Dolar 34,5340
%-0.02
Euro 36,2753
%0.75
Altın 2.991,770
%-0.46
Bist-100 9.550,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İş kazalarında acı tablo

İş kazalarında acı tablo

İzmir’de iki gün sürecek olan Güvenli İnşaat Sempozyumu’nun açılış toplantısında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım, "Sosyal güvenlikten mesleki eğitime kadar çok geniş bir alanı kapsayan çalışmalar yapıyoruz. Ülkemizde 2016 yılında iş kazalarının toplam maliyetinin 80 milyar TL olduğu tahmin edilmektedir. Bu maddi kayıplar telafi edilebilse de kaybedilen hayatların telafisi mümkün olmamaktadır" dedi. 'Maddi zarar büyük, kayıp hayatların telafisi yok'

  • Ege Postası
  • 06.12.2017 - 12:01

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yüksekte çalışma kaynaklı iş kazalarının önlenebilmesi ve çalışanların sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamında faaliyetlerini sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla düzenlenen bir otelde “Güvenli İnşaat Sempozyumu", iki gün sürecek. Sempozyuma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yarımcısı Serhat Ayrım, İzmir Vali Yardımcısı Fatih Damatlar, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdoğan Çiçekci, İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Sırrı Aydoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Erdal Çelik ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Ana teması “Geleceğimizi Güvenle İnşa Edelim" olarak belirlenen sempozyumda, inşaat sektöründeki çalışanlar, işverenler, İSG profesyonelleri, kurum ve kuruluşlar gibi tüm taraflara yönelik olarak oturumlar gerçekleştirilecek. Bu kapsamda 6-7 Aralık tarihlerinde İzmir ilinde gerçekleştirilecek sempozyumda 30’dan fazla konuşmacı 6 oturumda yaklaşık 500 katılımcıyı bilgilendirerek, katılımcılara ‘Güvenli İnşaat’ vizyonu doğrultusunda 5 farklı rehber dağıtılacak.

"BİR CAN BİLE BİZİM İÇİN ÖNEMLİ"

Ülkemizde 2016 yılında meydana gelen iş ve meslek kazalarının toplam maliyetinin 80 milyar lira olduğunu belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım, "Sosyal güvenlikten mesleki eğitime kadar çok geniş bir alanı kapsayan çalışmalar yapıyoruz. Ülkemizde 2016 yılında iş kazalarının toplam maliyetinin 80 milyar TL olduğu tahmin edilmektedir. Bu maddi kayıplar telafi edilebilse de kaybedilen hayatların telafisi mümkün olmamaktadır. Bu konunun sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren bir öncelik olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir. Sanayi devrimi ile başlayan üretim odaklı anlayış günümüzde yerini insan odaklı anlayışa bırakmıştır" dedi. Bakanlığın mesleki eğitimin yanı sıra okul öncesi eğitimi de içine alan yaşam boyu eğitimi önemsediğini belirten Ayrım, “Kanun ve yönetmelik konusunda altyapı kesinlikle oluşmuştur ama bu yeterli olmuyor. Bilinçlenme çok önemli, bu yüzden ilkokullardan başladık ve iş sağlığı tedbirlerinin alınması için projeler geliştirdik. Meslek hastalıkları yüzde 100 önlenebilir bir durum. Burada da çok yeterli olduğumuz söylenemez. Eskiden üç tane meslek hastalıkları hastanemiz vardı. Birleşmeden sonra şu anda birçok üniversite ile meslek hastalıkları konusunda ortak protokoller hazırlandı. Ama yeterli olmuyor. Eğitim, eğitim, eğitim. Bu eğitimin olması için de yalnız bakanlık olarak bunu başarmamız mümkün değil. Ama hep birlikte bu taşın altına elimizi koymadığımız sürece bu sorunun altından kalkmamız mümkün değil. İşverenlerin bu konuda çok dikkatli olmasını istiyoruz. Bir can bile bizim için çok önemli" diye konuştu.

"GÖZLE GÖRÜLÜR AZALMA SAĞLAYACAĞIZ"

Toplumun her katmanında iş sağlığı güvenliği bilincinin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla faaliyetler yürüttüklerini kaydeden İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Başkanı Furkan Yıldız, "Temel maksadı toplumun her katmanında iş sağlığı güvenliği bilincinin yaygınlaşmasını sağlamak. Güvenli İskele Projesi, 4 ilimizde başlattığımız 13 ilimizde yaygınlaştırdığımız projemizle birlikte toplam 55 tane yerli firma bu manada belge almış oldu. İnşaat sektöründeki iş kazaları diğer sektörlere nazaran daha fazla. Her 3 ölümlü kazadan birinin inşaat sektöründe, bunlarından birinin de yüksekten düşme nedeniyle gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Cephe iskeleleriyle başladığımız projemize cephe kenar korumalıklarını da projeye dahil ettik. İnanıyoruz ki bu tür kazalarda gözle görülür azalmalar sağlayacağız" dedi.

İŞÇİLER EĞİTİLMELİ

İş kazalarının önlenmesi için işçinin alınabilecek önlemler konusunda eğitilmesi gerektiğini savunan EBSO Başkan Vekili Erdoğan Çiçekci, "Uygulama ile ilgili konuların hazırlanması bakımında bakanlığımıza gerekli desteği sunmaya hazırız. İş kazalarını sadece işverenin açısından ele almak mümkün değildir. En büyük eksiğimiz çalıştırdığımız işçinin yaptığı işteki eğitimidir. Siz isterseniz işçinin her yerine çelik ağ örün, arkasını döndüğünde o yine baretini giymeden ‘bana bir şey olmaz’ diyerek yürüyecektir. Bugünkü eğitim sistemi ile mesafe alınamamıştır. İşçi bu yöntemle eğitilemez. İşçinin eğitimi mutlaka bir model yaratarak ve bunu yönetmelik haline getirerek eğitim verilmesi lazım. Bakanlığımızın çok başarılı olduğu modern yönetmeliklerin eğitim ayağını düzeltilmesi gerekir. Sendikaların da görevleri vardır. Onlar da kendi kurumlarında sendikalarında usuller müsaitse çalışanları tedbirler bakımından eğitme yükümlülükleri olmalıdır" diye konuştu.

"CAHİL CESARETİ VE EĞİTİMSİZLİK"

Ülke ekonomisinin en büyük lokomotifi olan inşaat sektörünün aynı zamanda en çok iş kazasının yaşandığı sektör olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise, "Sektör önemli ama işçilerin can güvenliği hepsinden önemli. Ben aynı zamanda 40 yıldır inşaat sektöründe çalışıyorum. Yaralanma ve ölüme yol açan kazalar yaşandığı için bunun acısını yaşamış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, birçoğu cahil cesareti ve eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Onlarca metre yükseklikte cambazlık yapıyorlar. Ölümlü iş kazalarının en çok yaşandığı sektör inşaat sektörü. En çok yüksekten düşerek ölümlü kazalar oluyor. Mesleki olarak bir eğitimden geçmesi gerekiyor bu kişilerin. Mesleki yeterlilik belgesi denen bir belgeyi de alması lazım. İşçilerin çoğu eğitimsiz. Bu nedenle mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu 2015 yılında yürürlüğe girdi. 2 yıldır mesleki yeterlilik belgesi vermek üzere çalışma yapıyoruz. En çok sorun olan inşaat sektöründeki dokuz iş kolunda belgelendirme çalışmalarına başladık. Çok başvuru yok. Eğitimli olmak gerekiyor. Çalışanın kendini düşünmese bile çoluğu çocuğu için iş güvenliğine önem vermesi gerekiyor" dedi.

YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ

Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayan inşaat sektöründe iş kazalarının kronik hale geldiğini dile getiren Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Erdal Çelik, "Yatırım ve destekler yeni Türkiye’nin istikrarlı ekonomisini güçlendiriyor. Yurtiçinde yüzlerce sektörü doğrudan etkileyen ve çok sayıda kişiye iş imkanı sağlayan inşaat sektörü, Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağlıyor. Buna karşın sektör kronik hale gelen iş sağlığı ve güvenliği konularıyla baş etmek zorunda kalıyoruz. Tuğla örmenin, beton dökmenin ötesinde düşünmemiz gerekiyor. Mühendislik uygulamalarıyla insan psikolojisine kadar hayatın ve bilimin her unsuruna dikkat etmemiz gerekiyor. İşçimize bareti giydiremiyoruz, sigortalı çalışmanın önemini anlatamıyoruz. İş güvenli algısını hayatın her döneminde yeniden ele almamız gerekiyor. Bu da eğitimden geçiyor. Sadece işveren ve çalışan olarak değil konuyu bir bütün olarak ele almamız lazım. Güvenli inşaatın ilk adımı yetişmiş insan gücünden geçiyor. Yeni ve yerli bir iş modeli geliştirmemiz şart. Bu alanda akdemi çalışmaların da desteklenmesi gerekiyor. İş sağlığı güvenliği konusunu asla ertelememiz gerekiyor" diye konuştu. (DHA)

 

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.