İç Güvenlik Yasası'na İzmir'den veto
Son dönemlerde büyük tartışmalara yol açan ve TBMM’de görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na İzmir’den bir kez daha veto geldi. İzmirlileri Cumartesi günü Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşecek dev kitlesel eyleme davet eden sivil toplum örgütleri, sendikalar ve meslek odaları “İç güvenlik yasası değil, özgürlük ve demokrasi istiyoruz” şeklinde açıklama yaptı. İzmir'den 'İç Güvenlik Yasası'na tepki
- Ege Postası
- 24.02.2015 - 12:20
“TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KSIITLANIYOR”
Sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve sendikalar adına yaptığı açıklamada yeni bir sıkıyönetim yasasının yolda olduğunu söyleyen İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Şakir Uzun, şunları dile getirdi: “Milletvekilleri darp edilmekte. Toplumun sözde güvenliği sağlanmaya çalışıldığı bizlere dikte edilmekte ve o şekilde bir algı yaratılmaya çalışılmakta. Biz İç güvenlik paketi değil daha fazla özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Bu yasa tasarısıyla, polise ve jandarmaya, hâkim-savcı kararı olmaksızın dilediği kişinin üstünü, eşya ve aracını arama, dilediği kişiyi savcıya haber dahi vermeksizin gözaltına alma ve 48 saate kadar gözaltında tutma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine keyfi bir şekilde müdahale etme ve bu eylemlere katılanlara karşı ateş etme yetkisi veriliyor. Cumhuriyet Savcılarının yetkileri vali ve kaymakamlara devrediliyor.”
“POLİSE KATLİAM YETKİSİ VERİLİYOR”
Zaman zaman gerçekleşen eylemler sırasında yılda 30 kişinin polis tarafından öldürüldüğünü açıklayan Şakir Uzun, “Tasarının yasalaşması halinde, insan hak ve özgürlüklerini Anayasamıza, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı biçimde kısıtlayan vahim sonuçlar doğacaktır. Yasayla, hâlihazırda vatandaşa yeterli bir hukuki güvence sağlamak bakımından zaten yetersiz olan hâkim ve savcılar, tümüyle devre dışı bırakılmış, tüm yetkileri polise ve idareye devredilmiş olacak. Ayrıca başta toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmak üzere, birçok temel hak ve özgürlüğün kullanılması fiilen imkânsız hale gelecek, polisin ateş etme yetkisi daha da genişletilerek, halen her yıl ortalama 30 kişinin sokakta polis tarafından öldürüldüğü ülkemizde, polise adeta katliam yapma yetkisi verilmiş olacaktır. Bu yasa tasarısıyla, ülkemizde yerleştirilmeye çalışılan dikta yönetimine, muhalifleri sindirmek ve tek adam diktasını tesis etmek üzere imkân tanınıyor, polis devletinin yasal zeminleri hazırlanıyor. Bunun ilk örneklerini yakın zamanda İzmir’de yaşadık. 13 Şubat Bilimsel, Laik Eğitim Boykotu eylemleri sırasında onlarca kişi keyfi bir şekilde gözaltına alındı, bir kişi Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandı” diye konuştu.
“KABUL ETMİYORUZ”
Uzun son olarak getirilen düzenlemenin uluslar arası antlaşmalar ve anayasa ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, “Bizler İzmir’deki meslek odaları ve sendikalar olarak diyoruz ki, toplumsal güvenliğin sağlanması, özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlamakla değil, aksine daha da geliştirmekle mümkündür. Bu yasa, genel ve kalıcı bir sıkıyönetim yasasıdır. Kabul etmiyoruz. Bu nedenle, “İç Güvenlik paketi” adı altındaki tasarının meclisten çekilmesi ve İzmir’de son yıllarda artan keyfi polis baskısının kaldırılması için özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından yana tüm İzmirlileri 28 Şubat 2015 Cumartesi günü saat 15.00’de Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenecek kitlesel basın açıklamasına davet ediyoruz” dedi.
“İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEĞİL, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ”
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Melih Yalçın ise son dönemde hayata geçen eylemler sırasında yaşanan polis müdahalesi ve gözaltı vakalarına değinerek, “İç güvenlik yasa tasarısı yayınlansın ya da yayınlanmasın İzmir’de bunu uygulamaya hazır bir vali ve emniyet müdürü görev yapıyor. Biz yapılacak hiçbir uygulamayı kabul etmiyoruz. Özgürlük ve demokrasi istiyoruz” şeklinde konuştu. Yalçın son olarak “Baskıyı kabul etmediğimizi göstermek adına İzmirlileri Cumartesi günü tüm yurttaşlarımızı Gündoğdu Meydanı’na davet ediyoruz” diyerek 28 Şubat tarihindeki kitlesel eylem için çağrıda bulundu.
Yorum Yazın