İYİ Partili Kırkpınar'dan istifalara ilişkin açıklama: Kan kaybetmedik
İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, İzmir Milletvekili Ümit Özlale'nin istifasına ilişkin gelen soruyu yanıtsız bırakarak, "Bizim prensip olarak kurucu genel başkan döneminde başlayan ve devam eden İYİ Parti'ye gönül vermiş kadroların çalışması sonucu seçilmiş ve sonrada istifa eden hiç bir vekilin arkasından olumsuz ya da olumlu bir şey söylemiyoruz. Kan kaybettiğimizi düşünmüyorum" dedi.
- Ege Postası
- 25.09.2024 - 11:49
- Güncelleme: 25.09.2024 - 11:58
BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, İzmir İl Başkanlığında basın açıklaması gerçekleştirdi.
"TORBA YASALARDAN VAZGEÇİN"
Sözlerine İstanbul'da Polis Memuru Şeyda Yılmaz'a rahmet dileyerek başlayan İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, " Henüz hayatının baharında genç bir polis memurumuz görev başında şehit edilmişti. Bir suç makinesi tarafından. Bu olay bizlere bir konunun üzerinde durması gerektiğini hatırlattı. Henüz 19 yaşında olan suç makinası, 26 ayrı suçu olan bir sabıkalı nasıl elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Ne yazık ki Türkiye, 'yatarı yok' diyerek suç işleyen, suçluların ödüllendirildiği ve vergisini günü gününe ödeyen vatandaşın cezalandırıldığı ülke oldu. Bunun sebebi 22 yıllık AKP iktidarıdır. Bir vatandaş olarak İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya'ya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Torba yasaları çıkarmaktan vazgeçin. Eğer bir daha böyle acılar yaşamak istemiyorsak gereğini yapmalısınız. Herkes işlediği suçun cezasını ödemelidir. Hiçbir şey yapanın yanına kar kalmamlı. Yargı tecelli etmelidir" dedi.
"SURİYELİLERİ GERİ GÖNDERİN"
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın vatandaşlarını geri çağırarak genel af ilan etmesinin tarihi bir fırsat olduğunu dile getiren Ülkü Doğan, "AK Parti hükümetinin geri göndermek gibi bir niyeti yok. Suriyelilerin okuduğu okulların temizlenmesi için ihaleye çıktılar. Oysa bizm çocuklarımızın okuduğu okullarda temizlik masrafları velilere yıkılıyor. Suriyeliler ücretsiz tedavi olurken bizim vatandaşımız icralık oluyor. Tarihi bir fırsat kapımızda hazır Esad vatandaşını çağrıyorken, bizim de adeta kaosa dönen bu zorunlu misafirliği sonlandırmak gibi bir fırsatımız var. Erdoğan'a sesleniyorum bu soruna artık son verin. Bunca yıldır baktığımzı Suriyelileri evlerine geri gönderin" dedi.
KIYI EGEMENLİĞİ VURGUSU
Yunanistan'ın milli sınırları ihlal ettiğini dile getiren Doğan, "Komşumuz Yunanistan'ın rahat durmadığını öğrendik. Yunan botları kıyılarımızı, sahillerimizi taciz ediyor. Datça sahiline gelen Yunan botu bunun örneğidir. İzmir'den AK Parti hükümetine sesleniyorum. Bu konuda en yüksek perdeden cevap vermeli. Kıyı egemenliğimiz milli egemenliğimizin bir parçasıdır" ifadelerine yer verdi.
"İZMİRLİLERİ CEZALANDIRMAYA DEVAM MI EDECEKSİNİZ?"
İzmir Körfezi'nde yaşanan kirlilik ve kokuya ilişkin genel ve yerel yönetimlere tepki gösteren Ülkü Doğan, "Körfez'deki kirlilik yerel gündemimiz. Bu kokunun nedeni belli. Körfez tamamen ölme tehllikesi yaşarken muhattaplar suçu birbirine atıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizim sorumluluğumuz değil diyerek İZSU'ya ceza kesiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise, ' bu sorunun altından kalkamayız' diyerek topu üzerinden atmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuya dahil oluyor. İzmir Körfezi'ni temizlemiş olmakla övünüyor. İzmir gavur toprağı mı ki hükümet ceza keseceğine çözümü ortaya koymuyor. Size oy vermediği için İzmirliyi cezalandırmaya devam edecek misiniz? İzmir Büyükşehir Belediyesi ne zaman siyasi rant devşirmeden gerçekten yükümlülüğü olan işleri yapacak? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönem belediye başkanı Tunç Soyer gibi biz de soruyoruz 'İzmir Körfezi 6 ayda nasıl bu hale geldi'? Artık hiçbir İzmirli bahane duymak istemiyor, çözüm istiyor. Kısır çekişmeleri bırakıp çözüm odaklı çalışmalıyız. İYİ Parti olarak biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Acil olarak harekete geçilmeli aksi halde İzmir Körfezi’ni ve yaşayan canlılarını kaybedeceğiz" ifadelerine yer verdi.
İZMİR'İN ORMANLARI PEŞKEŞ ÇEKİLEMEZ
Bayraklı'da yanan alanların orman alanlardan çıkartılmasına tepki göstererek sözlerini sonlandıran Doğan, "Yanan ormanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla ormanlık alandan çıkarttı. Biz bu konunun takipçisiyiz kimse İzmir’in ormanlarını birilerine peşkeş çekemez. Oraları yeniden ormanlık alan ilan edilmelidir, biz bu konunun da takipçisi olacağız" dedi.
İZMİR'İN HASTANELERİ DEPREME DAYANIKSIZ!
Depreme dayanıksız hastaneler ve sağlık sisteminde yaşanan olumsuzluklara tepki göstererek sözlerine başkayan İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, "İktidarın 22 yıllık geçmişinde olmazsa olmazımız dediği Şehir Hastaneleri projesi var. 19 ilde 24 şehir hastanesi var. Bunun 4 tanesi İstanbul’da, 1 tanesi de İzmir’de. Buradan Sağlık Bakanı’na sesleniyor ve soruyorum: Bayraklı Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte İzmir’deki hastalar burada yönlendiriliyor. Bununla birlikte diğer hastanelerin fonksiyonu azalırken personel sorunu yaşanan şehir hastanesinde yığılma oluyor. Bu sorunun çözümü için ne yapıyorsunuz? MR için bugün hastaneye gitseniz, elinize tutuşturulan pusulada en az 6 ay sonraya gün veriliyor. Bunlar İzmir’imizde yaşandığı gibi şehir hastanesi olan tüm illerde yaşanıyor. Eğitim araştırma hastanelerinde olmayan yapılamayan hangi işlemler şehir hastanelerinde yapılıyor? Deprem dayanıksız olduğu tespit edilen hastane sayısı kaç ve hangileridir? Şu ana kadar hangileri yenilendi? Ben bir vekil olarak yaklaşık 8 ay önce sordum. Tek adam rejiminin getirdiği bir heyet var, geldikleri gündem 2018 yılına kadar iyi kötü hizmet verildi. Sorunu düzeltsin diye getirdikleri bakanların kifayetsizliği devam ediyor. Birlik Sağlık-Sen'in yaptığı açıklamaya göre İzmir'de derpeme dayanıksız 12 hastane var. Acil servisin büyük bir kısmı kapatılan Dokuz Eylül Üniversitesi var. Acil servis hekimlerinin istifa ettiği bir hastane olarak anılmaya başlandı. Mobbing hekimlerin bu hastanede kalmamalarına sebep olmuştur. Hastane ve acil servis bölgenin can damarıydı. İzmir'de depreme dayanıksız bu kadar hastane varken acil servisin neredeyse tamamı tadilata alınıyor. Acil serivin tamamen kapatıldığı görülmüş değildir. ASM'lerde de durum içler acısı. Aile Hekimi hizmetien devletin standart getirmesi gerekiyor. Bulunan yerleri kiralamak ve tadilatını yapmak devletin görevidir. Hükümetin üzerine düşeni yerine getirmesi gerekiyor" dedi.
AK PARTİ VE CHP'NİN SONU HÜSRAN OLACAK!
İzmir Körfezi'nde yaşanan kirlilik üzerinden yöneticilere tepki gösteren Hüsmen Kırkpınar, "Şehir hayatı veya kırsalda nerede yaşarsa yaşasın vatandaşlarımız hizmet bekliyor. Bayraklı ilçesine ölü balıkların vruması ve kötü koku sorunun ortaya çıkmasıyla İzmirli bir kabus ile uyanıyor. 30 yıldır sosyal demokrat belediyeciliğin olduğu bu koku sorunu çözülmeye çalışıldı ancak yapılan şeyler yetersz kaldı. Pasaport İskelesi önünde denizin rengi kahverengine döndü. Karşıyaka'dan Bayraklı'ya, Konak'a kadar her tarafta koku ve kirlilik mevcut. Bu kokunun sadece yerel yönetimlere devredilmesi kadar yanlış bir şey yok. Kendilerine ait belediyelerde benzeri hadiselerde başarı hikayesi yaptıklarını anlatan iktidar neden İzmir'e şaşı bakıyor. Sahile çıktığımızda hissettiğimiz koku yalnızca iktidara oy verenlerin veya oy vermeyenlerim değil tüm İzmirlilerin sorunudur. İzmir'de yaşayanların kabahati ne? Biz bunu hak ediyor muyuz? İzmir'de Körfez bu haldeyse 'Türkiye'nin tamamına talip olacağız' diyen ana muhalefetin de bu sorunu ortak akıl ile çözmesi gerekiyor. Üniversitelerle, çevreci bürokratlarla bir araya gelerek çözülmeli. Bunu İzmir'e reva görenler, hem CHP hem AK Parti hükümetinin de bir seçim sonra sonları hüsran olacak. Şehrin sadece koku ya da kirlilik sorunu mu var? 31 Mart günü seçilmiş olan belediye başkanlarının hizmetleri gözümüzün önünde. Gördüğümüz manzara korkunç" ifadelerine yer verdi.
KOCAOĞLU DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ...
CHP'li belediyelere etkinlik üzerinden tepki gösteren Kırkpınar, "Elbette kültürel miraslarımıza sahip çıkacağız ancak iktidarın şaşı baktığı İzmir’de 28 ilçe ve bir büyükşehir belediye başkanı kentin çeperlerinde yoksul ailelerin çocuklarının gittiği okullarda en azından bir öğün yemek verilmeli. Etkinlik olsun, kutlama olsun ancak gece yatağa aç girip sabah ay uyanan çocuklar var. Nakit para olmasın ama mutlaka ayni yardım yapılmalı. Kocaoğlu döneminde olduğu gibi en azından süt verilmeli. Kıyı ilçe ve çeper ilçeler arasında hizmet dengesizliği var. Bu da giderilmeli. Bizim İzmir’de geçtiğimiz dönem bir belediye başkanımız vardı şimdi yok ama şu anda iktidarın 2 ana muhalefetin 29 belediye başkanı var. Yoksul insanların çocuklarına dokunmak kamu görevi veren herkesin boynunun borcudur" diye konuştu.
"BASIN ÜZERİNE GİDİNCE..."
Alsancak'ta meydana gelen kaçak elektrik faciasına değinen İYİ Partili Kırkpınar, "İzmir’de Kemeraltı’nda yağmurlu havada iki insan elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti, basın üstüne gidince de tutuklanan bir kişi… Sık sık elektrik kesilmeleriyle ilgili defaatle Enerji Bakanlığı’na soru önergesi, araştırma önergesi verdim. 6 araştırma önergesi, meclis kürsüsünde 28 konuşma, komisyonlarda 20’nin üzerinde konuştum ama gelin görün ki partili cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde portmantodaki hem ana muhalefetin hem de muhalefetin fazla yapacağı şey yok. Ne yapmalıyız? Yerelde halka hizmeti eksiksiz götürmeliyiz" ifadelerine yer verdi.
DESTEK 2 ASGARİ ÜCRET!
İzmir'de meydana gelen orman yangınları sonrasında verilen desteğin iki asgari ücret olduğunu dile getiren Kırkpınar, "İzmir’deki yangınlar göz göre göre geldi. Yangın sonrası biz hemen heyet olarak Bayraklı ve Karşıyaka’yı ziyaret ettik. Evleri yanan, hayvanları ölen, açıkta kalan insanların ancak dertlerini dinleyebildik. Verilen desteğe baktığımızda iki asgari ücreti bile geçmiyor. Sonra Tire ve Bayındır’a gittik. Afet bölgesi ilan edilen üç beş mahalleden başka yer yok. Oysa oralarda arıcılık yapan hayvancılık dışında iş yaşananlar var. Bu gecikmelerin temel sebebi yukarıdan beklenen talimat" ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ DERT EKİYOR, BORÇ BİÇİYOR!
Tarımda ciddi sorunların yaşandığına dikkat çeken Hüsmen Kırkpınar, "İzmir’de domates tarlalarının üstünden traktör geçti. Çiftçi geçinemiyor. Geçinemeyen çiftçi şehre göçüyor ve orada iş aramaya başlıyor. Bu da yoksulluğu daha da derinleştiriyor. Çiftçi dert ekip, borç biçiyor. Tezgahta limon 80 lira, marketlerde 100 lira ama dalından toplayan üretici yok pahasına satıyor" dedi.
FERMANI ÖNLEMELİYİZ
Çeşme Turizm Projesine ilişkin açıklamalarda bulunan Kırkpınar, "Türkiye’nin hatta dünyanın tanıdığı İzmir Çeşme’ye kıymamalarını, rant kapısı yapmamalarını diliyorum. Çeşme için eğer bir ferman çıkmışsa bu fermanı önlemek önce Çeşme’nin sonra İzmirli’nin dayanışması ve direnciyle olur" ifadelerine yer verdi.
KAN KAYBETMEDİK
İzmir Milletvekili Ümit Özlale'nin istifasına ilişkin gelen soruyu yanıtsız bırakan Kırkpınar, "Bizim prensip olarak kurucu genel başkan döneminde başalayan ve devam eden İYİ Parti'ye gönül vermiş kadroların çalışması sonucu seçilmiş ve sonrada istfa eden hiç bir vekilin arkasından bir olumuz ya da olumlu bir şey söylemiyoruz. Kan kaybettiğimizi düşünmüyorum" dedi.
Yorum Yazın