İzmir Barosu'ndan çarpıcı çocuk hakları açıklaması
İZMİR Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi avukat Nuriye Kadan, '20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü' nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, iki ay önce Bodrum'da sahile cansız bedeni vuran 3 yaşındaki Aylan Kurdi'yi örnek gösterip, "Suriye'deki iç savaş nedeniyle yaşanan kitlesel göçlerde, ülkemizdeki göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesim çocuklar. Bu süreçte çocukların yaşama ve korunma hakları ağır bir şekilde ihlal ediliyor" dedi.
- Ege Postası
- 20.11.2015 - 15:02
Avukat Nuriye Kadan, yaklaşık iki ay önce 3 yaşındaki Aylan Kurdi'nin Bodrum'da sahile vuran cesedinin, insanlığın kendisi ile yüzleşmesine neden olduğunu, Suriye'deki iç savaş yüzünden yaşanan kitlesel göçlerde, göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesimin çocuklar olduğunu söyledi. Bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiğinin görüldüğünü belirten Kadan, "Mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve ticareti de mücadele edilmesi gereken komplike sorunlar olarak artış göstermektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 22. maddesine göre, Türkiye kendi topraklarında mülteci olan tüm çocukların, Sözleşme'de yer alan haklardan faydalanması için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Çocuklara yönelik bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılması lazım. Yasadışı göç ve insan ticareti ile mücadelede eden kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası yardım kuruluşları ve Avrupa ülkeleri de soruna yaklaşım ve çözümde yetersiz kalmış, yeterli insani desteklerde bulunmamışlardır. Çocuklar, sadece savaş hallerinde değil her türlü silahlı çatışma ortamında gerek doğrudan ve gerekse yakınlarının uğradığı zarar nedeniyle dolaylı olarak en çok risk altında bulunan kesimdir" diye konuştu.
Çocuk cezaevlerine de değinen Nuriye Kadan, "Mevcut şartlarda cezaevleri ve tutukevlerinin öngörülen 'iyileştirme' amacını gerçekleştiremediği açıktır. Tutuklamanın bir cezalandırma ve infaz olarak kullanıldığı ceza adalet sistemi içerisinde, çocuğun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının en son çare olarak kullanılması gerektiği yönündeki uluslararası ilkenin, çocuğa yönelik koruma ve önleme noktasında gerekli altyapıyı oluşturamamış ülkemizde içselleştirilmediği görülmektedir. Ceza ve tutukevlerinde yaşanan hak ihlalleri karşısında kısa ve orta vadede, etkin soruşturma mekanizmalarının işletilmesi, faillerin cezalandırılması için etkin ve süratli yargılama yapılması; hak ihlallerinin tespiti için bağımsız izleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Korunma ihtiyacı olan çocuklar için öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin sağlıklı işlemesi için bir an önce idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi, durum analizi yapılarak eksikliklerin giderilmesi sağlanmalıdır. İzmir Barosu olarak, 'çocukların çocuk olduğu' bilinciyle, çocuklara yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım olduğunu unutmayarak, başta devlet olmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yapılacak planlamalarda üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmeye hazırız" dedi.
İzmir Adliyesi Baro Birim'nde düzenlenen toplantı öncesinde, çocukların zor yaşam koşullarını anlatan kısa bir flim izlendi. İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan ile Nuriye Kadan ve yönetim kurulu üyeleri Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle dün (perşembe) de Buca 23 Nisan İlkokulu'nda çocuk haklarının anlatıldığı bir etkinlik gerçekleştirdi. İzmir Barosu tarafından, İzmir Adliyesi'nde, geçen pazartesi günü de aynı okulun resim sergisinin açılışı yapılmıştı.
Yorum Yazın