İzmir'de 60 katlı gökdelen projesine STK tepkisi
İzmir'in Konak ilçesinde, bir şirketin planları üç kez mahkemeden dönen 250 metre uzunluğunda 60 katlı gökdelen inşaatı için ruhsat alarak, çalışmalara başlamasına tepki göterildi. 186 metre yüksekliğinde planlanan yapı için Ege Kent Konseyleri Birliği, İzmir Barosu, İzmir Tabipler Odası, EGEÇEP, İZÇEP ve İzmir Yaşam Alanları Platformları harekete geçti. İnşaatın önünde toplanan 30 kişilik grup, projenin kentin kimliğine, kültürüne ve doğasına aykırı olduğunu ileri sürerek, "İzmir İstanbul gibi olmasın" dedi. İzmir'de 60 katlı gökdelen projesine STK tepkisi
- Ege Postası
- 23.12.2019 - 14:45
İzmir'in Konak ilçesindeki Pasaport mevkisinde, bir şirketin gökdelen inşa etmek için eski tütün depolarının yıkımına başlaması, tartışmaları da beraberinde getirdi. İnşaat alanındaki eski binaların yıkımı sürerken Konak Belediye Başkanı CHP'li Abdül Batur, inşaat ruhsatını iptal edeceklerini de açıkladı. Ege Kent Konseyleri Birliği, İzmir Barosu, İzmir Tabipler Odası, EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), İZÇEP (İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu ) ve İzmir Yaşam Alanları üyeleri, inşaatın önünde toplanarak, bir basın açıklaması düzenledi. Platformlar, projenin İzmir'in kimliğine, kültürüne ve doğasına aykırı olduğunu ileri sürerek, inşaatın yapımına tepki gösterdi. 30 kişiden oluşan üyeler, ellerinde 'O gökdeleni buraya yaptırmayacağız', 'Kent suçlarında tarafız, muhatabız', 'Gayrimeşru gökdeleni yaptırmayacağız' yazılı dövizler tuttu. Yıllardır İzmir, İstanbul olmasın diye bu tür projelere tepki gösterdiklerini söyleyen Ege Kent Konseyleri Birliği Dönem Sözcüsü Hamit Mumcu, "Projenin sahibi holdingin CEO'sunun 'İstersek iki kat, istersek 60 kat yaparız' demesini biz kabullenemiyoruz. Bu binayı buraya yaptırmayacağız. Şehrin merkezine, tarihi dokuya uymayan bir proje. Şehrin göbeğine bir hançer istemiyoruz" diye konuştu.
'BU BİR KENT SUÇUDUR'
Kentleri kent yapanın kimlik, doğa, tarih ve kültür olduğunu anlatan Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul ve yakın çevresi ile Ankara'daki rant alanlarını neredeyse tüketen sermaye, son yıllarda gözünü doğrudan İzmir'e dikti. İzmir, kendi kent kimliğini oluşturan doğal, tarihi, mimari ve kültürel yapısı ile birçok simgesel özelliğe sahiptir. Önümüzdeki yıllarda İzmir için de; 'Kente ihanet ettik. Dikey değil yatay mimariyi tercih etmeliymişiz. Kentin belleği kalmadı' deme noktasına gelmemek için, bu söyleme neden olacak gelişmelere olanak sağlamamalı, yardımcı olmamalı ya da susmamalıyız. İşte tam da bu nedenle, bugün buradayız. Bütün çabamız İzmir, İstanbul gibi olmasın diyedir. Kentin zemini en sorunlu yerlerinden birisi olan Bayraklı'daki gökdelen bölgesi bizleri zaten yeterince tedirgin ederken, kentin tam ortasında, yine zemin sorunu olan kentin tarihi bölgesinde, kent siluetini tamamen bozacak, bir yapı nasıl düşünülebiliyor' Kent kimliğinde büyük değere sahip, 186 metre yükseklikteki Kadifekale ile yarışmasına nasıl cüret edilebiliyo? Hiçbir estetik değer taşımayan, bu yapı nasıl projelendirilebiliyo? Uzmanların, her an olabileceğini öngördükleri büyük bir depremde, bu yapıların nasıl ayakta kalabilecekleri tartışılırken, böyle bir yapıya nasıl izin verilebiliyo? 2009 yılından bu yana Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası'nın defalarca yanlışlığını hukuki ve bilimsel gerekçelerle gözler önüne serdiği, davalarla yürütmeyi durdurdukları bu projenin 2018'de alındığı söylenen ruhsatı da İmar Planı hükümlerine aykırıdır. Proje gayrimeşrudur. Kentin kimliğine de, kültürüne de, doğasına da aykırıdır. Bu bir kent suçudur."
'ALTYAPI VE TRAFİK KALDIRMAZ'
Böyle bir yapının emsal oluşturarak, kent merkezinde gökdelenler bölgesi oluşmasına yol açacağını söyleyen Mumcu, "Ne alt yapı ne trafik böyle bir yapılaşmayı kaldırabilecek düzeyde değildir. Tekel gibi kentin yakın tarihine damgasını vurmuş, kent belleği için çok değerli olan ve koruma altına alınması gereken bir yapıya, böylesi bir saldırıya göz yummamız, bunu kabul etmemiz olası değildir. 'Birkaç gökdelenle bir şey olmaz' yaklaşımında olanları kınıyoruz. Konak gökdeleni için bugüne kadar kim ne yaptıysa kent suçu işlemiştir. Projenin usule aykırı yapı ruhsatına sahip olduğunu bile bile, ısrarla işe devam eden holdinge bu kentin, kentteki yaşamın kurumları, özneleri olarak izin vermeyeceğiz. Holdingi bu kent düşmanı, projeyi geri çekmesi için, uyarıyoruz. Bilsinler ki bu inşaatı yapamayacaklar, yaptırmayacağız. Bizler rant politikalarının yönettiği bir kentte değil; yaşamı önceleyen, kimliğine, kültürüne, tarihine, doğasına sahip çıkan, onu koruyan, yaşatan bir kent istiyoruz. Unutulmasın ki yaşamın, ekolojinin, tarihin ve kültürün hem tarafı hem de muhatabıyız" diye konuştu.
Kalabalık, basın açıklamasından sonra olaysız dağıldı.(DHA)
Yorum Yazın