İmamoğlu'ndan hapis ve siyasi yasak talebine tepki

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, “Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında savcı, 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası ve Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca “siyasi yasak” talep etti. Duruşma, 14 Aralık 2022 tarihine ertelendi. 

“BU BİR ADALET DAVASIDIR” 

Ekrem İmamoğlu, davadaki bu gelişme üzerine Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Bu bir adalet davasıdır ve biz bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu süreçte destek mesajı paylaşan siyasi partilerimizin liderlerine ve yöneticilerine, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, sanatçılara, gazetecilere, aydınlara ve tüm yurttaşlarımıza teşekkürler.”

İMAMOĞLU: “ALLAH MEMLEKETİMİZİ, MEMLEKETİMİZİN İNSANLARINI; VİCDAN YOKSUNU VE AHLAK YOKSUNU, ADALET YOKSUNU İNSANLARIN ŞERRİNDEN KORUSUN”  

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yargılandığı davanın duruşmasının 14 Aralık’a ertelenmesinin ardından açıklama yaptı. İmamoğlu, Şehzadebaşı Cami'nde Cuma namazını kıldıktan sonra, şu değerlendirmeleri yaptı:

“HAKİM, MUHATABIN BAKAN OLDUĞUNU ISRARLI BİR BİÇİMDE DİLE GETİRMİŞTİR: Malumunuz bugün saat 11.30 itibarıyla, hakkımda görülen dava süreci başladı. Ve sanıyorum, 12’yi biraz geçe bir erteleme kararı verildi. Ama bugün çok ilginç bir gün yaşandığını düşünüyorum. Elbette bugün hukukçularımızla değerlendireceğiz. Ama aldığım bilgiye göre; ısrarlı bir biçimde hâkim, benim sözlerimin muhatabının sayın bakan olduğunu, ısrarlı bir biçimde dile getirmiştir.

SAVCININ EN ÜST NOKTADAN CEZA İLE İLGİLİ MÜTALAA BİLDİRMESİ ŞAŞIRTICI: Bu ısrarlı tarife rağmen, savcının en üst noktadan ceza ile ilgili mütalaa bildirmesi ya da bir beyanda bulunması; şaşırtıcıdır, üzücüdür. Bugün yaşananlar ve bugüne kadar olanlar, toplumun vicdanında yerini bulmuş ve kararı verilmiştir.

NET OLARAK BERAAT BEKLERDİM: Ben toplumun vicdanına elbette sonsuz güveniyorum. Bu güvenceyi yaşatan; Türkiye’mizin, İstanbul’umuzun insanları 2019’da bunu ispat etmiştir. Bugün de aynı noktadayım. Elbette ki süreci takip ediyoruz. Aralık’ın 14’ü ertelenen tarih. Ben net olarak beraat beklerdim. Mahkemenin bugün sonlanmasını beklerdim.

ALLAH; VİCDAN YOKSUNU VE AHLAK YOKSUNU, ADALET YOKSUNU İNSANLARIN ŞERRİNDEN KORUSUN: Ben toplumun vicdanına elbette sonsuz güveniyorum. Bu güvenceyi bana yaşatan özellikle Türkiye'mizin insanları, İstanbul'umuzun insanlar 2019’da bunu ispat etmiştir göstermiştir. Bugün de aynı noktadayım. Elbette ki süreci takip ediyoruz. Aralık 14'üne ertelenen tarih, ben net olarak beraat beklerdim. Yargı süreci devam ediyor. Mahkeme ile ilgili daha fazla bir beyanda bulunmak elbette istemiyorum. Ama son olarak şunu söyleyeyim: İçeride ettiğim duayı, burada vatandaşlarımızın huzurunda etmekten geri durmayacağım. Allah memleketimizi, memleketimizin insanlarını; vicdan yoksunu ve ahlak yoksunu, adalet yoksunu insanların şerrinden korusun. Ve özellikle ifade edeyim ki; adaletsizliğe uğrayan, hukuksuzluğa uğrayan kim var ise hepsinin hakkında en yakın zamanda adalet ve hukuk yönündeki hususlar ve kararlar verilsin. Herkesin hukuka, adalete ihtiyacı olduğunu unutmamamız gerekiyor.

İNSANLARIN ÜMİTLERİNİ, UMUTLARINI KIRIYOR: ‘Devletin dini adalettir’ sözü çok kutsal, önemli, özel. Ben her zaman duamı kendi adıma da ederim. Derim ki, ‘Allah’ım kimseye adaletsiz bir kararı, bir süreci yaşatmayayım.’ İnsanoğluyuz; eksiğimiz, hatamız olur. Ama gerçekten insanlara adaletli hizmet edebilmek bir devlet insanının temel sorumluluğudur. Hukuk süreci, hukuka dair süreçlerin bu kadar gündemi olumsuz anlamda meşgul etmesi, ülkemiz insanları ve gelecek nesil için çok sıkıntılı ortamlar yaratıyor. İnsanların ümitlerini, umutlarını kırıyor.

ADALETSİZ, HUKUKSUZ UYGULAMALARIN OLDUĞU GÜNLERİ AŞACAĞIZ: En fazla umudu, en fazla ümidi gelecek adına ben yine de bu güzel ülkenin, güzel insanlarında görüyorum. Hep birlikte bu adaletsiz, bu hukuksuz uygulamaların olduğu günleri aşacağız.

GÜVENMEK İSTİYORUM: Beraat kararı verilsin diye beklediğim ortamda, erteleme kararı vermiştir. Süreci takip edeceğiz. Hukukçularımızla değerlendireceğiz. Ümit ediyorum ki, açıkça ve net söyleyeyim ki; ben Yüce Türkiye Cumhuriyeti yargısına, adaletine güvenmek istiyorum.”