Hüseyin Çelik: Reyhanlı'daki yayın yasağı gerekliydi
Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik Hatay’ın Reyhanlı patlamasına ilişkin getirilen yayın yasağı ile ilgili olarak, yakınları vefat edenlerin ve insanların acılarını derinleştirmemek için bu yasağın gerekli olduğunu söyledi. Meselenin...
- Ege Postası
- 13.05.2013 - 17:04
NTV’de yayınlanan bir programda konuşan Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlama ile ilgili sorulara cevap verdi.
Sunucunun basın yasağı ile ilgili, 'Bakan bilgi verince suç olmuyor, ama basın aynı bilgileri verince suç oluyor, neden suç oluyor'' sorusu üzerine Çelik, “Bakan orada kesinleşmiş olan verilere dayalı olarak vatandaşları bilgilendirmekle görevli olan bir insandır. Meseleyi orada yerinde inceleyen biridir. Elbette devlet meseleye nezaret edecektir.” şeklinde cevap verdi.
Patlama sonrası dört bakanın olay yerinde incelemelerde bulunduğunu aktaran Çelik, “Sayın Başbakanımız'la birlikte bugün Ankara’da bu mesele bir kez daha değerlendirilecektir. Ayrıca Merkez Yürütme Kurulu toplantımız var. Bu meseleyi ele alacağız. Hepimizin teyakkuz halinde olmamız lazım.” diye konuştu.
“NÖBETÇİ TERÖR ÖRGÜTLERİ”
Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulmaya çalışırken birilerinin başka taşeronları devreye soktuğunu vurgulayan Çelik, “Bu terör örgütlerine nöbetçi terör örgütleri diyorum. PKK malumunuz frene basınca bunlar gaza basıyorlar. DHKP-C veya THKP-C bizim son 10 yılda kaç yılda duyduğumuz terör örgütleridir. Ancak PKK ile ilgili bazı adımlar atıldı, bir çözüm sürecine Türkiye girdi. Şu anda bir sükûnet var. 3 -4 aydan beri Türkiye’de şehit cenazeleri yok. Bu sükûnet bu huzur havası birilerine battı. Onun için bu hainleri halkımızın çok iyi tanıması gerekiyor. Bazı gazetelerde bugün Türkiye’yi suçlayan haberler var. Suriyeli bakanın ‘sorumlu Türkiye’dir beyanatını’ manşetine taşıyan bizim gazetelerimiz var. Suriye enformasyon bakanlığına hoparlörlük, yapan düdüğü haline gelen basın organlarımız var.” ifadelerini kullandı.
“SAVAŞ SEBEBİDİR”
Reyhanlı’da meydana gelen patlama ile ilgili sosyal medyada Hür Suriye Ordusu mensupları tarafından gerçekleştirildiği dedikodularının yayıldığını belirten Çelik, "Orada bir infial oluşturulmak istendi. Vatandaşlar tahrik edilmek istendi, ama meselenin şekli çok kısa bir süre sonra güvenlik güçlerimizin çok başarılı çalışmaları sonucu hemen ortaya çıktı.” dedi. Patlamayla ilgili Özgür Suriye Ordusu ile irtibat kurulmaya çalışıldığının hatırlatılması üzerine Çelik, şunları söyledi: “Bu kesinlikle kuyruklu bir yalan, zerresi doğru değil. İlk andan itibaren yapılan incelemeler, araştırmalar sonucunda hakikatle bağdaşmadığını ve doğru olmadığını bakanlarımız ve başbakan yardımcımız açıkladılar. Böyle bir bağlantı olsa bakanlarımız gizlemez. ‘Hür Süriye Ordusu hata yapamaz, yanlış yapamaz. Yapılan hatalardan biz sorumlu oluruz’ diye bir şey yok ki. Kim yaptıysa biz onu söyleriz. Esed yönetimi, bunu biz yaptık, biz bunu yaptırdık diyemez. Bunu söylerse savaş sebebidir. Böyle şeyi göze alabilirler m? Biz yaptık demesini kim bekliyordu k? Yaptırdık demesini kim bekliyor ki'”
“İSTİHBARAT ZAFİYETİ VARSA İNCELENİR”
Güvenlik zafiyeti konusuna da değinen Çelik açıklamalarını şöyle tamamladı: “Bir yangın meydana gelirken öncelikle yangın söndürülür. Ondan sonra yangına sebep olan şeyler ortaya çıkarılır. Güvenlik zaafı varsa bakanlığımız inceler, araştırır, ortaya koyar. İstihbarat zaafı varsa bunu da inceler ortaya koyar. Ama şunu bilmemiz gerekiyor. Ne kadar istihbarat olursa olsun, ne kadar teyakkuzda olursanız olun, terör çok alçakça ve kalleşçe yöntemler kullandığı için onun ne zaman, nerede, nasıl çıkacağını kestiremezsiniz. Dolayısıyla yeryüzünde teröre yüzde yüz önlem alabilmiş bir ülke de yok. Bir istihbarat ve güvenlik teşkilatı da yok. Ama İçişleri Bakanımızın açık kapı bırakması yönetim sorumluluğunun gereğidir. Eğer orada bir güvenlik zaafı varsa, istihbarat zaafı varsa değerlendirir ve gereği yapılır. Devlet ve hükümet meseleyi bütün yönleri ile inceliyor.”
Yorum Yazın