Hakim'den Suriyeli sanığa, 'Böyle temiz kal' nasihati
İZMİR'de, Suriyeli iki grup arasında çıkan ve 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin yaralandığı bıçaklı kavgayla ilgili, 1'i tutuklu 5 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuksuz sanık Mohammed Arab, "Buraya gelip dinlenen tanıkların çoğu yemin edip yalan söylüyor. Bunlar nasıl Müslüman'" dedi.
- Ege Postası
- 20.01.2015 - 14:00
Olay geçen yıl 29 Kasım'da, Konak İlçesi, Basmane Semti, Anafartalar Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre iki ayrı Suriyeli grup, önce laf atarak birbirlerine sataşmaya başladı. Toplam 20 kişiyi bulan İki gruptakilerin sözlü sataşması kısa süre sonra bıçaklı, sopalı kavgaya dönüştü. Kavgada 18 yaşındaki Hawin Kurdi ile ağabeyi 22 yaşındaki Demhaş Kurdi bıçak darbeleriyle ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralı kardeşlerden, ağır yaralanan Hawin Kurdi kurtarılamadı. Ağabeyi Demşah Kurdi ise tedavi altına alındı.
Polis olaya karışan Şiyar Hüseyin, kardeşi Ferhad Hüseyin ile Mohammed Arab, İbrahim Arab, ile Ahmed Arab'ı gözaltına aldı. İbrahim Arab ile Ahmed Arab dışındaki sanıklar tutuklandı, haklarında dava açıldı. Dava aşamasında Ferhad Hüseyin ile Mohammed Arab tahliye edildi.
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 'kasten adam öldürme' ve 'basit yaralama' suçlarından müebbet ile 3 yıl hapis cezası istemiyle yargılan tutuklu sanık Şiyar Hüseyin ile tutuksuz yargılanan kardeşi Ferhad Hüseyin, avukatları Onur Keleş, Mohammed Arab ile avukatı Yalçın Yılmaz ve öldürülen tarafın avukatı Umut İnceerler katıldı.
Tercüman eşliğinde ifade veren sanıklardan Şiyar Arab, "İki yıl önce ülkemden savaştan kaçarak Türkiye'ye geldim. Öleni ve yaralananı tanımıyorum. Gelen bir telefon üzerine olay yerine gittim. Gittiğimde de 40-50 kişi vardı. Ölen ile kardeşimi, bıçaklanmış ve ellerinde bıçak olduğu halde gördüm. Kavgayı önlemek için, olaya karışanlardan birinin elindeki bıçağı alıp yere attım. Ben kimseyi bıçaklamadım. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Duruşmada, başka bir olayda sevgilisini yaralayarak felç ettiği için 12.5 yıl hapis cezasına çarptırılan hükümlü polis memuru Ahmet Akkuş, tanık olarak dinlendi. Cezaevinden getirilen Akkuş, "Ben sanıklar cezaevine girdiklerinde onların koğuş arkadaşıydım, kendilerine iddianame geldi. Türkçe bilmedikleri için iddianameyi onlara ben okudum. Üçü de maktülü kendilerinin öldürmediğini söyledi. Bir kavga olmuş, Ferhat kendisini bıçaklayan şahsın elinden bıçağı almış, o da yere düşmüş. Herhalde daha önce dinlenen tanık, Şiyar'ı bıçaklı gördüğünü söyleyerek bu bıçaktan bahsediyor olabilir. Ben sanıkların duruşmadaki savunmalarını da okudum. İçeride anlattıkları aynı şeylerdi. Sanıklardan Mahammed Arab, Türkçe biliyordu. Olaydan sonra Suriye'ye kaçanlardan birinin suçu üstleneceği şeklinde konuşuyordu. Ben arapça bilmiyorum. Koğuşta çok sayıda Suriye'li vardı. Türkçe konuşabilen, çeviri yapan ancak yazıyı okuyamıyorlardı. Ben iddianameyi okudum, onlardan biri Arapçaya çevirdi. Zaten Şiyar ve İbrahim aralarında biraz Türkçe biraz işaret diliyle konuşabiliyorlardı. Mohammed'in söylediği bu sözleri de çevirmenler arada bana çevirmişlerdi" dedi.
Mahkeme başkanı hakim Hüseyin Akkuş, tanığa "Sen de masum musun peki'" diye sordu. Akkuş, "Evet ben de masumum, adaletli bir şekilde yargılanmadım" diye cevap verdi.
Sanık avukatı Yalçın Yılmaz, tanık Akkuş'a "Bu konuşmalar yapılırken, müvekkilim orada mıydı'" diye sordu. Akkuş, "Mohammed, koğuştan ayrılmıştı, diğer sanıklar vardı. Mohammed cezaevine geldiği sırada kendini ifade edebilecek kadar Türkçe biliyordu" dedi.
Tutuksuz sanık Mohammet Arab, "Tanık beyanını kabul etmiyorum. Cezaevine girdiğimde Türkçe anlayabiliyordum, ancak konuşamıyordum. Tanık Ahmet'in yanında Bayram adlı bir kişi vardı. Bayram da eski polis ve koğuş mümessili, Ahmet te yardımcısıydı. İkisi de, bize 'Üçünüz suçsuz olduğunuzu söyleyin, başka bir isim ortaya atın, sizi kurtarırız' dediler. Ben bunu kabul etmediğim için Ahmet ile tartıştım. Beni bundan dolayı başka koğuşa aldılar. Buraya gelip de yemin ederek tanıklık yapan 50'ye yakın kişi oldu. Bunlar nasıl Müslüma? Neden doğruları söylemiyorla? Tanıklar hiç dürüst değil. Ben Türkler'i böyle bilmezdim. Buraya geldiğimde tanıdım. Ben dürüst bir şekilde gelip burada her şeyi doğru olarak anlatıyorum. Tanıklardan da bu dürüstlüğü beklerdim. Bugün dinlenen tanık da doğruları söylemiyor. Ben Türkçe bilmiyorumdum. Cezaevine kurslara gidip öğrendim. Tanıkların söylediğine çok şaşırdım" dedi.
Mahkeme başkanı hakim Hüseyin Akkuş, "Sen gelip burada dürüst bir şekilde ifadeni verip, doğruları söyledin. Temiz ve saflığın yüzünden belli. Bunlara alışacaksın. Türkler'i anca böyle tanırsın. Bunlara alışman lazım. Bizler alıştık. Ama sen onlar gibi olma. Böyle dürüst kalmaya devam et. Sen yalan söyleme, temiz kal. Tanıklar yalan söyleyebilir, biz de doğruyu yalanı ayırırız. Kimse dürüst davranmıyor" dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın da tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi.(DHA)
Yorum Yazın