Hayali pilot olmaktı, endüstri mühendisi oldu
İzmir'deki Maltepe Askeri Lisesi'nde 2006 yılında Hava Harp Okulu'na gidebilmek için eğitim görürken hayatı kabusa dönen Göksel Olukçu, endüstri mühendisi oldu.
- Ege Postası
- 28.07.2016 - 13:52
Tek hayalinin pilotluk olduğunu belirten 'şok mangası' mağdurlarından Olukçu, "Benim gibi bir grup arkadaşın adını okudular ve o andan sonra başımıza gelmeyen kalmadı. Onlardan olmadığımız için çeşitli nedenlerle bizleri TSK'dan uzaklaştırdılar. Kahvaltıda 1 dakika, öğle yemeğinde 5 dakika süre veriyorlardı" dedi.
Karşıyaka İlçesi'nde yaşayan evli ve iki çocuk babası Adnan Olukçu, 2002 yılında Maltepe Askeri Lisesi'ni Türkiye 35'incisi olarak kazanan oğlu Göksel Olukçu'nun 'şok mangası' kurbanı olduğunu ileri sürdü. Maltepe Askeri Lisesi'nde eğitim alan oğlunun 2006 yılında Yalova'daki Hava Harp Okulu Öğrenci Seçme Uçuşu (ÖSU) kampına katıldığını ve buradaki 'Şok Mangası'nda yapılan baskılar nedeniyle kampı bırakmak zorunda kaldığını ileri süren emekli astsubay Olukçu, "Sistematik bir baskı sonucu oğlum kamptan ayrılmak zorunda kaldı. Gerekli yerlere çeşitli dilekçeler yazdım fakat o dönem için sonuç alamadık. Yaklaşık 30 bin lira para cezası çıktı, henüz ödemedik karar temyiz aşamasında. Okuldan ayrıldıktan sonra oğlum bocalama dönemi yaşadı. Ancak kısa sürede kendisini topladı ve endüstri mühendisliği okudu. Okulunu bitirdikten sonra dil eğitimi almak üzere ABD'ye gitti. Ben de eski bir askerim. Oğluma yapılan baskıyı bir asker olarak anlayamamıştım, çünkü benim çocuğum eğitimden yılmış olsa Maltepe Askeri Lisesi'nde 4 yıl eğitim aldı, oradayken ayrılırdı. Hatta liseye kaydını yaptırdığımızda kendisine ayrılmak isteyip istemediğini sordum o dönem bana, 'Baba ben pilot olacağım' dedi. Hayali pilot olmaktı, oğlumun hayalini öldürdüler. Onlara yapılan normal bir eğitim değildi ve bu artık gündeme gelmeye başladı. 'Şok mangası' adı altında eğitim veriliyordu. Zaten bu 2006 yılında başladı. O dönem 300'e yakın askeri lise çıkışlı öğrenci vardı, bunlardan yüzde 60'ını çeşitli nedenlerle elediler. O dönem anlam verememiştik. Oğlum askeri lisedeyken atletizm dalında 17 madalya almıştı, okula her gidişimizde oğlumdan gururla bahsederdi komutanları. Hava Harp Okulu'na girmek isteyen binlerce kişi var benim oğlum ayrılmak istiyor bu akla uygun bir şey mi" diye konuştu.
O KOMUTAN ŞU AN TUTUKLU
Askeri Lise'nin son yılında oğlu gibi havacı olanları bir salonda toplayıp bazı öğrencilerin adlarının okunduğunu kaydeden Adnan Olukçu, "Şu an darbe girişiminden tutuklu bulunan Adana'daki İncirlik Üssü'nün Türk Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van ve yanındaki bir başka rütbeli, 2006 yılında okula geldiklerinde Hava Harp Okulu adına eğitim görenleri bir yere toplayıp bazı öğrencilerin isimlerini okumuşlar. Bu adı okunanlardan biri de benim oğlum. Tek tek kaldırmışlar, hiçbir şey söylememişler. Ondan bir süre sonra oğlumu 'Kulak rahatsızlığı var' diye elediler. Birçok doktora götürdüm kulağında sorun bulunmadı itiraz sonucu ÖSU kampına katıldı. Zaten oğlum kampa girer girmez ilk şok mangasına alınanlardan olmuş. Oğlum iki kez ÖSU kampına katıldı, 3'üncü kez tekrar çağırdılar, şu an nerede ne yapıyor bilmiyorum o dönem Seyfettin Bilgin adlı komutan 'Oğlunuzun gelmesine gerek yok, gelirse aynı şeyleri yaşayacak' dedi. Benim oğlumun hayallerini öldürdüler, iade-i itibar verilmesini istiyorum. Benim oğlumun geleceğini kararttılar aradan 10 yıl geçti. Bu kayıplar ne şekilde telafi edilirse o şekilde telafi edilmesini istiyorum" dedi.
KAHVALTIYA 1 DAKİKA, ÖĞLE YEMEĞİNE 5 DAKİKA
Adının okunmasının ardından başına gelmeyenin kalmadığını belirten Göksel Olukçu da, "Şu an ABD'deyim, dil eğitimi alıyorum. Askeri lisenin son yılında benim gibi bir grup arkadaşın adını okudular ve o andan sonra başımıza gelmeyen kalmadı. Onlardan olmadığımız için çeşitli nedenlerle bizleri TSK'dan uzaklaştırdılar. ÖSU kampına iki kez katıldım, kahvaltıda 1 dakika, öğle yemeğinde 5 dakika süre veriyorlardı. Sivilden gelen adaylar vardı onlar teorik derslere çalışıyordu. Bizim gibi şok mangalarına alınmıyordu. Biz o adı okunanlara sürekli nöbet yazıp dinlenmemize izin vermiyorlardı. Saatlerce ağaca karşı tekmil verme, yatma, kalkma ve sürünme bunlar yaşadıklarımızın bir bölümüydü. Kendi isteğimle ayrıldığıma dair bir dilekçe imzalattılar, 'Ya bunu imzalarsın ya da biz seni bir şekilde buradan göndeririz' dediler. Bizden önceki dönemlerde Hava Harp Okulu'ndan ayrılanlar Kara Harp Okulu'na girebiliyordu. Ancak o yıl iki okul arasında bir protokol imzalanmış ve bizler o haktan da yararlanamadık. Kamptaki bazı arkadaşlara 'Siz buradan gidin Kara Harp Okulu'na geçin' diyerek dilekçe imzalattılar. Sonra gördüler ki böyle bir şey yapılamıyormuş. Benim askeri liseye girmemin amacı pilot olabilmekti. Benim hayalim elimden alındığı zaman pilot olamayacağımın bana empoze edilmesinden sonra orada daha fazla kalmamın anlamı yoktu. Zaten oradaki baskılara dayanan arkadaşlarımın hepsini ilerleyen dönemlerde attılar. Sistemsel olarak üzerine gittikleri öğrenciler, Atatürkçü, laik, asker çocukları ve Alevilerdi. Ben şu an çok farklı hayat yaşıyorum, yurtdışındayım, istediğimiz tek şey adalet yerini bulsun. Biz bunları çok anlatmaya çalıştık" diye konuştu.
Yorum Yazın