‘Haksız gözaltı’ davasında ikinci duruşma geride kaldı
Grand Plaza eski Genel Müdürü, Herkes İçin Demokrasi Derneği Genel Başkanı Birol Soylu’nun İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının ikinci duruşması Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Mahkeme delillerin toplanması ve kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın ilgili mahkemeden orjinalinin istenmesi için duruşmayı 27 Mayıs’a erteledi.
- Ege Postası
- 03.04.2013 - 11:17
YETKİSİZLİK KARARI VERİLMİŞTİ
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 'çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve çete liderliği' suçlamasıyla 397 yılla yargılandığı, 130 sanıklı davanın başlangıcı olan 2 Mayıs 2011 tarihinde yapılan operasyonda 1 gün gözaltında kalan Soylu evinin haksız yere arandığını, komşuları önünde zor duruma düşürüldüğünü, gözaltı nedeniyle kamuoyunda hakkında yanlış anlamalara neden olunduğunu belirterek Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat' bölümünde yer alan 141 ve devamı maddelerine dayanarak mahkemeye başvurmuş ve İçişleri Bakanlığı aleyhine 20 bin TL'lik manevi tazminat davası açmıştı. 11 Aralık’ta İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada mahkeme ‘yetkisizlik’ kararı vermiş ve davayı Karşıyaka Adliyesi’ne görülmesini hükmetmişti
27 MAYIS’A ERTELENDİ
Bu sabah Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada mahkeme delillerin toplanması ve kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın ilgili mahkemeden orjinalinin istenmesi için duruşmayı 27 Mayıs’a erteledi.
“UMARIM KAZANIRIZ SESSİZLERİN SESİ OLURUZ”
Kalabalık bir grubun adliye binası önünde destek verdiği Soylu yaptığı açıklamada şunları söyledi; “ Büyükşehir’e yapılan operasyonlarda İlk gözaltına alınan ekibin içindeydim. Sabah kapımız çaldı polisler geldi.Yapılan aramada hanımım çocuğum hepsi panikledi…Oğlumun bilgisayarının hard diskine el konuldu. İki ay derslerinden geri kaldı. Aramada herhangi bir zarar vermediklerini belgelemek adına komşularımız çağırdılar. Mahalleli seyre çıktı. Gözaltına alındım. Akşam da bırakıldık. Ertesi gün gazetelerin tamamında çete mensubu gibi resmedildim. Kamu görevlileri kendine göre görevleri yapıyorlar ama telefon etselerdi cevap verir 10 dakika sonra yanlarında olurduk. Bu kadar eziyete ve mağduriyete gerek olmazdı.Bu bir onur mücadelesidir. İnsani bir davadır. Günümüz Türkiye’sinde insani davalar bile siyasi nitelik kazandı. Üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken konu bu... Haklı bir mücadele yapıyorum. Umuyorum ve inanıyorum davayı kazanacağız. Dava ne olursa olsun kim haksızlıkla gözaltına alınıyorsa hakkını aramaları için yol açmak ve emsal teşkil etmek istiyoruz. Umarım davamızı kazanırız ve sessizlerin sesi oluruz.
Yorum Yazın