Harita mühendisliğinden yemek uzmanlığına

YILDIZ Teknik Üniversitesi’nde aldığı harita mühendisliği eğitimi ile mutlu olamayacağını anlayan 29 yaşındaki Özger Tanık, İspanya’da gurmelerin masa bulabilmek için aylarca sıra beklediği El Bulli Restaurant’da, 'yaşayan efsane' lakaplı şef Ferran Adria’dan moleküler gastronomi eğitimi aldı. Türkiye’ye gelip İzmir’de Mutfak Sanatları Enstitüsü’nü (İMSE) açan Tanık, 70 metrekarelik mutfakta, iki ayda 300 kişiye yemek yapmayı öğretti. Mutfağa her giren öğrenci, yılların aşçısı bile olsa, "Bizim daha önce yaptıklarımız neydi'" diye sormaya başladı.

Ege Postası
20.11.2012 - 09:45

İZMİR -Antalya’da bir otelin içinde hediyelik eşya dükkanı işleten Nilgün- İbrahim Tanık’ın iki çocuğundan büyüğü olan Özger Tanık, anne ve babasının işleri gereği eve geç gelmeleri nedeniyle kız kardeşine hep yemek yaptı. İlkokulda biftekten döner ve sufle yapabilen Özger Tanık, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde harita mühendisliği eğitimi gördü. Dağlarda ölçü almaktan mutlu olmayınca mutfakta yemek yapmayı tercih etti ve 2008 yılında İspanya’ya gitti. Yılda 8 bin kişi kapasiteli, 1 milyonun üzerinde rezervasyon talebi olan, her bir masa için 400 kişinin sırada beklediği El Bulli Restaurant’da, 'yaşayan efsane' lakaplı mutfak şefi Ferran Adria’dan moleküler gastronomi dersi aldı. Eğitim sayesinde yemeğin pişmesi sırasında fiziksel ve kimyasal değişimlerin arkasındaki bilimsel gerçekleri anlayarak, yemek yapmaya başladı, İstanbul Lacivert Restaurant'da aşçılık yaptı.

İzmir’in Balçova İlçesi’nde 2 ay önce 3 katlı 400 metrekarelik bir binayı 10 yıllığına kiralayarak, Mutfak Sanatları Enstitüsü’nü kurdu. Profesyonel aşçılık, hobi amaçlı yemek pişirme ve pastacılık dersleri verilen İMSE’nin 70 metrekarelik mutfağında iki ayda 300 kişi yemek pişirdi. Aşçılık sertifikasının zorunlu hale getirilmesi İMSE’ye talebi artırdı. Profesyonellerin yanı sıra ev kadınları, yeni evli çiftler, restoran ya da kafeterya açmak isteyenler de kurslara büyük ilgi gösterdi.

Şef Özger Tanık, kursa katılanların hem eğlenip, hem yemek yapmayı öğrendiklerini, herkesin kendi yaptığı yemeği sevdikleriyle yediğini anlatarak, şunları söyledi:

"Buraya gelen öğrenciler arasında profesyonel aşçılar da var, mutfakta çok iddialı olan ev kadınları da. Ancak kurslardan sonra hepsi 'Bizim daha önce yaptıklarımız neydi'' diye sormaya başladı. Evde pasta yapıp satan öğrenciler, bizim pastacılık kursunu bitirdikten sonra yaptıkları hataları görüyor. Burada sadece güzel yemek yapmayı değil doğru yemek pişirme tekniklerini, mutfak aletlerini doğru kullanmayı da öğretiyoruz. Tavuğun göğüs etinin lezzetsiz olduğunu düşünenler buradaki pişirme tekniği ile bir göğsün but kadar yumuşak ve lezzetli olabileceğini görüyor. Kurslarda et ve tavuk tableti, meyve suyundan jelibon ve fast food yapmayı da öğretiyoruz. Yeni evli çiftler genelde pastacılık kurslarını tercih ediyor, birlikte gelip eğleniyorlar."

YEMEĞİ DOYMAK İÇİN YEMEYİN

Tanık, İzmir’de 2013 yılı sonunda farklı lezzetlerin satışa sunulduğu bir restoran açmayı hedeflediğini belirterek, "Yemeği doymak için yememek lazım. Her lokmadan lezzet almak önemli. İzmir’de ördek göğsü, kaz ciğeri pişirip, damaklara hitap etmek istiyorum" dedi.

KOCAMIN İŞTAHI NEDENİYLE KURSA GELİYORUM

Et ve tavuk yemekleri kursuna katılanlardan Yelda İnciaslan, açık parfüm sattığını, mutfakta mükemmel olabilmek için kursa geldiğini belirterek, "Burada yaratıcılığım gelişiyor. Farklı, lezzetli ve sağlıklı yemek pişirmeyi öğreniyorum. En önemlisi bunu eğlenerek yapıyorum" dedi.

Eşinin iştahı nedeniyle kursa geldiğini söyleyen Seval Komsuoğlu, "Artık klasik yemeklerden tatmin olmuyoruz. Ailece çok iştahlıyız. Burada farklı yemekler öğreniyorum" dedi.

Kafeterya sahibi Evren Aracı, "Önce ben eğitim alıyorum sonra aşçılarımı göndereceğim. Amacım müşterime farklı lezzetler sunmak. Farkı da görüyorum" dedi. (Elif DEMİRCİ-DHA)