İzmir'de binlerce işçi ve memur zamları protestosu
İzmir'de DİSK'e bağlı binlerce işçi ve memur, "Emeğimizi ve haklarımızı ezdirmeyeceğiz" sloganıyla art arda gelen zamları protesto etti. "Zamma, zulme son" yazılı tabut taşıyan işçiler, "Hükümet istifa" sloganı attı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Hayat pahalı, emek ucuz; bu böyle gitmez. Bu topraklarda zalimin zulmüne son vereceğiz” dedi. DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası Başkanı Remzi Çalışkan ise "Emekçinin tenceresi artık kaynamaz oldu. İnsanca yaşamak ve geçinmek istiyoruz" diye konuştu.
- Ege Postası
- 15.03.2022 - 19:10
İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan binlerce belediye işçisi ve memur, "Hükümet istifa", "AKP şaşırma, sabrımızı taşırma", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek", "Kadro hakkımız, vazgeçmiyoruz", "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" sloganları attı.
Alana farklı noktalardan sloganlar atarak yürüyen işçiler, "Güvenceli çalışmak, insanca yaşamak için taşerona son", "Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde emekli olunmaz", "Geçinemiyoruz; vergide, gelirde adalet istiyoruz’ yazılı pankartlar açtı.
İşçiler, miting alanına, üzerinde "Zamma, zulme son" yazılı tabut getirirken mizansenli tepkide imam görünümlü bir kişi ile kefen giyen iki kişi de yer aldı.
"ZAMLAR KATLANILIR GİBİ DEĞİL"
Mitinge CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ve HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ile DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da katıldı. Mitingde konuşan DİSK Genel İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, şunları söyledi:
"Ekonominin yönetilemediğini yüksek enflasyonla görüyoruz. İnsanca yaşamak ve geçinmek istiyoruz. Biz üretiyoruz ama çarşıyı, pazarı işçi sınıfı için yangın yerine çevirdiler. Her gün zamlarla karşı karşıyayız. Emekçinin tenceresi artık kaynamaz oldu. Zamlar katlanılır gibi değil. İktidarın bugüne kadar sürdürdüğü dışa bağımlı politikaların ceremesini emekçiler çekiyor. Dar gelirlinin enflasyonu yüzde 100’ü aştı. Yüksek enflasyon ve fahiş fiyatlar nedeniyle işçi sınıfının ücretleri de günden güne eriyor. Yarattığınız krizin bedelini bizler ödemek zorunda değiliz. İşçi sınıfı sömürülüyor. Ülkenin kaynakları bir avuç sermayeye peşkeş çekiliyor. Kamu-özel sektör ile oluşturulan iş birlikleriyle geleceğimiz ipotek altına alınıyor. Bu iktidar, ekmeğimizi, emeğimizi, geleceğimizi ve doğamızı yağmalamaya tüm hızıyla devam ediyor. Bu sorunların en önemli nedeni adaletin, hukukun ve demokrasinin olmamasıdır. Halkın, demokrasiye ekmek kadar, su kadar ihtiyacı var. Emek ve demokrasi mücadelesi birbirinden asla ayrı değildir."
"AYRIMCILIK SON BULSUN"
Çalışkan, belediye işçilerinin de kamu işçisi olduğunu savunarak, "Ayrımcılık son bulsun, hak ettiğimiz kadro hakkımız verilsin. Belediye şirket işçileri, kamu işçilerin yararlandığı 51 günlük ilave tedbir kararından yararlanamıyor. Belediye işçileri de diğer işçiler gibi kadroya geçirilmelidir" diye konuştu.
"ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ KARARTTILAR"
AKP hükümetini eleştiren DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da şöyle konuştu:
"Bir taraftan 20 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının politikaları sonucu, bir taraftan pandemi, diğer taraftan sermaye odaklı politikalar nedeniyle bu sistemin çıkardığı savaşlar. Bu zorlu süreçte Türkiye işçi sınıfı, DİSK’in çatısı altında yan yana gelerek direniyor. Her sabah 'Tencereyi nasıl kaynatacağım, faturaları nasıl ödeyeceğim' diye büyük bir kaygıyla uyanıyoruz. Yaşadığımız bu işsizliğin, yoksulluğun yüksek enflasyonun hiçbiri kendiliğinden ortaya çıkmadı. Hiçbiri tesadüf değil. Bilerek, isteyerek yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. ‘Tüm yetkileri tek bir yerde toplayalım’ dediler, referandumda oy istediler, ‘Her şeyin sorumlusu tek kişi olacak, hesabı tek kişi verecek’ dediler. Ama bugün soyguna dönen faturaların sorumluluğunu almıyorlar. İşçilere, emekçilere hayat zehir olmuşken bunun sorumluluğunu alan yok. Sendikal haklarımız çiğneniyor ama ortada sorumlusu yok. Bugün Türkiye’de 8,5 milyon işsiz var. Daha da önemlisi bunların yarısının iş bulma ümidi yok. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği karartıldı. Bugün Türkiye’de üniversite mezunu gençlerin ancak yarısı istihdam edilebiliyor. Onların da yarısını açlık sınırı altındaki asgari ücretle istihdam ediliyor. Kadınlar olarak her gün şiddete uğruyoruz. Bunun sorumlusu yok. Sorumluluğunu almadıkları gibi bir gece kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”
"FATURALARA GELEN ZAMLAR GERİ ALINMALI"
Yoksulluğun, işsizliğin hesabını sormaya devam edeceklerini söyleyen Çerkezoğlu, şöyle devam etti:
"Belediye işçisi kardeşlerimizi gerçek kadroya kavuşturmak ve bunun için bu mücadeleyi vermek bizim boynumuzun borcudur. Hep birlikte buradan tüm Türkiye’ye gerçekleri söylüyoruz. Yaşadığımız kara tabloyu ortadan kaldırmak için mücadele veriyoruz. ‘Gelirde adalet, vergide adalet’ diyerek bu mücadeleyi büyütüyoruz. Hayat pahalı, emek ucuz; bu böyle gitmez. Bu topraklarda zalimin zulmüne son vereceğiz. Elektrik, su, doğal gaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı. Faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır. Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir. Asgari ücretin üzerindeki vergi dilimi yüzde 10’a çekilmeli, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir. Esnaf kuryelik, kendi hesabına çalışma, özel istihdam bürosu ve taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır."
Yorum Yazın