Dolar 34,6486
%0.27
Euro 36,3484
%0.13
Altın 2.928,170
%0.35
Bist-100 9.636,00
%-0.25

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İYİ Partili Kırkpınar'dan Özkoç'a tepki: Bu ifadeler çok ağır, yakışık almadı

İYİ Partili Kırkpınar'dan Özkoç'a tepki: Bu ifadeler çok ağır, yakışık almadı

Mercek programında konuşan İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, ülke ve dünya gündemini değerlendirdi. Kırkpınar, CHP'li Engin Özkoç’un açıklamasının ardından TBMM’de AK Parti ve CHP’li milletvekilleri arasında çıkan yumruklaşmaya varan görüntülerin doğru olmadığını söyledi. Özkoç, "Bunlar doğru değil. Bana göre sarf ettiği sözler yüzde 51 oy almış, yönetim sistemi içinde de Cumhurbaşkanı, aynı zamanda başkomutandır Anayasaya göre, bu ifadeler çok ağır, yakışık değil" dedi. İYİ Partili Kırkpınar'dan Özkoç'a tepki

  • Ege Postası
  • 05.03.2020 - 09:37

EGEPOSTASI- Gazeteci Yazar Hüseyin Aslan’ın sunduğu programa katılan Kırkpınar, partisinin genel başkanı Meral Akşener’in başlattığı esnaf ve vatandaş buluşmalarının ülkenin gerçek gündemini ortaya çıkardığını söyledi.

İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, “Sayın genel başkanımız Ankara’nın gündemiyle Türkiye’nin gündeminin aynı olmadığını göstermek istiyor. Esnaf ve milletle buluşma programının ikincisini kentimizde yaptık. 15 ilçeyle buluştuk. Milletin derdini dinlemeden vaatte bulunamazsınız” dedi.

Bu ifadeler çok ağır, yakışık almadı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Özkoç’un açıklamasının ardından TBMM’de AK Parti ve CHP’li milletvekilleri arasında çıkan yumruklaşmaya varan görüntülerin doğru olmadığını söyledi.

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, “Öğleden sonra oldu. Ben de takip ettim. Meclisteki sayın Engin Özkoç beyin değerlendirmelerini daha sonra takip ettim. Meclisteki hoş olmayan, bizim ülkemizde uzunca zamandır böyle kargaşa, yumruk, tekme vs. bunlar hoş değil. Özellikle yarın önemli bir gün. Rusya ile bir toplantı var. Bugüne kadar siyasette iktidar ve muhalefet arasında sözlü sataşmalar, sosyal medyadan incitici yakışık almayan şeyler duyduk. Ama böyle bir açıklamanın ardından. Hakaret kötü bir şey. Bir insana hakaret etmezsiniz de eksikliğini, noksanlığını madde madde belirtisiniz. Hakaret doğru ve insani bir şey değil. Bu ülkeyi yönetmeye talip olmuş bir parti. Bunlar doğru değil. Bana göre sarf ettiği sözler yüzde 51 oy almış, yönetim sistemi içinde de Cumhurbaşkanı, aynı zamanda başkomutandır Anayasaya göre, bu ifadeler çok ağır, yakışık değil. Cumhurun başkanı her ne sebeple olursa olsun milletin kürsüsünden bu ifadeler yakışık almadı” dedi.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Türkiye’nin içinden geçtiği bu süreci bir paragrafla anlatmak uzun sürecek. Bu ülkenin devletinin birliği, milletinin bütünlüğü ve Misak-ı Milli sınırlarımıza dışarıdan gelecek tehditleri savurmak için sınır ötesinde şehit düşen askerlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Bir ayda 56 şehidimiz var. Cumartesi Gaziemir’de, dün yine bir şehit cenazesindeydim. Biz buralara nasıl geldik, neler yaşadık'

Yaşanmışlıklarımızı saklı tutacağız ama bugün siyasi iktidarın yanlışlarını tartışmadan ziyade, en sancılı ve en tereddütlü olduğumuz dış politikamızla ilgili, en sancılı süreci yaşıyoruz. Bir tarafta ordumuzun Misak-ı Milli sınırlarına tehdit oluşturacak unsurların devlet yapılanmasına gidecek olmasını engellememiz söz konusu. Komşularımızda barışı tesis etmek için düzenlenmiş bir sınır ötesi harekettir.

Yarın 5 Mart. Türkiye içinden geçtiği süreçte, milletimiz ve devletimiz için önemli bir gün. Biz NATO üyesiyiz. ABD’nin NATO içindeki savunma ve silah gücüne sahip ülkesiyiz. 1958 yılından beri Rusya Suriye ilişkileri vardır. Siyasi, askeri ve savunma üzerinedir. Tam 62 yıldır Rus Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de gözlem noktaları var, füze birimleri var. biz haklılığımızdan kaynaklı kurulacak bir garnizon devletine müsaade etmeyeceğiz. Ama ülkenin geldiği bir noktada bir taraftan S 400’ler bir taraftan parası ödenmiş F35’ler, patriotlar, halkımızın milletimizin bu olayları anlaması mümkün değil. Çünkü siyasiler de buna net bir cevap veremiyor. Ortada karmaşık bir şey var.

220 yıl öncesine kadar kazanılmış topraklarda vergiler toplanırdı, imparatorluklar vardı. Ama ekonomilerin temel kaynağı enerjidir. Bu enerjinin büyük bölümü Ortadoğu coğrafyasında. Onun dışında kalan yer Rusya ve Amerika’dır. Bütün savaşlar su kaynaklarının ve enerji kaynaklarının olduğu yerde verilir. Ama dünyada Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi dünya beşten büyük der ama gelin görün ki beş dünyaya yön veriyor. BM’de 300’e yakın ülke var. BM Güvenlik Konseyinde ABD, İngiltere, Rusya, Almanya ve Çin var. Bu beşlinin kendi hegemonik felsefeleri içinde üslerinin ve askerlerinin olduğu yerlerde hareketlenme olursa birbirlerine hiçbir zaman dokunmazlar. Çin Rusya İran ile ilişki içindedir. Şangay Beşlisi vardır ama İran büyük sıkıntıya düşse orada da ABD, İngiltere ya da Fransa’nın İranla problemi olsa ne Rusya ne Çin ne ABD sahip çıkar. Bunu dikkate almak lazım. Bugün Suriye’nin kuzeyinde bizim içine düştüğümüz durum budur. Savaşan Rus askeri, Amerikan askeri, ülkenin birliğini korumak için asker sevkiyatı yapan Türk askeri. Coğrafya Suriye. Askeri varlığımız normaldir Suriye’de.

Bizim kadim bir devlet geleneğimiz var. Türk milletinin harici işleri, yani dış politikası Selçuklu’da da Osmanlı’da da Cumhuriyet’in 2003 yılına kadar da aynıydı. Milli çıkarlarınız başkalarıyla çatışırsa dostluk biter orada. Selçuklu’da da Osmanlı’da da komşu ilişkileri aynıydı. 2003’e kadar da aynıydı. Ülkemizin bulunduğu nokta bütün dünyaya göre dünyanın merkezidir. Karadeniz, Kafkasya, Balkanlar, Ege, Akdeniz, Ortadoğu. Bu civarda herhangi bir hareketlenme olduğu zaman emperyal güçlerin nüfuz alanı yaratması Türkiye’yi rahatsız ediyor.

Yemen, Sudan’da başardılar parçalamayı Arap Baharı ile. Burnumuzun dibine kadar geldiler. Yapmamız gereken şey, Atatürk’ün politikası olmalı. Komşunuzla iyi geçiniyorsanız paylaşımınız çok olur. Bizim talihsizliğimiz, İran, Irak ve Suriye’de. Irak’ta petrol kaynağı diğerlerine göre daha az.

Suriye’deki rejimin kendi içinden kaynaklı bir şey değildi bana göre. Rejimin değişikliği yönünde taleplerimiz oldu. Demokrasiye geçin dendi. Ama Arap Baharının tamamlanmamış olmasını herkes gördü. Davutoğlu’nun sığınmacılarla ilgili sınır 100 bindi. Sonra sadece bizim ülkemizde sığınmacıların sayısı 5 milyonu buluyor. 15 yaşında gelenler şu anda 25 yaşında. hükümetin onlar muhacir biz ensarız lafı var. 6 7 milyara konut yapıp güvenlik alanları yaratabilirdik. Avrupa bu işin içinde yok iken biz 45 milyar dolar harcadık.

Sınır kapılarının açılması. AB. Bu bir insani meseledir. Yardıma muhtaç insanlardır bunlar. Ama bugün geldiğimiz noktada şehit haberlerinden sonra kapıları açıyorum dediğiniz zaman oraya yığılan ülkemizde 10 yıldır yaşayan sığınmacıların kapı önünde Yunan askerleri tarafından gaz bombalarıyla vurulması insanlık ayıbıdır.

Geçtiğimiz yıl Suriyeli sığınmacılarla ilgili çalıştayımız oldu. Sığınmacılara nasıl bir yöntemle, sosyolojik dengemizi bozmamak ve kendi ülkelerine nasıl gönderileceğiyle ilgili. Bu acılar yaşanırken insana şunu düşündürüyor. Komşu ülkenizde kapılarınızı açabilirsiniz. Ama bence tanzim yapılmalıydı. Yaşlı, çocuk ve kadınlar alınmalıydı. Ama biz taşı çıksa suyunu çıkaracak pek çok adam buraya geldi. Ülkesini savunmalı. Burada ne işi var'

Bizim gibi ülkelerin, cennet gibi vatanda yaşıyoruz, dört mevsim yaşadığımız yedi bölgemiz var. Bizim yeraltı zenginliğimiz, doğalgazımız, petrolümüz yok. Ama güneşimiz, denizimiz var. madenlerimiz var. Bizim bu ülkede birinci önceliğimiz tarım ve hayvancılık olmalıydı. Sanayi toplumu ıskalamışız. Bu ülkeyi yönetenler, biliyorsunuz DPT vardı şimdi yok, beş yıllık planlar açıklardı. Atatürk, büyük bir imparatorluk çökmüş, parçalamaya çalışanları ülkeden kovmuşsunuz ve masaya oturmuşsunuz. Cumhuriyetin ilanından sonra büyük bir kazanımdır Montrö Anlaşması. Bu dönemde basma fabrikası kurulmuş, kahkaha atanlar var. 10 milyon insanın çarığı bile yoktu. Birinci önceliğimiz tarım ve hayvancılık. İkinci önceliğimiz, cennette yaşıyoruz biz burada, kültür turizm dini sağlık turizmi alanlarında yatırım yapmamız lazımdı. Dünya sanayisine yan sanayi olarak popülasyonu çok geniş üretim tesislerimiz var.

Yurtdışından temin edilmiş krediler ve fonlar bu ülkeye devletin borçlanarak getirdiği, bunu tek sektöre yatırdık. İnşaat sektörü. Samana kadar ithal ettik. Hayvancılığı, tarımı öldürdüler. Yurtdışından saman, canlı hayvan geliyor. Tütün, pamuk, şeker pancarı, buğday, arpa, mısır. Üretimi olmayan, borçlandırmayla geliştirdiğiniz inşaat sektörüyle geleceğiniz nokta budur. Duvara tosladık.

Üretimin olmadığı yerde, demokrasiniz ağır aksak yürümesine karşın, koalisyonlar varken, AK Partinin ilk dönemlerinde yatırımcılar geldi. Bu kaynaklar bu ülkenin katma değeri ve kazancıdır. Böyle bir yatırım imkanı da yok şu anda. Savaşın tam ortasındayız, kim niye gelsi? Yeni bir milli seferberlik lazım. İnşaat sektörü bitti. Koca inşaat sektöründen, bir milyonun üzerinde stok var.

Sayın genel başkanımızın ekim ayı başında İstanbul’da partimize yeni üye kazandırılması için seferberlik başlattı. O devam ederken Aralık ayının sonunda veya Ocak başıydı, Antalya’dan bir süreci başlattı. Antalya ilçe ve il başkanını yanına alıp esnaf ve vatandaşla buluşmaya başladı. Bunu niye yapt? Ankara’da parlamento açık ama işlevi yok. Dünyada emsali olmayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var. Ülkenin önü tıkanıyor.

Sayın genel başkanımız Ankara’nın gündemiyle Türkiye’nin gündeminin aynı olmadığını göstermek istiyor. Esnaf ve milletle buluşma programının ikincisini kentimizde yaptık. 15 ilçeyle buluştuk. Milletin derdini dinlemeden vaatte bulunamazsınız.

Terör örgütüyle benim arasına mesafe koymayıp ama parlamentoda temsil edilen insanların ifadelerine bir şey diyemem. Kiminle ne yapıyorlarsa yapsınlar şeffaf veya örtülü. Ama biz CHP, Saadet Partisi ile hem genel seçimde hem yerel seçimde Millet İttifakı olarak davrandık. falan yerde y partisi oy vermese zor alırdınız diyorlar. Nereden biliyorsunuz. İstanbul’da AK Partinin oyları Millet İttifakının adayına gitti.

Bir yılını doldursun bir değerlendirme toplantısı yapacağız dedik. 31 Mart’ı takip eden ilk Salı günü yapacağız değerlendirme  toplantısını.

Öğleden sonra oldu. Ben de takip ettim. Meclisteki sayın Engin Özkoç beyin değerlendirmelerini daha sonra takip ettim. Meclisteki hoş olmayan, bizim ülkemizde uzunca zamandır böyle kargaşa, yumruk, tekme vs. bunlar hoş değil. Özellikle yarın önemli bir gün. Rusya ile bir toplantı var. Bugüne kadar siyasette iktidar ve muhalefet arasında sözlü sataşmalar, sosyal medyadan incitici yakışık almayan şeyler duyduk. Ama böyle bir açıklamanın ardından. Hakaret kötü bir şey. Bir insana hakaret etmezsiniz de eksikliğini, noksanlığını madde madde belirtisiniz. Hakaret doğru ve insani bir şey değil. Bu ülkeyi yönetmeye talip olmuş bir parti. Bunlar doğru değil. Bana göre sarf ettiği sözler yüzde 51 oy almış, yönetim sistemi içinde de Cumhurbaşkanı, aynı zamanda başkomutandır Anayasaya göre, bu ifadeler çok ağır, yakışık değil. Cumhurun başkanı her ne sebeple olursa olsun milletin kürsüsünden bu ifadeler yakışık almadı.

2,5 yıllık partiyiz. Birinci kongrelerimizi ilçe binalarında yaptık. İkincisinde salonlara sığmadık. Kemalpaşada ilçe kongresi yaptık. Aday çıkmazsa tek aday olur. Belediyeye ait bir salonda yaptık. 700 800 katılımcı vardı. Şölen havasında geçti. 29 ve 1’inde yaptığımız kongrelerde müzik bile çaldırmadık. Yarın ateşkes çıkacağını ümit ediyorum. Ateşkes çıkmazsa Suriye coğrafyasındaki herkes bundan zarar görür.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.