İYİ Partili Özlale'den seçim eleştirisi: Eleştirilerer kulak tıkadıkları için kaybettik
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı ve İzmir Milletvekili Ümit Özlale, seçim muhasebelerini, CHP’deki değişim tartışmalarını, yerel seçimde işbirliğini ve seçim sonrası ekonomiyi değerlendirdi.
- Ege Postası
- 26.07.2023 - 11:59
- Güncelleme: 26.07.2023 - 12:09
4 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra İYİ Parti’de kurultay ile birlikte seçimin muhasebesi yapıldı. 24 Haziran 2023’te yapılan 3. Olağan Kurultay’da, Genel Başkan Meral Akşener, seçimlere birlikte girdiği Millet İttifakı’ndaki ortaklarına ve parti içindeki muhalefete sert sözlerle seslendi.
Kurultayın ardından, İYİ Parti Başkanlık Divanı’nda pek çok yeni isim görev alırken, Ümit Özlale, Kalkınma Politikaları Başkanı olarak görevine devam ediyor. 14 Mayıs’ta İzmir’den milletvekili seçilen Özlale, Medyascope’un İYİ Parti’ye, siyasete ve ekonomiye ilişkin sorularını yanıtladı.
“Parti kimliğini güçlendirip, sonrasında gerektiğinde bir işbirliğine gitme kararı aldık”
24 Haziran’daki kurultay, Meral Akşener’in ifadesiyle “hesaplaşma günü” oldu. İYİ Parti’nin 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri için muhasebesi sonuçlandı mı, sonuçları neler oldu?
“Kendi açımızdan sonuçlandı. İYİ Parti kendi muhasebesini yaptı. Konforlu bir muhalefetin, partiye orta-uzun dönemde fayda sağlamayacağını gördük. Kendi hatalarımızı gördük, Genel Başkan bunların bir kısmını bizzat, yaptığı konuşmada dile getirdi. Ondan sonra Altılı Masa’nın neden beklenenin altında bir performans gösterdiğiyle ilgili de önemli açıklamalar yaptı. O bizim için çok önemliydi. Bizim bundan sonra bir İttifak içerisinde değil de, ilk önce parti kimliğini, parti aidiyetini güçlendirip, İYİ Parti’yi insanlara doğru bir şekilde anlatıp, daha sonra gerekirse eğer iş birliklerine gitme konusunda bir tutum değişikliğimiz oldu. Dolayısıyla 24 Haziran 2023 İYİ Parti için oldukça önemli bir tarih. O tarihten itibaren biz parti kimliğini, parti aidiyetini güçlendirip, daha sonrasında gerektiğinde bir işbirliğine gitme konusunda karar aldık.”
“Yerel seçimlerde olası bir iş birliği daha sonra tartışılacak, hiçbir ön koşul yok”
Yerel seçimleri bu pencereden mi değerlendiriyorsunuz?
“Yerel seçimlere daha var. Bence AK Parti ve MHP için de geçerli bu, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sürecini değerlendirip, ona göre pozisyon belirleniyor. Bizimki de öyle bir şeydi. İYİ Parti’yi, demek ki yeterince anlatamamışız, Altılı Masa’nın farklı bir partisi olarak gösterememişiz ki beklediğimiz oyu alamadık. O yüzden önümüzdeki dönemde ağırlığımız parti kimliğini, parti aidiyetini güçlendirmek. Yerel seçimlerde olası bir iş birliği, daha sonra tartışılacak bir mesele.”
Kişisel verilerimin işlenmesine yönelik aydınlatma metnini ve ticari elektronik ileti gönderimi hakkındaki bilgilendirmeyi okudum ve anladım.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’ye (“Medyascope”) sağlamış olduğum adım, soyadım ve e-posta adresimin; bilgilendirme, pazarlama, iş ve ürün geliştirme, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amaçlarıyla işlenmesine; yurt içi ve yurt dışında yapılacak işin gereğince aktarılmasına ve bu işlenme amaçlarıyla uygun süre zarfında fiziksel veya elektronik ortamda güvenli bir şekilde saklanmasına, ayrıca şirketinizin yasal yükümlülükleri kapsamında ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılabileceğine peşinen izin verdiğimi kabul ederim.
Yerel seçimlerde CHP ile işbirliği için, Ankara’da İYİ Parti’nin adayının gösterilmesi gibi bazı koşulları olduğu iddia edildi. Parti içinde böyle koşullar ortaya atıldı mı?
“Hiçbir ön koşul yok. İnanın şu anda ‘İYİ Parti şunu aday gösterecekmiş, bunun adaylığına karşı çıkmayacakmış’ gibi çıkan haberlerin aslı astarı yok. İYİ Parti’nin şu anda tek düşündüğü şey, bir an önce kendisini geniş halk kitlelerine daha doğru bir şekilde anlatmak, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı kimliğini biraz daha fazla vurgulamak. Şu andaki tek önceliğimiz bu, yerel seçimler için adayları hiç konuşmadık.”
“Benim itirazım haklı itirazlarımızın dinlenmemesine, CHP’nin iç muhasebesine yorum yapamam”
CHP’de sızdırılan zoom toplantısı ile keskinleşen “değişim” tartışmaları, İYİ Parti’nin de parçası sayılabileceği muhalefeti zedeliyor mu?
“Bu artık parçası sayılacağımız bir muhalefetin meselesi değil, CHP’nin kendi iç meselesidir. CHP kendi genel başkanının ya da kendi üst yönetiminin değişiminde bizden bağımsızdır, biz de onlardan bağımsızız. O yüzden ben bunu bir siyasetçi olarak izliyorum ama inanın İYİ Parti’nin bir meselesi değil bu. Bir siyasetçi olarak yorumluyorum da ama CHP dışından bir siyasetçi olarak bunu yorumlamam yakışık almaz. CHP bizim Millet İttifakı çerçevesinde iki çok önemli seçimi beraber geçirdiğimiz bir parti. Şu ana kadar yaptığım yorumlar CHP’nin içine doğru değildi. Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde siyasi iletişimin yapılmaması, bizim haklı itirazlarımızın dinlenmemesi, bu partilerin, hatta bizzat kendi partisi içerisindeki insanlardan bile belli protokolün detaylarının saklanıp ‘namusa havale edilmesi’ ya da ‘namusa teslim edilmesi’ gibi, gayet oryantal terimlerin kullanılması, benim itirazım bunlara. CHP’nin kendi iç muhasebesi, kendi iç dinamikleri benim yorum yapabileceğim bir alan değil.”
“Cumhuriyet tarihinin belki en önemli seçimini, eleştirilere kulak tıkadıkları için kaybettik”
İYİ Parti, Altılı Masa görüşmeleri boyunca “kazanacak aday” vurgusuyla Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkıyordu. Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında gizli protokol olduğunun ortaya çıkmasından sonra, “Haklıymışız” dediniz mi?
“Haklı olmamın hiçbir faydası yok. Zamanında o eleştirileri yaptık, şimdi böyle bir sonuçla karşı karşıyayız. (Bilge Yılmaz’ın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engelleyemedikleri için özür dilemesini hatırlatmamız üzerine) Bilge Bey ve Turhan Bey bu konularda biraz daha sert ve duygusal mesajlar attılar, anlayabiliyorum. Herkes çok yıprandı. Ben şöyle düşünüyorum, şu anda benim haklı olmamla haksız olmam arasında hiçbir fark yok ki. Seçimi kaybettik. Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimini, bizim daha önceden getirdiğimiz eleştirilere kulak tıkadıkları için kaybettik. O yüzden bir daha oraları deşmenin, ‘Ben demiştim’ demenin de hiç kimseye faydası yok bence.”
İYİ Parti’den kesin ihraçları istenerek altı kişi Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Süreç nasıl sonuçlanacak?
“Bizim gayet güçlü bir Merkez Disiplin Kurulu’muz var, onlar en doğru kararı vereceklerdir. Eleştirmekle hakaret etmek arasında, eleştirmekle iftira atmak arasında çok önemli bir fark var. Bu arkadaşların önemli bir kısmı o farkı, o ayrıntıyı kaçırdılar. Tabii ki genel başkan eleştirebilirsiniz fakat bu genel başkanı eleştirirken, bunu hakarete ya da iftiraya kadar vardırmak, bence o disiplin suçu gerektirir. Ben Merkez Disiplin Kurulu’nun üyesi değilim onlar gereğini yapacaktır. O arkadaşlar da belki daha sonrasında yaptıkları asılsız iftiralara baktığı zaman, neden ihraç istemiyle MDK’ya sevk edildiklerini anlarlar.”
“İki sebeple boş tencere iktidarı götüremedi”
Seçimden önce ekonomik sorunların iktidarın oyunu azalttığı düşünülüyordu ancak “boş tencere” iktidarı neden deviremedi?
“Seçmen davranışlarına baktığın zaman, son çeyrekte, seçimden önceki son aylardaki bir kıpırdanmanın kalıcı bir iyileşme olduğuna dair bir algılanma söz konusu oluyor. Mesela asgari ücretlerin artışı, sonra sosyal yardımların genişletilmesi, tüketici güveni yere çakıldıktan sonra seçimden önceki yarım yılda popülist politikalarla arttırılması, AK Parti’den vazgeçen seçmenin bir kısmının AK Parti’ye dönmesini sağladı. Biz seçmene önerdiğimiz ekonomi programıyla da, büyük ihtimalle yeterince güven veremedik. Harika bir program yazıldı fakat bunun siyasi iletişimi iyi yapılmadı. Boş tencere bu iki sebeple götüremedi. var. Yoksa ben hala boş tencerenin iktidarı götürebileceğine inananlardanım.”
“Seçimler için kamu kaynakları kullanılıp, karşılığında halktan artan oranlarda vergi alınacak”
Erdoğan emekli aylıkları için yılbaşına doğru bir iyileştirme yapılabileceğini söyledi, bunun da yerel seçime yönelik bir hamle olacağı düşünülüyor. İktidar bu politikaları aynen devam ettiriyorsa, yerel seçimde yine bu avantajını korumayacak mı?
“Dünyanın her yerinde yerel seçimlere iktidar partisi olarak giriyorsanız bir avantajınız vardır çünkü kamu kaynaklarını, burada olduğu gibi sorumsuzca kullanabilirsiniz. Ancak gelişmiş ülkelerde, belli kurallarla iktidar partisinin bu popülist politikalarına izin verilmez. Oysa biz genel seçimlerde gördük, şimdi de yerel seçimlerde bu kamu kaynakları sorumsuz bir şekilde kullanılacak. Bunun karşılığı olarak da, bu halktan giderek artan oranlarda vergi alınacak. Halka adeta iktisadi olarak zulmedilecek. Bu bizim ilk defa karşılaşacağımız bir tablo değil, yerel seçimlerde daha önce defalarca bunu yaşadık.”
“Mehmet Şimşek’in sosyal medya paylaşımıyla ekonomiyi kurtaracağını düşünmesi devlet yönetme ciddiyetinden çok uzak”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın, uluslararası piyasalara güven verecek bir imaj yaratmak için göreve getirildiği yorumları yapıldı. Şimşek ve Erkan ile AKP iktidarında ekonomiyi ayağa kaldırmak mümkün mü?
“Mümkün değil. Geçen haftaki, Körfez ülkelerinin ‘Belli assetleri (varlıkları) satın alacağı’ açıklamalarından sonra ben Cumhurbaşkanı’na ‘Bay Aset’ diyorum. Şimşek ve Erkan, Bay Aset’in gölgesi altında bu ekonomi politikalarını yürüttükleri sürece, başarıya ulaşmak mümkün değil. Zaten ortaya bütünleşik, Türkiye’nin sorunlarını orta-uzun vadede çözmeye yönelik bir program da koyamadılar. Şimşek’ten bir program ortaya koymasını beklerdik fakat Şimşek sadece sosyal medyadan birkaç tane tweetle durumu geçiştirmeye çalışıyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışmayan bir ciddiyetsizliktir. Gaye Hanım daha çok yeni fakat Şimşek siyasette yeni değil ki. Geçmişte kritik dönemlerde bakanlık yapmış birisinin, sadece birkaç sosyal medya paylaşımıyla ekonomiyi kurtaracağını ve iletişimi böyle yapacağını düşünmesi devlet yönetme ciddiyetinden çok uzak. Maalesef Mehmet Şimşek’i tanımakta zorlanıyorum.” ( Medyascope )
Yorum Yazın