisiniz’ muamalesi yapıyor olmasıdır. Zaten kendilerini Ada'nın hakimi olarak görüyorlar. Ada'yı, tarihinde hiçbir zaman olmamış bir Helen Adası olarak görüyorlar. Kıbrıs Türkleri'ni kendilerine eşit bir halk olarak görmüyorlar. Bu mentaliteye sahip tarafa BM, AB 'Kıbrıs Cumhuriyeti devleti' muamelesi yaptığı sürece Rum tarafının herhangi bir şekilde Kıbrıs Türkü ile bir iş birliğine gelme gibi bir niyeti olmamıştır, olmamaya da devam ediyor."
FİDAN: SİYASAL ÇÖZÜMÜN BEKLENMESİNE GEREK KALMAKSIZIN HER İKİ TARAFIN DA EŞİT ŞEKİLDE İSTİFADE EDEBİLECEĞİ ENERJİ POTANSİYELİNİN KULLANIMI MÜMKÜN
Fidan ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından istifade etmek için Ada’daki nihai çözümü beklemek açıkçası bence hem bölge için hem de dünya için iyi bir durum değil. Esas itibarıyla KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar geçen Temmuz ayında bu konuyla ilgili oldukça yapıcı bir yaklaşımda bulundu. Çözümden bağımsız daha yaratıcı yaklaşımlar getirme metoduyla hareketle ‘tamam bizim aramızdaki çözümsüzlük burada duruyor. Ama belli konular var ki iki toplum da bundan istifade edebilir’ dedi. Bunların başında hidrokarbon kaynakları geliyor. Daha sonra elektrik entegrasyonu, yenilenebilir enerji, su, düzensiz göç, mayınların temizlenmesi gibi konular var. Aslında bunlar hayatın gündelik akışında halkın büyük şekilde istifade edeceği, çözüm bekleyen konular. Fakat Rum tarafı bir türlü bu konuda iş birliğine yanaşmadı. Bizim görüşümüz de Türkiye olarak KKTC ile aynı paralellikte. Siyasal çözümün beklenmesine gerek kalmaksızın her iki tarafın da eşit şekilde istifade edeceği enerji potansiyelinin kullanımı mümkündür."
"IRAK VE SURİYE'DE PKK VE YPG'YE AİT OLAN BÜTÜN ALTYAPI, ÜSTYAPI TESİSLERİ, ENERJİ TESİSLERİ BUNDAN SONRA GÜVENLİK GÜÇLERİMİZİN TOPYEKÜN MEŞRU HEDEFİDİR"
Fidan, pazar günü İçişleri Bakanlığı önünde yaşanan terör saldırısına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Terörle mücadelede Türkiye’nin tavrının ne kadar net olduğu bilinen bir husustur. Bu son olaydan sonra da istihbarat ve güvenlik güçlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde iki teröristin Suriye’den geldikleri burada eğitim gördükleri açıklığa kavuşmuştur. Bu vesileyle Irak ve Suriye’de PKK ve YPG’ye ait olan bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekûn meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK'lı YPG’li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye ediyorum. Silahlı kuvvetlerimizin bu terör saldırısına cevabı son derece net olacak. Böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerine bir kez daha pişman olacaklar."
Yorum Yazın