İbrahim Akın’dan 14 Mayıs değerlendirmesi: Saray rejimine karşı en dik Kürt halkı durdu
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, yaptığı basın toplantısında 'saray rejimine' karşı en dik Kürt halkının durduğunu belirterek, “İzmir’den, batı yakasından baktığımızda saray rejimine karşısında en sağlam duranların Kürt halkı olduğunu söylemek isterim. Çünkü Kürdistan bölgesinde çok net bir şekilde yüzde 70’lerin üzerinde bir itirazın ve değişim talebinin ortaya çıktığını görüyoruz” dedi.
- Ege Postası
- 24.05.2023 - 12:32
- Güncelleme: 24.05.2023 - 17:55
ÖZLEMA KARA/ EGEPOSTASI- Yeşil Sol Parti İzmir İl Örgütü (YSP) 14 Mayıs seçimlerini değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıya YSP İzmir İl Eş Sözcüsü Hüseyin Çağlar, HDP İzmir İl Eş Başkanları Berna Çelik ve Çınar Altan, Yeşil Sol Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın , Yeşil Sol İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Yeşil Sol Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, HDP MYK Üyesi Samet Mengüç katıldı.
Toplantıda 14 Mayıs’ta gerçekleşen 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerinde hatalarının olduğunu söyleyen Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, özeleştiri vererek bu hata ve zaafları 28 Mayıs’tan sonra masaya yatıracaklarını ifade etti. Aynı zamanda Yeşil Sol Parti ve Sol Parti isimlerinin benzerlikleri nedeniyle halkta kafa karışıklığı yaşandığını öne sürdü.
“HATALARIMIZI 28 MAYIS’DAN SONRA TARTIŞACAĞIZ”
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın, “14 Mayıs sonrası sürdürülen çalışmaların ikinci aşamasına ilişkin bilgi verdi. Akın, daha yaygın bir kampanya ile sürece başlamak için burada olduklarını dile getirerek, “ 14 Mayıs Türkiye tarihinin çok önemli bir seçimiydi. Biz bunu tarihsel bir seçimin önemli bir günü olarak değerlendirmiştir. 14 Mayıs’ta elde ettiğimiz sonuçların bir kısmıyla yüzleştiğimizde, biz aslında Halkların Demokratik Partisi altında seçimleri yürüten bir seçimleri yürüten bir seçimin parçasıydık. Süreç öyle bir noktaya geldi ki her türlü kayyumun, her türlü kumpasın sonucu olarak bir döneme girmiş olduk. Halkların Demokratik Partisi seçim sahasına girdiğinde kapatılma eski ile karşı karşıyaysa geldi. Doğal olarak 45 günlük bir zaman diliminde bir karar vermek durumunda kaldık. Yeşil Sol Parti üzerinden seçime girmiş olduk. Seçime girme tarihimizle ve yaşadığımız pratiğe bakıldığında belki de Türkiye tarihinde, 45 gün içerisinde bir partinin seçime girmesi ve çalışmasının yürütülmesi konusunda ender rastlanan bir durum olduğunu bütün dünya tarihi görmüş oldu. Ama biz buna rağmen bileşeni olduğumuz Yeşil Sol Parti ve HDP ile bir karar verdik bir iddia koyduk. Bu iddia Türkiye’nin önümüzdeki yüzyılının şekillendirilmesinde, Yeşil Sol Partinin tarihsel bir rol üstelenmesinin söz konusuydu. Anahtar rolü görebilecek demokrasiden özgürlükten yana kendi ağırlığını koyabilecek bir pozisyon almaya çalıştık. Ancak bizim koyduğumuz bu pozisyon cumhuriyet tarihinin haklarını oynatmaya sebep olacak paydasıyla ırkçı, milliyetçi şoven ve saldırgan bir siyaset. Şu andaki siyasetin etkileriyle, devletin bütün olanaklarıyla üzerimize ağır bir saldırı altında kaldık. Birçok basın organında çalışan arkadaşımız tutuklandı. 14 Mayıs sonrası bırakılmış oldu. Aynı zamanda hukukçu arkadaşlarımız, sahada seçim güvenliği yürüten arkadaşlarımız gözaltına alındı, hala tutuklu bulunuyorlar. Şunu demeye çalışıyorum, biz çok adaletsiz, çok eşitsiz bir seçim atmosferi içerisinde bir çalışma yaptık. Ayrıca sadece yandaş medya değil muhalif medyaların birçoğu da bizim sözümüzü bizim sesimizi söylemekte imtina ettiler. Maalesef bizim araçlarımız konusunda halkımıza ulaşmak yeterli gelmedik. Bütün bu mazeretleri gerekçe olarak ifade ederek kendi başarısızlığımızı gerekçelendirmek istemiyoruz. Bizim seçimlerde ortaya koyduğumuz iki temel hedefimiz vardı birincisi, bu Cumhur İttifakının ortaya koyduğu saray rejimini, otoriter rejimi değiştirmek ve aynı zamanda ciddi bir iddia koymaktı. İkincisi de mecliste güçlü bir seçenek olarak oluşturmaktı. Biz birincisini yarım olarak görüyoruz. Yani 14 Mayıs’ta bir tarz ortaya koyduğumuz tutumun etkili olduğunu düşünüyoruz ve saray rejimini durdurduğumuzu düşünüyoruz ancak meclis çoğunluğu bakımından ele aldığımızda, daha ırkçı bir meclis oluşturulmuş oldu. Biz 100 milletvekili hedeflemiştik. Ama bizim öngördüğümüz 80 milletvekiliydi. Bunun olabileceğini düşünmüştük. Ama maalesef bu başarıyı elde edemedik. Bunun sebepleri olduğunu biliyoruz ve bunun tartışmalarını da yaptık. Bunların çeşitli başlıkları var kamuoyunda da bunun tartışmaları yapılıyor ama biz 28 Mayıs sonrası bütün halkımızla, bütün örgütümüzle yapmak istiyoruz. Masaya yatırmak istiyoruz, bizim ortaya koyduğumuz çalışmalardaki hatalarımızı, zaaflarımızla yüzleşmek istiyoruz. Bunların gerekli değerlendirmesi sonrası kimin nerede ne kadar hatası varsa aynı pratik, örgütsel faaliyetlerimizden kaynaklı sonuç varsa bunların hepsini değerlendirmeye gerekli özeleştiri yaparak, kendi hayatımızı yeniden güncelleyerek devam etmeye kararlıyız. Herhangi bir sorunumuz yok. HDP, halkı ile çok açık çok şeffaf bir şekilde tartışan, kendisini bu bakımdan yeniden konumlandıran, gelenekten gelen bir partidir. Yeşil Sol Parti’de bunun bir parçası olarak bu süreci yürütmektedir” dedi.
“YEŞİL SOL PARTİ İLE SOL PARTİ KARIŞTIRILDI”
Partilerinin bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na bir oy Yeşil Sol Parti'ye sloganın oy kullanma bakımından yeterli sonuca ulaşmadığını aktaran Akın, “Biz bu seçim döneminde hakla yeterince buluşarak nasıl oy kullanacaklarını yeterince anlatamadığımızı gördük. Bu nedenle de kaybettiğimiz 8-10 tane milletvekili var. Bunları özele söylersek hem Yeşil Sol Partiye hem de CHP’ye oy kullanması söz konusu olmuş durumda. Bişzim bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na bir oy Yeşil Sol Partiye sloganımız toplumsal hayata ulaşmış ancak oy kullanma pratiği bakımından başarılı olamamış durumda yani geçersiz oy tekabül eden bir sonuç elde etmiş durumdayız. Bazı yerlerde Yeşil Sol Parti ve Sol Parti karışmış. D-Diyarbakır’da, Adıyaman’da, Batman’da, Urfa’da çeşitli yerlerde, kaybettiğimiz milletvekilleri var. Bu bakımdan biz yeterli örgütsel faaliyetlerimizle halka ulaşamadık. Bunun özeleştirisini vermek durumundayız. Ama hem aday belirleme süreçlerimiz hem de ittifak süreçlerimiz toplum tarafından yeterince tartışma konusu oldu. Ancak biz bütün konuları kendi ağırlıkları ölçümünde muhasebesini yapıp değerlendirerek bunun muhasebesini yapıp önümüzdeki seçimlerde zaaflarımızdan ayrılara bir siyasal faaliyet yürütmek istiyoruz. Bu konuda hazırlıklarımız tamam” dedi.
“MORAL BOZUKLUĞUNA KAPILMADAN SANDIKLARA GİDELİM”
28 Mayıs’a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akın, “Biz bir şeyi yarım bıraktık. Saray rejiminin her türlü hilesine hurdasına, yalanına dolanına rağmen kurduğu en kötü ittifak ilişkisine rağmen başaramamış oldu. Hala başaramayacakları panikleri içerisinde, ittifaklarını büyütmeye çalışıyorlar. Bundan kaynaklı da 2 turda elde etmeye çalışıyorlar. Bizim ön gördüğümüz durum şudur, saray rejimi varacağı noktaya varmıştır. Ömrü ancak bu kadardır eğer muhalefet doğru bir siyaset hattı geliştirebilirse, 9 milyon seçmenin de oy kullanmadığını bildiğimizden dolayı ikinci turda bu mesele çözülebilir. Sadece arada 2 buçuk 3 milyon oy vardır. 14 Mayıs’ta 9 milyon seçmen oy kullanmadı. Geçersiz oylardan dolayı bu durumun değişebileceğini düşünüyoruz aynı zamanda önümüzdeki 28 Mayıs’ın bu bakımdan bir şans, bir avantaj olduğunu düşünüyoruz. O nedenle yurttaşlarımızın karamsarlığa, moral bozukluğuna kapılmadan sandığa gitmeleri gerektiğini düşünüyoruz. İzmir’den, batı yakasından baktığımızda saray rejimine karşısında en sağlam duranların Kürt halkı olduğunu söylemek isterim. Çünkü Kürdistan bölgesinde çok net bir şekilde yüzde 70’lerin üzerinde bir itirazın ve değişim talebinin ortaya çıktığını görüyoruz” dedi.
Yorum Yazın