Hürriyet’te Fikret Bila dönemi başladı
Hürriyet’te ‘Genel Yayın Yönetmeni’ görevini Fikret Bila devraldı. Hürriyet Dünyası’nda düzenlenen devir teslim töreninde konuşan Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, “Hürriyet, Fikret Bila’nın liderliğinde bu gazetecilik bayrağını, iddiasını daha ileriye taşıyacaktır" dedi.
- Ege Postası
- 02.03.2017 - 08:46
Türk basınının amiral gemisi Hürriyet’in yeni genel yayın yönetmeni Fikret Bila oldu. Bila, Hürriyet Dünyası’nda düzenlenen törenle görevini Sedat Ergin’den devraldı. Törende konuşan Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, “Hürriyet her kesimden kişinin okuduğu bir gazete. Hürriyet’in tek bir iddiası oldu, o da gazetecilik... Bizim gazetecilikten başka kaygımız, derdimiz yok. Bağımsızlığımız en önemli teminatımız” dedi.
Sedat Ergin’e teşekkür eden Doğan Sabancı, “Hürriyet, Fikret Bila’nın liderliğinde gazetecilik bayrağını, iddiasını daha ileriye taşıyacaktır” dedi.
Genel Yayın Yönetmenliği görevini devralan Fikret Bila da Hürriyet’in bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, ifade ve inanç özgürlüğüne, demokratik-laik sisteme bağlı olarak yayın hayatını sürdüreceğini vurguladı. Yeni dönemde Hürriyet’te yazar olarak görev alacak Sedat Ergin ise yaptığı açıklamada yorulduğu için yazarlığa dönmek istediğini, görevden alınmasının bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, törendeki konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün bildiğiniz gibi bir devir teslim için bir araya toplandık. Sadece iki usta gazeteci arasında değil aynı zamanda iki dost arasında da bir devir teslim yapacağız. Görevi teslim eden Sedat Ergin’le hepiniz uzun zamandır çalışıyorsunuz. Kendisi dürüst bir insan olmanın yanında ilkeli gazeteciliğiyle hepimizin hafızalarında önemli bir yer edinen meslektaşımızdır.
İki buçuk yıldan beri Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni olarak belki de Hürriyet tarihinin en zor zamanlarında bu sorumluluğu yüklenmiş bir isim. Sedat Ergin aynı zamanda Balyoz Davaları’nın ilk defa kumpas olduğunu Türk basınında anlatan yazardır. Bu tür araştırmacı gazetecilik çalışmalarına bundan sonra da Hürriyet’te devam edecek. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
BAĞIMSIZLIĞIMIZ EN ÖNEMLİ TEMİNATIMIZ
Görevi alan sevgili Fikret Bila için de çok benzer bir yol arkadaşlığından ve kıdemden bahsedebiliriz. Kendisi 35 senelik bir gazeteci. Bunun 25 yılında bizimle Doğan Grubu’ndaydı.
Fikret Bila tam 18 yıl Milliyet’in Ankara temsilciliğini yaptı. Bu, Ankara temsilciliği için uzun bir süre. Fikret Bila tecrübesinin yanı sıra altı kitap yazmış çok çalışkan bir gazeteci. Şimdi bizim yayın yönetmenimiz olarak Hürriyet’in bayrağını çok daha ileriye götürecek. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.
Hürriyet her kesimden kişinin okuduğu bir gazete. Hürriyet’in tek bir iddiası oldu, o da gazetecilik... Bizim gazetecilikten başka kaygımız, derdimiz yok. Onun için bağımsızlığımız en önemli teminatımız. Hürriyet Gazetesi’ni her kesim okuyor.
Hürriyet toplumsal kutuplaşmanın dışında kalmaya çalışan bir kurum. Kutuplaşma, geçen hafta New York’ta Columbia Üniversitesi’ne yaptığım konuşmada da söylediğim gibi sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın çok önemli bir meselesi. Kutuplaşma sadece bireyleri değil, bütün kurumları özellikle de medyayı içine çekmeye çalışıyor.
BAYRAĞI İLERİYE TAŞIYACAK
Doğruya doğru, eğriye eğri demek her türlü, her çeşitten bakış açısını aynı platformda dinleyebilmek zordur. Ancak zor olduğu kadar kıymetli, önemli ve gereklidir. Hürriyet olarak biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Her zaman haberlerimizde tarafsız, objektif, bağımsız, yorumlarımızda ise çeşitliliği önemseyen bir yayın anlayışı içinde olduk.
Hürriyet, Doğan meslek ilkeleri doğrultusunda Fikret Bila’nın liderliğinde gazetecilik bayrağını daha da ileriye taşıyacak. Bütün iddiamız bu.
Bu kolay bir pozisyon değil. Yaptığımız işi çok dikkatli yapmalıyız. Kılı kırk yarmalıyız.
Maalesef geçen Cumartesi yayınlanan bir haberimizde bir yol kazasıyla karşılaştık. Genelkurmay Başkanlığı’nın verdiği bilgilere dayanılarak yapılmış bir haber, editoryal bir hata sonucu yanlış başlıkla yayınlandı.
Bu tür hataların olmaması için ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Bu, herkesin sorumluluğu. Bunun gerektirdiği sorumluluğu da özeni, dikkati de sayfalarımıza yansıtmalısınız. Bundan sonra bu tür hataların olmamasını istiyorum.
Hürriyet’in yayın çizgisi belli. Durduğu yer belli. Meslek etik ilkelerimiz belli. Hürriyet, Fikret Bila’nın liderliğinde bu gazetecilik bayrağını, iddiasını daha ileriye taşıyacaktır. Yeni bir dönem hayırlı uğurlu olsun.”
GAZETECİLERİN AMACI GERÇEĞİN PEŞİNDE KOŞMAKTIR
Fikret Bila da Hürriyet Dünyası Yazı İşleri Masası’nda yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlenmek benim için büyük bir onurdur. Bu sorumluluğu üstlenirken Sayın Aydın Doğan’a, Sayın Vuslat Doğan Sabancı’ya ve Doğan ailesinin değerli üyelerine teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Sayın Aydın Doğan’ın benim ve rahmetli ağabeyim Hikmet Bila’nın yaşamında çok özel bir yeri vardır. Yaşamsal önemdeki zor günlerimizde bize gösterdiği içten ilgi ve desteğe ne kadar teşekkür etsem azdır. Stajyerlik yıllarımı saymazsak, 30 yıllık meslek hayatımın tamamını Milliyet Gazetesinde, 25 yıllık dilimini de Doğan Ailesi ile geçirdim. Bu nedenle sizlere ve değerli Hürriyet okurlarına yabancı değilim.
Hürriyet, okurları için olduğu kadar, bilim insanları, araştırmacılar, tarihçiler, sanatçılar, kültür insanları ve diplomatlar için de referans kaynağıdır. Bu nitelikleri nedeniyledir ki; Hürriyet Türk Basınının amiral gemisidir. Üstlendiğim görevin bana yüklediği sorumluluğun bilincindeyim. Biz gazetecilerin amacı, gerçeğin peşinden koşmaktır. Gerçek, güncel, ilginç, yakın ve önemli olayların haberleştirilmesi; kamuoyunun bilgilendirilmesi bizim temel görevimizdir.
TEMAS VE MESAFE
Gazetecilik mesleğinin en temel ilkelerinden biri ‘temas ve mesafe’dir. Le Monde’un kurucusu, gazeteci Hubert Beuve-Marry’nin ortaya koyduğu temas ve mesafe ilkesi, gazetecinin haber kaynaklarıyla kurduğu ilişkinin çizgisini belirler. Gazeteci kaynağı ile temasta olmalı ama daima bir mesafe gözetmelidir. Gazeteci kaynaklarla temas kuramazsa haberi, mesafesini ayarlayamazsa da objektifliğini kaybeder.
Objektif haber, her şeyin üstünde bir konumda mesleğin tüm temellerinin dayandığı, egemen bir ilkedir. Bu temel ölçüler Doğan Yayın İlkelerinde de ifadesini bulmuştur. Özgür ve bağımsız gazetecilik demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak Doğan Yayın İlkeleri’nin temel felsefesini oluşturur. Hürriyet bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ilkelerin ışığında, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, ifade ve inanç özgürlüğüne, demokratik-laik sisteme bağlı olarak yayın hayatını sürdürecektir.
İKİ RAKİP AMA HEP DOST
Bu görevi Sedat Ergin’den devralmak benim için ayrıca önem taşıyor. İkimiz de, Türkiye’nin çalkantılı bir dönemi olan 1970’lerin ortalarında üniversite öğrencisiyken mesleğe başladık. Ankara’nın zorlu yıllarında gazeteciliğe tutkulu iki genç olarak, hep haber peşinde koştuk. Mesleğin en alt kademesinden başlayarak çeşitli kademelerinde görevler üstlendik. Uzun yıllar boyunca, birbiriyle haber atlatmak için yarış halinde iki rakip, ama her zaman sevgi ve saygıyla bezenmiş, dost ve arkadaş olarak kaldık. Bu arkadaşlık ve dostluğumuz Milliyet Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız yıllarda olduğu gibi, Hürriyet Gazetesi’nde de devam ediyor.”
HÜRRİYET BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞİN EN ÖNEMLİ GÜVENCESİ
İki buçuk yıl Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlenen Sedat Ergin ise yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Hürriyet’in genel yayın yönetmenliği görevinde bulunduğum geçen iki buçuk yıl Türkiye açısından bir hayli çalkantılı ve gerilimli bir dönem oldu. Evet, ben bu dönemde amiral gemisinin kaptanlığını yaptım. Rüzgârsız, dalgasız açık denizlerde seyretmek bir kaptan açısından en ideal ortamdır. İstediğiniz kadar sürat de yapabilirsiniz. Gelgelelim biz sürekli fırtına altındaydık. Birden karşımıza çıkan kayalıklar büyük tehlike yaratabiliyordu. İşte bu olumsuz koşullar altında kayalıklara çarpmadan gemiyi karaya oturtmadan yüzdürmek gerekiyordu. Geçen iki buçuk yılı nasıl geçirdiğimi sorarsanız ancak bu benzetmeyle açıklayabilirim.
Hürriyet’in Türkiye için, Türk basını için çok özel bir yeri var. Hürriyet, Doğan grubunun yazılı basındaki en önemli yayın organı olarak bugün Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin en önemli güvencesidir.
DOĞAN AİLESİ BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ
Doğan ailesiyle 1994’ten beri birlikte yakın bir şekilde çalışıyorum. Doğan ailesinin bağımsız bir yayın grubunu ayakta tutabilmek, bağımsız bir çizgide yol almaya devam edebilmek için geçen 10 yıl içinde ödediği büyük bedele, yaşadığı sıkıntılara en yakından tanıklık etmiş biriyim. Bunun bugün kamuoyu tarafından yeterince teslim edilmiyor olması büyük bir haksızlıktır. İleride tarih hükmünü verdiğinde Doğan ailesinin basın özgürlüğü açısından oynadığı rolün teslim edileceği hususunda benim hiçbir endişem yok. Gerçeğin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
Çok önemli gazetecilik işlerine de imza attık. Gerçekten özellikle fikri takip gösterdiğimiz durumlarda sonuç alabildiğimiz pek çok olay hatırlıyorum. Bir ana akım gazete için bir sanat eki yayımlamak Türk basını için önemli bir ilktir. İçinden geçtiğimiz dönemde bu ekin yayın hayatına girmiş olması herkese iyi geldi, gazetemize büyük bir saygınlık getirdi.
SİHİRLİ REÇETE YOK
Hürriyet’in okuruyla, toplumla arasında var olan bir gönül kontratı var. Bu kontratta her şeyden önce Türkiye sevgisi var. Yaşadığımız ülkeyi, bu ülkenin insanlarını sevmek, bu ülkenin potansiyeline, gücüne inanmak, Cumhuriyetimizin geleceğine güven duymak var bu kontratta. İçinden geçtiğimiz sıkıntılı durumu aşmanın sihirli bir reçetesi yok, sihirli reçeteye gerek de yok, bunun reçetesi olgulara dayanan, hatasız, nitelikli bir gazetecilik yapmaktır.
KÖŞE YAZARI OLARAK DEVAM EDECEĞİM
Bugün Hürriyet’te önemli bir bayrak değişimi gerçekleşiyor. Bayrağı bugün arkadaşım, dostum Fikret Bila’ya devrediyorum. Fikret’in tek sermayesi vardır, o da gazeteciliktir. Yirmi beşinci yılımı doldurduğum Hürriyet’teki yolculuğuma bundan sonra köşe yazarı olarak devam edeceğim. Bundan büyük bir heyecan duyuyordum. Ben araştırmacı gazeteciliğe çok önem veririm. Geçmişte Ergenekon, Balyoz gibi iddianameleri ciddi bir şekilde incelemiştim. 15 Temmuz sonrasında beni bekleyen onlarca iddianame var. Bu iddianameleri büyüteç altına yatırmak için büyük bir sabırsızlık içindeyim.”
Yorum Yazın