IŞİD'in sözde üst yöneticisine ağırlaştırılmış müebbet talep edildi
Terör örgütü IŞİD'in üst düzey yöneticisi olduğu iddiasıyla İstanbul’da yakalanarak tutuklanan “Abu Zeyd/Üstad Zeyd” kod isimli Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai’nin de aralarında olduğu 3 kişi hakkındaki soruşturma tamamlandı. Şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, Al Sumaidai hakkında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, eşi Makarem Taha Ali hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapis ve örgütün silah ve mühimmatından sorumlu olduğu iddia edilen Azzam Ali Hussein Al Neama hakkında ise ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezaları talep edildi.
- Ege Postası
- 04.11.2022 - 11:02
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da yakalandığını açıkladığı IŞİD’in üst düzey yöneticilerinden “Abu Zeyd/Üstad Zeyd” kod adlı Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai, eşi Makarem Taha Ali ve akrabası Azzam Ali Hussein Al Neama hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
“EL KUREYŞİ'NİN YERİNİ ALACAK EN OLASI ADAY”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 3 Şubat'ta ABD Özel Kuvvetleri'nin düzenlediği operasyonda ölen IŞİD’in elebaşı Ebu İbrahim El Haşimi El Kureyşi'nin yerini alacak en olası adayın Al Sumaidai olabileceği, Al Sumaidai’nin grubu tekrar bir araya getirecek niteliklere sahip olduğunun belirtildiği, ayrıca Hz. Muhammed'in soyundan gelen ‘ender’ adaylardan biri olduğu, IŞİD’in bu tür soy referanslarına göre hareket ettiği kaydedildi.
ÖRGÜTE KATILDIKTAN HEMEN SONRA KENDİSİNE ÜST DÜZEY SORUMLULUK VERİLMİŞ
İddianamede ayrıca, Al-Sumaidai’nin 2013 yılında, Bağdadi'nin Irak grubunu o zamanki Suriye bağlantılı grubuyla birleştirmeden ve adını Irak ve Suriye İslam Devleti olarak değiştirmeden hemen önce terör örgütüne katıldığı, öncesinde Ensar el-lslam'ın bir üyesi olduğu, IŞİD’e katıldıktan hemen sonra kendisine üst düzey sorumluluk verildiği ve bu payenin örgütün kendisine duyduğu güvenin göstergesi olduğu değerlendirildi.
ÖRGÜT İÇİNDE KALAN SON ‘AĞIR SİKLETLERDEN’ OLDUĞU BELİRTİLDİ
Savcılıkça yapılan değerlendirmede, örgütün eski elebaşı Kureyşi 2019'un sonlarında örgütü devraldığında, Al-Sumaidai 2016'dan beri Delegasyon Komitesi olarak bilinen yürütme organının bir üyesi olduğu, örgüt içinde kalan son ‘ağır sıkletlerden’ olduğu, 2014 yılında halifeliğin kurulmasından yıllar önce grubun iki eski liderine yakın olan kişilerden olduğu belirtildi. Savcılık araştırmasına göre Al-Sumaidai’nin örgütteki yargı ve yasal organları da denetlediği ve kurucularından biri olarak kabul edildiği belirlendi.
CİNAYET KONUSUNDA UZMANLAŞMIŞ YARGIÇ OLAN “KAN HKİMİ” POZİSYONUNDAYMIŞ
Hazırlanan iddianamede, Al Sumaidai’nin, örgütün Musul'u ele geçirmesinin ve hilafet ilan etmesinin ardından 2014 yılının başlarında grubun başyargıcı olarak atandığı, yakın zamanda öldürülen örgütün elebaşı El Kuraşi'ye yakın olduğu ve Al Sumaidai’yi cinayet konusunda uzmanlaşmış bir yargıç olan “Kan hâkimi” pozisyonuna atayan kişinin El-Kuraşi olduğu kaydedildi.
İddianamede, örgütün en son elebaşı olan Abdullah Kardaş'ın ölümünün ardından örgütün muhtemel yeni elebaşı olacağı ve örgüt içerisinde 'Eğitim Bakanı', 'Adalet Bakanı' ve 'Kadıların Kadısı' unvanları ile görev üstlendiğinin tespit edildiği belirtildi.
EŞİ DE ONUNLA BİRLİKTE TÜRKİYE’YE GELMİŞ
Al Sumaidai ile birlikte yine İstanbul’da yakalanan şüpheli Makarem Taha Ali’nin, Al Sumaidai’nin eşi olduğu, eşiyle birlikte hareket ederek Irak’tan Suriye’ye, oradan da Türkiye’ye geldiği belirlendi. Diğer şüpheli Azzam Ali Hussein Al-Neama’nin ise El Sumaidai’nin akrabası ve örgütün silah ve mühimmat sorumlusu olduğunun tespit edildiği kaydedildi.
BABASI ASTSUBAY, KENDİSİ ŞER’İ HUKUK ÜZERİNE 20 YILDAN FAZLA EĞİTİM ALMIŞ
Şüpheli Al Sumaidai’nin, savcılığa verdiği ifadede, 1975 yılında Irak’ın Musul şehrinde doğduğunu, babasının astsubay olduğunu, eğitim hayatına Musul'da başladığını, elektrik bölümü üzerine yüksek eğitim aldığını, Musul'da bulunan Amidin camisinde Şer'i hukuk üzerine eğitime başladığını, yaklaşık 20 yıl eğitim aldığını, ortaokulda hafız olduğunu, medreselerde ders vermekte iken örgüt içerisinde yönetici pozisyonda bulunan Ebu Müslim El Turukmani'nin oğlu olan öğrencisi tarafından 2012 yılının 8. ayında Ebu Müslim El Turukmani ile görüşmeye gittiğini, El Turukmani’nin örgütün komutanlarından olduğunu bildiğini, şahsın kendisinden övgü ile bahsettiğini ve örgüte biat etmesini istediğini söyledi.
MUSUL’U ELE GEÇİRDİKLERİNDE EĞİTİM BAKANI OLMUŞ
Şüpheli, ifadesinin devamında, 2011 yılının sonunda örgütün El Kaide'den ayrıldığını, kendisinin Turukmani'nin elini sıkarak biat ettiğini ve biat yemininde bulunduğunu, örgüte bu şekilde dahil olduğunu, örgüt içerisinde güven kazandığını, 2014 yılının 4. ayında Musul'un örgüt tarafından kontrol altına alındığını, bu süreçte kendisine Eğitim Bakanlığı görevinin tevdi edildiğini, bu görev dağılımının Ebubekir El Bağdadi tarafından onaylanıp ilan edildiğini, bu süreçte hem bakanlık görevini yürüttüğünü hem de üniversitede eğitim vermeye devam ettiğini belirtti.
ADALET BAKANLIĞI, YÜKSEK YETKİLİ MAHKEME BAŞKANLIĞI, TEMYİZ MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI…
İfadesinde, 2014 yılının ağustos ayında kendisi ile görüşmeye gelen Ebu Müslim El Turukmani tarafından Ebubekir El Bağdadi’nin talebi üzerine kendisine Adalet Bakanlığı ve Darül Mezalim makamının teklif ve tevdi edildiğini, bunun üzerine Rakka'ya taşındığını, ‘yüksek yetkili mahkeme başkanı’ sıfatıyla görev üstlendiğini, temyiz mahkemesine başkanlık yaptığını, ayrıca Adalet Bakanlığı görevinde bulunduğunu söyledi.
SİLAHLI FAALİYETLERE DAHİL OLMADIĞINI VE ÖLÜM KARARLARINA İMZA ATMADIĞINI SAVUNDU
Şüpheli Al Sumaidai, 2017 yılında Rakka'da savaş başladığını, 2017 yılının sonuna kadar Rakka'da kaldığını, sonrasında Rakka'dan ayrıldığını, örgüt içerisinde hiçbir silahlı faaliyete dahil olmadığını, hiçbir ölüm kararına imza atmadığını, kendisinin 'Üstaz Zeyd' ismi ile tanındığını, örgüt tarafından yeni lider olarak açıklanma ihtimalinin bulunduğunu, Abdullah Kardaş'ın ölümünden sonra örgüt içerisinde lider olabilecek az sayıda kişi kaldığını, örgüt içinde çok sayıda öğrencisinin bulunduğunu, lider olarak açıklanmasının iradesine aykırı olduğunu, yakalanma ihtimali olmasına rağmen kaçmadığını, örgütün idari işleyişi dahilinde görevde bulunduğunu, üzerine atılı iddiaları bu haliyle kabul ettiğini beyan etti.
ÖRGÜTÜN SİLAH VE MÜHİMMATINDAN SORUM ŞÜPHELİ DAHA ÖNCE YAKALANMIŞ, ANCAK ADLİ KONTROLLE SERBEST BIRAKILARAK HAKKINDA TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMİŞ
Örgütün silah ve mühimmattan sorumlusu olduğu iddia edilen şüpheli Azzam Ali Hussein Al Neama ise savcılık ifadesinde, 2017’de ailesiyle birlikte yasal yollarla Türkiye'ye geldiğini, 2021 yılında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında 3 gün gözaltında kalıp adli kontrol şartıyla serbest kaldığını, ardından ise hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Şüpheli ayrıca, Al Saumaidai’nin akrabası olmadığını, örgütle irtibatının bulunmadığını ve iddiaları kabul etmediğini belirtti.
Aş Sumaidai’nin eşi Makarem Taha Ali de savcılık ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek örgütle irtibatının bulunmadığını savundu.
2 ŞÜPHELİYE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS TALEBİ
Hazırlanan iddianamede, şüpheli Al Sumaidai hakkında, ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, eşi Makarem Taha Ali hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis ve Azzam Ali Hussein Al Neama hakkında ise ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezaları talep edildi.
Yorum Yazın